On İki Adalar’ın en büyüğü ve 120 binlik nüfusuyla en kalabalığı olan Rodos, Ege Denizi’nin en güneydoğu ucunda, Bozburun’un 10 deniz mili açığında bulunan ve 1947’den beri Yunanistan egemenliğindeki ada. Zengin tarihiyle altın sarısı plajlarını aynı potada eritip turizm cenneti olmayı başaran Rodos, M.Ö 280’de Kıbrıs’ı yenmeleri üzerine inşa ettikleri ve tahmini M.Ö 226’daki büyük depremle yıkılan, dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilen efsanevi Rodos Kolossusu (dev Rodos Heykeli) ile ünlü.
Günümüzdeki simgesi Rodos Limanı girişinde bulunan ve ada ormanlarında yaşayan geyiklerden esinlenerek yapılan biri dişi biri erkek 2 geyik heykeli. 490 senelik Osmanlı hakimiyetine rağmen 1309-1522 yılları arasındaki Hospitalier Şövalyeleri zamanından kalma kaleleri, binaları ve daracık sokaklarıyla günümüzde UNESCO korumasına girmeyi başaran “Eski Rodos” şehir merkezi, dünyanın 4 bir yanından gelen ziyaretçilerini zaman yolculuğuna çıkarıyor.
Adanın dev boyutlarından dolayı Lindos, Faliraki, Ialysos, Kolymbia, Kameiros, Afantou, Petaloudes gibi görmeye değer bölgelerini mutlaka araçla gezmenizi tavsiye edeceğimiz adanın hepimizin aşina olduğu leziz Ege mutfağı da tüm geziniz boyunca yanınızda olacak.
Rodos gezilecek yerler nereler? On İki Ada’nın merkezi konumundaki Rodos, Anadolu ve Yunan anakarasına hâkim konumuyla antik çağlardan itibaren sayısız medeniyetin ilgisini çekmiş.
Dorların, Bizanslıların, Osmanlının hatta İtalyanların hâkimiyeti altında kalan ada, hareketli tarihi sayesinde kültürel anlamda oldukça zengin bir tatil destinasyonu haline gelmiş. Üstelik masmavi Akdeniz de plaj turizmi sevenleri adaya çeken en önemli özelliği.
“Rodos’ta nerede kalınır?” 1400 kilometrelik yüz ölçümüyle On İki Ada’nın en büyüğü olan Rodos, stratejik konumu ile tarihi boyunca Antik Yunan’dan Roma’ya, Bizans’tan Osmanlı’ya farklı uygarlıklara ev sahipliği yaptı. Bu sayede eşine az rastlanabilecek zenginlikte bir tarihi birikime sahip olan ada, tüm dünyadan gezginleri yıl boyunca kendisine çekmeyi başarıyor.