Tarihi yapıları, ikonik meydanları ve dünya mirası kabul edilen kalıntılarıyla Roma, Avrupa’nın en etkileyici şehirlerinden biri olmayı sürdürüyor. Antik çağlardan günümüze kadar ayakta kalmayı başarmış bu muhteşem şehir, sadece İtalya’nın değil, aynı zamanda tüm dünyanın en önemli kültür durakları arasında yer alıyor. Her köşe başında başka bir tarihle karşılaşılıyor; Kolezyum’un gölgesinde yürümek, Vatikan’ın büyüleyici atmosferinde kaybolmak ya da dar sokaklardan birdenbire bir meydana açılmak Roma’da sıradan bir günün parçası olabiliyor.
Roma gezilecek yerler açısından öylesine zengin ki, buraya yapılan her ziyarette yeni bir detay keşfediliyor. Bu şehirde sadece ünlü yapılar değil, onların arasındaki geçitler, çeşmeler, yerel pazarlar ve kafe önleri bile insanı geçmişe götürüyor. Günün hangi saatinde dışarı çıkarsanız çıkın, Roma’nın taş duvarları size fısıltıyla bir hikâye anlatıyor gibi… Üstelik şehirdeki bu etkileyici atmosfer, adeta bir açık hava müzesi içinde yürüyormuş hissi uyandırıyor.
Şu ana kadar benim de 4 kez ziyaret etme şansım olan Roma, gerçekten de her seyahatte farklı yüzünü gösteriyor. İlk kez sırt çantalı bir öğrenci olarak geldiğim bu şehir, sonraki yıllarda yeniden dönmek için güçlü bir neden sundu bana. Kolezyum’a ilk kez çıkışımda yaşadığım heyecanı, Trastevere sokaklarında akşam yürüyüşlerinin huzurunu hâlâ çok net hatırlıyorum.
Bu içerik, yalnızca kişisel deneyimlere değil; yıllardır güncellenen, detaylandırılan ve sahada birebir denenmiş bilgilerle hazırladığım en kapsamlı Roma blog rehberlerinden biri olma özelliğini de taşıyor. Tecrübelerimle harmanladığım bu rehberde, Roma’yı ilk kez gezecekler için dolu dolu bir rota sunuyorum.
BU YAZIDA NELER VAR?
Roma Gezilecek Yerler Haritası
Roma’yı keşfetmeniz için hazırladığım bu Google Haritası‘nda şehirde mutlaka görülmesi gereken tarihi yapılar, önerdiğim oteller, alışveriş için popüler caddeler ve fotoğraf çekimi için ideal noktalar işaretli. Rotanızı oluştururken yazıdaki içerikle paralel olarak tüm durakları tek bir yerden görebilirsiniz.
Haritayı mobil cihazınızdan kolayca açabilir, bulunduğunuz konuma göre adım adım yön bulabilir ve anlık rota oluşturabilirsiniz. Zoom yaparak detaylara erişebilir, hangi bölgeye ne kadar yakın olduğunuzu anlık olarak görebilir, seyahatinizi daha verimli planlayabilirsiniz.

ROMA’DA NEREDE KALINIR?
Roma’da nerede kalınır? başlıklı yazımda da çok detaylı anlattığım üzere tarihi şehir merkezi olan Centro Storico ile merkez tren istasyonu Termini’nin çevresi benim Roma seyahatlerimde en sık tercih ettiğim bölgelerin başında geliyor.
Ben son Roma seyahatimde Centro Storico bölgesinde yer alan 4 yıldızlı 9Hotel Cesàri adlı tesiste kaldım. Şehrin tam merkezinde konaklamak isteyenler için ideal bir otel. Trevi Çeşmesi, Pantheon, Navona Meydanı otele 5 dk yürüme mesafesinde yer alıyor.
Önceki Roma seyahatimde ise Termini çevresindeki 4 yıldızlı The Hive Hotel adlı otelde kalmıştım. Gara 5 dk yürüme mesafesindeki otel hem havaalanından gelip giderken hem de şehir içinde gezerken ulaşım konusunda büyük rahatlık sağlıyor.

EN POPÜLER AKTİVİTELER
Roma’da özellikle ilkbahar ve yaz aylarında tarihi yapılar, müzeler ve popüler turlar oldukça yoğun ilgi görüyor. Uzun kuyruklarla vakit kaybetmemek ve giriş garantinizi önceden sağlamak için biletlerinizi erken almanızı tavsiye ederim.
Roma’daki en popüler aktiviteler:
Roma gezilecek yerler listemize şimdi adım adım göz atmaya başlayalım! 🛫✨Sıradaki durağımız, şehrin tarihini ve simgesel gücünü temsil eden etkileyici yapı: Kolezyum!
1. Kolezyum

Roma denince akla ilk gelen yapılardan biri olan Kolezyum, sadece İtalya’nın değil, tüm dünyanın en ikonik tarihi yapılarından biri olarak öne çıkıyor. M.S. 72 yılında İmparator Vespasianus tarafından yapımına başlanan amfitiyatro, M.S. 80 yılında Titus döneminde tamamlanıyor. Antik Roma döneminde gladyatör dövüşleri, hayvan avları ve çeşitli halk eğlencelerine ev sahipliği yapan bu yapı, 50.000’den fazla izleyiciyi ağırlayabilecek kapasiteye sahip olmasıyla da dönemi için oldukça ileri bir mühendislik örneği sunuyor.
Oval formu ve katmanlı mimarisiyle hayranlık uyandıran Kolezyum, zaman içinde depremler ve taş hırsızlıkları nedeniyle kısmen zarar görmüş olsa da ihtişamını hâlâ koruyor. Ziyaretçiler bugün yapının ana tribün alanını, yer altındaki tünelleri ve arena zeminini keşfetme fırsatı buluyor. Kolezyum’un hemen yanında yer alan Konstantin Takı ve Roma Forumu ile birlikte gezilmesi öneriliyor. Özellikle sabah saatlerinde yapının içine düşen ışık oyunları sayesinde ortaya çıkan manzaralar gerçekten etkileyici. 🙂
Roma gezilecek yerler listesinin zirvesinde yer alan bu yapı, yalnızca tarih meraklılarını değil, fotoğraf tutkunlarını da cezbediyor. Girişte dikkat edilmesi gereken en önemli detay ise kalabalık. Yılın büyük bölümünde Kolezyum önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Eğer önlem alınmazsa, saatlerce beklemek kaçınılmaz olabiliyor.
📅 Yoğun sezonda Kolezyum’u ziyaret etmeyi planlıyorsanız, biletinizi önceden almak şart. Hem Kolezyum hem de şehir içi toplu taşıma için avantaj sağlayan Roma Pass kartı bu noktada büyük kolaylık sunuyor. Roma Pass kartı sahipleri, Kolezyum dahil olmak üzere ziyaret edecekleri ilk 2 yeri ücretsiz gezebiliyor. Ancak bu kartı kullansanız bile önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
🎫 Kolezyum’u sıra beklemeden gezmek için giriş biletinizi buradan alın.
✔️ Eğer çok sayıda müze gezmeyecekseniz ve sadece Kolezyum’a odaklanmak istiyorsanız, yalnızca bu yapı için bilet almak da bir seçenek. Ama benim önerim, hem Kolezyum’u görmek hem de şehir içinde ulaşımı rahatça sağlamak istiyorsanız Roma Pass kartını tercih etmeniz.
Detaylı bilgi için: Kolezyum hakkında daha fazla bilgi almak ve tarihi, bölümleri ve ipuçlarını öğrenmek isterseniz, hazırladığımız “8 Soruda Kolezyum Hakkında Bilinmesi Gerekenler” rehberimize göz atabilirsiniz.
📍 Kolezyum konumu için tıklayın.
2. Pantheon

Roma’nın en etkileyici yapılarından biri olan Pantheon, antik dünyanın günümüze kadar neredeyse tamamen ayakta kalmayı başarmış en sağlam yapılarından biri olarak öne çıkıyor. İlk olarak M.Ö. 27 yılında Marcus Agrippa tarafından inşa ettiriliyor; ancak günümüzde ayakta kalan versiyonu, İmparator Hadrianus döneminde M.S. 126 yılında tamamlanıyor. “Tüm tanrıların tapınağı” anlamına gelen Pantheon, pagan tanrılara adanmış bir mabet olarak inşa edilse de zamanla Hristiyan kilisesine dönüştürülüyor ve bu sayede yüzyıllar boyunca yıkımdan korunuyor.
Pantheon’un mimari açıdan en çarpıcı özelliği, 43.3 metrelik çapıyla dünyanın en büyük beton kubbelerinden birine sahip olması. Kubbenin ortasındaki oculus (açık hava penceresi), içeriye ışık girmesini sağlıyor ve mekâna mistik bir atmosfer katıyor. İç mekânda İtalyan kralları ve ünlü ressam Raphael’in mezarları da yer alıyor.
📅 Ziyaretinizden önce bilmeniz gereken önemli bir detay var: Pantheon girişi eskiden ücretsizdi ama artık ziyaret için bilet almanız gerekiyor. 🎫 Pantheon hızlı geçiş bileti ve sesli rehber için biletinizi buradan satın alabilirsiniz.
📍 Pantheon konumu için tıklayın.
3. Trevi (Aşk) Çeşmesi

Roma’nın en ikonik yapılarından biri olan Trevi Çeşmesi, yalnızca barok mimarinin zarif bir örneği değil, aynı zamanda şehrin romantik ruhunu en iyi yansıtan yapılardan biri. 1762 yılında tamamlanan bu etkileyici çeşme, Nicola Salvi tarafından tasarlanıyor ve inşası Giuseppe Pannini tarafından tamamlanıyor. Deniz Tanrısı Okyanus’un heykeli ile süslenen çeşme, mitolojik öğeler ve ayrıntılı kabartmalarla büyüleyici bir görüntü sunuyor.
Trevi Çeşmesi, Roma’da görülmesi gereken yerler arasında hem tarihi hem de sembolik değeriyle öne çıkıyor. Özellikle dilek dileme ritüeli ile dünya çapında ün kazanıyor. Rivayete göre sağ elinize bozuk parayı alıp sol omzunuzun üzerinden çeşmeye atarsanız Roma’ya yeniden geleceğinize inanılıyor. Bu ritüeli her gün binlerce ziyaretçi gerçekleştiriyor. Toplanan bozuk paralar ise sosyal yardım projelerine aktarılıyor; bu da çeşmeyi sadece estetik değil, işlevsel olarak da özel kılıyor.
📅 Bu etkileyici yapıyı en sakin haliyle görmek için sabahın erken saatlerini tercih etmelisiniz. Aksi takdirde kalabalıklar içinde yürümek bile neredeyse imkânsız hâle geliyor.
Trevi Çeşmesi çevresinde konaklamayı düşünüyorsanız, merkezi konumu ve sunduğu olanaklarla öne çıkan 4 yıldızlı 🏨 9Hotel Cesàri güzel bir seçenek. Ben de son Roma gezimde burada konaklayıp çok memnun kalmıştım.
📍 Trevi Çeşmesi konumu için tıklayın.
4. Navona Meydanı

Barok mimarinin en güzel örneklerinden biri olan Navona Meydanı, Roma’nın açık hava atmosferini hissetmek isteyenlerin ilk duraklarından biri oluyor. Antik Roma döneminde bir stadyumun üzerine inşa edilen bu alan, bugün kafelerle çevrili canlı bir sosyal merkez hâline gelmiş durumda. Yılın her döneminde sokak sanatçılarına, sergilere ve küçük el işi tezgâhlarına ev sahipliği yapıyor. Özellikle akşam saatlerinde meydanda oturup çevreyi izlemek oldukça keyifli bir deneyim sunuyor.
Meydanın tam ortasında yer alan Dört Nehir Çeşmesi (Fontana dei Quattro Fiumi) ise adeta göz kamaştırıyor. 1651 yılında Gian Lorenzo Bernini tarafından tasarlanan bu gösterişli eser, Nil, Ganj, Tuna ve Rio de la Plata nehirlerini sembolize eden dört figürden oluşuyor. Çeşmenin tam ortasındaki dikilitaş da bu kompozisyona anıtsal bir hava katıyor.
Tarihi Roma merkezindeki neredeyse tüm yerlere yürüme mesafesinde yer alan 3 yıldızlı 🏨 Della Torre Argentina adlı tesiste konaklayarak başta Navona Meydanı olmak üzere Pantheon, Trevi Çeşmesi ve Kolezyum gibi yapılara kısa yürüyüşlerle ulaşabilirsiniz.
📍 Navona Meydanı konumu için tıklayın.
5. Roma Forumu

Kolezyum’un hemen yanı başında yer alan Roma Forumu, Antik Roma döneminde imparatorluğun idari, dini ve ticari merkezi olarak kabul ediliyor. M.Ö. 7. yüzyıldan itibaren şekillenmeye başlayan bu bölge, yüzyıllar boyunca törenlerin yapıldığı, yasaların tartışıldığı ve kararların alındığı alan olarak kullanılıyor. Bugün ise Roma’nın en büyük açık hava arkeoloji alanlarından biri olarak ziyaretçilerini geçmişin büyüleyici atmosferiyle karşılıyor.
Forum alanına girdiğinizde, adeta zamanda yolculuk yapıyor gibi hissediyorsunuz. Ayakta kalan etkileyici kalıntılar arasında gezinirken o dönem halkının günlük hayatına dair ipuçları yakalamak mümkün oluyor. Forumun en dikkat çekici yapılarından biri Curia Julia, yani Senato binası. Antik dönemde siyasi kararların alındığı bu yapı oldukça iyi korunmuş durumda. Rostra (hitabet kürsüsü), Basilica Julia ve Basilica Aemilia gibi yapılar forumun siyasi ve hukuki yapısını gözler önüne seriyor.
Bir diğer etkileyici yapı olan Satürn Tapınağı, ayakta kalan sütunlarıyla ziyaretçileri büyülüyor. Vesta Tapınağı ve rahibelerin yaşadığı Vestal Virgins Evi, dini hayatın izlerini taşıyor. Forumun ilerisinde yer alan Titus Takı ise zafer anıtı olarak inşa edilmiş ve Roma mimarisinin anıtsal gücünü gösteriyor.
Bu geniş alanı rahatça keşfetmek isteyen gezginler için Kolezyum, Roma Forumu ve Palatino Tepesi’nin tek biletle gezilebildiğini belirtmekte fayda var. Rehberli turlar veya sesli uygulamalar kullanarak geçmişin hikâyelerine çok daha derinlemesine hâkim olabilirsiniz.
🎫 Sesli rehber uygulaması ile Kolezyum ve Forum bileti için tıklayın.
📍 Roma Forumu konumu için tıklayın.
6. Vatikan Müzeleri & Sistina Şapeli

Roma’nın kalbinde yer alan ve dünyanın en küçük ülkesi olan Vatikan’da bulunan Vatikan Müzeleri, sanat ve tarih tutkunlarının mutlaka görmesi gereken yerler arasında bulunuyor. 16. yüzyılda Papa II. Julius’un girişimiyle kurulan bu müzeler topluluğu, zamanla Rönesans’tan Barok’a, Antik Roma’dan çağdaş sanata kadar uzanan binlerce parçalık dev bir koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Müzeler; resim galerileri, heykel salonları, harita odaları ve çeşitli arkeolojik eserlerle dolu onlarca bölümden oluşuyor.
Ziyaretçilerin en çok zaman geçirdiği bölümler arasında Raphael Odaları, Pio-Clementino Müzesi ve Galeria delle Carte Geografiche yer alıyor. Raphael’in freskleri, antik heykeller, devasa duvar haritaları ve Vatikan’ın mimari düzeni hakkında bilgi veren bölümler, ziyaretinizi adeta bir açık hava dersliğine dönüştürüyor. Müzelerin içinden geçerek ulaşılan son durak ise kuşkusuz ki en etkileyici nokta: Sistina Şapeli.
Sistina Şapeli, hem dini hem de sanatsal açıdan olağanüstü bir yapı. 15. yüzyıl sonlarında inşa edilen bu şapel, özellikle Michelangelo’nun 1508–1512 yılları arasında yaptığı tavan freskleri ile tanınıyor. “Adem’in Yaratılışı” sahnesi, sanat tarihinin en tanınmış eserlerinden biri olarak şapelin merkezinde yer alıyor. Aynı zamanda Papa seçimi olan “Konklav” törenleri de burada gerçekleştiriliyor. Sessizlik kuralının sıkı şekilde uygulandığı bu alanda, başınızı yukarı kaldırdığınızda Michelangelo’nun ilahi dokunuşunu hissediyorsunuz. 😮
📅 Ziyaret etmek isteyenler için önemli bir not: Vatikan Müzeleri yıl boyunca son derece yoğun oluyor. Sabah saatlerinde bile uzun kuyruklar oluşabiliyor ve sınırlı tatil süreniz boşa harcanabiliyor. Bu nedenle biletinizi en az 3–4 hafta önceden almanız gerekiyor. Resmi site üzerinden alınan biletler dışında, iptal edilebilir seçenekler sunan alternatifler de mevcut.
🎫 Vatikan Müzeleri ve Sistina Şapeli giriş bileti için buradan rezervasyon yapabilirsiniz.
Detaylı bilgi için: Vatikan Müzeleri ve Sistina Şapeli hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, hazırladığımız “8 Soruda Vatikan Müzeleri ve Sistina Şapeli” rehberimize göz atabilirsiniz.
📍 Vatikan Müzeleri konumu için tıklayın.
7. İspanyol Merdivenleri

Roma’nın en çok ziyaret edilen noktalarından biri olan İspanyol Merdivenleri (Scalinata di Trinità dei Monti), şehrin hem tarihi hem de sosyal açıdan en canlı buluşma noktalarından birini oluşturuyor. 1725 yılında tamamlanan bu merdivenler, Fransız Kraliyet ailesinin destekleriyle inşa ediliyor ve 135 basamaktan oluşuyor. Piazza di Spagna (İspanyol Meydanı) ile yukarıda yer alan Trinità dei Monti Kilisesi’ni birbirine bağlıyor.
Adını, meydanda yer alan İspanyol Elçiliği’nden alıyor. Merdivenler gün boyunca ziyaretçilerle dolup taşıyor; özellikle ilkbahar aylarında çiçeklerle süslendiğinde kartpostal tadında bir görüntü sunuyor. Ayrıca çevresindeki butik mağazalar ve kafeler, ziyaretçilere alışveriş ve dinlenme fırsatları da sunuyor.
Merdivenlerin hemen önünde yer alan Fontana della Barcaccia, yani “Eski Kayık Çeşmesi”, barok mimarinin sade ama anlamlı örneklerinden biri. Bernini ailesinin imzasını taşıyan bu çeşme, Tiber Nehri taşkınlarının bıraktığı eski bir kayık efsanesine gönderme yapıyor. Yerden oldukça alçakta konumlanması sayesinde, çeşme su seviyesinin doğal akışına uyumlu olarak tasarlanmış.
📍 İspanyol Merdivenleri konumu için tıklayın.
8. Aziz Petrus Meydanı

Aziz Petrus Meydanı (Piazza San Pietro), Roma sınırları içindeki bağımsız Vatikan Şehri’nde yer alıyor ve Katolik dünyasının en kutsal alanlarından biri olarak kabul ediliyor. 17. yüzyılda Gian Lorenzo Bernini tarafından tasarlanan bu devasa meydan, 284 sütun ve 140 aziz heykelinden oluşan etkileyici kolonatlarla çevreleniyor. Sadece mimarisiyle değil, dini ve tarihî anlamıyla da dikkat çekiyor.
Meydanın tam ortasında yer alan 25 metrelik Mısır obeliski ve çevresindeki simetrik düzen, meydanın gücünü ve düzenini simgeliyor. Papa’nın halkı selamladığı ünlü balkon da bu meydanda bulunuyor. Ziyaretinizi bir ayin ya da Papa konuşmasıyla denk getirirseniz, burada toplanan binlerce insanla birlikte çok özel bir anı paylaşabilirsiniz.
📍 Aziz Petrus Meydanı konumu için tıklayın.
9. Aziz Petrus Bazilikası

Hristiyan dünyasının en kutsal mabetlerinden biri kabul edilen Aziz Petrus Bazilikası (Basilica di San Pietro), hem dini hem de mimari açıdan büyüleyici bir yapı. M.S. 4. yüzyılda inşa edilen ilk bazilika, zamanla yetersiz kalınca Rönesans döneminde yeniden yapılmasına karar veriliyor. Yapımına 1506 yılında başlanan yeni bazilika, 1626 yılında tamamlanıyor. Michelangelo, Bramante, Bernini ve Raphael gibi Rönesans’ın en önemli sanatçıları bu eşsiz yapıya katkı sağlıyor.
İç mekâna adım attığınızda, insanı etkileyen devasa sütunlar, mozaikler ve sanat eserleri karşılıyor. En dikkat çekici bölümlerden biri, Michelangelo’nun 24 yaşında yaptığı ünlü Pietà heykeli. Ana sunağın altında yer alan Aziz Petrus’un mezarı ise bazilikaya adını veren manevi gücü hissettiriyor. İçeride dolaşırken, Katolik inancının zengin sembolleri ve detaylarla dolu mimari unsurlar arasında kayboluyorsunuz.
Bazilikanın en büyüleyici bölümlerinden biri şüphesiz ki kubbesi. Michelangelo tarafından tasarlanan bu dev kubbe, şehrin dört bir yanından görülebiliyor. Eğer enerjiniz varsa, 500’den fazla basamağı çıkarak kubbenin tepesine ulaşabilir ve Roma’nın panoramik manzarasını izleyebilirsiniz. Bu manzara, her türlü çabaya fazlasıyla değiyor. 😮 Kubbe bölümüne çıkarken merdivenlerin daralması biraz zorlayıcı olsa da yukarıdaki manzara bütün yorgunluğu unutturuyor. Özellikle gün batımı saatlerinde şehir silueti muhteşem görünüyor.
📅 Ziyaret sırasında dikkat etmeniz gereken en önemli detaylardan biri ise kıyafet kuralları. Bazilika kutsal bir mekân olduğu için, kolsuz üstler, kısa şortlar ya da açık kıyafetlerle girişe izin verilmiyor. Özellikle yaz aylarında bu kurallara dikkat etmeyen birçok ziyaretçi kapıdan geri çevrilebiliyor. Bu nedenle özellikle kadın ziyaretçilerin omuzlarını ve dizlerini kapatan giysiler tercih etmeleri tavsiye ediliyor.
Bazilika’nın girişi normalde ücretsiz. Ancak kubbe bölümüne çıkış ücretli ve girişte çoğu zaman uzun kuyruklar oluşuyor. Eğer planınızı aksatmak istemiyorsanız, önceden bilet almanız ciddi bir avantaj sağlıyor. Roma gezilecek yerler arasında en çok ziyaretçi çeken bu yapıya hazırlıksız gitmek, zaman kaybına neden olabilir. Özellikle hafta sonları ve resmi tatillerde yoğunluk katbekat artıyor.
🎫 Aziz Petrus Bazilikası ve Kubbesi giriş bileti ve sesli tur için tıklayın.
Detaylı bilgi için: Aziz Petrus Bazilikası hakkında tüm detayları öğrenmek isterseniz, “8 Soruda Vatikan Aziz Petrus Bazilikası” başlıklı rehberimize göz atabilirsiniz.
📍 Aziz Petrus Bazilikası konumu için tıklayın.
10. Castel Sant’Angelo

Tiber Nehri kıyısında görkemli bir şekilde yükselen Castel Sant’Angelo, Roma’nın en dikkat çekici yapılarından biri. M.S. 139 yılında İmparator Hadrianus’un mozolesi olarak inşa edilen yapı, sonraki yüzyıllarda askeri kale, papalık sığınağı ve hazine deposu olarak kullanılıyor. Günümüzde ise yapı, ziyaretçilerini askeri tarih müzesi olarak ağırlıyor. Hem dış cephesi hem de iç mekanları, Antik Roma’dan Orta Çağ’a kadar uzanan zengin bir tarih anlatıyor.
Kaleyi gezerken fresklerle süslenmiş papalık odaları, gizli geçitler, silah koleksiyonları ve dönem zırhları ile karşılaşmak mümkün. Vatikan’ı kaleye bağlayan gizli koridor Passetto di Borgo, zor zamanlarda papaların kaçış güzergahı olarak kullanılıyor ve hâlâ büyük ilgi görüyor. Üst kattaki panoramik teras ise Roma’da izleyebileceğiniz en güzel manzaralardan birini sunuyor. Özellikle gün batımında şehrin siluetini izlemek isteyen gezginler için ideal bir nokta.
Ayrıca yapı, Osmanlı tarihiyle de ilginç bir bağ kuruyor. Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan, Avrupa’da geçirdiği esaret yıllarında bu kalede tutuluyor. Bu bilgi, yapının sadece İtalyan değil, bizim tarihimiz açısından da özel bir konumda olduğunu ortaya koyuyor.
🎫 Castel Sant’Angelo sıra atlamalı giriş bileti için tıklayın.
📍 Castel Sant’Angelo konumu için tıklayın.
11. Venezia Meydanı & Vittorio Emanuele II

Roma’nın merkezinde yer alan Venezia Meydanı (Piazza Venezia), şehirdeki pek çok rotanın kesişim noktası. Trafik açısından da oldukça hareketli olan bu meydan, aynı zamanda fotoğraf açısından da göz dolduran bir alan. Meydanın tam ortasında görkemli duruşuyla dikkat çeken beyaz mermer yapı ise Vittorio Emanuele II Anıtı.
İtalya’nın birleşmesini sağlayan ilk kral onuruna inşa edilen bu yapı, “Altare della Patria” (Ulusun Sunağı) olarak da biliniyor. Dev sütunlar, bronz heykeller ve detaylı kabartmalarla süslenen anıtın en üst kısmına asansörle çıkıldığında, tüm Roma panoramik olarak izlenebiliyor. Üst teras bölümü, özellikle gün batımı saatlerinde oldukça popüler.
Meydan çevresinde Roma Forumu, Kapitolin Müzesi ve alışveriş caddelerine bağlantı sağlayan yollar yer alıyor. Bu nedenle hem tarihî keşifler hem de şehir içi ulaşım açısından önemli bir merkez konumunda.
📍 Venezia Meydanı konumu için tıklayın.
12. Trastevere Bölgesi

Roma’nın en özgün ve bohem semtlerinden biri olan Trastevere, Tiber Nehri’nin batı yakasında yer alıyor. Dar taş sokakları, pastel renkli binaları ve çiçeklerle süslenmiş balkonlarıyla klasik Roma atmosferini en iyi şekilde yansıtan bölgelerden biri. Yerel halk ve turistlerin favorisi olan bu semt, özellikle akşam saatlerinde canlanıyor.
Gündüz saatlerinde Santa Maria in Trastevere Bazilikası’nı gezebilir, yerel dükkânlarda hediyelik alışveriş yapabilirsiniz. Ancak Trastevere’nin gerçek yüzü, güneş battıktan sonra ortaya çıkıyor. Canlı müzik eşliğinde sokaklara taşan restoranlar ve lokal barlar, hem yeme içme hem de eğlence için ideal ortam sunuyor.
📅 Eğer burada yemek yemeyi planlıyorsanız, ya erken saatlerde gitmeli ya da mutlaka önceden rezervasyon yaptırmalısınız. Çünkü restoranların çoğu oldukça küçük ve masa sayısı sınırlı.
📍 Trastevere konumu için tıklayın.
13. Via del Corso

Roma’nın en canlı alışveriş caddelerinden biri olan Via del Corso, Piazza Venezia ile Piazza del Popolo arasında uzanıyor. Yaklaşık 1,5 kilometrelik bu düz rota, alışveriş yapmayı seven gezginler için tam bir cennet. Cadde boyunca hem lüks markaların mağazaları hem de daha ulaşılabilir butikler sıralanıyor. Aynı zamanda zincir kafeler, kitapçılar ve sokak sanatçıları da Via del Corso’ya renk katıyor.
Yürüyüş yapmak için oldukça uygun olan bu geniş cadde, şehrin merkezinden geçerken birçok önemli noktaya da kolay ulaşım sağlıyor. Turistik geziler arasında kısa bir mola verip vitrinlere göz atmak için ideal bir nokta.
📍 Via del Corso konumu için tıklayın.
14. Villa Borghese & Borghese Galerisi

Roma’nın en büyük ve en sevilen yeşil alanlarından biri olan Villa Borghese, şehrin merkezinde hem doğayla iç içe vakit geçirmek isteyenler hem de sanat tutkunları için ideal bir durak. Parkın içinde yürüyüş yolları, göletler, bisiklet rotaları ve çeşitli anıtlar bulunuyor. Roma kalabalığından uzaklaşıp nefes almak için eşsiz bir ortam sunuyor.
Parkın içindeki en kıymetli durak ise Borghese Galerisi (Galleria Borghese). 17. yüzyılda Kardinal Scipione Borghese için inşa edilen bu görkemli yapı, günümüzde başta Caravaggio, Bernini, Raphael ve Titian olmak üzere birçok ünlü sanatçının eserlerine ev sahipliği yapıyor. Galeride heykel, tablo ve fresklerden oluşan koleksiyonlar belirli bir zaman aralığıyla sınırlı ziyaretçi alındığı için sakin bir ortamda gezilebiliyor.
Biletinizi önceden almakta fayda var çünkü özellikle hafta sonları oldukça yoğun olabiliyor.
📍 Villa Borghese & Borghese Galerisi konumu için tıklayın.
15. Campo de Fiori

Gündüzleri pazar, akşamları ise canlı bir sosyal alan olan Campo de Fiori, Roma’nın en otantik meydanlarından biri. Renkli tezgâhları, meyve-sebze satıcıları, baharat kokuları ve hediyelik eşya stantlarıyla gündüzleri capcanlı bir pazar atmosferi sunuyor. Taze çiçekler ve yerel ürünler arasında gezinirken Roma’nın günlük yaşamına tanıklık ediyorsunuz.
Meydanın ortasında yer alan Giordano Bruno heykeli, bilimsel düşüncenin özgürlüğü adına yakılmış bir figür olarak tarihi öneme sahip. Bruno’nun burada idam edilmesi ve bu olayın anıtlaştırılması, Campo de Fiori’ye anlam yükleyen önemli bir detay. Günümüzde meydan, yerel halkın ve öğrencilerin buluşma noktası olarak da biliniyor.
📍 Campo de Fiori konumu için tıklayın.
16. Via dei Condotti

Roma’nın en lüks alışveriş caddesi olarak bilinen Via dei Condotti, İspanyol Merdivenleri’nin hemen karşısında yer alıyor. Kısa ama etkileyici bu cadde, özellikle dünyaca ünlü İtalyan ve Fransız markalarının mağazalarıyla dikkat çekiyor. Gucci, Prada, Dior, Bulgari ve daha pek çok prestijli butik burada sıralanıyor.
Sadece alışveriş için değil, vitrin gezisi yapmayı sevenler için de oldukça keyifli bir rota sunuyor. Cadde boyunca yer alan şık kafeler ve tarihi binalar, Roma’daki modern hayat ile tarihî dokunun nasıl iç içe geçtiğini gösteriyor.
📍 Via dei Condotti konumu için tıklayın.
17. Santa Maria Maggiore Bazilikası

Roma’daki en büyük Meryem Ana kilisesi olan Santa Maria Maggiore, Hristiyanlık tarihindeki önemi ve mimari ihtişamıyla dikkat çekiyor. M.S. 5. yüzyılda inşa edilen bu bazilika, Rönesans ve Barok dönemine ait birçok dokuyu aynı anda barındırıyor. İçerideki altın mozaikler, tavan süslemeleri ve sütunlar oldukça etkileyici.
Bazilikanın inşasıyla ilgili halk arasında anlatılan bir efsaneye göre, Meryem Ana bir yaz gecesi Papa’ya rüyasında görünerek bazilikanın yapılacağı yeri karla işaret ediyor. Ertesi gün karla kaplı olan Esquiline Tepesi üzerine inşa edilen bu yapı, her yıl 5 Ağustos’ta sembolik bir “kar yağışı” töreniyle anılıyor.
📍 Santa Maria Maggiore Bazilikası konumu için tıklayın.
18. Popolo Meydanı

Şehrin kuzey kapısında yer alan Piazza del Popolo, Roma’daki en simetrik ve görkemli meydanlardan biri. Adını halkın meydanı anlamına gelen “popolo” kelimesinden alıyor. Eskiden şehir dışından gelenlerin Roma’ya ilk adım attıkları nokta olan bu alan, günümüzde fotoğrafçılar ve turistler için popüler bir durak hâline geliyor.
Meydanın merkezinde yer alan 24 metrelik antik Mısır obeliski, iki simetrik kilise ve çevresindeki klasik binalar oldukça estetik bir kompozisyon sunuyor. Aynı zamanda Terrazza del Pincio’ya çıkan merdivenlerle bağlantılı olması, bu meydanı şehir manzarası için de önemli bir geçiş noktası haline getiriyor.
📍 Popolo Meydanı konumu için tıklayın.
19. Palatino Tepesi

Antik Roma’nın doğduğu yer olarak kabul edilen Palatino Tepesi, şehrin en eski yerleşim alanlarından biri. Efsaneye göre Roma’nın kurucusu Romulus, M.Ö. 753’te burada bir kulübe inşa ediyor ve böylece Roma tarihi başlıyor. Zamanla imparatorların sarayları bu tepede yükseliyor; Augustus, Tiberius ve Domitianus gibi isimlerin görkemli yaşam alanları buraya kuruluyor.
Bugün ziyaret ettiğinizde saray kalıntıları, freskler, bahçeler ve dev sütunlar arasında yürüyerek tarihle iç içe oluyorsunuz. Forum ve Kolezyum manzarasına hâkim konumuyla görsel açıdan da büyüleyici bir rota sunuyor.
📅 Ziyaret planı yaparken unutulmaması gereken önemli bir detay: Palatino Tepesi, Kolezyum ve Roma Forumu ile birlikte aynı bilet kapsamına dâhil. Yani tek bir biletle bu üç alanı rahatlıkla gezebilirsiniz. Roma gezilecek yerler listesinin olmazsa olmaz duraklarından biri olan Palatino, tarih meraklılarını fazlasıyla tatmin ediyor.
📍 Palatino Tepesi konumu için tıklayın.
20. Kapitolin Müzesi

Roma’nın en eski kamu müzesi olan Kapitolin Müzesi (Musei Capitolini), Michelangelo’nun tasarladığı görkemli Kapitolin Tepesi’nde yer alıyor. 1471 yılında Papa VI. Sixtus tarafından halkın kullanımına sunulan bu müze, günümüzde Antik Roma’ya ait heykeller, mozaikler ve freskler açısından benzersiz bir koleksiyona sahip.
En bilinen eserlerinden biri, Roma’nın sembollerinden olan bronz Capitoline Kurt heykeli. Ayrıca Marcus Aurelius heykeli, devasa Constantine başı ve tarihi haritalar da ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken parçalar arasında. Müzeye girişte Roma şehir tarihine dair kalıcı bir izlenim bırakacak çok sayıda detay sizi bekliyor.
📍 Kapitolin Müzesi konumu için tıklayın.
21. Sant‘Angelo Köprüsü

Tiber Nehri üzerinde yer alan Sant’Angelo Köprüsü, Castel Sant’Angelo’ya uzanan etkileyici bir geçiş noktası sunuyor. Köprü, 134 yılında İmparator Hadrianus tarafından yaptırılıyor ve uzun yıllar boyunca dini törenlerde Vatikan’a giden ana yol olarak kullanılıyor.
Köprü üzerindeki on iki melek heykeli, Bernini ve öğrencileri tarafından tasarlanıyor. Günümüzde özellikle gün batımı saatlerinde oldukça romantik bir yürüyüş rotası sunuyor. Fotoğraf tutkunları için de şehirdeki en güzel karelerin yakalanabileceği noktalardan biri.
📍 Sant’Angelo Köprüsü konumu için tıklayın.
22. Konstantin Takı

Kolezyum’un hemen yanında yer alan Konstantin Takı, Roma’daki en iyi korunmuş zafer taklarından biri olarak öne çıkıyor. M.S. 315 yılında İmparator Konstantin’in Maxentius’a karşı kazandığı zaferi anmak için inşa edilen bu anıt, mimari zarafeti ve detaylı kabartmalarıyla dikkat çekiyor.
Üzerindeki figürlerde zafer sahneleri, savaş ganimetleri ve tanrılardan alınan ilahi destek simgeleniyor. Üç geçitli yapısı ve yüksekliğiyle bulunduğu alana hâkim bir duruş sergiliyor. Özellikle Kolezyum’u gezen ziyaretçilerin mutlaka uğradığı, etkileyici bir durak.
📍 Konstantin Takı konumu için tıklayın.
23. St. John Lateran Bazilikası

Vatikan dışında yer almasına rağmen Papa’nın resmi kilisesi olan St. John Lateran Bazilikası (San Giovanni in Laterano), Roma’nın en eski ve en kutsal dört büyük bazilikasından biri olarak kabul ediliyor. İlk olarak M.S. 4. yüzyılda inşa edilen yapı, Katolik dünyasında önemli bir merkez konumunda.
Zaman içinde birçok kez restore edilen bazilika, hem iç hem de dış mimarisiyle etkileyici bir görünüme sahip. Ana giriş kapısı bronz kaplamayla süslenmiş; içeride ise dev sütunlar, tavan freskleri ve etkileyici sunak alanı bulunuyor. Ayrıca burada Papa’nın resmi tahtı olan “katedra” da yer alıyor.
Yanındaki Scala Sancta (Kutsal Merdivenler) bölümü, Hz. İsa’nın Kudüs’te Pontius Pilatus’un karşısına çıktığı merdivenlerin buraya taşındığına inanıldığı için ayrıca ilgi görüyor.
📍 St. John Lateran Bazilikası konumu için tıklayın.
24. MAXXI Museum

Modern ve çağdaş sanata ilgi duyan gezginler için Roma’nın en önemli kültür duraklarından biri olan MAXXI Museum, mimar Zaha Hadid’in imzasını taşıyor. 2010 yılında açılan bu etkileyici yapı, geleneksel Roma mimarisinden oldukça farklı, cesur ve yenilikçi bir tasarıma sahip.
MAXXI, “XXI. Yüzyıl Ulusal Sanat Müzesi” anlamına geliyor ve hem mimarlık hem de çağdaş sanat alanında önemli sergilere ev sahipliği yapıyor. İç mekânda sürekli değişen sergiler, dijital sanat enstalasyonları ve interaktif çalışmalarla ziyaretçilere dinamik bir deneyim sunuluyor.
Müzenin geniş avlusu, açık hava etkinlikleri ve sosyal alanlarla birleşerek klasik Roma gezisinde modern bir nefes alanı yaratıyor.
📍 MAXXI Museum konumu için tıklayın.
25. Trastevere Santa Maria Bazilikası

Roma’nın en eski kiliselerinden biri olan Santa Maria in Trastevere, Trastevere semtinin kalbinde yer alıyor. M.S. 4. yüzyıla kadar uzanan geçmişiyle bu bazilika, hem mimarisi hem de dini önemiyle ziyaretçileri etkiliyor. Mevcut yapının büyük kısmı 12. yüzyılda yeniden inşa ediliyor ve özellikle apsis kısmındaki altın mozaikleriyle öne çıkıyor.
Bazilika, sade dış cephesine rağmen iç mekânda oldukça etkileyici bir atmosfer sunuyor. Loş ışıklandırma altında parlayan mozaikler ve yüksek tavan süslemeleri, ibadet ve meditasyon için huzurlu bir ortam yaratıyor. Trastevere’nin dar sokaklarında yürüyüşe çıkmışken mutlaka uğranması gereken, tarihi ve manevi derinliği olan bir durak.
📍 Trastevere Santa Maria Bazilikası konumu için tıklayın.
26. Terme di Caracalla

Antik Roma döneminin en büyük hamam komplekslerinden biri olan Terme di Caracalla, M.S. 216 yılında İmparator Caracalla tarafından yaptırılıyor. Yaklaşık 1.500 kişi kapasitesiyle devasa ölçekte tasarlanan bu yapı, yalnızca temizlik değil; aynı zamanda spor, dinlenme ve sosyalleşme amacıyla kullanılıyor.
Günümüzde ayakta kalan kalıntılar, yapının ne kadar görkemli olduğunu açıkça gösteriyor. Duvar freskleri, mozaik döşemeler ve su kanalları hâlâ izlenebiliyor. Yaz aylarında burada klasik müzik konserleri de düzenleniyor; bu da antik bir atmosferde kültürel bir deneyim yaşamak isteyenler için eşsiz bir fırsat sunuyor.
📍 Terme di Caracalla konumu için tıklayın.
27. Circo Massimo

Antik Roma’nın en büyük hipodromu olan Circo Massimo, 250.000 kişilik kapasitesiyle Roma İmparatorluğu’nun en geniş etkinlik alanı olarak kabul ediliyor. M.Ö. 6. yüzyılda inşa edilen bu alan, özellikle araba yarışları, spor müsabakaları ve kitlesel gösteriler için kullanılıyor.
Bugün geniş ve açık bir alan olarak gezilebilen Circo Massimo, çevresindeki yeşil alanlarla birlikte yürüyüş yapmak veya piknik yapmak isteyenler için ideal bir mola noktası. Şehirde geçmişin izlerini sürerken açık havada vakit geçirmek isteyenler için oldukça huzurlu bir atmosfer sunuyor.
📍 Circo Massimo konumu için tıklayın.
28. Galleria Doria Pamphilj

Roma’nın merkezinde yer alan Galleria Doria Pamphilj, şehrin en özel ve az bilinen sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. 17. yüzyıldan kalma bu görkemli saray, hâlâ aristokrat bir aileye ait olsa da galerisi halka açık. Altın varaklı tavanlar, kristal avizeler ve aynalı salonlar arasında gezerken kendinizi adeta zaman içinde yolculuğa çıkmış gibi hissediyorsunuz.
Galerinin koleksiyonunda Caravaggio’nun meşhur “Vaftizci Yahya” eseri ile birlikte Raphael, Titian ve Velázquez gibi ustaların eserleri bulunuyor. Sessiz atmosferi, kalabalıktan uzak yapısı ve zarif sunumu ile sanatseverler için ideal bir durak.
🎫 Doria Pamphilj Galerisi giriş bileti için tıklayın.
📍 Galleria Doria Pamphilj konumu için tıklayın.
29. Basilica of San Clemente

Üç farklı döneme ait yapının üst üste inşa edilmesiyle oluşmuş olan San Clemente Bazilikası, Roma’nın en gizemli dini yapılarından biri. Günümüz bazilikasının alt katında, M.S. 4. yüzyıldan kalma erken Hristiyan kilisesi ve onun altında da pagan bir tapınak yer alıyor.
Her bir katmanda farklı dönemlerin mimarisi, mozaikleri ve sembolleri dikkat çekiyor. Bu katmanlı yapısıyla bazilika, Roma’nın tarih boyunca geçirdiği dini ve kültürel dönüşümü gözler önüne seriyor.
📍 San Clemente Bazilikası konumu için tıklayın.
30. Domus Aurea

Latince “Altın Ev” anlamına gelen Domus Aurea, İmparator Neron’un gösterişli sarayı olarak biliniyor. M.S. 64 yılında büyük Roma yangınından sonra inşa edilen bu kompleks, altın varaklarla süslü duvarları ve devasa alanlarıyla zamanında büyük tartışmalara neden oluyor.
Günümüzde yalnızca rehberli turlarla gezilebilen Domus Aurea, yer altındaki geniş galerileri ve freskleriyle etkileyici bir atmosfer sunuyor. Ziyaretçileri antik Roma’nın ihtişamlı ama karanlık yüzüyle tanıştıran özgün bir keşif noktası.
📍 Domus Aurea konumu için tıklayın.
31. Santa Maria in Cosmedin

Tiber Nehri yakınında yer alan Santa Maria in Cosmedin, 8. yüzyıldan kalma küçük ama tarihi bir kilise. Yunan kökenli papazların hizmet verdiği bu yapının iç mekânı sadeliğiyle dikkat çekiyor. Apsis kısmındaki mozaikler ve sütunlu nef yapısı erken dönem Hristiyan mimarisine güzel bir örnek sunuyor.
Ayrıca kilisenin girişinde yer alan ve bir sonraki maddemizde detaylıca anlatacağımız Hakikat Ağzı (Bocca della Verità) da burayı popüler kılıyor.
📍 Santa Maria in Cosmedin konumu için tıklayın.
32. Bocca della Verità

Roma’da efsanelere konu olmuş simgesel bir taş olan Bocca della Verità, “Hakikat Ağzı” adıyla biliniyor. Santa Maria in Cosmedin kilisesinin ön cephesinde yer alan bu taşın ağzına elini sokan kişinin doğruyu söylemediği takdirde elini kaybedeceğine inanılıyor.
Orta Çağ’dan bu yana halk arasında ün kazanmış bu ritüel, ziyaretçilerin Roma’daki ilginç fotoğraf duraklarından biri hâline geliyor. Özellikle sabah saatlerinde daha az kalabalık oluyor.
📍 Bocca della Verità konumu için tıklayın.
33. Aventine Tepesi

Tiber Nehri’ne bakan yüksek konumuyla Aventine Tepesi, şehrin en huzurlu manzaralarından birini sunuyor. Yeşillikler içinde kalan bu bölge, lüks villalar, manastırlar ve saklı bahçelerle dolu. Sessiz atmosferiyle kalabalıktan uzaklaşmak isteyen gezginlerin favori duraklarından biri.
Tepenin en özel noktalarından biri ise ünlü Malta Şövalyeleri Anahtar Deliği. Bu küçük açıklıktan bakıldığında, tam hizalanmış bir şekilde Aziz Petrus Bazilikası’nın kubbesi görünüyor. Gerçekten şaşırtıcı ve romantik bir deneyim. 🙂
📍 Aventine Tepesi konumu için tıklayın.
34. Hadrian Tapınağı

Piazza di Pietra’da yer alan Hadrian Tapınağı, M.S. 145 yılında İmparator Hadrianus’un anısına oğlu Antoninus Pius tarafından inşa ediliyor. Günümüzde yapı, bir banka binasına entegre edilmiş olsa da ayakta kalan sütunları hâlâ ihtişamlı duruşunu koruyor.
11 adet Korint sütunu ile dikkat çeken tapınak, Roma şehir merkezinde tarihle iç içe bir mola vermek isteyenler için sessiz ve etkileyici bir durak sunuyor. Özellikle gece aydınlatmaları ile birlikte atmosferi daha da büyüleyici hâle geliyor.
📍 Hadrian Tapınağı konumu için tıklayın.
35. Santa Maria del Popolo

Piazza del Popolo’nun hemen girişinde yer alan Santa Maria del Popolo, sade dış görünümünün aksine iç mekânda adeta bir sanat galerisi gibi. Caravaggio, Raphael ve Bernini gibi büyük sanatçıların eserlerini barındıran bu bazilika, hem mimari hem de sanatsal açıdan zengin bir yapı.
Caravaggio’nun “Aziz Petrus’un Çarmıha Gerilişi” adlı eseri kilisenin şapellerinden birinde sergileniyor. Ücretsiz gezilebilen bu bazilika, sanat tutkunları için mutlaka görülmesi gereken bir durak.
📍 Santa Maria del Popolo konumu için tıklayın.
36. Villa Farnesina

Trastevere bölgesinde yer alan Villa Farnesina, 16. yüzyılda inşa edilmiş bir Rönesans villası. Banker Agostino Chigi için yapılan bu zarif yapı, mimar Baldassare Peruzzi’nin imzasını taşıyor. Villanın en dikkat çekici yönü ise duvarlarını süsleyen freskler.
Özellikle Raphael’in mitolojik aşk hikâyelerini anlattığı “Galatea’nın Zaferi” freski, sanat tarihçileri kadar turistlerin de ilgisini çekiyor. Villa oldukça sakin bir ortamda yer aldığından, kalabalıklardan uzak keyifli bir ziyaret sunuyor.
📍 Villa Farnesina konumu için tıklayın.
37. Quirinal Sarayı

İtalya Cumhurbaşkanı’nın resmi konutu olan Quirinal Sarayı, şehrin en yüksek tepelerinden birinde yer alıyor. 16. yüzyılda papalık sarayı olarak inşa edilen yapı, daha sonra kraliyet ailesi tarafından kullanılıyor. Günümüzde devlet protokolü ve resmi ziyaretler için aktif olarak hizmet veriyor.
Rehberli turlarla gezilebilen sarayın iç mekânları, ihtişamlı salonlar, tarihi mobilyalar ve sanat koleksiyonlarıyla dikkat çekiyor. Dış cephesi sade olsa da içi hayli etkileyici.
📍 Quirinal Sarayı konumu için tıklayın.
38. Terrazza del Pincio

Villa Borghese parkının batı ucunda yer alan Terrazza del Pincio, Roma’da gün batımını izlemek için en popüler noktalardan biri. Piazza del Popolo’ya yukarıdan bakan bu geniş teras, hem şehir manzarası hem de romantik atmosferiyle öne çıkıyor.
Palmiye ağaçlarıyla çevrili yürüyüş yolları, banklar ve sanatçılarla dolu bu alan, özellikle çiftlerin uğrak yeri. Roma’da görülmesi gereken yerler arasında yer alan bu teras, fotoğrafçılar için de harika kareler sunuyor.
📍 Terrazza del Pincio konumu için tıklayın.
39. Via Veneto

La Dolce Vita filmine ilham veren ünlü cadde Via Veneto, Roma’nın en şık ve zarif bölgelerinden biri olarak biliniyor. 1950’ler ve 60’larda Hollywood yıldızlarının uğrak yeri olan bu cadde, bugün de lüks otelleri, kafeleri ve restoranlarıyla elit bir atmosfer sunuyor.
Cadde boyunca yürürken klasik Roma mimarisiyle modern dokunuşlar bir arada görülüyor. Özellikle akşam saatlerinde ışıklandırmalar altında yapılacak bir yürüyüş, nostaljik ve keyifli bir deneyim sunuyor.
📍 Via Veneto konumu için tıklayın.
40. Ulusal Modern Sanat Galerisi

Galleria Nazionale d’Arte Moderna, 19. ve 20. yüzyıl İtalyan sanatına adanmış en büyük koleksiyonlardan birini barındırıyor. Villa Borghese yakınındaki bu geniş galeride, De Chirico, Morandi ve Balla gibi sanatçıların eserleri sergileniyor.
Mekânın ferah mimarisi, modern sanatın ruhunu yansıtan enstalasyonlarla birleşince ortaya oldukça etkileyici bir atmosfer çıkıyor. Klasik yapılardan bir nebze uzaklaşıp Roma’da yapılacak şeyler listesine farklı bir sanat deneyimi eklemek isteyenler için harika bir seçenek.
📍 Ulusal Modern Sanat Galerisi konumu için tıklayın.
41. Museo Nazionale Romano

Roma Ulusal Müzesi (Museo Nazionale Romano), şehrin dört farklı binasında faaliyet gösteriyor ve Roma dönemine ait zengin bir arkeolojik koleksiyona ev sahipliği yapıyor. Özellikle Palazzo Massimo binası, freskler, mozaikler ve mermer heykellerle dikkat çekiyor.
Ziyaretçiler bu müzede Antik Roma halkının gündelik yaşamına, inanç sistemine ve sanat anlayışına dair çok sayıda eserle karşılaşıyor. Metroya yakın konumu sayesinde ulaşımı da oldukça kolay.
📍 Museo Nazionale Romano konumu için tıklayın.
42. Santa Maria della Vittoria

Görünüşte sade bir cepheye sahip olan Santa Maria della Vittoria, iç mekânda barok sanatın en etkileyici örneklerinden birini barındırıyor: Gian Lorenzo Bernini’nin başyapıtı olan Azize Teresa’nın Vecdi adlı heykel grubu.
Bu sahne, dramatik ışık kullanımı ve duygusal anlatımıyla sanat tarihçileri tarafından başyapıt olarak kabul ediliyor. Kilise küçük olsa da etkileyiciliğiyle akılda kalıyor; özellikle sanatseverlerin kaçırmaması gereken bir durak.
📍 Santa Maria della Vittoria konumu için tıklayın.
43. Galerie Sciarra

19. yüzyıl sonlarında inşa edilen Galerie Sciarra, Art Nouveau mimarisiyle dikkat çeken üstü açık bir pasajdır. Fresklerle süslenmiş duvarları, kadın erdemlerini betimleyen sembollerle doludur. Şehrin merkezinde sessiz bir keşif noktası sunar.
📍 Galerie Sciarra konumu için tıklayın.
44. Welcome To Rome

Welcome To Rome, Roma’ya ilk kez gelenler için şehir tarihini anlamayı kolaylaştıran multimedya bir deneyim merkezidir. 2700 yıllık Roma tarihini dijital haritalar, 3D projeksiyonlar ve sesli anlatımlarla canlandırır. Sergi; şehir planlaması, mimari gelişim ve imparatorluk dönemi hakkında net bir bakış sunar.
Roma’ya adım atmadan önce, bu görsel anlatım sayesinde zihninizde şehrin yapısını oturtabilir, geziniz boyunca karşılaşacağınız eserleri daha iyi bağlamlandırabilirsiniz.
📍 Welcome To Rome konumu için tıklayın.
45. Gelateria Giolitti

1900’lü yıllardan bu yana hizmet veren Gelateria Giolitti, Roma’nın en eski ve en popüler dondurmacılarından biridir. Klasik vanilyadan fıstıklıya kadar onlarca farklı gelato seçeneği sunar. Parlamento binasına yakın konumuyla merkezi bir noktadadır.
📍 Gelateria Giolitti konumu için tıklayın.
46. Via dei Coronari

Rönesans döneminde zanaatkârların ve hacıların uğrak noktası olan Via dei Coronari, günümüzde antikacılar, kitapçılar ve küçük sanat galerileriyle doludur. Hem mimarisi hem de sakin atmosferiyle huzurlu bir alışveriş rotasıdır.
📍 Via dei Coronari konumu için tıklayın.
47. Trajan Forumu

M.S. 112 yılında İmparator Trajan tarafından inşa edilen Trajan Forumu, Antik Roma’daki en büyük ve en görkemli imparatorluk forumudur. Foruma ait yapılar arasında bazilika, kütüphaneler ve etkileyici bir anıt sütun yer alır. Trajan Sütunu, kabartmalı yüzeyiyle imparatorun Dacia Seferi’ni detaylı biçimde betimler ve bugün hâlâ ayakta duran nadir yapılardandır. Forum, aynı zamanda imparatorluk dönemi şehir planlamasının gelişmiş örneklerinden biri olarak kabul edilir.
📍 Trajan Forumu konumu için tıklayın.
48. Sant’Ignazio (Aziz Ignatius Kilisesi)

1650 yılında tamamlanan Sant’Ignazio Kilisesi, Roma’daki barok mimarinin etkileyici örneklerinden biridir. Cizvit tarikatına ait olan kilise, bilim ve inanç temalarını bir araya getiren detaylı iç dekorasyonuyla dikkat çeker.
Kilisenin en dikkat çeken özelliği, ressam Andrea Pozzo tarafından yapılan optik illüzyon freskidir. Gerçekte var olmayan bir kubbe, perspektif tekniğiyle kubbe izlenimi yaratır. Tavana baktığınızda yükselen bir gökyüzü hissi yaratan bu görsel illüzyon, kiliseyi ziyaret edenlerin en çok ilgisini çeken detaylardan biridir.
📍 Aziz Ignatius Kilisesi konumu için tıklayın.
Roma’da gezilecek yerler kadar önemli diğer konular

Roma sadece tarihi yapılarıyla değil, planlamadan yeme içmeye, ulaşım alternatiflerinden güvenlik önerilerine kadar her yönüyle keşfedilmeyi hak ediyor. Eğer Roma gezilecek yerler listesini tamamladıysanız, şimdi şehri daha iyi anlamanızı sağlayacak pratik bilgilere geçebiliriz. Bu bölümde, seyahatinizi daha keyifli ve verimli kılacak öneriler, kişisel tavsiyeler ve sık sorulan soruların cevapları yer alıyor.
Roma’ya neden gitmeli? Bilmeniz gerekenler
Tarih boyunca büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış Roma, Avrupa’daki diğer şehirlerden ayrılan kendine özgü bir karaktere sahip. Antik Roma İmparatorluğu’nun kalıntıları hâlâ ayakta; şehirde attığınız her adımda binlerce yıl öncesine uzanan izlerle karşılaşıyorsunuz. Kolezyum’dan Pantheon’a, Vatikan’dan Forum’a kadar şehir, yalnızca bir seyahat değil; kültür, sanat ve inançlar arasında yapılacak bir yolculuk sunuyor.
Roma’nın en çarpıcı özelliklerinden biri de şehrin tamamen turist dostu olması. Özellikle ilk kez Avrupa’ya gidecek gezginler için planlaması kolay bir destinasyon. Toplu ulaşım ağı geniş, bilgi tabelaları net ve neredeyse her bölgede İngilizce anlaşmak mümkün.
Üstelik şehrin mimarisi sadece tarihi binalardan ibaret değil. Barok çeşmeler, Rönesans sarayları, zarif meydanlar ve her köşe başında karşınıza çıkan sanatsal detaylar, ziyaretçilere gerçek anlamda bir açık hava müzesi sunuyor. Tüm bu yönleriyle Roma, hem kısa bir hafta sonu kaçamağı hem de detaylı bir kültür turu için mükemmel bir seçim.
Roma’ya ne kadar zaman ayırmalı? Roma kaç günde gezilir?
Roma’yı sadece bir güne sığdırmak mümkün değil. Ancak zamanınız sınırlıysa, en önemli yapıları görebileceğiniz minimum süre 2–3 gün olarak kabul ediliyor. Kolezyum, Pantheon, Vatikan Müzeleri ve Trevi Çeşmesi gibi yapıların her biri ciddi zaman ayırmayı gerektiriyor.
Eğer şehri acele etmeden, sokaklarında kaybolarak ve yerel hayatı hissederek gezmek isterseniz, en az 4–5 günlük bir plan yapmanızı öneririm. Bu sayede Roma gezilecek yerler listesindeki ana durakların ötesine geçebilir; müzeler, lokal semtler ve yakın çevredeki günübirlik rotalara da zaman ayırabilirsiniz.
Roma Tarihi Kısaca Antik Roma

Dünyanın en köklü uygarlıklarından biri olan Antik Roma, yalnızca İtalya’nın değil, tüm Batı medeniyetinin siyasi, hukuki ve kültürel temellerini atan bir imparatorluk olarak tanınıyor. Şehrin kuruluşu, M.Ö. 753 yılına tarihlenen ve Romulus ile Remus’un efsanesine dayanan anlatıyla başlıyor. Romulus tarafından Palatino Tepesi üzerine kurulduğuna inanılan Roma, kısa sürede bir şehir devletinden Akdeniz’in hâkimi olan devasa bir imparatorluğa dönüşüyor.
M.Ö. 509 yılında krallığın sona ermesiyle Roma Cumhuriyeti dönemi başlıyor. Bu dönem, senato sistemi, konsüller ve vatandaş meclisi gibi yapılarla yönetim biçimi açısından Avrupa’daki pek çok modern siyasi sistemin ilham kaynağı oluyor. M.Ö. 27 yılında Augustus’un imparator ilan edilmesiyle birlikte Roma İmparatorluğu resmen başlıyor. Bu dönemde inşa edilen Kolezyum (M.S. 80), Pantheon (M.S. 126), Roma Forumu ve Via Appia gibi yapılar, Antik Roma’nın görkemli şehircilik anlayışının izlerini bugüne taşıyor.
Hukuk, yol sistemleri, su kemerleri, ordunun örgütlenmesi ve Latin dili gibi alanlarda getirdikleri standartlar, yüzyıllar boyunca Avrupa’da uygulanmaya devam ediyor. M.S. 330 yılında Konstantinopolis’in (İstanbul) başkent ilan edilmesiyle güç doğuya kayarken, Batı Roma İmparatorluğu M.S. 476 yılında yıkılıyor ve Avrupa’da Orta Çağ başlıyor.
Buna rağmen Roma, Vatikan’ın yükselişiyle birlikte kutsal şehir konumunu koruyor. Aziz Petrus’un mezarının bulunduğu yere inşa edilen bazilika ve sonrasında Katolik Kilisesi’nin merkezi hâline gelen şehir, dini ve kültürel bir odak noktası olmaya devam ediyor.
İlginç bir tarihsel bağ olarak, Roma’nın Doğu kolu olan Bizans İmparatorluğu, İstanbul’un 1453’te Osmanlı tarafından fethiyle sona ererken, Batı Roma mirası sembolik anlamda bu şehirde yaşamaya devam ediyor. Tüm bu katmanlı geçmişiyle Roma, yalnızca bir başkent değil; tarih severler için açık hava müzesi niteliğinde bir araştırma alanı hâline geliyor.
Roma Pass nedir? Avantajları & dezavantajları

Roma’da çok sayıda müze ve tarihi alanı gezmeyi planlıyorsanız, Roma Pass hem zaman hem de bütçe açısından oldukça avantajlı bir şehir kartı alternatifi sunuyor. Roma Belediyesi tarafından desteklenen bu kart, hem müze girişlerinde hem de şehir içi toplu taşımada kolaylık sağlıyor.
Kartın iki versiyonu bulunuyor:
- 🕒 48 saatlik kart: 1 müze/arkeolojik alan ücretsiz + toplu taşıma sınırsız
- 🕒 72 saatlik kart: 2 müze/arkeolojik alan ücretsiz + toplu taşıma sınırsız
Roma Pass, ilk girilen müzelerde tam giriş ücreti yerine “ücretsiz” hak tanıyor. Bu nedenle kartı en pahalı yerlere kullanmak stratejik açıdan mantıklı. Örneğin 72 saatlik kart ile Kolezyum gibi yüksek giriş ücretine sahip yerleri seçerek, sonraki müzeleri indirimli şekilde gezebilirsiniz.
Kolezyum ziyaretinde önemli detay: Rezervasyon zorunluluğu
Her ne kadar Kolezyum, Roma Pass kapsamına dahil olup ücretsiz olarak gezilebilen yapılar arasında yer alsa da, ziyaret günü için önceden rezervasyon yapmak zorunlu. Sadece geçerli bir kartınızın olması, kapıdan elinizi kolunuzu sallayarak girmeniz anlamına gelmiyor.
Ziyaretinizi planlamadan önce Kolezyum’un resmi web sitesine girerek, “Roma Pass Holders” seçeneğini işaretlemeniz gerekiyor. Bu özel alan, yalnızca kart sahiplerine ayrılmış olup belirli gün ve saat aralığına rezervasyon yapma imkanı tanıyor. Rezervasyon sonrası, biletinizle birlikte kolezyum gişesinde beklemeden içeri girebiliyorsunuz.
Kartınız yoksa bileti ayrıca almanız gerekebilir, ancak Roma Pass sayesinde Kolezyum gibi yerlerde sıra bekleme süresinden kurtuluyorsunuz. Aynı durum Roma Forumu ve Palatino Tepesi için de geçerli; bu üç yapı tek giriş kapsamında birlikte gezilebiliyor.
Toplu taşıma avantajı
Roma Pass’in en büyük artılarından biri de şehir içi ulaşımda geçerli olması. Metro, otobüs, tramvay gibi tüm ana toplu taşıma hatlarında sınırsız geçiş hakkı sunuyor. Özellikle şehirde çok sayıda farklı noktaya hızlı geçiş yapmak isteyenler için bu büyük avantaj.
Toplu taşıma biletlerinin tek kullanımlık olanları 100 dakikalık süreyle geçerli olsa da, Roma Pass sahipleri bu süre kısıtlamasıyla uğraşmadan gün boyu sınırsızca seyahat edebiliyor.
Roma Pass kimler için uygun?
Roma Pass, özellikle aşağıdaki durumlar için oldukça avantajlı:
✔️ 3 gün ve üzeri konaklayan gezginler
✔️ Müze ve arkeolojik alanlara yoğun ilgi duyanlar
✔️ Şehri toplu taşıma ile gezmeyi planlayanlar
✔️ Kolezyum ve benzeri yapılarda uzun kuyruk beklemek istemeyenler
Ancak her ziyaretçi için uygun olmayabilir. Eğer şehirde daha çok dış mekanlarda vakit geçirmeyi planlıyorsanız, yalnızca 1–2 müze gezecekseniz ya da yürüyerek dolaşmayı tercih ediyorsanız, kartın maliyeti faydaya dönüşmeyebilir. Bu yüzden seyahatinizi planlarken “kaç müze gezeceğim, ne kadar ulaşım kullanacağım?” sorularına net cevaplar vermek önemli.
🎫 Kartı güvenli şekilde online satın almak isterseniz buradan inceleyebilirsiniz.
Hırsızlara dikkat!
Roma, güvenli bir şehir olsa da özellikle turistik alanlarda yankesicilik olaylarına karşı dikkatli olmak gerekiyor. Özellikle toplu taşıma araçları (otobüsler, metrolar), Kolezyum ve Vatikan Müzeleri gibi yoğun giriş noktaları ile Trevi Çeşmesi ve İspanyol Merdivenleri gibi kalabalık bölgelerde cep hırsızları oldukça aktif.
En çok uygulanan yöntemlerden biri “dikkat dağıtma taktiği”. Bazen birileri bağırarak “çantanıza dikkat edin!” diye uyarır gibi yaparken, asıl hırsız başka bir noktadan harekete geçebilir. Bu nedenle dikkatli olun ve mümkünse sırt çantası yerine önünüzde taşıyabileceğiniz çanta modellerini tercih edin. Para ve değerli eşyalarınızı birden fazla bölgeye yayarak taşımanız da olası riskleri azaltır.
Kamera ve cep telefonlarını açıkta bırakmamak, toplu taşıma sırasında cebinizi sık sık kontrol etmek gibi küçük önlemlerle gönül rahatlığıyla gezebilirsiniz.
Vatikan Müzeleri için bilet konusu

Vatikan Müzeleri, yıl boyunca Roma’daki en yoğun ziyaretçi akınına uğrayan yerlerden biri. Günün erken saatlerinde bile uzun kuyruklar oluşabiliyor ve özellikle yaz aylarında girişte saatler süren bekleyişlerle karşılaşmak mümkün. Bu nedenle müze ziyaretinizi planlarken, biletinizi en az 3–4 hafta önceden online olarak satın almanız çok önemli.
Biletlerinizi müzenin resmi web sitesinden alabileceğiniz gibi, birkaç Euro farkla iptal edilebilir opsiyon sunan alternatif satış kanalları da mevcut. Özellikle seyahat tarihleri netleşmeden bilet almak isteyenler için bu esneklik faydalı olabilir.
📅 Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da müzede giriş saatlerinin kesin olması. Rezervasyonunuzdaki saate göre içeri alınacağınız için zamanlamaya mutlaka özen göstermelisiniz. Bu küçük önlem, hem zaman kaybını önler hem de yoğun günlerde içeride daha rahat gezmenizi sağlar.
🎫 Vatikan Müzeleri ve Sistina Şapeli giriş bileti için buradan rezervasyon yapabilirsiniz.
Aziz Petrus Bazilikası ziyaretinde kıyafet kuralları
Aziz Petrus Bazilikası gibi kutsal alanlara girişte sıkı kıyafet kuralları uygulanıyor. Bu kurallar turistlerin çoğu tarafından göz ardı edilse de girişte denetim yapan görevliler oldukça titiz davranıyor. Açık omuzlar, kolsuz tişörtler, diz üstü şortlar ve mini etekler genellikle kabul edilmiyor.
Kadın ziyaretçiler için omuzları kapatacak ince bir şal ya da bol kıyafetler pratik bir çözüm olabilir. Erkek ziyaretçilerin ise şort yerine diz hizasında pantolon tercih etmesi önerilir. Sıcak yaz aylarında bile bu kurallara uyulmaması durumunda kapıdan geri çevrilme olasılığı oldukça yüksek.
Roma’daki diğer bazı dini yapılarda da benzer kurallar geçerli olabilir; bu nedenle şehirde gezerken giyim tercihinizi buna göre planlamanız seyahatinizi aksatmadan geçirmenizi sağlar.
Kahve Kültürü
İtalya’da kahve sadece bir içecek değil, bir yaşam biçimi. Roma’da bir kafeye girip “bir kahve lütfen” derseniz, size büyük ihtimalle espresso gelir. Çünkü İtalyanlar kahveyi küçük ama etkili şekilde seviyor. Eğer daha uzun süreli bir kahve istiyorsanız “caffè lungo”, sütlü bir tercih içinse sabah saatlerinde “cappuccino” sipariş edebilirsiniz.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise kahveyi ayakta ya da oturarak içmeniz. Ayakta içilen kahveler genelde daha ucuz, oturmalı servislerde ise fiyat %50’ye kadar artabiliyor. Ayrıca kahve saatleri de önemli: İtalyanlar öğleden sonra cappuccino içmez. Öğleden sonra bir sütlü kahve isterseniz şaşkın bakışlara hazırlıklı olun. 🙂
Trastevere’de nefes alın
Gün boyu şehir merkezinde gezip yorulduktan sonra Roma’nın bohem ruhunu hissetmek için en doğru adres: Trastevere. Gündüzleri dar taş sokaklarında yürüyerek Santa Maria in Trastevere gibi tarihi yapıları keşfedebilir, akşam saatlerinde ise hareketlenen restoranlar ve sokak sanatçılarıyla şehrin eğlenceli yüzünü deneyimleyebilirsiniz.
Bölgedeki restoranlar genellikle küçük ve masa sayısı sınırlı. Bu yüzden Trastevere’de akşam yemeği yemeyi planlıyorsanız, ya erkenden gitmeli ya da mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız. Özellikle yaz akşamlarında yer bulmak ciddi anlamda zorlaşıyor. Küçük meydanlarda müzik eşliğinde oturup bir gelato yemek bile seyahatinizden aldığınız keyfi ikiye katlayabilir.
Ekonomik gezme
Roma’da uygun bütçeyle gezmek mümkün, ama küçük taktikler gerekiyor. Öncelikle, şehir merkezindeki turistik noktalara ne kadar yakınsanız fiyatlar da o kadar yükseliyor. Bu durum özellikle restoranlar ve hediyelik eşya dükkânlarında kendini gösteriyor. Eğer birkaç sokak arkaya geçerseniz, aynı ürünleri yarı fiyatına bulmanız çok olası.
Yemek için turist menüleri tercih edilebilir ama içeriğini mutlaka sorun. Bazı yerlerde sadece makarna içerirken, bazılarında içecek veya tatlı da dahil ediliyor. Su bile menüye dahil değilse, sonradan ekstra ödemeyle karşılaşabilirsiniz. Ulaşımda ise yürümeye elverişli bir şehir olduğu için Roma Pass gibi kartlarla toplu taşıma sınırını belirlemek ekonomik avantaj sağlar.
Instagram fotoğrafları için çok erken kalkın

📸 Roma’da gördüğünüz büyüleyici Instagram fotoğraflarının çoğu sabahın ilk ışıklarında çekiliyor. Çünkü Trevi Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri, Pantheon ve Kolezyum gibi ikonik yerler, gün içinde ziyaretçi akınına uğruyor. Eğer o “boş kareyi” yakalamak istiyorsanız, güneş doğmadan yola çıkmalısınız.
En ideal saatler genellikle sabah 06:30 – 08:00 arası. Bu saatlerde hava hâlâ serin, ışık yumuşak ve sokaklar sessiz. Üstelik bu zaman dilimi sadece fotoğraf için değil, aynı zamanda romantik bir şehir yürüyüşü yapmak isteyen çiftler için de eşsiz bir atmosfer sunuyor. Uyanmak zor olabilir ama karşılığında harika kareler ve kalabalıksız anılar kazanırsınız.
Bahşiş kültürü
İtalya’da bahşiş zorunlu değil ama bekleniyor. Restoranlarda genellikle %10–15 oranında servis ücreti faturaya dahil ediliyor. Buna rağmen garsonunuzdan çok memnun kaldıysanız, masada bir miktar nakit bırakmanız hoş bir jest olarak kabul ediliyor.
Kafelerde veya barlarda ayakta kahve içiyorsanız bahşiş bırakmak zorunda değilsiniz. Ancak uzun süreli oturmalı serviste birkaç Euro bırakmak kibarca bir davranış olur. Taksi şoförleri genelde bahşiş beklemez ama üstü kalsın demeniz memnuniyet yaratır.
Nakit & kredi kartı kullanımı
Roma’da çoğu yerde kredi kartı kabul ediliyor, ancak özellikle küçük işletmeler, sokak satıcıları ve açık pazarlar hâlâ nakit tercih ediyor. Bu yüzden yanınızda bir miktar Euro bulundurmanız iyi olur. Özellikle minimum harcama limiti uygulayan yerlerde kart kullanımı sınırlanabiliyor.
Bankamatikler şehir genelinde yaygın ve güvenli ama işlem ücretleri kart bankanıza göre değişiklik gösterebilir. İtalya’da “contanti” (nakit) kelimesi sıkça duyacağınız kelimelerden biri olacak. Uygun bir dengeyle hem nakit hem kart taşımanız seyahatiniz boyunca işinizi kolaylaştırır.
Roma hakkında ünlü filmler & kitaplar
Roma’nın büyüsü yalnızca taş sokaklarında ve antik yapılarda değil, beyazperdede ve kitap sayfalarında da kendini gösteriyor. Şehre gitmeden önce izleyeceğiniz bir film ya da okuyacağınız bir kitap, geziniz sırasında göreceğiniz yerlerle duygusal bir bağ kurmanızı sağlıyor.
Sinemaseverler için en klasik öneri “La Dolce Vita” (Tatlı Hayat). Federico Fellini’nin yönettiği bu kült film, 1960’ların Roma’sında geçiyor ve Via Veneto’nun ışıltılı hayatına dair çarpıcı bir bakış sunuyor. Yine Audrey Hepburn ve Gregory Peck’in başrollerini paylaştığı “Roman Holiday” (Roma Tatili), İspanyol Merdivenleri ve Bocca della Verità gibi şehrin simgelerini film aracılığıyla deneyimlemenin nostaljik bir yolunu sunuyor.
Dönem filmleriyle ilgilenenler için “Gladiator”, Antik Roma arenasını ve Kolezyum atmosferini sinema diliyle anlatan etkileyici bir yapım. Daha modern dönemler içinse “To Rome with Love” veya “The Great Beauty” önerilebilir.
Kitap önerisi olarak Robert Hughes’un “Roma: A Cultural, Visual, and Personal History” adlı eseri hem tarihsel hem de kişisel yorumlarla dolu bir başyapıttır. Eğer Roma gezilecek yerler rotanıza derinlik katmak isterseniz, bu eserler size ilham olacaktır.
Roma’ya ne zaman gitmeli?

Roma’yı ziyaret etmek için kötü bir zaman yok; ama seyahat beklentinize göre en doğru zamanı seçmek büyük fark yaratabilir. İlkbahar ve sonbahar ayları, ılıman hava koşulları ve düşük turist yoğunluğu sayesinde şehirde rahatça dolaşmak isteyen gezginler için en ideal dönemler olarak öne çıkıyor. Özellikle nisan ve mayıs aylarında hem doğa canlanıyor hem de açık hava müzeleri gibi hissedilen tarihi noktalar çok daha keyifli hale geliyor.
Yaz aylarında ise Roma’da hava oldukça sıcak ve nemli olabilir. Özellikle temmuz ve ağustos aylarında gündüz saatlerinde dışarıda olmak zorlayıcı hâle geliyor. Üstelik bu dönem, hem Avrupa’da hem de Amerika’da tatil sezonu olduğundan şehir ciddi şekilde kalabalıklaşıyor. Bu da hem müze kuyruklarını hem de konaklama fiyatlarını doğrudan etkiliyor.
Kış aylarında Roma’yı gezmek ise bambaşka bir deneyim sunuyor. Turist sayısı düşüyor, müzeler daha rahat geziliyor ve otel fiyatlarında ciddi düşüşler görülebiliyor. Ancak açık hava gezileri için havaların yağmurlu ve serin olabileceğini hesaba katmak gerekiyor.
Eğer dini temalı etkinlikler ya da önemli İtalyan festivalleri ilginizi çekiyorsa, takvime göre plan yapmak da ayrı bir avantaj olabilir. Noel dönemi, Paskalya kutlamaları ve yeni yıl haftası gibi zamanlarda Vatikan ve şehir merkezinde büyüleyici atmosferlere şahit olabilirsiniz.
Mevsimlere göre zamanlama
Seyahatinizin konforlu, ekonomik ve beklentilerinize uygun geçmesi için mevsim seçimi önemli. Aşağıda Roma’nın dört mevsimi boyunca sunduğu deneyimleri özetledim. Bu bilgiler doğrultusunda sizin için en uygun zamanı seçebilirsiniz.
İlkbahar
Mart ortasından itibaren hava yavaş yavaş ısınmaya başlar. Nisan ve mayıs aylarında ortalama sıcaklıklar 15–23°C arasında seyreder. Parklar ve tarihi meydanlar çiçeklenir, Roma yürüyerek keşfetmek için adeta yeniden doğar. Bu dönem, açık hava etkinlikleri ve müze ziyaretleri açısından en konforlu zamanlardandır.
Yaz
Haziran ile birlikte sıcaklıklar artar, temmuz ve ağustos aylarında 30°C’nin üzerine çıkar. Öğle saatlerinde gölgede bile durmak zor olabilir. Buna rağmen yaz dönemi festival ve etkinliklerin en yoğun olduğu zamandır. Akşamları geç saatlere kadar canlı müzik ve açık hava sinemaları şehre ayrı bir ruh katar. Ancak kalabalığa ve sıcaklara hazırlıklı olmalısınız.
Sonbahar
Eylül başı hâlâ yaz gibi geçse de, ekim ayı itibarıyla sıcaklıklar düşmeye başlar. Turist kalabalığı azalır, fiyatlar düşer. Aralık öncesi bu geçiş dönemi, hem konfor hem de bütçe açısından en avantajlı seyahat zamanı olabilir. Şehir sararan yapraklarla romantik bir atmosfere bürünür.
Kış
Roma kış aylarında nispeten daha sessizdir. Sıcaklıklar genellikle 5–12°C aralığındadır. Yağış görülme olasılığı artar. Ancak noel süslemeleri, sessiz müze turları ve sakin sokaklar kışın Roma’ya gidenler için oldukça özel bir deneyim sunar. Kalın giyinip iyi plan yaparsanız şehir yine tüm ihtişamıyla sizi karşılar.
Resmi Tatiller
- 1 Ocak – Yılbaşı
- 6 Ocak – Epifani (The Three Kings)
- Paskalya Pazarı ve ertesi günü
- 25 Nisan – Kurtuluş Günü
- 1 Mayıs – İşçi Bayramı
- 2 Haziran – İtalya Cumhuriyeti Bayramı
- 15 Ağustos – Ferragosto (Assumption Day)
- 1 Kasım – Azizler Günü
- 8 Aralık – İmmacolata Concezione
- 25–26 Aralık – Noel ve Aziz Stefano Günü
Festivaller
- Roma Yaz Festivali (Haziran–Ağustos): Açık hava sinemaları, müzik ve dans gösterileri
- Natale di Roma (21 Nisan): Roma’nın kuruluş günü kutlamaları
- Paskalya Kutlamaları (Nisan): Vatikan çevresinde büyük dini törenler
- Estate Romana (Yaz boyunca): Konserler, sergiler, tiyatro etkinlikleri
- Roma Film Festivali (Ekim): Avrupa sinemasının önemli festivallerinden biri
- Noel Pazarı (Aralık): Piazza Navona ve çevresinde renkli pazarlar
Roma’da konaklama için en uygun bölgeler

Roma’yı keşfetmenin en konforlu yollarından biri, konaklama tercihini iyi yapmaktan geçiyor. Roma’da Nerede Kalınır? başlıklı yazımda da belirttiğim üzere şehir oldukça geniş bir alana yayılmış olsa da birçok gezilecek yer birbiriyle yürüme mesafesinde bulunuyor. Ancak yine de bölge tercihi hem zamandan hem enerjiden tasarruf etmenizi sağlar. Aşağıda Roma’da gezilmesi gereken yerler rotanıza göre seçebileceğiniz en uygun bölgeleri sıraladım.
Bu öneriler, gezi tarzınıza, bütçenize ve seyahat önceliklerinize göre farklı avantajlar sunabilir. İster tarihin tam kalbinde kalmak, ister biraz daha ekonomik ama merkezi bir lokasyon arıyorsanız, Roma’da her ihtiyaca hitap eden konaklama alternatifleri bulmak mümkün.
Tarihi Kent Merkezi (Centro Storico)
Roma’nın kalbinde yer alan bu bölge, şehrin en turistik ve simgesel noktalarına yürüme mesafesinde bulunmasıyla biliniyor. Pantheon, Trevi Çeşmesi, Navona Meydanı gibi alanlara sadece dakikalar içinde ulaşılabiliyor. Eğer Roma’da yapılacak şeyler arasında “gittiğim her yeri yürüyerek gezmek istiyorum” diyorsanız, bu bölge tam size göre.
Ancak bu avantajın bir bedeli var: Fiyatlar genellikle diğer bölgelere göre daha yüksek. Yine de gün boyu otobüs ve metro kullanmadan şehirde dolaşabilmek bu maliyeti karşılıyor. Özellikle kısa süreli konaklamalar için ideal bir seçenek.
Via Veneto & İspanyol Merdivenleri
Lüks oteller, şık kafeler ve tarihi ihtişam… Via Veneto çevresi, Roma’nın zarif yüzünü yansıtan bölgelerden biri. Audrey Hepburn’lü sahnelerden fırlamış gibi hissettiren bu bölge, şehirdeki seçkin restoranlara ve alışveriş caddelerine de oldukça yakın.
İspanyol Merdivenleri çevresi de aynı şekilde merkezi bir konumda ve özellikle ilk defa gelen gezginler için tercih edilesi bir nokta. Sessiz, güvenli ve estetik açıdan tatmin edici bir deneyim sunuyor. Metro bağlantısı sayesinde Vatikan veya Kolezyum gibi uzak bölgelere ulaşım da oldukça kolay.
Termini & Esquilino
Roma’nın ana tren istasyonu olan Termini, ulaşım kolaylığı açısından büyük avantaj sunuyor. Havalimanı transferleri, şehir içi metrolar ve bölgesel tren hatları bu noktada birleşiyor. Özellikle ekonomik konaklama arayanlar için çok sayıda uygun fiyatlı otel seçeneği mevcut.
Esquilino mahallesi ise Termini’nin hemen doğusunda yer alıyor. Multikültürel yapısıyla dikkat çeken bu bölge, otel fiyatlarının düşük olması nedeniyle uzun süreli konaklamalar için tercih edilebiliyor. Ancak akşam saatlerinde daha dikkatli olunması önerilir. Yine de metroya yakınlık açısından pratik bir konum sunuyor.
Monti (Kolezyum)
Roma’nın en eski mahallelerinden biri olan Monti, Kolezyum ve Roma Forumu’na yürüme mesafesinde olmasıyla öne çıkıyor. Arnavut kaldırımlı sokaklar, küçük sanat galerileri, butik kafeler ve vintage dükkânlarla dolu bu semt, hem tarihi hem de yerel bir deneyim yaşamak isteyen gezginlerin favorisi.
Monti’de konaklamak, sabah erken saatlerde Kolezyum’un boş halini görmek ya da akşam üstü Forum’un yanından yürüyerek otele dönmek isteyenler için ideal. Üstelik restoranları da oldukça başarılı ve turistik olmaktan uzak. Roma’da gezilmesi gereken yerler listesinin hemen yanındaki bu konum, keyifli bir tatil sunuyor.
Trastevere
Eğer klasik turistik rotaların dışına çıkıp, yerel yaşamla iç içe olmak istiyorsanız Trastevere, Roma’da kalınabilecek en karakteristik bölgelerden biri. Renkli sokaklar, samimi kafeler, akşam saatlerinde canlanan meydanlar ve sokak müzisyenleri ile dolu bu bölge, şehrin ruhunu en net hissedebileceğiniz noktalardan biri.
Trastevere’de konaklamak demek, sabah Santa Maria Bazilikası’nın önünde kahve içmek, akşam dar sokaklardaki trattorialarda pizza yemek ve gün sonunda şehri uzaktan izleyerek dinlenmek demek. Ulaşım biraz daha yürüyüş gerektirse de huzur ve atmosfer açısından oldukça tatmin edici bir deneyim sunuyor.
Roma merkezinden otel tavsiyeleri

Konaklama, bir seyahatin konforunu doğrudan etkileyen konulardan biri. Özellikle Roma gibi gezilecek noktaların yoğun olduğu şehirlerde merkezi konumda kalmak, hem zamandan hem enerjiden büyük tasarruf sağlıyor. Aşağıda, kendi deneyimlerime dayanarak rahatlıkla önerebileceğim, merkezi konumda bulunan ve ulaşım açısından avantaj sağlayan 4 otel önerisini paylaşıyorum.
9Hotel Cesari ★★★★
Gelelim Roma’da otel tavsiyesi konusuna. Ben son Roma gezimde, Tarihi Şehir Merkezi (Centro Storico) bölgesinde yer alan 4 yıldızlı 9Hotel Cesàri adlı tesiste kaldım ve oldukça memnun ayrıldım. Eğer şehrin tam merkezinde, çoğu gezi noktasına yürüyerek ulaşabileceğiniz bir yerde kalmak istiyorsanız, bu otel sizin için güzel bir tercih olabilir.
Trevi Çeşmesi, Pantheon, Navona Meydanı gibi Roma’da gezilmesi gereken yerler otele sadece 5 dakikalık yürüme mesafesinde yer alıyor. Tabii, bu kadar merkezi bir konumun fiyat olarak biraz yukarıda olduğunu söylemek gerek. Ama Roma’nın kalbinde uyanmak gerçekten tarifsiz bir deneyim.
🏨 9Hotel Cesàri hakkında detaylı bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.
The Hive Hotel ★★★★
Bir önceki Roma seyahatimde ise konaklama tercihim Termini bölgesi olmuştu. Havalimanına direkt bağlantısı ve şehir içi ulaşım kolaylığı nedeniyle burası özellikle kısa süreli ziyaretler için çok pratik. 4 yıldızlı The Hive Hotel, bu bölgede kaldığım ve memnun ayrıldığım otellerden biri.
Termini’ye 5 dakikalık yürüme mesafesinde yer alan bu tesis, geniş ve temiz odalarıyla öne çıkıyor. Kahvaltı hizmeti de oldukça yeterli. Eğer şehri ulaşım avantajıyla keşfetmek istiyorsanız, hem konum hem fiyat açısından dengeli bir tercih olabilir.
🏨 The Hive Hotel hakkında detaylı bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.
Augusta Lucilla Palace ★★★★
Roma Merkez Tren İstasyonu’na yürüme mesafesinde yer alan Augusta Lucilla Palace, özellikle havalimanı bağlantısı ve toplu taşıma ağı açısından cazip bir otel. Daha önceki Roma seyahatlerimden birinde burada konakladım ve memnun kaldım.
18. yüzyıldan kalma tarihi binasında hizmet veren otel, iç dekorasyonuyla oldukça zarif. Konumu sayesinde Kolezyum, Vatikan ve İspanyol Merdivenleri gibi yerlere doğrudan metro bağlantısıyla ulaşmak mümkün. Fiyat/performans dengesi açısından başarılı bir tercih.
🏨 Augusta Lucilla Palace hakkında detaylı bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.
Singer Palace Hotel ★★★★★
Roma’da biraz daha lüks bir konaklama hayal edenler için Singer Palace Hotel, kesinlikle değerlendirmeye değer. Via del Corso üzerinde yer alan bu otel, alışveriş ve tarihi gezileri aynı anda yapmak isteyen gezginler için harika bir konumda.
Trevi Çeşmesi’ne sadece 350 metre, Piazza Venezia’ya ise 300 metre mesafede. Ayrıca Pantheon’a yürüyerek 5 dakikada ulaşılabiliyor. Şık odaları, teraslı restoranı ve kusursuz hizmetiyle beş yıldızlı beklentilerin tamamını karşılayan bir tesis.
🏨 Singer Palace Hotel hakkında detaylı bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.
Roma Havaalanı’ndan şehir merkezine nasıl gidilir?

Roma’ya ilk adımı attığınızda sizi karşılayan iki önemli havaalanı bulunuyor: Fiumicino (Leonardo da Vinci) Havalimanı ve Ciampino Havalimanı. Şehre iniş yapacağınız havalimanı, kullandığınız havayoluna göre değişiyor. Türk Hava Yolları (THY) ve Lufthansa gibi büyük havayolları genellikle Fiumicino Havalimanı’nı kullanırken, Pegasus ve Ryanair gibi düşük maliyetli havayolları Ciampino Havalimanı’na iniş yapıyor.
Her iki havaalanından da şehir merkezine ulaşım oldukça kolay. Seçenekler arasında tren, otobüs, taksi, özel transfer ve otel servisleri bulunuyor. Aşağıda tüm ulaşım yöntemlerini karşılaştırmalı olarak bulabilirsiniz.
Daha fazla detaylı bilgi için Roma Havaalanı Şehir Merkezi Arası Ulaşım başlıklı rehberimize göz atabilirsiniz.
Leonardo Express
Roma şehir merkezine ulaşmanın en hızlı yollarından biri, Leonardo Express hızlı trenidir. Sadece Fiumicino Havaalanı’ndan kalkar ve Termini Tren İstasyonu’na direkt ulaşım sağlar. Bu hat, aktarmasız oluşuyla özellikle valiz taşıyan ya da kısa sürede şehir merkezine ulaşmak isteyen gezginler için oldukça idealdir.
- Yolculuk süresi: ~32 dakika
- Bilet fiyatı: ~14 €
- Koltuk rezervasyonu gerektirmez
- Trenler her 15–30 dakikada bir kalkar
- Trenlerde bagaj alanı ve klima mevcuttur
Termini İstasyonu’na vardıktan sonra metro ve otobüs hatlarıyla şehrin hemen her yerine kolayca ulaşabilirsiniz.,
Terravision Otobüsü
Daha ekonomik bir ulaşım arıyorsanız, Terravision otobüsleri her iki havaalanından da şehir merkezine direkt servisler sunuyor. Özellikle Pegasus ya da Ryanair ile uçanların indiği Ciampino Havalimanı için en yaygın ve uygun fiyatlı seçeneklerden biridir.
- Yolculuk süresi: Fiumicino’dan ~45–60 dk, Ciampino’dan ~40 dk
- Ücret: ~6–7 €
- Biletinizi önceden almanız tavsiye edilir
- Otobüslerde bagaj alanı, klima ve konforlu koltuklar mevcuttur
- Varış noktası: Roma Termini
🎫 Fiumicino Havalimanı’ndan Termini’ye otobüs bileti almak için tıklayın. Bu seçenek özellikle sırt çantalı gezginler, öğrenciler ya da kısa süreli konaklamalarda tercih ediliyor.
Taksi
Konforlu ve doğrudan ulaşım isteyenler için taksi, ideal bir çözüm sunuyor. Roma Belediyesi sabit fiyat uygulaması sayesinde her iki havalimanından şehir merkezine taksiyle gidişlerde sürpriz ücretlerle karşılaşmanızı engelliyor.
- Fiumicino → Roma şehir merkezi: 50 € (sabit ücret)
- Ciampino → Roma şehir merkezi: 31 € (sabit ücret)
- Maksimum 4 kişi için geçerli
- Yolculuk süresi: trafik durumuna göre 35–60 dakika
- Resmi taksiler beyaz renkte ve üzerlerinde taksi damgası ile tarife etiketi bulunur
Bagajı çok olan ya da gece geç saatte ulaşan gezginler için oldukça pratik ve güvenli bir tercih.
Uber
Roma’da Uber kullanımı sınırlı olsa da, özellikle Uber Black gibi lüks segment araçlar hizmet veriyor. Fiyatlar taksilere göre genellikle daha pahalıdır ancak konfor, güvenlik ve uygulama içi ödeme kolaylığı gibi avantajlar sunar.
- Sabit ücret yoktur, dinamik fiyatlandırma uygulanır
- Uygulama üzerinden sürücü bilgisi ve araç takip imkânı
- Havalimanında özel Uber bekleme noktası bulunmaz; sürücünüzle buluşmak için yönlendirmelere dikkat edin
Yalnız seyahat edenler ya da konfor önceliği olan kullanıcılar için alternatif olabilir.
Özel Transfer
Eğer kalabalık bir grupsanız ya da doğrudan otelinize bırakılmak istiyorsanız, özel transfer hizmetleri en stressiz ulaşım seçeneğidir. Aracınız sizi terminal çıkışında karşıladığı için metro ya da otobüsle uğraşmanıza gerek kalmaz.
- Kişisel sürücü, otel kapısına kadar ulaşım
- Havalimanı dışında bekleme süresi dahil
- Fiyat: kişi başı değil, araç başına belirlenir
- Valiz, çocuk koltuğu, büyük grup gibi özel ihtiyaçlar karşılanabilir
🎫 Ciampino veya Fiumicino Havaalanı’ndan özel transfer ayırtmak için tıklayın.
Otel Servisi
Bazı oteller, müşterileri için havalimanı transfer hizmeti sunabiliyor. Bu servis ücretli veya ücretsiz olabilir; rezervasyon sırasında otelden bu konuda bilgi almanız önemli. Özellikle üst segment otellerde konforlu shuttle hizmetleri sunuluyor. Uçuş saatiniz önceden belli ise otelinize mail atarak servis imkânını teyit edebilirsiniz
Roma şehir merkezi nasıl gezilir?

Roma, yürüyerek keşfetmek için adeta tasarlanmış bir şehir. Arnavut kaldırımlı sokakları, birbirine yakın tarihi yapıları ve bol sürprizli ara sokaklarıyla yürümeyi seven gezginler için eşsiz bir deneyim sunuyor. Ancak şehir sadece yürüyerek değil; metro, otobüs, tramvay, bisiklet ve turistik otobüslerle de oldukça rahat gezilebiliyor.
Her ulaşım seçeneğinin avantajları farklı. Bazen yürümek çok daha keyifliyken, bazen zaman kazanmak için metro ya da hop-on-hop-off otobüs tercih edilebilir. Aşağıda Roma şehir merkezinde en çok tercih edilen ulaşım yöntemlerini özetliyorum.
Daha kapsamlı bilgiye ulaşmak isterseniz Roma Şehir Merkezi Nasıl Gezilir? başlıklı yazımıza da göz atabilirsiniz.
Yürüme
Roma’nın ruhunu hissetmenin en iyi yolu kesinlikle yürümek. Birçok gezilecek yer birbirine yürüme mesafesinde bulunuyor. Pantheon’dan Navona Meydanı’na, oradan Trevi Çeşmesi’ne ulaşmak sadece 15–20 dakikalık bir yürüyüş meselesi.
Yürürken göreceğiniz sokak sanatçıları, açık hava kafeleri ve tarihi doku, toplu taşıma ile mümkün olmayan bir deneyim sunuyor. Rahat ayakkabılarınızı giymeyi unutmayın!
Metro
Roma metrosu küçük ama etkili. A, B ve C olmak üzere üç ana hattan oluşur. En sık kullanılan duraklar arasında Termini, Spagna (İspanyol Merdivenleri), Ottaviano (Vatikan) ve Colosseo yer alır.
Trenler sabah 05:30’dan gece 23:30’a kadar çalışır. Hafta sonları gece 01:30’a kadar uzatılmıştır. Roma’da gezilmesi gereken yerler arasında uzak kalanlar varsa metro büyük kolaylık sağlar.
Belediye Otobüsü
Roma’da otobüs ağı oldukça geniştir. Metro ile ulaşamayacağınız pek çok noktaya otobüsle ulaşabilirsiniz. Ancak trafik yoğunluğu ve hat karmaşası nedeniyle ilk kez gelenler için biraz kafa karıştırıcı olabilir.
Otobüslerde biletinizi önceden almanız ve bindiğinizde validatöre okutarak aktif hale getirmeniz gerekir.
Tramvay
Roma’da 6 ana tramvay hattı bulunuyor. Özellikle 8 numaralı hat, Trastevere ile şehir merkezi arasında konforlu bir geçiş sağlar. Diğer hatlar ise genellikle lokal bölgelerde aktif olduğundan turist yoğunluklu kullanılmaz.
Tramvaylar otobüse göre daha az yoğun, daha rahat ve genellikle daha dakiktir.
Taksi
Roma’da taksi fiyatları sabit tarifeye göre belirlenir, ancak turist olarak yanlış yönlendirme ihtimali her zaman vardır. Bu nedenle resmi taksileri (beyaz renkli, üzerinde “TAXI” yazan ve fiyat etiketli) tercih etmeniz önerilir.
Taksi ile şehir merkezinde bir yerden diğerine gitmek genellikle 10–20 € arasında değişir.
Uber
Uber, Roma’da sınırlı hizmet veriyor. Genellikle “Uber Black” gibi lüks segmentte araçlar bulunur. Taksilere göre pahalıdır ama daha konforlu ve uygulama üzerinden takip edilebilir olduğu için tercih sebebi olabilir.
Bisiklet / Vespa Kiralama
Roma’da son yıllarda bisiklet yolları ve scooter paylaşım sistemleri artmaya başladı. Özellikle Tiber Nehri kenarı, Villa Borghese çevresi veya Trastevere gibi düz bölgelerde bisiklet kullanımı oldukça keyiflidir.
Ancak şehirdeki bazı bölgeler (örneğin Monti, Aventine gibi) oldukça eğimli ve taşlık olduğundan dikkatli olunmalıdır. Scooter veya Vespa kiralamak ise klasik bir Roma deneyimi yaşamak isteyenler için birebir.
Hop-on Hop-off Otobüs
Şehri konforlu bir şekilde gezmek isteyenler için hop-on hop-off otobüsler, ideal bir seçenek. Bu otobüsler belirli rotalarda sürekli döner ve bilet süresi boyunca istediğiniz durakta inip binebilirsiniz.
Görsel anlatımlı audioguide sistemleriyle Kolezyum, Vatikan, Piazza Venezia gibi duraklar hakkında detaylı bilgi sunar. Özellikle kısa süreli seyahatlerde zaman kazandırır.
🎫 Audioguide ile şehir gezisi Hop-on Hop-off otobüs bileti için tıklayın.
Tek binişlik biletler hakkında bilgiler
Roma’da toplu taşıma araçlarını kullanmak için en yaygın bilet türü BIT (Biglietto Integrato a Tempo), yani zamanlı entegrasyon bileti olarak adlandırılıyor. Bu bilet, metro, otobüs, tramvay ve hatta bazı banliyö tren hatlarında geçerli.
🕒 BIT biletin geçerlilik süresi: İlk kullanımdan itibaren 100 dakika boyunca geçerli. Bu süre içinde birden fazla otobüs ve tramvaya binebilir, ancak metroda yalnızca tek giriş hakkı sunar. Örneğin metroya girdikten sonra başka bir hatta aktarma yapamazsınız, ama o sürede otobüs ve tramvay kullanımınız sınırsız olur.
🎫 Bilet fiyatı: ~1.50 €
🧾 Satın alım noktaları: Otomatlar, gazete bayileri (tabacchi), metro istasyonları
🚨 Dikkat edilmesi gereken en önemli konu, biletin validasyon cihazına okutulmasıdır. Otobüs veya tramvayda sarı renkli makineye, metroda ise turnikeye temas ettirerek biletinizi aktive etmeniz gerekir. Okutulmayan bilet, cezaya tabidir.
🆚 Eğer Roma Pass sahibiyseniz, bu kart aynı zamanda toplu taşıma bileti görevi gördüğü için ayrı BIT bileti almanıza gerek kalmaz. Ancak yine de metro ve otobüslere girişte Roma Pass kartınızı okutmanız gerekir.
Roma’nın ünlü yöresel lezzetleri

Roma, tarihi ve sanatı kadar mutfağıyla da baş döndüren bir şehir. Makarnadan kızartmalara, tatlılardan sokak lezzetlerine kadar geniş yelpazeli bu mutfak, İtalyan gastronomisinin en köklü örneklerini barındırıyor. Seyahatiniz sırasında sadece müzeleri değil, bu geleneksel tatları da keşfetmenizi öneririz. Eğer daha detaylı bir yemek rehberi arıyorsanız Roma’da ne yenir? yazımıza göz atabilirsiniz.
Gelato (Roma Dondurması)
Yoğun kıvamı, doğal aromaları ve çeşit çeşit meyve–fındık ezmesiyle Roma dondurması klasik dondurmalardan oldukça farklı. Özellikle yaz aylarında neredeyse her sokakta serin bir mola sunuyor.
Tiramisu
Kremamsı kıvamı ve kedi dili bisküvileriyle klasik bir İtalyan tatlısı olan tiramisu, Roma’da oldukça yaygın. (İspanyol Merdivenleri yakınındaki Pompii Tiramisu ile Navona Meydanı yakınlarındaki Two Sizes, şehirdeki en ünlü Tiramisu dükkanlarının başında geliyor. İkisi de sayfa başındaki Roma gezilecek yerler haritamızda işaretli. Biz son gezimizde içerik sorduğumuzda alkolsüz yanıtı almıştık. Benzer hassasiyetiniz varsa satın almadan önce siz de sorabilirsiniz.)
Suppli
İçinde eriyen mozzarella bulunan, dışı kıtır pane kaplı kızarmış risotto toplarıdır. Özellikle öğün arası atıştırmalık olarak sokak tezgâhlarında sıkça bulunur.
Pizza Alla Romana
İncecik ve çıtır hamurla yapılan Roma usulü pizzalar, farklı tatlarla dilim dilim sunulur. En çok tercih edilen çeşitler arasında patatesli ve kabak çiçekli versiyonlar yer alır.
Carciofi Alla Giudia
Roma Yahudi mutfağından gelen bu tarifte, bütün enginar derin yağda kızartılır. Dışı kıtır, içi yumuşak dokusuyla farklı bir sebze deneyimi sunar.
Maritozzi (Mortizzo)
İçi tatlı krema dolu, kabarık hamurdan yapılan bu klasik Roma tatlısı genellikle sabah kahvesiyle birlikte tüketilir. Pastanelerde taze versiyonlarını denemenizi öneririm.
Spaghetti Carbonara
Yumurta, pecorino ve guanciale (domuz yanak pastırması) ile yapılan bu ünlü makarna, orijinal tarifinde krema içermez. (domuz eti içerir)
Fiori di Zucca Fritti
Mozzarella ve ançüezle doldurulmuş kabak çiçekleri, çıtır dış kaplamasıyla kızartılarak servis edilir. Özellikle aperitivo saatlerinde tercih edilen bir atıştırmalıktır.
Risotto
Kremamsı yapısı ve yoğun lezzetiyle Roma restoranlarında farklı versiyonlarını tadabileceğiniz klasik bir İtalyan pirinç yemeği. Mantar, safran veya deniz mahsullü versiyonları yaygındır.
Bruschetta
Kızartılmış ekmek dilimi üzerine sarımsak, domates, zeytinyağı ve bazen mozarella ile hazırlanan bu atıştırmalık, genellikle yemek öncesi servis edilir.
Trapizzino
Bir üçgen sandviç formunda sunulan bu modern sokak lezzetinin içine geleneksel Roma yemekleri doldurulur. Özellikle hızlı ama doyurucu bir öğün arayanlar için birebirdir.
Cacio e Pepe
Sadece peynir (pecorino) ve karabiberle hazırlanan bu sade ama lezzetli makarna, Roma mutfağının en çok tercih edilen ve en eski tariflerinden biridir.
Saltimbocca Alla Romana
Dana etinin üzerine prosciutto (İtalyan jambonu) ve adaçayı konularak beyaz şarapla pişirilir. (domuz eti içerir)
NOT: Adı geçen ürünlerde domuz eti bulunabileceğini ya da helal kesim et ürünlerinin yer almayabileceğini unutmayın. Konu hakkında bizim gibi hassas davranıyorsanız, Roma seyahatinizde yeme içme tercihlerinizde daha seçici davranmanızı öneririz.
Roma’da alışveriş için nereler gezilir?

Roma, sadece tarihi ve kültürel zenginlikleriyle değil, aynı zamanda alışveriş olanaklarıyla da ziyaretçilerine unutulmaz deneyimler sunar. Şehirde lüks butiklerden sokak pazarlarına, antikacılardan modern alışveriş merkezlerine kadar geniş bir yelpazede alışveriş yapma imkânı bulunur. Eğer Roma’da alışveriş yapmayı planlıyorsanız, detaylı rehberimiz için Roma’da nerede alışveriş yapılır? yazımıza göz atabilirsiniz.
Centro Storico ara sokakları
Trevi Çeşmesi ve Pantheon çevresindeki dar sokaklar, el yapımı hediyelik eşyalar, deri ürünleri ve sanat galerileriyle doludur. Bu bölgede alışveriş yaparken Roma’nın tarihi dokusunu da hissedebilirsiniz.
Via dei Condotti Caddesi
Piazza di Spagna’dan başlayarak Via del Corso’ya uzanan bu cadde, Gucci, Prada, Bulgari gibi lüks markaların mağazalarına ev sahipliği yapar. Antico Caffè Greco gibi tarihi mekânlar da burada bulunur.
Via del Corso Caddesi
Roma’nın en uzun ve en işlek alışveriş caddelerinden biri olan Via del Corso, Zara, H&M gibi uluslararası markaların yanı sıra yerel butiklerle de doludur. Her bütçeye uygun alışveriş seçenekleri sunar.
Via Frattina Caddesi
Via dei Condotti’ye paralel uzanan bu cadde, daha ulaşılabilir fiyatlı moda mağazalarıyla bilinir. Şık butikler ve ayakkabı mağazalarıyla alışveriş severlerin ilgisini çeker.
Via del Boschetto Caddesi
Monti semtinde yer alan bu cadde, vintage mağazalar, el yapımı takılar ve tasarım butikleriyle alternatif alışverişin adresidir. Sanat ve moda tutkunları için ideal bir duraktır.
Campo de’ Fiori Pazarı
Sabah saatlerinde kurulan bu açık hava pazarı, taze meyve, sebze, baharat ve çiçeklerle renklenir. Yerel ürünler ve hediyelik eşyalar için uğranması gereken bir noktadır.
Borghetto Flaminio Pazarı
Piazza del Popolo yakınlarında kurulan bu pazar, antika eşyalar, vintage kıyafetler ve ikinci el ürünlerle doludur. Pazar günleri açık olan bu pazar, özellikle koleksiyoncuların ilgisini çeker.
Porta Portese Pazarı
Trastevere bölgesinde, her Pazar sabahı kurulan bu büyük bit pazarı, ikinci el kıyafetlerden antika eşyalara kadar geniş bir ürün yelpazesi sunar. Pazarlık yapmayı sevenler için ideal bir yerdir.
Galleria Alberto Sordi AVM
Via del Corso üzerinde yer alan bu tarihi alışveriş galerisi, Art Nouveau mimarisiyle dikkat çeker. İçerisinde kitapçılar, moda mağazaları ve kafeler bulunur.
Castel Romano Designer Outlet AVM
Şehir merkezine yaklaşık 25 km uzaklıkta bulunan bu outlet, Armani, Michael Kors, Nike gibi markaların indirimli ürünlerini sunar. Alışveriş otobüsleriyle kolayca ulaşım sağlanabilir.
Roma’dan ne alınır?

Roma sokaklarında yürürken tarihi kadar dikkat çeken bir diğer unsur da vitrinler ve tezgâhlar. Şehir, zengin mutfağından geleneksel el işçiliğine kadar birçok farklı alanda unutulmaz hediyelikler sunar. İster kendinize, ister sevdiklerinize özel bir hatıra arıyor olun; Roma, her bütçeye uygun alışveriş alternatifleriyle dolu. Daha fazla detay için Roma’dan Ne Alınır? başlıklı rehberimize göz atabilirsiniz.
Deri ürünler
İtalyan işçiliğiyle üretilmiş çanta, cüzdan ve kemerler Roma’dan alınabilecek en kaliteli hediyeler arasında yer alır. Özellikle küçük butikler, özel tasarımlar açısından zengindir.
El yapımı mozaik objeler
Pantheon ve Kolezyum’dan esinlenen mozaik desenli masa üstü objeler ya da küçük magnetler, klasik Roma dokusunu yansıtan güzel birer hatıra olabilir.
Taze çekilmiş kahve
İtalyan kahvesi, lezzetiyle olduğu kadar kokusuyla da meşhurdur. Taze çekilmiş paketli espresso ya da moka kahveler, kahve sever dostlar için harika bir seçimdir.
Limoncello
Yoğun limon aromalı bu İtalyan likörü özellikle hediye amaçlı çok tercih edilir. (alkol içerir – hassasiyeti olanlar için uygun olmayabilir)
Porselen yemek takımları
Küçük porsiyonluk tabaklar veya espresso fincanları, İtalyan stiline sahip mutfak eşyaları arasında hediyelik olarak öne çıkar.
Peynir & zeytinyağı çeşitleri
Pecorino Romano gibi yerel peynirler ile soğuk sıkım zeytinyağları, gastronomik hediyelikler kategorisinde oldukça rağbet görür.
Roma temalı takılar
Gladyatör kaskı, Kolezyum ya da İmparatorluk simgeleriyle süslenmiş kolye ve bileklikler; genç ziyaretçilerin favori alışverişlerinden biridir.
Renkli seramik eşyalar
El boyaması seramik tabaklar, kase ve sürahiler İtalyan köy ruhunu sofranıza taşıyacak özgün parçalar arasında yer alır.
El yapımı sabun ve kozmetik ürünleri
Zeytinyağlı sabunlar, lavantalı krem ve balm setleri özellikle küçük pazarlarda ya da doğal ürün mağazalarında sıkça bulunur.
Makarna & sos setleri
Farklı makarna çeşitleri ve bunlara özel hazırlanmış domates bazlı soslar, mutfakta İtalya rüzgarı estirmek isteyenler için güzel bir hediye seçeneğidir. (bazı setlerde domuz yağı bulunabilir)
Roma’ya kadar gelmişken gezilebilecek yerler

Roma, İtalya’nın kalbi olsa da çevresindeki şehirler ve bölgeler de en az Roma kadar etkileyici. Eğer Schengen vizesini almışken sadece Roma ile yetinmek istemiyor, İtalya’yı trenle keşfetmek istiyorsanız bu bölüm tam size göre! İtalya’nın hızlı tren ağı (Frecciarossa, Italo) sayesinde birçok şehre kolayca ulaşmak mümkün. İşte Roma’ya kadar gelmişken günübirlik ya da 1–2 günlük rotaya dahil edilebilecek popüler destinasyonlar:
Napoli
Roma’dan trenle sadece 1 saat 10 dakika uzaklıkta yer alan Napoli, pizza ve deniz manzarasının başkentidir. Güney İtalya’nın ruhunu taşıyan bu şehir, sokak hayatı, tarihi merkezleri ve etkileyici kaleleriyle öne çıkar. Spaccanapoli sokakları, San Carlo Tiyatrosu ve Napoli Kraliyet Sarayı mutlaka görülmeli.
• ✅ Napoli’de Gezilecek Yerler başlıklı yazım için tıklayın.
• ✅ Napoli’de Nerede Kalınır? başlıklı yazım için tıklayın.
Pompei Antik Kenti
Napoli’ye kadar gitmişken sadece 30 dakika tren mesafesindeki Pompei, Antik Roma dönemine ait en iyi korunmuş arkeolojik alanlardan biri. M.S. 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın küllerine gömülen şehirde taşlaşmış yaşam izlerini görmek, gerçekten büyüleyici.
Amalfi Sahilleri
Napoli’den otobüs ya da özel araçla yaklaşık 1.5–2 saatte ulaşılan Amalfi Sahili; Positano, Ravello ve Amalfi kasabalarıyla kartpostal güzelliğinde bir kıyı şeridi sunar. Renkli evleri, dar sokakları ve denizle iç içe manzaralarıyla fotoğraf tutkunlarının gözdesidir.
Siena
Toskana’nın ortasında yer alan bu Orta Çağ şehri, Roma’dan trenle yaklaşık 3 saat sürüyor. Piazza del Campo Meydanı, Siena Katedrali ve dar taş sokaklarıyla tarih severleri büyülüyor. Özellikle Floransa gezisiyle birleştirerek mini bir Toskana turu yapabilirsiniz.
Floransa
Rönesans’ın doğduğu şehir olan Floransa, Roma’dan 1.5 saatlik hızlı tren yolculuğuyla ulaşılabilir. Uffizi Galerisi, Duomo Katedrali ve Ponte Vecchio Köprüsü ile hem kültürel hem görsel bir şölen sunar. Sanatseverler için kaçırılmaması gereken bir rota.
• ✅ Floransa’da Gezilecek Yerler başlıklı yazım için tıklayın.
• ✅ Floransa’da Nerede Kalınır? başlıklı yazım için tıklayın.
Bologna
İtalya’nın en eski üniversitesine ev sahipliği yapan Bologna, Roma’dan trenle 2 saat sürüyor. Kırmızı kiremitli çatıları, sonsuz sütunlu sokakları ve yöresel mutfağıyla tanınıyor. Hem kültürel hem gastronomik olarak zengin bir şehir.
• ✅ Bologna’da Gezilecek Yerler başlıklı yazım için tıklayın.
• ✅ Bologna’da Nerede Kalınır? başlıklı yazım için tıklayın.
Milano
Moda başkenti Milano’ya Roma’dan hızlı trenle ulaşmak yaklaşık 3 saat sürüyor. Galleria Vittorio Emanuele, Duomo Meydanı ve son akşam yemeği tablosuyla tanınan Santa Maria delle Grazie kilisesi, Milano’yu benzersiz kılıyor.
• ✅ Milano’da Gezilecek Yerler başlıklı yazım için tıklayın.
• ✅ Milano’da Nerede Kalınır? başlıklı yazım için tıklayın.
Venedik
Roma’dan trenle 3 saat 45 dakika mesafede yer alan Venedik, kanalları, gondolları ve romantik havasıyla İtalya’nın en özel şehirlerinden biri. San Marco Meydanı, Rialto Köprüsü ve ara sokaklardaki küçük butiklerle baştan sona farklı bir atmosfer sunar.
• ✅ Venedik’te Gezilecek Yerler başlıklı yazım için tıklayın.
• ✅ Venedik’te Nerede Kalınır? başlıklı yazım için tıklayın.
Özet olarak Roma’da nereler gezilir?

Özetle, Roma, antik çağlardan günümüze uzanan tarihî mirası, açık hava müzesi gibi sokakları, rengarenk semtleri ve lezzetli mutfağıyla dolu dolu bir şehir. Her köşesinde ayrı bir hikâye anlatan bu şehir, özellikle ilk defa gelen gezginler için unutulmaz bir deneyim sunar. Kolezyum’un gölgesinde yürürken gladyatörleri, Trevi Çeşmesi’nde dilek tutarken hayalleri, Vatikan’da gezerken ise insanlığın ortak inanç ve sanat tarihini düşünürsünüz.
İlk kez gelenler için şehirde mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında şunlar gelir:
• Kolezyum, Roma Forumu ve Palatino Tepesi üçlüsü
• Pantheon, Trevi Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri ve Navona Meydanı
• Vatikan Müzeleri, Sistina Şapeli ve Aziz Petrus Bazilikası
• Villa Borghese, Terrazza del Pincio ve Borghese Galerisi
• Monti, Trastevere ve Campo de’ Fiori gibi lokal mahalleler
• Venezia Meydanı, Kapitolin Tepesi ve Hadrian Tapınağı çevresi
Roma’da yeme içme oldukça keyifli. Cacio e Pepe, Suppli ve Fiori di Zucca gibi lezzetler her yerde karşınıza çıkar. Ancak domuz eti kullanımının yaygın olduğunu bilmekte fayda var. Özellikle Carbonara, Saltimbocca ya da Amatriciana gibi yemeklerde bu ürünler sık kullanılır. Bu yüzden bizim gibi İslami hassasiyetleri olanlar için içerik sormak, güvenli seçenekleri tercih etmek önemli bir detay.
Alışveriş yapmayı planlıyorsanız:
• Via del Corso, Via dei Condotti, Via Frattina gibi alışveriş caddeleri
• Campo de’ Fiori ve Porta Portese gibi sokak pazarları
• Galleria Alberto Sordi gibi tarihi galeriler tam size göre.
Küçük mozaik objeler, deri çanta ve cüzdanlar, Roma temalı takılar ya da İtalyan kahvesi en çok tercih edilen hediyeliklerden. Limoncello gibi alkol içeren ürünleri tercih etmeyen okuyucular için diğer gastronomik hediyeler daha uygun olabilir.
Konaklama konusunda şehirde birçok farklı alternatif var.
• Centro Storico bölgesi, gezi noktalarına yakınlığıyla ideal ama biraz kalabalık
• Trastevere, yerel atmosferi ve akşam hayatıyla öne çıkıyor
• Monti, Kolezyum’a yakınlığı ve sokak ruhuyla çok seviliyor
• Termini çevresi ekonomik ama biraz dikkatli olunması gereken bir bölge
Benim şahsen kaldığım 🏨 9Hotel Cesàri konumuyla harikaydı. Daha ekonomik bir alternatif arayanlar için 🏨 The Hive Hotel ya da 🏨 Singer Palace Hotel gibi seçenekler de oldukça başarılı.
Ulaşım konusunda en avantajlı kombinasyon: yürüyüş + metro. Şehri gezerken metro A ve B hatları işinizi oldukça kolaylaştırır. Eğer günde birkaç kez toplu taşıma kullanacaksanız Roma Pass ya da Giornialero günlük kart ekonomik olur. Metro + yürüyüş ile hemen her yere ulaşırsınız.
Müze ve turistik yerlerin biletlerini seyahatten önce online almak zaman kazandırır:
• ✅ Kolezyum & Roma Forumu bileti
• ✅ Vatikan Müzeleri & Sistina Şapeli bileti
• ✅ Hop-on Hop-off şehir turu otobüsü bileti
Roma’dan sonra çevreyi keşfetmek isterseniz; hızlı trenle Napoli, Floransa, Siena, Venedik, Pompei gibi şehirler kolayca ulaşılabilir rotalar arasında.
Kısacası, Roma sadece gezi değil; adım adım yaşanan bir tarih ve hayat deneyimi sunuyor. Bu rehberdeki bilgiler, seyahatiniz boyunca en büyük yardımcınız olacak. Şimdiden iyi yolculuklar! ✨
Roma’da gezilecek yerlerle ilgili sıkça sorulan sorular

Roma’da mutlaka görülmesi gereken yerler nereler?
Kolezyum, Pantheon, Trevi Çeşmesi, Vatikan Müzeleri ve Aziz Petrus Bazilikası Roma’nın en ikonik durakları arasında yer alır.
Roma’da ücretsiz gezilebilecek yerler hangileri?
İspanyol Merdivenleri, Navona ve Venezia Meydanı, Villa Borghese Parkı ve Trevi Çeşmesi gibi birçok açık alan ücretsiz gezilebilir.
Roma’daki en ünlü müzeler hangileri?
Vatikan Müzeleri, Borghese Galerisi, Kapitolin Müzesi ve MAXXI en çok ziyaret edilen müzeler arasında bulunur.
Roma’ya ne zaman gitmeli?
İlkbahar (Nisan-Mayıs) ve sonbahar (Eylül-Ekim) ayları hem hava şartları hem de kalabalık dengesi açısından en ideal dönemlerdir.
Roma’da kaç gün kalmalı?
En az 3 tam gün ayırmak şehir merkezindeki önemli yerleri gezmek için yeterlidir; çevre gezileriyle birlikte 5 gün ideal süredir.
Roma Havalimanı’ndan şehir merkezine nasıl gidilir?
Leonardo Express treni, Terravision otobüsleri, sabit tarifeli taksiler ve özel transfer hizmetleriyle şehir merkezine rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Roma’da nerede kalınır?
İlk kez gelenler için Centro Storico, Trastevere ve Monti bölgeleri hem konum hem de atmosfer açısından en çok tercih edilen semtlerdir.
elinize sağlık, ben de gezi yazıları yazıyorum ancak arama motorlarında görünmüyor, muhtemelen bir hata yaptım siteyi kurarken. Tavsiye edeceğiniz bir kişi var mı sitemle ilgili sorulamı sorabileceğim?
araç kiralayıp bolognadan geleceğiz. Araba ile geldiğimizde otopark tercini nasıl yapmalı nelere dikkat etmeliyiz
Muazzam bilgiler için teşekkürler. 25/12/23-31/12/23 tarihleri arasında sizden aldığım cesaretle tursuz münferit eşim ve oğlumla(3) milano-floransa-roma turu yapacağız. Milano da 43 station floransa da solo experience roma da 66 imperial inn rez yaptım. Ve tren biletlerini aldım. O tarihler açısından bize önereceğiniz bşr tavsiye var mıdır ?
Çok emek harcamışsınız, elinize sağlık. 3 gün sonra Roma’dayım. Çok yararlı oldu
Selam 👋 şu an duruma dayım ve buraya defalarca gelmeme rağmen yine de belki keşfedilecek yerler vardır diye birkaç blog inceleyim dedim, yıllardır gezerim seni neden ilk defa keşfediyorum bilmiyorum ama bu benim suçum☺️ Her şeyi harika anlatmışsın eline emeğine ayaklarına sağlık ve hatta kesene bereket diyeyim başarılar kolaylıklar iyi yıllar🎄🎅
İtalya gezimiz öncesi yazınız sayesinde harika bilgiler edindim. Teşekkür ederim.
İlginiz ve güzel yorumlarınız için çok teşekkürler Elif Hanım.
Bilgileriniz icin tesekkurler Sami bey su an Roma dayim kesinlikle gorulmesi gereken yerler,5 gun daha burdayim ama fazla geldi,kesinlikle haklisiniz, 4 gunden sonrasi fazla geliyor
Nazan Hanım selamlar. Rahat gezmek isteyenler için 3-4 günlük Roma için ideal bence de.
Merhaba..gercekdeb harika bir is basarmissiniz..size Azerbaycandan yaziyorum..instagram hesabiniz var mi? Takip etmek isterim
Gülşen Hanım merhabalar, ilginiz için çok teşekkürler. Instagram hesabımız: gezipgördüm
Merhabalar,
Öncelikle değerli çalışmanız için teşekkürler. Bologna, Venedik, Floransa ve son olarak Roma gezimizi sizin tecrübelerinizden faydalanarak gezdik.
Roma Pass ile alakalı ayrıntılı bilgi vermek gerekebilir. 22-29 Haziran 2022 tarihinde gezimizi yaptık ve Roma Pass konusunda Roma daki kimseden bilgi alamadık herkes ilk defa görmüş gibi bakıyor ve ayrıntı veremiyorlar.
Öncelikle Roma Pass i otobüsden indiğimizde Otobüs terminalinden Büfeden aldık ve hemen hemen her yerde satılıyor. (Bizim tarihlerde güncel 32€ ve fiyat sabit kartın üstünde direk 32 € yazıyor).
Aktifleştirme ilk metro ya binildiğinde gişedeki makina otomatik kendisi yapıyor otobüslerdeki bilet makinalarına okutulamıyor.(Kartın arkasına isim soyisim ve tarih bilgisini kendimiz elle yazıyoruz. Oteldeki arkadaş yarının tarihini yazın sadece sizin yazdığınız tarihe bakılıyor dediler biz tabikide metro girişindeki saati yazdık metroya binerken makina aktivasyon tarihini gösteriyor 🙂 oteldeki arkadaşın taktiği sadece otobüslerde olabilir.) Otobüsde bilet kontrolüne denk geldik sadece kartı göstermemiz yeterli oldu tarih kontrolü yapılmadı.
En önemli nokta : Kolezyum girişinde Roma Pass olmasına rağmen yinede kolezyumun sitesinden rezervasyon gerekli ve her türlü sıraya giriliyor.(Yoğun zaman olduğundan olabilir) Sıra rezervasyonlu oldugu için 5 dk da geliyor. (Siteden Roma Pass rezervasyonu için 2€ ekstradan vermek gerekiyor.) Fakat rezervasyon 2 saat sonraya bulabildik. Yazıyı okuduğumuzda Roma Forumu ve Palatino Tepesi ayrı yerler olarak düşünüyorduk girince 2 side aynı yerde olduğundan aynı anda geziliyor burda belirtmek gerekebilir kafamız biraz karışmıştı 🙂 Ayrıca Roma Pass ile önce kolezyum sonrasında aynı gün içinde Roma Forumu ve Palatino Tepesine girilmesi gerekiyor. Rezervasyon saati gelene kadar değerlendirelim dedik fakat olmadı.
Diğer şehirlerde heryere yürüme gittik. Roma da çok sıcak oldugundan dolayı 15 -20 dk lık mesafeleri bile metro ve otobüs ile serin serin Roma Pass rahatlığıyla gezdik. 🙂
Yardımcı olması açısından belirtmek istedim kendimiz bu konularda Roma da karışıklık yaşadık.
Tekrar bilgileriniz için teşekkürler. Sevgiler.
Soner Bey merhabalar,
Öncelikle ilginiz ve çok önemli eklemeleriniz için teşekkür ederim. Önümüzdeki hafta tekrar bir İtalya seyahatim olacak ve aynı rotayı ben de tekrar yapacağım. Özellikle Roma Pass konusundaki detaylı ekleme ve tavsiyeleriniz benim de güncel bilgi olarak çok işime yarayacak. Tekrardan teşekkür ederim. Sevgiler…
Merhabalar efendim, tur olarak nereyi önerirsiniz çünkü bazı siteler için şikayetler var bu yüzden güvenip turlara katılamıyoruz yardımcı okursanız çok sevinirim, teşekkürler.
Sümeyya Hanım selamlar,
Tur konusunda yardımcı olamam maalesef çünkü bizim genel mottomuz zaten “turlara bağlı kalmadan bireysel seyahat”. Yani otelinizin, ulaşımınızın, gezilecek yerler ve yapılacak şeylerin tamamen kendiniz tarafından yapıldığı seyahatlere yardımcı olacak elimizden geldiğince bilgiler paylaşmaya çalışıyoruz. Lakin son dönemdeki fiyat artışlarından dolayı turların yakaladığı (otel+uçak) rakamları bireysel olarak yakalamak için biraz araştırma yapmak, erken rezervasyon vb ile önceden seyahat planlaması yapmak gerekiyor. Bu yüzden illa turlarla gezecekseniz mutlaka sektörde marka bilinirliği yüksek olan firmaları seçin. Unutmayın bir şey çok ucuzsa bir nedeni vardır, sevgiler…
Merhaba,
Geçtiğimiz bahar için İtalya planımız vardı ama covidden dolayı bileti açığa aldık. 2021 baharına düşünüyoruz ama koronaya bağlı yaz sonu da olabilir. Gittiğimiz zaman oğlum 3 yaşa yaklaşmış olacak. Çocukla şehirler arası seyahat olacağı için araba kiralamak mı daha uygun yoksa tren ya da otobüs mü? İtalya’da araba kiralayanlar park yerleri, belirli saatlerde kapanan yollardan dolayı ceza yemişler. eğer kiralarsam Arabayı sadece şehirler arası yollarda kullanmayı düşünüyorum.
Biletimiz Roma gidiş dönüş şeklinde. Roma, Floransa ve Venedik şeklinde plan yapmıştım. Uçak sabah 10 da iniş yapacak. Havalimanından iner inmez Venedik’ e geçip sonra Floransa Roma şeklinde aşağı doğru inmek mi daha doğru olur? Tahmini 6 gecelik gezi olacak. Roma’da 2 ya da 3 gece kalmayı planlıyoruz.
Gözde Hanım selamlar,
İtalya’da gelişmiş bir tren ağı var bu nedenle ben tekrar gidecek olsam şehirler arasında hızlı trenleri kullanırdım. Şahsen araç kiralama konusunda biraz mesafeliyim. Yalnızca şehir dışında kullanacak bile olsanız gittiğiniz şehirde park bulma stresi, maddi külfetler vb bence daha sıkıntılı olur. Yine de araç kiralarsanız mutlaka otopark hizmeti veren bir otel seçmenizi öneririm.
Tabi toplu taşımada Covid durumu çok farklı. Ben yorumumu normal bir düzen için yaptım. İtalya’daki tren yolculukları çok uzun değil aklınızda olsun.
Ben son seyahatimde Roma-Floransa-Venedik şeklinde gezdim. Tercih sizin. Gün planlamanızı ona göre yapabilirsiniz.
Sevgiler.
Çok faydalı bir yazı olmuş. Üstüne her yorumu cevaplamış.
Herkes adına teşekkürler
Çok teşekkürler, sevgiler…
İtalya da Ocak sonu 1 hafta geçirdim… Roma Havaalanında araç kiralayıp sırasıyla Floransa, Pisa, Milano ve sonrasında tekrar Roma ya gelerek tatili bitirdim. Çok programsız bir tatil olmasına rağmen paylaştığınız yerlerin yaklaşık %90 ını gezme imkanı buldum. Tavsiyem dışarıda yemek yemeyin mümkünse mutfaklı kamp otellerinde kalıp kendi yemeğinizi kendiniz yapın… Restaurantlar yemek kalitesine göre çok pahalı ama marketler genelde ucuz(Conad, Lidl…). Araç ile seyahat tam bir problem. Park yeri bulmak çok vakit alıyor. Trafik Türkiye den daha kötü, kimsenin kimseye saygısı yok. Otoyollar çok pahalı, seyahatim boyunca yaklaşık 200 Euro otoyola harcadım… Yaklaşık 160 Euro yakıt masrafım oldu… Araç kiralamak ucuz olduğu için bu yolu tercih etmiştim. Araca 1 haftalık 60 Euro kiralama ücreti verdim… Otoyollarda sık sık kaybolduğum için İngilizce çok işime yaradı dil bilmesem ilk gün isyan eder geri dönerdim… İtalyanların çoğu az da olsa İngilizce bildiği için iletişim pek problem olmadı… Hafta sonu otoyol gişede bilet almadan geçiş yaptığım için ceza yedim (16 Euro) , pazartesi sabahı otoyollardan sorumlu şirkete (Puntoblu) ceza ödemeye gittiğimde de dil çok işime yaradı… Sonuç olarak tarih ilgisi olanlar için İtalya muazzam bir ülke…
Güzel paylaşım için çok teşekkürler.
Sami Bey Merhaba. Nasipse önümüzdeki hafta 4 günlük bir Roma gezimiz olacak inşallah. Otelimiz Piazza Cavour’un arkasında bulunan Via Cicerone caddesinde yani Prati bölgesinde. Sizce Roma Pass almalı mıyız?
Nur Hanım selamlar, otel konumunuza göre Roma Pass yorumu yapmam hiç sağlıklı olmaz. Şehirde yapmayı planladıklarınız kart satın almada belirleyici olmalı. Sevgiler.
nisanın 20 sinde romaya eşimle gitmeyi düşünüyoruz.
5 günlük gezide Venedik ve Ponpei uğramak hayal mi sizce ?
5 gün içerisinde yalnızca Venedik ve Pompei planlıyorsanız sorun olacağını düşünmüyorum ama Roma’yı da düşünüyorsanız süre yetmez. Pompei çok ayrı konumda…
çok güzel bir derleme teşekkür ederiz
güzel yorumlarınız için ben teşekkür ederim Muazzez Hanım, sevgiler…
Temmuz ayında 3 gün roma da nasıl bir program öneririsiniz. gezecek yerler , alış veriş
Öncelikle Temmuz ayında Roma oldukça kalabalık olacaktır bu yüzden gezi noktalarında bekleme süreleri uzun olur, bu durumu göz önünde bulundurun derim. Gezilecek yerler sıralaması herkesin zevkine göre değişecektir, net yorum yapamam. Ama Kolezyum ve Vatikan Müzeleri’ne vakit ayırmanızı tavsiye ederim.
Elinize sağlık, harika bir yazı. Çok teşekkürler:)
Güzel yorumunuz için çok teşekkürler 🙂
Merhaba,
3 günlük roma seyahatimiz var. Nasıl bir yol izleyeceğimiz konusunda tereddütlerimiz var .Sıralama yapsanız neleri görmeden gelmeyin dersiniz çünkü zaman kısıtlı. Ayrıca zamanı verimli kullanmak anlamında toplu taşımada metro ağı geniş değil galiba daha çok otobüslerle mi ?
İlhami Bey selamlar, 3 günde şehrin çoğu önemli yerini görebilirsiniz. Listemiz önem sırasına göre yapıldı, bu yüzden planlama buna göre yapılabilir. Roma’da etkin bir metro ağı yok ama özellikle Tarihi Şehir Merkezi sınırlarında çoğu yer yürüyerek gezilebilir. Sadece Vatikan’a vb giderken metro ya da otobüs kullanılabilir.
Çok faydalı bir yazı olmuş. Üstüne her yorumu cevaplamış.
Herkes adına teşekkürler
İlginiz için ben çok teşekkür ederim.
Güzel şehir herkese tavsiye ederim
Büyük bir zevkle okudum çok teşekkürler <3
İlginiz ve yorumunuz için ben teşekkür ederim, saygılar…
Öncelike bu kadar güzel anlatımınız için kendim adına size teşekkür ediyorum soru işaretleri bırakmıyorsunuz aklımızda.
Kısmetse eşim ile birlikte tur olmadan kendimiz 5 gecelik bir roma rezervasyonu yaptık
Sadece roma da kalmayalım yakın yerlerede gidelim diyoruz tren veya rentcar ile
Eşim venedik dıyor sizce cok uzak kalırmı bize
Ve yukarda verdiğiniz vatikan linkinden alınan bilet ile rezervasyonlu bölümdenmi gireceğim ?
aldığımız bilet aziz petrusu karsılıyormu vatıkan sısteın sapelımı sadece _?
Ve bu forumlarda okuduğumuz roma passcard hakkında bilgi verirmisiniz ?
şimdidden cevaplarınız için teşekkürler
Cem Bey selamlar, geç dönüşüm için özür dilerim. Okuyanlar için belki faydalı olur diye tekrar yazmak istedim;
5 gece benim seyahat anlayışım için fazla. Bu yüzden araç kiralamak yerine tren kullanarak Floransa ya da Venedik’e gitmek düşünülebilir.
Vatikan’da elinizde resmi siteden alınan bilet varsa kuyruğa girmeden en öne geçebilirsiniz. Getyourguide’dan tur satın almışsanız da ilgili tur sayfasında buluşma yerine gidip gitmeme ya da benzer şekilde direkt kuyruk önüne geçilip geçilemeyeceği bilgileri paylaşılıyor.
Aldığınız bilet Sistina Şapeli’ni de kapsıyor, zaten Aziz Petrus Bazilikası’nın girişi ücretsiz.
Merhaba, çok güzel yazmışsınız elinize sağlık. Uzun zamandır italyaya gitme hayalim var başta roma olmak üzere. Tek başıma seyahat etmek istiyorum genç bir kadın olarak herhangi bir zorlukla karşılaşır mıyım sizce?
Sena Hanım selamlar,
Roma gibi popüler Avrupa şehirleri zaten birçok gezginin ilk kez yurt dışı deneyimi yaşadığı yerler oluyor. Roma her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor. Bu yüzden temel güvenlik kurallarına uyarsanız sorun yaşayacağınızı düşünmüyorum. Tek sıkıntı Roma’da çok ciddi hırsızlık oluyor. Bu duruma özellikle dikkat etmenizi tavsiye ederim.
bende gıtmek ıstıyorum yaaa valla okudukca sıze ne kdar ımrendım bılemessınız…
Sami Bey,
Vermiş olduğunuz faydalı bilgiler için teşekkür ederim.Roma seyahatimiz öncesi program yapmamız için çok faydalı oldu. Eşimle birlikte bu yaz Roma-Amalfi-Venedik-Amsterdam seyehati planlıyoruz. İtalya’da gezdikten sonra Amsterdam’a geçmeyi planlıyoruz fakat uçakla gitmek istemiyoruz.Bunun yerine gezerek arabayla ya da tren yolculuğu düşünüyoruz.Sizin tavsiye edebileceğiniz bir seyahat hattı var mı ya da başka herhangi bir ulaşım fikri?
Şimdiden teşekkür ederiz.
Selin Hanım merhabalar,
Öncelikle ilginiz ve güzel yorumunuzdan ötürü çok teşekkür ederim. Planınız gayet güzel gözüküyor. Açıkçası benim Avrupa seyahatlerimde ulaşımda 1. tercihim hızlı trenler. Mümkün olduğunca şehir geçişlerinde hep trenleri tercih ediyorum. Eğer geçiş yapacağım hat hızlı trenler için uygun değilse o zaman Avrupa içi ucuz uçuş sağlayan firmalara yöneliyorum. Araba kiralama ise hiçbir zaman tercih etmediğim bir yöntem. Roma tarafından Venedik’e trenle geçip oradan belki Amsterdam’a uçakla geçilebilir. Üzerinde biraz kafa yormak gerekir. Trenitalia ve Skyscanner sitelerini tavsiye edebilirim biraz araştırma için. Sevgilerimle…
Çok ayrıntılı ve güzel anlatımınız için teşekkür ederim.
Ufak bir önerim olacaktı. sorulan sorulardan da anladığım kadarıyla bu konuda ihtiyacı olanlarda var; Biz 6 yaşındaki oğlumuzla birlikte seyahat edeceğiz. Türkiye’de bu yaştaki çocuklara genelde müze ve otobüslerde bilet almayız.(müze yada gezilecek yer özellikle çocuklara yönelik değilse tabi) Gezilerinizde çocuklu takipçileriniz için de ufak bilgiler verebilecek kadar bilgi edinip paylaşsanız ne kadar güzel olur, değil mi?
Dilek Hanım merhabalar,
İlginiz ve olumlu yorumlarınız, tavsiyeleriniz için teşekkür ederim. Aslında çok haklısınız. Bizim de 4,5 yaşında bir çocuğumuz var gezi planlamalarında artık bahsettiğiniz duruma biz de daha çok dikkat eder olacağız. Yazıyı genel okuyucu için sıkmayacak uzunlukta tutmak için bu bilgileri atlıyorduk ama artık yazı revize zamanlarında bu bilgileri de ekleyeceğiniz. İlginiz için tekrar teşekkürler, sevgiler…
Merhabalar,
Yakın zamanda roma gezisi yapmayı planlıyoruz eşimle beraber.
Vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkürler, okurken bile oralarda dolaştım 🙂
Tüm bunların yanında yeme+icme icin aşağı yukarı bir bütce verebilir misiniz?
2 kişi 2 gece konaklamayı düşünüyoruz. Ancak hızlı tüketim fiyatları ortalama kaç euro bandında kalır?
Teşekkürler.
Sibel Hanım merhabalar,
Öncelikle ilginiz ve güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Yazı uzunluğunu optimumda tutmak için yazıda sadece gezilecek yerler konusuna odaklandık. Yalnız tüm bilgilerin harmanlandığı, daha pratik seyahat yazılarını da eklemeyi planlıyoruz.
Fiyatlar konusunda net tavsiye vermem pek doğru olmaz diye düşünüyorum çünkü örnek olarak ben gezilerimde Mc Donald’s da yiyorum, öğünde kişi başı 8-10 Euro gibi bir rakam ödüyorum. Basit, normal bir restoranda bu fiyat rahatlıkla kişi başı 15-20 Euro’lara yükselebilir.
Konaklama konusunda genel bilgiler ve her bütçeye göre otel tavsiyelerimizi ise “Roma’da nerede kalınır?” başlıklı yazımızda okuyabilirsiniz. Birbirinden güzel, şehrin en popüler otelleri hakkında çok detaylı bilgiler ve fotoğraflar bu yazımızda yer alıyor.
Şimdiden Roma’da keyifli vakit geçirmenizi dilerim. Sevgiler 🙂
Harika bir yazı, teşekkürler
Sami bey merhaba,
öncelikle ellerinize sağlık, çok faydalı bilgiler.
Mart ayında Cumartesi gidiş- çarşamba dönüş roma-floransa gezisi planlıyorum. Size sormak istediğim müzeler ve floransa ya gideceğimiz tren için 4.5 yaşındaki kızıma da bilet almam gerekir mi? Biletleri önceden internetten satın alacağım.
Birde pazar günü müzeler kapalı olacağı için o günümüzü nasıl geçirmemizi tavsiye edersiniz?
Teşekkürler.
Merhabalar,
Öncelikle ilginiz ve güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Roma-Floransa tren bileti için Trenitalia’nın sitesine baktığımda 0-4 yaş arası ziyaretçiler için (koltuksuz) bilet ücreti alınmazken tren rotasına göre 4-11 ya da 4-14 yaş arası ziyaretçiler için %50 indirim gözüküyor. Roma ve Floransa’daki müze ve gezi noktaları için de benzer indirimlerin olduğunu düşünüyorum.
Pazar günü için de Roma’da ziyaret gün ve saat kısıtlaması olmayan yerlere ayırabilirsiniz. Trevi Çeşmesi, Navona Meydanı, İspanyol Merdivenleri, Vittorio Emanuele II Abidesi, Campo de’ Fiori, Villa Borghese ve Trastevere bölgesi gibi.
Umarım faydalı olmuştur. Şimdiden iyi seyahatler dilerim. Sevgiler
Sami
Merhabalar kısmet olursa biri 15 diğeri 10 yaşında 2 oğlumla sömestre döneminde Roma’ya gideceğiz.Büyük oğlum kendini ifade edebilecek durumda İngilizce konuşabiliyor otelimizi merkezden rezervasyonla aldık.Şimdi araştırarak kendimiz gezeceğiz inşallah merak ettiğim küçük oğlum içinde müze giriş yerlerinden tren ulaşımdan ne kadar ücret alınır bilginiz varmı.Biz 3 gece 4 gün kalacağız floransayı gezmek için 1 gün yeterli olurmu ulaşım sabah akşam nasıldır.Yardımcı olabilirseniz sevinirim teşekkür ederim.
Dilek Hanım selamlar,
Giriş ücretleri yaş gruplarına göre değişkenlik gösterebiliyor. En sağlıklı bilgileri gezi noktaları altında paylaştığım resmi web sitelerinden öğrenebilirsiniz.
Floransa’yı doyasıya yaşamak için en azından birkaç gün ihtiyaç var tabi ama sonuçta şehir oldukça ufak. 1 günde de önemli yerler en azından dıştan gezilebilir, şehir hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.
Bu arada çocuklarınız için çok güzel bir pratik fırsatı olacaktır 🙂 şimdiden iyi eğlenceler…
Merhabalar
Önümüzdeki bir hafta içinde bir İtalya gezisi ayarladım.Sizin tavsiyeniz üzerine Vatikan müzeleri için resmi sitelerinden online bilet almayı denedim ancak site hata veriyor ya da kapatılmış.Her hangi bir alternatifi var mı acaba bu online bilet almanın?Yardımcı olursanız mutlu olurum.Şimdiden teşekkürler..
Busegül Hanım merhabalar,
Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. Siteyi kontrol ettiğimde bir sıkıntı göremedim. Acaba anlık bir kesintiye denk gelmiş olabilir misiniz? Mesela şu linke tıklayarak Müze+Sistine Şapeli biletinizi satın alabilirsiniz. Ben gün ve saat seçme ekranına kadar ilerleyebildim. Dilerseniz verdiğim linke tekrar tıklayıp deneyebilirsiniz.
Sevgilerimle
Sami
Tekrar ilginiz ve cevabınız için teşekkür ederim Sami bey.Verdiğiniz linkten kolayca erişim sağladım.Bol gezmeli bol yazmalı bir yıl geçirmenizi diliyorum..
Sami bey iyi günler 4 gün İtalya turu yapmak için plan yapıyoruz tercihimiz Roma Venedik Floransa seçeneklerinde hangisi olmalı sizce teşekkür ederim
Selin Hanım merhabalar,
Hepsinin ayrı karakterleri var. Gönül hepsini görmek ister ama yakınlıktan dolayı 4 gün için ben olsam Roma-Floransa yapardım. Yoksa Venedik başlı başına bir havaya sahip. Ömürde en azından 1 kez görülmeli derim.
Hazırladığınız bu sayfayı çok beğendim. Elinize sağlık . Benim için çok yararlı olacak sanırım. Ben ve oğlum 13 eylülde bir haftalık İtalya gezisine çıkacağız. Yazdıklarınızı kendimize rehber edineceğiz. Çok teşekkürler. Umarım gezi sonrası bi yorumda daha bulunurum.
Necdet Bey merhabalar. İlginiz için ben teşekkür ederim. İtalya’da keyifli vakit geçirmenizi dilerim. Sevgilerimle…
Vermiş olduğunuz bilgiler için çok teşekkür ederiz. Zevkle okudum. Kısmetse bu eylülde yapacağımız güney avrupa turumuz için bize çok yardımcı olacak bu bilgiler , tek tek notlarımı aldım. Sizin kadar profesyonel olmasak da ben de gezdiğimiz gördüğüm yerleri, deneyimleri not ediyorum hem unutmayayım hem de birilerine faydası olsun diye:) İlgilenir de okumak isterseniz veya fikir vermek isterseniz eğer; gezindik.blogspot.de
Tekrar emeğinize sağlık.
merhabalar sami bey biz iki arkadaş sonbaharda kısmet olursa turla gideceğim ama hiç dil bilmiyoruz sizce çok sıkıntı yaşarmıyız
Zeynep Hanım merhabalar,
Turla gidecekseniz zaten ulaşım, transfer, havaalanı vb temel konuları onlar halledecektir diye düşünüyorum. Onun dışında sadece hediyelik eşya alışverişinde ve turdan ayrı gezerken restoranlarda daha sık iletişime geçeceksiniz. Onda da hiç konuşmadan bile, gerekirse vücut dili ile kolayca anlaşabilirsiniz. Kendinize güvenin, çekingen olmayın yeter 🙂 iyi tatiller
Çok faydalı bilgiler hazırlamışsınız, insan keyifle okuyor, çok çok teşekkürler.
Haftaya gideceğiz Roma’ya. Yazınız çok faydalı oldu çok teşekkürler
Roma’da eğlenceli vakit geçirmenizi dilerim, sevgiler…
Sami bey: Romapass fiyatı çocuklar için de aynı mı?
Sami bey yabancı dil gerekli mı
Havaalanından çıkış yapacak kadar kelime bilginiz olsa yeterli. Alışverişte zaten pazarlık şansınız çok yok. Gezilecek yerler ve ulaşım konusunda da güzel bir araştırma yaptıktan sonra dilin problem olacağını düşünmüyorum.
Merhabalar yazınızı çok beğendim. Mayıs ayında 4 günlük bir Roma gezisi planlıyorum ve önermiş olduğunuz oteli çok beğendim. Size bir sorum olacak gezmek istediğim yerlerin biletlerini önceden alayım dedim. İlk gün nereye ayırsam ya da 4 günümü nasıl planlayacağımı bilemedim.
Yeşim Hanım merhabalar,
Uzun zamandır bu tarzda bir yazı hazırlamak istiyorum ama fırsatım olmadı. Bence ilk gün sabahında Kolezyum ve Roma Forumu’nu gezin. Bunlar için havaalanında inince Roma Pass kartı alın. Bu kart ile bu yerlerin girişleri ücretsiz ve sıra beklemeden hızlıca giriş yapabilirsiniz. Bunun haricinde Vatikan Müzeleri’ne önceden bilet almak çok önemli. 2. ya da 3. güne Vatikan gezisi planlayabilirsiniz. Sabah güne Vatikan Müzeleri’ni gezerek başlayın. Vatikan Müzeleri’nin resmi sitesinden sezona göre 7-14 gün öncesinden internetten bilet alabilirsiniz. Bu biletin çıktısını mutlaka alın. Vatikan Müzeleri’nde inanılmaz kuyruklar oluyor. Yol boyu internet biletinin geçersiz olduğunu söyleyenler olacak inanmayın. O gün birkaç saat daha çevredeki yapıları gezebilirsiniz. Bunlar haricinde merkezdeki Trevi Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri, Via di Conditti, Novano Meydanı, Pantheon gibi yerleri de bir arada gezmeyi planlayabilirsiniz. Roma’da eğlenceli vakit geçirmenizi dilerim.
merhabalar yazını çok güzel. 10 günlük gezide romaya kaç gün ayırmalıyım?
Hakan Bey merhabalar, güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. 10 günlük gezi fırsatım olsa ben Roma’ya 3 tam gün ayırırdım. Biraz tempolu bir gezi ile Vatikan Müzeleri dahil çoğu yeri gezebilirsiniz. Benim şahsi fikrim 2 biraz az kalır, 4’ten fazlası da sıkar. İyi tatiller dilerim.
çok teşekkür ederim bilginiz için italyaya ilk gidişim olucak ve tursuz gideceğim için sitenizdeki bilgilere göre planlıyorum. planım şöyle 3 gün roma 2 gün floransa yarım gün pisa oradan 1.5 gün venedik ve 2 gün milano mantıklı gibi ancak milano 2 bu sıralamada fazlamı. cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.
Ben Venedik’i çok severim. Eğer Venedik’te Murano ya da Burano Adaları’na gitmek isterseniz 1,5 gün yetmez. Bence 1 gün Venedik içindekilere diğer günün çoğunu da adalara ayırabilirsiniz. Mümkünse Milano’dan gün çalın. Ya da Floransa’da saray, müze gezmeyecekseniz 1,5 gün Floransa yarım gün Pisa yapın. Yani bence bir şekilde Venedik’i 2 tam güne çıkartın gitmişken. İlginiz için ben teşekkür ederim.
Bende henüz bugün geldim roma dan ve çok güzeldi.. yorumunuzu okuyunca, gezi daha bi anlam kazandı..
merhabalar filiz hanım mart ayında roma da nasıldı hava biz de 2018 martta gitmeyi düşünüyoruz önerir misniz
yazınız gerçekten güzel bir özet olmuş, elinize sağlık
Çok teşekkürler Mert
çok guzel yarın bende gidicem ve her sey hazir biletim otelim her sey……….