Tokyo’da Gezilecek Yerler – Haritalı 2025 Gezi Rehberi

İlk adımda bile büyüsüne kapıldığınız, her köşesinde farklı bir evrende yürüyormuş gibi hissettiren Tokyo; sadece bir şehir değil, bambaşka bir dünyanın kapısı. Işıl ışıl caddeleri, mistik tapınakları, gökyüzüne uzanan kuleleri ve rengârenk sokak kültürüyle Tokyo gezilecek yerler listesi gezginlerin en özel hayallerinden biri olmaya devam ediyor.

Japonya’nın başkenti olan Tokyo, 23 özel bölgeye ayrılmış devasa bir metropol. Her biri kendi karakterine sahip bu bölgeler; geçmişin izlerini taşıyan geleneksel tapınaklardan, çağdaş sanat müzelerine, sokak lezzetlerinden alışveriş caddelerine kadar çok çeşitli deneyimler sunuyor. Şehirdeki ulaşım sistemi olağanüstü derecede dakik ve güvenilir. Teknolojiyle donatılmış altyapısı ve kusursuz düzeniyle Tokyo, ilk kez Uzak Doğu’ya seyahat edecek olanlar için bile son derece konforlu bir keşif rotası oluşturuyor.

Dünyanın birçok popüler şehrinde bulunma şansım oldu; Avrupa’nın klasik meydanlarında yürüdüm, Amerika’nın simge yapılarını ziyaret ettim… Ama çocukluk hayalim olan Tokyo, her zaman bambaşka bir yerde durdu. Bu şehirle ilgili yıllardır kurduğum hayalleri gerçekleştirmek, anime sahnelerinden fırlamış sokaklarda dolaşmak ve gelenekle geleceğin bu kadar uyum içinde yaşadığı bir yerde bulunmak gerçekten tarif edilemez bir heyecandı.

Bu rehber boyunca, Tokyo’da geçirdiğim dolu dolu günlerin yanı sıra kapsamlı araştırmalarım sayesinde edindiğim en güncel bilgileri de paylaşacağım. Hazırsan, neon ışıkların ve sakura ağaçlarının şehri Tokyo’yu birlikte keşfetmeye başlayalım. ✨

Tokyo Gezilecek Yerler Haritası

Tokyo’da gezilecek 55 yer, otel tavsiyeleri, alışveriş bölgeleri ve fotoğraf duraklarının tamamını tek bir 🗺️ Google Haritası üzerinde topladım. Bu harita sayesinde tapınaklardan modern gökdelenlere, müzelerden park alanlarına kadar tüm önemli noktaları konumlarıyla birlikte kolayca görebilir, şehirde geçireceğiniz zamanı çok daha verimli planlayabilirsiniz.

Mobil cihazlardan da rahatlıkla kullanılabilen bu harita, bulunduğunuz konuma göre anlık yön bulma ve rota oluşturma özelliği sunuyor. Yakındaki bir durağa nasıl gideceğinizi görmek, yürüyüş mesafenizi hesaplamak ya da ulaşım seçeneklerini karşılaştırmak için haritayı seyahatiniz boyunca açık tutmanız yeterli olacaktır.

Tokyo’da Nerede Kalınır? – En iyi bölgeler ve otel önerileri


TOKYO’DA NEREDE KALINIR?

Tokyo’da nerede kalınır? başlıklı yazımda da çok detaylı anlattığım üzere şehrin en hareketli noktaları olan Shinjuku ve Shibuya ile alışverişin kalbi olan Ginza ilk kez Tokyo’ya gidenlerin konaklamak için tercih etmeleri gereken bölgeler.

Ben son Tokyo gezimde Shinjuku bölgesinde yer alan 4 yıldızlı Hotel Sunroute Plaza adlı tesiste kaldım ve memnun ayrıldım.

Bu tesis dışında yine aynı bölgede ekonomik bir alternatif isterseniz 3 yıldızlı APA Hotel Shinjuku Kabukicho Tower‘a ya da daha lüks bir yer isterseniz de 5 yıldızlı Keio Plaza Hotel adlı tesise göz atabilirsiniz.

Tokyo’da Yapılacak Şeyler – Unutulmaz deneyimler


EN POPÜLER AKTİVİTELER

Yoğun sezonda popüler tur ve müzelerin müsait durumlarında sıkıntı yaşanabiliyor. Bu yüzden ilgilendiğiniz yerlerin rezervasyonlarını önceden yapmanızı tavsiye ederim.

Tokyo’daki en popüler aktiviteler:

Tokyo gezilecek yerler listemize şimdi adım adım göz atmaya başlayalım! 🛫✨ Sıradaki durağımız, Tokyo’nun en ikonik ve en çok ziyaret edilen yapılarından biri olan Sensoji Tapınağı!

1. Sensoji Tapınağı (Sensoji Temple)

Sensoji Temple – Tokyo’nun en eski tapınağı

Tokyo’nun en eski ve en ikonik tapınaklarından biri olan Sensoji, Asakusa bölgesinde ziyaretçilerini karşılıyor. MS 645 yılında tamamlandığı kabul edilen bu Budist tapınağı, yalnızca Tokyo’nun değil, Japonya’nın da en çok ziyaret edilen kutsal yapıları arasında yer alıyor. Kırmızı ahşap yapısıyla dikkat çeken tapınak, etkileyici mimarisi ve etrafındaki canlı atmosferle Tokyo’da görülmesi gereken yerler arasında başı çekiyor.

Tapınağa ulaşmadan önce ziyaretçileri ilk olarak Kaminarimon (Şimşek Kapısı) karşılıyor. Bu dev kırmızı fenerin altından geçtikten sonra, geleneksel ürünler ve hediyelik eşyalarla dolu Nakamise-dori adlı tarihi alışveriş caddesi başlıyor. Caddenin sonunda ise Sensoji’nin ana salonu ve beş katlı pagodası tüm ihtişamıyla yükseliyor. Yerel halk burada dua ederken, turistler fotoğraf karelerini süsleyen detaylarla büyüleniyor.

Tapınağın hemen karşısında yer alan Asakusa Culture Tourist Information Center binasının üst katındaki ücretsiz gözlem terası, bu bölgeyi yukarıdan izlemek için harika bir fırsat sunuyor. Özellikle gün batımı saatlerinde, tapınak kompleksi ve Tokyo Skytree’nin aynı karede birleştiği bu manzara kaçırılmaması gereken bir deneyim.

📍Sensoji Tapınağı konumu için tıklayın.

2. Meiji Tapınağı (Meiji Temple)

Meiji Temple – Şinto mimarisinin zarafeti

Tokyo’nun merkezinde, devasa ağaçlarla çevrili huzurlu bir orman alanının içinde yer alan Meiji Tapınağı, hem mimarisiyle hem de doğayla kurduğu güçlü bağ sayesinde ziyaretçileri büyülüyor. 1920 yılında, İmparator Meiji ve eşi İmparatoriçe Shoken’in anısına inşa edilen bu Şinto tapınağı, Japon halkının modernleşme sürecindeki simgesel isimlerini onurlandırıyor.

Yoyogi Parkı’nın hemen yanında konumlanan tapınağa ulaşmak için uzun ve etkileyici bir orman yolundan yürüyorsunuz. Giriş kapısı olan dev torii kemerleri, sizi âdeta başka bir zamana ışınlıyor. Tapınağın bulunduğu alan hem fiziksel olarak geniş hem de ruhsal olarak oldukça sakinleştirici. Şehrin kaotik yapısından uzaklaşmak isteyenler için adeta bir kaçış noktası niteliğinde.

Tapınağın ana binasına ulaşmadan önce yol boyunca ahşap dilek tabletleri olan ema panolarını, kutsal sake fıçılarını ve sembolik arınma çeşmelerini görebilirsiniz. Dilerseniz geleneksel bir Şinto düğün törenine de denk gelebilir, geleneksel kıyafetleriyle poz veren çiftleri izleyebilirsiniz. Özellikle sabah erken saatlerde, tapınağın dingin atmosferi çok daha derin bir etki bırakıyor.

📍Meiji Tapınağı konumu için tıklayın.

3. Tokyo İmparatorluk Sarayı

Tokyo İmparatorluk Sarayı – Japon monarşisinin merkezi

Tokyo’nun tam kalbinde yer alan Tokyo İmparatorluk Sarayı (The Imperial Palace), Japon imparatorluk ailesinin resmi konutu olmasının yanı sıra, tarihi ve mimari önemiyle de dikkat çekiyor. Eski Edo Kalesi’nin bulunduğu alan üzerine kurulan bu saray, 19. yüzyılda başkentin Kyoto’dan Tokyo’ya taşınmasının ardından imparatorluk merkezi hâline geliyor. Bugün ise hem sembolik hem de idari bir yapı olarak varlığını sürdürüyor.

Saray alanı, geniş bahçeleri, taş köprüleri ve hendekleriyle çevrili devasa bir kompleks. Ziyaretçilerin serbestçe gezebildiği Doğu Bahçeleri (Higashi Gyoen), özellikle ilkbahar ve sonbaharda çiçeklerin yarattığı görsel şölenle büyüleyici bir atmosfer sunuyor. Ancak sarayın ana binaları sadece yılın belirli günlerinde (örneğin imparatorun doğum günü gibi özel zamanlarda) halk ziyaretine açılıyor.

Saray çevresinde yürüyüş yapmak, hem Tokyo’nun geçmişine tanıklık etmek hem de şehir merkezinde nefes almak için harika bir seçenek. Özellikle Nijubashi Köprüsü üzerinden sarayın dış cephesine bakmak, birçok gezginin favori fotoğraf anlarından biri hâline geliyor. Saray alanında bisikletle gezmek de oldukça popüler bir aktivite.

📍Tokyo İmparatorluk Sarayı konumu için tıklayın.

4. Shibuya Bölgesi

Shibuya – Tokyo’nun gençlik ve alışveriş merkezi

Tokyo’nun batısında yer alan Shibuya, hem yerli halkın hem de turistlerin en çok zaman geçirdiği bölgelerin başında geliyor. Enerjisi hiç düşmeyen sokakları, genç modasının kalbinin attığı butikler, kafe ve restoranlarla dolu ara sokakları ve teknolojiyle iç içe geçmiş kent estetiğiyle burası adeta modern Tokyo’nun vitrini gibi. Shibuya, özellikle alışveriş ve eğlence arayanlar için ideal bir durak olarak öne çıkıyor.

Tokyo gezilecek yerler listesinde ilk sıralarda yer alan bu bölge, gezginlere sunduğu çeşitlilikle her ziyaretçiyi yakalıyor. Bölgede gezilecek en popüler yerlerin başında, her gün binlerce insanın aynı anda karşıdan karşıya geçtiği Shibuya Geçişi (Shibuya Scramble Crossing) geliyor. Bu devasa yaya geçidi, sadece bir ulaşım noktası değil, aynı zamanda Tokyo’nun en fotojenik simgelerinden biri hâline gelmiş durumda. Ayrıca Shibuya Sky gözlem terası, Hachiko Anıtı, Shibuya 109 alışveriş merkezi ve Center Gai bölgesi de ziyaret edilebilecek önemli duraklar arasında yer alıyor.

Shibuya’da sıradışı bir deneyim arayanlar içinse sokaklarda go-kart turu yapma imkânı bulunuyor. Nintendo karakterleri gibi kostümler giyerek şehri gezebileceğiniz bu tur, özellikle macera arayanlar arasında oldukça popüler. Ancak hatırlatalım, Japonya’da Türk ehliyeti geçerli değil; bu tura katılabilmek için uluslararası geçerliliği olan bir sürücü belgesine sahip olmanız gerekiyor. 🎫 Tokyo: Shibuya’da Street Kart Deneyimi turuna göz atmak isterseniz linki bırakıyoruz.

📍Shibuya Bölgesi konumu için tıklayın.

5. Shibuya Geçişi (Shibuya Scramble Crossing)

Shibuya Scramble Crossing – Dünyanın en yoğun yaya geçidi

Shibuya bölgesinin kalbinde yer alan ve Tokyo’nun simgesi hâline gelen Shibuya Geçişi, dünyanın en yoğun yaya geçitlerinden biri olarak tanınıyor. Her yeşil ışıkta binlerce kişinin aynı anda dört bir yönden geçmesiyle oluşan kaotik ama düzenli görüntü, Tokyo’nun dinamizmini ve ritmini en iyi yansıtan sahnelerden biri oluyor.

Bölgeye gelen hemen herkes bu devasa geçidi deneyimlemek ya da en azından izlemek istiyor. Işıkların değişmesiyle başlayan bu yaya dalgası, özellikle akşam saatlerinde bölgenin neon ışıklarıyla birleşince adeta bir görsel şölene dönüşüyor. Geçidi yukarıdan izlemek isteyenler için birkaç farklı seçenek bulunuyor. Starbucks Coffee – Shibuya Tsutaya binasının üst katı, Shibuya Sky gözlem terası ve MAGNET by SHIBUYA109 teras katı, bu noktayı farklı açılardan görmek isteyenler için ideal konumda yer alıyor.

Shibuya Geçişi, yalnızca bir ulaşım noktası değil; aynı zamanda Tokyo’nun modern yaşam tarzını, kalabalık içindeki uyumu ve teknolojik şehir planlamasını gözler önüne seren bir deneyim sunuyor. Eğer bölgeye geliyorsan bu geçitte bir defa durup kalabalığın içine karışmak, Tokyo seyahatinin unutulmaz karelerinden biri olacaktır. 🙂

📍Shibuya Geçişi konumu için tıklayın.

6. Ginza Bölgesi

Ginza – Tokyo’nun lüks alışveriş cenneti

Tokyo’nun en prestijli ve lüks bölgelerinden biri olan Ginza, şehrin alışveriş, sanat ve yüksek yaşam kültürünün kesişim noktasında yer alıyor. Geniş bulvarları, mimari açıdan dikkat çekici binaları ve şık vitrinleriyle adeta modern Japon estetiğinin dışa vurumu gibi. Tokyo’da alışveriş yapmayı planlayanların rotasında ilk sıralarda yer alan Ginza, dünyaca ünlü markaların mağazalarının yanı sıra sanat galerileri, gurme restoranlar ve kafelerle de öne çıkıyor.

Ginza’daki Ginza Six, Tokyu Plaza Ginza, Mitsukoshi ve Wako gibi dev alışveriş merkezleri ziyaretçilerine hem geleneksel hem modern Japon ürünlerini bir arada sunuyor. Özellikle hafta sonları trafiğe kapanan ana cadde Chuo-dori, yayaların özgürce dolaşabildiği huzurlu bir alışveriş koridoruna dönüşüyor. Ayrıca bölgede pek çok klasik tiyatro ve modern sanat galerisi de bulunuyor. Japon kültürünü daha sofistike bir perspektiften deneyimlemek isteyen gezginler için Ginza kesinlikle kaçırılmaması gereken bir durak.

Konaklama açısından da Ginza, merkezi konumu ve yüksek standartlarıyla oldukça ideal. Eğer bu bölgede kalmak isterseniz 🏨 Mitsui Garden Hotel Ginza Premier adlı tesise göz atabilirsin. Deniz manzaralı odaları ve merkezi konumuyla öne çıkan bu otel, konforlu bir Tokyo deneyimi arayanlar için güzel bir alternatif.

📍Ginza konumu için tıklayın.

7. Tokyo Kulesi (Tokyo Skytree)

Tokyo Skytree – Şehrin zirvesinden manzara

634 metre yüksekliğiyle Tokyo silüetinin en dikkat çekici yapılarından biri olan Tokyo Skytree, şehri kuşbakışı izlemek isteyen gezginler için en ideal noktalardan biri. 2012 yılında açılan kule, yalnızca Japonya’nın değil, dünyanın da en yüksek kulelerinden biri olma unvanını taşıyor. Hem yayın kulesi olarak işlev görüyor hem de turistik gözlem alanları, restoranlar ve alışveriş merkezleriyle ziyaretçilere çok yönlü bir deneyim sunuyor.

Tokyo’da ne yapılır diye düşünen birçok gezgin için Skytree’ye çıkmak, seyahatin en unutulmaz anlarından biri oluyor. Kulede iki farklı gözlem katı bulunuyor: Tembo Deck ve Tembo Galleria. İlk kat 350 metre yüksekliğindeyken, üst seviye olan Tembo Galleria 450 metreye kadar çıkıyor. Her iki kat da Tokyo manzarasının 360 derece panoramik görünümünü sunuyor. Açık havalarda Fuji Dağı’nı görmek bile mümkün. Özellikle gün batımı saatlerinde buraya çıkmak oldukça etkileyici bir atmosfer yaratıyor.

Unutmayın, Tokyo’da iki benzer kule var: biri Skytree, diğeri Tokyo Tower. Bu nedenle rezervasyon yaparken karıştırmamaya dikkat et. 🎫 Skytree giriş biletinizi buradan alın ve şehrin en tepe noktasından Tokyo’nun büyüsünü keşfedin.

📍Tokyo Skytree konumu için tıklayın.

8. Shinjuku Bölgesi

Shinjuku – Tokyo’nun gökdelenler ve neon ışıklar bölgesi

Tokyo’nun en hareketli ve çok yönlü bölgelerinden biri olan Shinjuku, gökdelenlerle çevrili bir iş merkezi olmasının yanı sıra eğlence, alışveriş, sanat ve gece hayatını da bir arada sunuyor. Her yaştan ziyaretçiye hitap eden bölge, özellikle neon ışıkların altında parlayan sokakları, devasa alışveriş merkezleri ve geniş yeşil alanlarıyla dikkat çekiyor.

Bölgenin kalbinde yer alan Shinjuku Station, dünyanın en yoğun tren istasyonu olarak kabul ediliyor ve Tokyo’daki birçok noktaya kolayca ulaşım sağlıyor. İstasyonun çevresi alışveriş merkezleriyle çevrili; Lumine, Isetan, Odakyu ve Takashimaya Times Square gibi mağazalar bölgenin alışveriş nabzını tutuyor. Ayrıca sinema salonları, restoran katları ve hediyelik eşya dükkanları da her zevke uygun seçenekler sunuyor.

Doğa arayanlar içinse Shinjuku Gyoen National Garden, şehir gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için nefes aldıran bir vaha niteliğinde. Sanatseverler Tokyo Metropolitan Government Building’in üst katlarındaki ücretsiz gözlem katına çıkarak şehri kuşbakışı izleyebilirler. Konaklama açısından da oldukça avantajlı olan bölgede benim de son gezimde tercih ettiğim 🏨 Hotel Sunroute Plaza Shinjuku gibi merkezi, konforlu otel seçenekleri bulunuyor.

📍Shinjuku konumu için tıklayın.

9. Akihabara Electric Town

Akihabara Electric Town – Elektronik ve anime dünyası

Tokyo’nun teknoloji ve pop kültür merkezi olan Akihabara, anime tutkunlarından teknoloji meraklılarına kadar herkesin ilgisini çeken bir cazibe noktası. Elektronik mağazaları, retro oyun salonları, manga & anime dükkanları ve temalı kafeleriyle bölge, geleneksel turistik deneyimlerin çok dışında, renkli ve enerjik bir dünya sunuyor. Tokyo’da nereler gezilir diye soranlar için Akihabara, benzersiz bir tema deneyimi sunan nadir yerlerden biri.

Akihabara’nın kalbi, Chuo Dori adlı ana cadde etrafında şekilleniyor. Bu cadde boyunca sıralanmış çok katlı elektronik mağazalarında bilgisayarlardan kameralara, robotlardan en yeni teknolojik cihazlara kadar her şeyi bulmak mümkün. Özellikle Yodobashi Camera ve Bic Camera gibi dev mağazalar, ürün çeşitliliğiyle dikkat çekiyor.

Bölgenin bir diğer yüzü ise Japon pop kültürünü yansıtan otaku dünyası. Animate, Mandarake ve Gamers gibi mağazalar, anime figürleri, koleksiyonluk ürünler, kart oyunları ve manga arşivleriyle hayranları adeta büyülüyor. Ayrıca sokak aralarına serpiştirilmiş maid cafeler, retro atari salonları ve jetonlu kapsül makineleri, Akihabara’yı Tokyo’nun en özgün keşif duraklarından biri hâline getiriyor.

📍Akihabara Electric Town konumu için tıklayın.

10. Ueno Parkı

Ueno Parkı – Doğayla iç içe bir Tokyo molası

Tokyo’nun en büyük ve en sevilen yeşil alanlarından biri olan Ueno Parkı, hem doğa yürüyüşleri hem de kültürel keşifler için mükemmel bir durak. İlkbaharda kiraz çiçekleriyle (sakura) bembeyaz bir örtüye bürünen park, yılın her döneminde ziyaretçilerine sakin bir nefes alma alanı sunuyor. Geniş yürüyüş yolları, göletleri, açık hava performansları ve tapınaklarıyla burası sadece bir park değil, adeta bir yaşam alanı.

Park sınırları içinde çok sayıda önemli yapı yer alıyor. Tokyo Ulusal Müzesi, Ueno Zooloji Bahçesi, Tokyo Metropolitan Sanat Müzesi, Ulusal Batı Sanatı Müzesi ve Shitamachi Müzesi, parkın içinde veya hemen yakınında bulunuyor. Özellikle müze gezmeyi sevenler için Ueno, Tokyo’nun kültürel kalbinin attığı bir nokta sayılabilir.

Ueno Gölü’nde kiralanan küçük teknelerle yapılan kısa turlar, şehrin kaotik atmosferinden uzaklaşmak isteyenler için keyifli bir alternatif oluşturuyor. Ayrıca park çevresinde yer alan küçük kafe ve sokak satıcıları da atmosferi tamamlıyor. Tokyo’da biraz nefes almak, doğayla baş başa kalmak isteyen herkesin mutlaka uğraması gereken bir yer.

📍Ueno Parkı konumu için tıklayın.

11. Tokyo Tower

Tokyo Tower – Şehrin simgesel yapısı

Tokyo’nun simge yapılarından biri olan Tokyo Tower, 1958 yılında tamamlanan ve Eyfel Kulesi’nden esinlenerek inşa edilen etkileyici bir televizyon ve gözlem kulesi. 333 metre yüksekliğiyle şehrin pek çok noktasından görülebilen kule, özellikle gece aydınlatmasıyla görsel bir şölene dönüşüyor. Rengârenk LED ışıklarla süslenen dış cephesi, özel günlerde tematik aydınlatmalarla ziyaretçileri karşılıyor.

Tokyo’da yapılacak şeyler arasında klasikleşmiş bir deneyim olan kuleye çıkmak, hem gündüz hem gece şehri bambaşka bir açıdan izleme fırsatı sunuyor. Kulenin iki gözlem katı bulunuyor: 150 metre yükseklikteki Main Deck ve 250 metre yükseklikteki Top Deck. Her iki noktadan da Tokyo’nun şehir planını, uzaktaki Fuji Dağı siluetini ve gece ışıklarının oluşturduğu manzarayı izlemek mümkün.

Kulenin alt kısmında yer alan FootTown adlı kompleks içinde restoranlar, hediyelik eşya mağazaları ve minik bir akvaryum da yer alıyor. Özellikle kuleye yakın konumda fotoğraf çekmek isteyenler için çevresinde birkaç özel kadraj noktası bulunuyor. Hem mimari hem de nostaljik değeriyle Tokyo Tower, şehirdeki en ikonik deneyimlerden biri.

📍Tokyo Tower konumu için tıklayın.

12. Harajuku Bölgesi

Harajuku – Tokyo’nun gençlik ve moda durağı

Tokyo’nun gençlik kültürünün en canlı temsilcilerinden biri olan Harajuku, yaratıcılığın, özgünlüğün ve sokak modasının kalbinin attığı yer olarak öne çıkıyor. Özellikle Japon gençlerinin ilginç ve sıra dışı tarzlarıyla dikkat çektiği bu bölge, renkli kıyafetler, kostümler ve aksesuarlarla dolu mağazalarıyla adeta bir açık hava defilesine dönüşüyor.

Harajuku’nun en bilinen noktası olan Takeshita Caddesi, her gün binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor. Cadde boyunca uzanan butikler, makaroncular, çilekli waffle tezgâhları ve kawaii (sevimli) temalı dükkânlar, buraya gelen herkesin ilgisini çekiyor. Sokak sanatı, duvar yazıları ve modaya yön veren mağazalar Harajuku’nun alternatif havasını pekiştiriyor.

Bölge sadece sokak modasından ibaret değil; hemen yanı başında yer alan Meiji Tapınağı ve Yoyogi Parkı, Harajuku’ya gelen ziyaretçilere doğayla iç içe, huzurlu bir mola alanı da sunuyor. Bir yanda modern sokak kültürü, diğer yanda geleneksel Japon atmosferi; Harajuku, Tokyo’nun ne kadar çok yönlü bir şehir olduğunu kanıtlayan noktalardan biri.

📍Harajuku konumu için tıklayın.

13. Takeshita Caddesi

Takeshita Caddesi – Renkli dükkanlar ve sokak lezzetleri

Tokyo’nun en özgün ve en hareketli alışveriş caddelerinden biri olan Takeshita Caddesi, Harajuku’nun tam kalbinde yer alıyor. Gençlerin, özellikle de cosplay ve anime tutkunlarının buluşma noktası olan bu kısa ama yoğun cadde, ziyaretçilerine adeta başka bir evrene adım atmış hissi veriyor.

Cadde boyunca dizilmiş butikler, kostüm mağazaları, sevimli aksesuar dükkanları ve Japon sokak modasına yön veren markalar, özellikle hafta sonları kalabalık grupların ilgisini çekiyor. Renkli vitrinlerde görebileceğiniz manga karakterlerinden ilham alan kıyafetler ve cosplay malzemeleri, bölgenin enerjisini belirliyor. Sokak boyunca yürürken renkli peruklar, dev peluş çantalar ve fotoğraf çektiren gençlerle dolu bir atmosfer sizi karşılıyor.

Takeshita Caddesi’nde ayrıca ünlü Japon sokak lezzetlerini de denemek mümkün. Özellikle çilekli krep, pamuk şeker ve minik hayvan temalı tatlılar bu bölgede oldukça popüler. Cadde boyunca bol bol eğlenceli fotoğraf kareleri yakalamak isteyen gezginler için Takeshita, unutulmaz bir keşif noktası sunuyor.

📍Takeshita Caddesi konumu için tıklayın.

14. Shinjuku Gyoen National Garden

Shinjuku Gyoen – Tokyo’nun botanik cenneti
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun merkezinde yer almasına rağmen adım attığınız anda sizi bambaşka bir dünyaya taşıyan Shinjuku Gyoen, şehrin en büyük ve en huzurlu parklarından biri olarak öne çıkıyor. Özellikle ilkbahar aylarında açan kiraz çiçekleriyle sakura sezonunun en popüler duraklarından biri hâline geliyor.

Park, Japon, Fransız ve İngiliz tarzında düzenlenmiş üç farklı bahçe stilini bir araya getiriyor. Bu çeşitlilik, ziyaretçilere doğayla iç içe keyifli bir yürüyüş deneyimi sunuyor. Geniş çim alanları, göletler, taş köprüler ve çay evleriyle dolu bu alanda saatlerce vakit geçirmek mümkün. Ayrıca sonbaharda yaprak dökümünün yaşandığı dönemde ortaya çıkan renk cümbüşü de oldukça etkileyici.

Girişin ücretli olduğu park hafta içi ve hafta sonu yoğun ilgi görüyor. Şehir merkezinde kalabalıktan kaçmak isteyenler için ideal bir kaçış noktası olan Shinjuku Gyoen, hem doğa yürüyüşleri hem de fotoğraf tutkunları için benzersiz bir ortam sunuyor.

📍Shinjuku Gyoen National Garden konumu için tıklayın.

15. Yoyogi Park

Yoyogi Park – Tokyo’nun özgürlük alanı

Tokyo’nun en geniş kamusal yeşil alanlarından biri olan Yoyogi Park, özellikle hafta sonları hem yerel halkın hem de turistlerin en çok tercih ettiği dinlenme noktalarından biri oluyor. Bisiklet yolları, koşu parkurları, göletleri ve dev çim alanlarıyla park, hem aktif zaman geçirmek hem de doğayla baş başa kalmak isteyenlere hitap ediyor. Tokyo gezilecek yerler arasında doğallığı ve çok yönlü kullanımıyla öne çıkıyor.

Parkın en dikkat çekici yönlerinden biri, farklı kesimlerden insanları bir araya getirmesi. Bir köşede yoga yapanlar, diğer yanda enstrüman çalan gruplar ya da dans eden gençler görmek mümkün. Bu çok yönlü atmosfer, Yoyogi’yi Tokyo’nun en canlı açık hava alanlarından biri hâline getiriyor.

Yoyogi Park’ın hemen yanında yer alan Meiji Tapınağı ve Harajuku bölgesiyle olan yakınlığı da burayı ideal bir günlük rota parçası yapıyor. Özellikle bahar ve sonbahar aylarında doğal güzelliğiyle öne çıkan park, sakince yürümek veya piknik yapmak isteyenler için birebir.

📍Yoyogi Park konumu için tıklayın.

16. Shibuya Sky

Shibuya Sky – Tokyo manzarasına yukarıdan bakış

Tokyo’nun en yeni ve en etkileyici gözlem teraslarından biri olan Shibuya Sky, gökyüzüyle şehri birleştiren mimarisi ve sunduğu panoramik manzarayla ziyaretçileri büyülüyor. Shibuya Scramble Square adlı gökdelenin 47. katında yer alan bu açık hava gözlem noktası, hem gündüz hem gece Tokyo’yu yukarıdan izlemek için en iyi seçeneklerden biri olarak öne çıkıyor.

Ziyaretçiler buradan Tokyo Tower, Tokyo Skytree ve hatta açık havalarda Fuji Dağı’nı bile görebiliyor. Geniş cam platformlar ve uzanma alanları sayesinde burada vakit geçirmek sadece bir manzara izleme deneyimi değil, aynı zamanda bir şehirle görsel bağ kurma imkânı da sunuyor. Modern tasarımı ve ışık enstalasyonlarıyla özellikle gün batımı sonrası atmosferi daha da etkileyici hâle geliyor.

🎫 Biletinizi mutlaka önceden alın! Shibuya Sky, yoğun dönemlerde kapıda bilet bulmanın neredeyse imkânsız olduğu bir yer. Ben Tokyo’yu ziyaret ettiğim dönemde resmi sitedeki satışlar geçici olarak durmuştu. Bu nedenle tercihim Klook üzerinden bilet almak oldu. Siz de benzer bir sorun yaşamamak için bileti online olarak garantilemenizi öneririm. Shibuya Sky bileti için Klook sayfasına göz atabilirsiniz.

📍Shibuya Sky konumu için tıklayın.

17. Tokyo Ulusal Müzesi

Tokyo National Museum – Japon tarihine açılan kapı

1872 yılında kurulan Tokyo Ulusal Müzesi (Tokyo National Museum), Japonya’nın en eski ve en kapsamlı müzesi olma özelliğini taşıyor. Ueno Parkı içinde yer alan bu dev kompleks, Japon sanatının ve tarihinin izini sürmek isteyenler için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir durak. Hem içeriği hem de sunum kalitesi açısından yalnızca Japonya’nın değil, dünyanın saygın müzeleri arasında gösteriliyor.

Müze koleksiyonu, Japonya’nın antik dönemlerinden modern çağa kadar uzanan çok sayıda eseri barındırıyor. Özellikle samuray zırhları, geleneksel kimonolar, antik heykeller, parşömenler ve Buda figürleri, ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken bölümler arasında yer alıyor. Koleksiyonun sergilendiği binalardan en önemlileri Honkan (Japon Sanat Galerisi) ve Toyokan (Asya Sanatı Galerisi).

Zaman kısıtınız varsa Honkan binasında yoğunlaşmanız yeterli olacaktır. Giriş bölgesinde İngilizce bilgilendirme panoları mevcut, ayrıca sesli rehber uygulamaları da kullanılabiliyor. Geniş bahçeleri ve sakin atmosferiyle yalnızca bir müze değil, aynı zamanda düşünmek ve dinlenmek için de ideal bir ortam sunuyor.

📍Tokyo Ulusal Müzesi konumu için tıklayın.

18. Odaiba Bölgesi & Özgürlük Anıtı

Odaiba & Özgürlük Heykeli – Tokyo’nun modern sahil bölgesi

Tokyo Körfezi’nin yapay bir ada üzerine kurulmuş modern yüzü olan Odaiba, teknoloji, alışveriş, mimari ve eğlenceyi bir araya getiren çok yönlü bir bölge. Şehrin diğer bölgelerine göre daha ferah bir atmosfere sahip olan Odaiba, geniş yürüyüş alanları, plajı, köprü manzaraları ve tematik alışveriş merkezleriyle farklı bir Tokyo deneyimi sunuyor.

Bölgedeki en ilgi çekici noktalardan biri ise minyatür ölçekte inşa edilmiş Özgürlük Anıtı. Fransa ile Japonya arasındaki dostluğu simgeleyen bu heykel, Rainbow Bridge ve Tokyo silüetini arkasına alarak oldukça etkileyici bir manzara yaratıyor. Özellikle gün batımında burada fotoğraf çeken ziyaretçilerin sayısı hiç de az değil.

Odaiba’da yer alan DiverCity Tokyo Plaza, Aqua City, Palette Town, Miraikan (Gelecek Bilimi Müzesi) ve teamLab Borderless gibi duraklar ise hem alışveriş hem kültürel deneyim açısından zengin seçenekler sunuyor. Ayrıca yürüyerek veya Yurikamome hattındaki sürücüsüz trenlerle yapılan Odaiba yolculuğu, manzara keyfi açısından da oldukça tatmin edici.

📍Odaiba Bölgesi & Özgürlük Anıtı konumu için tıklayın.

19. Tokyo Metropolü Hükûmeti Binası

Tokyo Metropolitan Government Building – Ücretsiz şehir manzarası

Shinjuku’nun gökdelenlerle çevrili siluetinde yükselen Tokyo Metropolü Hükûmeti Binası (Tokyo Metropolitan Government Building), hem mimarisiyle hem de sunduğu ücretsiz gözlem teraslarıyla öne çıkıyor. Japon mimar Kenzo Tange tarafından tasarlanan bu çift kuleli yapı, Tokyo’nun idari merkezi olmasının yanı sıra ziyaretçilere şehri farklı bir açıdan keşfetme fırsatı sunuyor.

Tokyo’da ne yapılır diye düşünenler için hem bütçe dostu hem de etkileyici bir öneri: binanın 45. katındaki gözlem katına ücretsiz olarak çıkmak mümkün. Açık havalarda Fuji Dağı’na kadar uzanan bir manzara, Tokyo Skytree, Tokyo Tower ve şehir genelindeki düzenli yapı dokusu ziyaretçileri büyülüyor. Gözlem katları hem gündüz hem gece ziyarete açık, bu da farklı saatlerde bambaşka manzaraları deneyimleme şansı tanıyor.

Bina içinde ayrıca turizm danışma ofisi, hediyelik eşya dükkânı ve kafe gibi imkânlar da bulunuyor. Tokyo’yu yüksekten izlemek isteyen ama giriş ücreti ödemek istemeyen gezginler için bu yapı kesinlikle listenin üst sıralarında yer almalı.

📍Tokyo Metropolü Hükûmeti Binası konumu için tıklayın.

20. Ghibli Müzesi (Ghibli Museum)

Ghibli Museum – Hayao Miyazaki’nin büyülü dünyası

Tokyo’nun Mitaka bölgesinde yer alan Ghibli Müzesi, Japonya’nın dünyaca ünlü animasyon stüdyosu Studio Ghibli’nin büyülü evrenine adım atmak isteyenler için benzersiz bir durak. Hayao Miyazaki’nin hayal gücünden doğan bu müze, klasik bir sergi alanından çok daha fazlası; burası tamamen özgün bir deneyim alanı olarak tasarlanmış.

Müzenin iç mekânında Spirited Away, My Neighbor Totoro, Howl’s Moving Castle gibi efsaneleşmiş animelerin izlerini sürmek mümkün. Duvardaki çizimler, orijinal eskizler, minyatür setler ve hikâye panoları sayesinde ziyaretçiler Ghibli dünyasının yaratım sürecine tanıklık ediyor. Ayrıca çocuklar için hazırlanan “Neko Bus” oyun alanı ve sadece burada izlenebilen kısa animasyon filmleriyle müze, her yaştan ziyaretçiye hitap ediyor.

Müze binası da tıpkı Ghibli filmleri gibi detaylarla dolu ve tamamen interaktif düşünülmüş. Girişler yalnızca önceden rezervasyonla yapılıyor; bu nedenle ziyaret etmeyi planlıyorsanız biletinizi haftalar öncesinden almanız önerilir. Hayranları için tam anlamıyla bir rüya mekân olan Ghibli Müzesi, Tokyo’da geçirilen zamanı masalsı bir boyuta taşıyor.

📍Ghibli Müzesi konumu için tıklayın.

21. Nakamise-Dori Caddesi

Nakamise-Dori – Geleneksel alışverişin kalbi

Tokyo’nun Asakusa bölgesinde, Sensoji Tapınağı’na uzanan tarihi bir alışveriş yolu olan Nakamise-Dori Caddesi, şehrin kültürel ruhunu hissetmek isteyen ziyaretçilerin uğrak noktası. Yaklaşık 250 metre uzunluğundaki bu cadde, Edo döneminden bu yana varlığını sürdürüyor ve Japon geleneksel el sanatları ile sokak lezzetlerinin en güzel örneklerini bir arada sunuyor.

Caddenin iki yanında sıralanmış dükkânlarda kimonolar, yelpazeler, porselenler, ahşap oyma süsler ve geleneksel Japon maskeleri gibi hediyelik ürünler bulunuyor. Aynı zamanda mochi, senbei (pirinç krakeri), dorayaki ve dondurmalı taiyaki gibi yerel atıştırmalıklar da burada mutlaka denenmesi gereken tatlar arasında yer alıyor.

Nakamise-Dori’nin sonu doğrudan Sensoji Tapınağı’nın dev fenerli girişine açıldığı için bu caddeyi yürümek yalnızca alışveriş değil, aynı zamanda tapınağa yapılan bir geçiş seremonisi gibi hissettiriyor. Kalabalığına rağmen oldukça düzenli bir akışa sahip olan bu cadde, Tokyo’da geleneksel atmosferi yaşamak isteyen herkes için keyifli bir başlangıç noktası.

📍Nakamise-Dori Caddesi konumu için tıklayın.

22. Omoide Yokocho (Memory Lane)

people in a narrow alley with lanterns and people

Shinjuku İstasyonu’nun hemen kuzeyinde, modern gökdelenlerin gölgesinde yer alan Omoide Yokocho, nostaljik atmosferiyle Tokyo’nun geçmişine açılan daracık bir geçit. “Hatıralar Sokağı” ya da halk arasında bilinen adıyla “Piss Alley“, II. Dünya Savaşı sonrası dönemin sokak yaşamını bugüne taşıyan nadir yerlerden biri.

Burası sadece birkaç adım uzunluğunda olabilir ama içinde onlarca minik izakaya (yerel bar), ramen dükkanı ve ızgara restoranı barındırıyor. Her biri sadece 5-6 kişilik olan bu küçücük mekânlarda çalışanların seslenmeleri, yükselen dumanlar ve sokağa yayılan lezzet kokuları, bölgeye karakteristik bir hava kazandırıyor.

Gündüz saatlerinde sessiz ve sakin görünen Omoide Yokocho, akşam saatlerinde canlanıyor ve adeta bir film setine dönüşüyor. Özellikle fotoğrafçılar ve otantik deneyimler arayan gezginler için kaçırılmaması gereken bir yer. Modern Tokyo’nun kalbinde geleneksel bir esintiye tanık olmak isteyen herkes, buraya mutlaka uğramalı.

📍Omoide Yokocho konumu için tıklayın.

23. TeamLab Borderless

TeamLab Borderless – Sınırsız dijital sanat

Tokyo’nun en sıra dışı ve interaktif sanat müzelerinden biri olan TeamLab Borderless, dijital teknolojinin sanata dönüştüğü büyüleyici bir deneyim sunuyor. Sınırların tamamen ortadan kalktığı bu müze, ziyaretçileri adeta ışık, renk ve sesle örülmüş bir evrende dolaşmaya davet ediyor. Her köşe ve duvar, hareketinize duyarlı şekilde değişiyor; yani gördüğünüz hiçbir şey sabit değil, her ziyaret benzersiz.

TeamLab Borderless’ı diğer müzelerden ayıran en büyük fark, belirlenmiş bir rota ya da klasik sergi salonlarının olmayışı. Müze alanında serbestçe dolaşıyor, farklı odalara giriyor ve her biri farklı duygulara hitap eden dijital enstalasyonlarla etkileşime geçiyorsunuz. Suya yansıyan çiçekler, uçuşan fenerler, sonsuz aynalı odalar ve rengârenk fırça darbeleriyle oluşmuş dijital evrenler en popüler alanlardan sadece birkaçı.

Özellikle fotoğraf meraklıları ve sanatı farklı yollarla deneyimlemek isteyenler için bu müze Tokyo’da kaçırılmaması gereken duraklardan biri. Girişler yoğun talep gördüğü için biletinizi önceden almakta fayda var.

📍TeamLab Borderless konumu için tıklayın.

24. TeamLab Planets

TeamLab Planets – Vücudunla sanatın içinde

Tokyo’da dijital sanatla fiziksel duyuları bir araya getiren en etkileyici deneyim alanlarından biri de TeamLab Planets. Ziyaretçilerini çıplak ayakla gezilen karanlık koridorlardan, su dolu salonlara ve etkileşimli ışık tünellerine taşıyan bu müze, adeta duyulara hitap eden bir yolculuk sunuyor. Burası yalnızca görmekle kalmayıp hissettiğiniz, dokunduğunuz, içinde yürüdüğünüz bir sanat galerisi.

TeamLab Planets’te eserlerle olan bağ daha bireysel ve bedensel. Ziyaretçiler suyla dolu bir odada yürürken projeksiyonla yansıtılan ışıklar hareketlerine göre şekil değiştiriyor. Aynı şekilde aynalarla kaplı dev alanlar, çiçek ve gökyüzü temalı enstalasyonlarla birleşince tam anlamıyla bir hayal dünyasında yürüyormuş hissi yaratıyor.

Zaman algısını yitirdiğiniz bu ortamda ziyaret süresi kişiye göre değişse de genellikle 1,5–2 saati buluyor. Bilet bulmak zor olabildiği için 🎫 teamLab Planets Dijital Sanat Müzesi giriş biletinizi buradan alın ve bu benzersiz deneyimi önceden garantileyin.

📍TeamLab Planets konumu için tıklayın.

📌 TeamLab Borderless vs TeamLab Planets

Sergi Alanı: Borderless, geniş bir alan sunarak birçok farklı interaktif eseri bir arada gezip keşfetmenizi sağlıyor. Planets ise daha küçük, yoğun alanlar içinde fiziksel etkileşime dayalı bir deneyim sunuyor.

Sanat Türü: Borderless, dijital sanatın birleşiminden oluşan odalarla size sonsuz bir keşif alanı sunarken, Planets, su ve vücut hareketlerine duyarlı eserleriyle daha bireysel bir deneyim yaratıyor.

Deneyim: Borderless’ı gezmek, farklı eserlerin birbiriyle etkileşime girdiği, sınırların kaybolduğu bir deneyim yaşatırken; Planets, suyun içinde hareket ederek dijital sanata dokunmanızı sağlıyor.

Odak: Borderless, görsel zenginlik ve etkileşimi ön plana çıkarırken, Planets tamamen fiziksel katılım ve dokunsal bir deneyim üzerine kurulu.

Konum: Borderless daha merkezi bir konumda iken Planets şehrin daha uzak noktasında yer alıyor.

25. Kappabashi Caddesi

Kappabashi Caddesi – Şeflerin alışveriş durağı
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun mutfak dünyasına açılan kapısı olarak bilinen Kappabashi Caddesi, özellikle yemek sektörüne ilgi duyanlar için adeta bir cennet. Asakusa ile Ueno arasında yer alan bu cadde, yüzlerce mağazasıyla restoran ekipmanlarından Japon şef bıçaklarına, mutfak gereçlerinden plastik yemek modellerine kadar her şeyin satıldığı uzmanlaşmış bir alışveriş rotası sunuyor. Tokyo’da görülmesi gereken yerler arasında yer almasının en büyük sebebi ise, Japonya’nın eşsiz mutfak kültürünü bu denli yakından gözlemleme fırsatı sunması.

Kappabashi, sadece profesyonellere değil, mutfağa meraklı gezginlere de hitap ediyor. Ahşap oymalı yemek çubukları, el yapımı seramikler, geleneksel Japon çay takımları ve detaylı figürlerle hazırlanmış sahte yemek sunumları bu bölgedeki en ilginç ürünlerden sadece bazıları. Turistik hediyelik eşya olarak bile oldukça etkileyici parçalar bulmak mümkün.

Cadde üzerindeki bazı mağazalar, yemek sunumu ve vitrin dekorasyonu konusunda Japon restoranlarının ne denli titiz çalıştığını gözler önüne seriyor. Hatta bazı dükkanlarda kendi plastik yemeğinizi tasarlayabileceğiniz atölyelere de katılabiliyorsunuz.

📍Kappabashi Caddesi konumu için tıklayın.

26. Godzilla Head

Godzilla Head – Shinjuku’nun efsanevi simgesi

Tokyo’nun Shinjuku bölgesinde bir otelin tepesinden şehre bakan dev bir canavar başı görürseniz şaşırmayın; bu, Japon sinemasının ikonik karakteri Godzilla’nın ta kendisi. Hotel Gracery Shinjuku‘nun sekizinci katına yerleştirilmiş olan bu devasa Godzilla kafası, hem turistlerin hem de film tutkunlarının yoğun ilgisini çekiyor.

1954’teki ilk filminden bu yana Japon kültürünün ayrılmaz bir parçası hâline gelen Godzilla, burada adeta Tokyo’ya göz kulak oluyor. Kafanın bulunduğu terasa otel misafiri olmayanlar da çıkabiliyor; gündüz saatlerinde Godzilla’nın kükremesi ve ışık gösterileriyle karşılaşmanız da mümkün. Akşam saatlerinde ise özellikle ışıklandırmalar sayesinde daha etkileyici bir atmosfer sunuluyor.

Godzilla Head, klasik bir turistik cazibe noktası değil, daha çok Tokyo’nun pop kültürle iç içe geçmiş yüzünü temsil ediyor. Film hayranları için fotoğraf çektirmek, hatta Godzilla temalı odalarda konaklamak gibi alternatifler de mümkün. Tokyo’da ilginç bir şeyler görmek isteyen herkesin listesine alması gereken özgün bir nokta.

📍Godzilla Head konumu için tıklayın.

27. Roppongi Hills

Roppongi Hills – Sanat, alışveriş ve gökdelenler

Tokyo’nun uluslararası yüzünü en iyi yansıtan bölgelerden biri olan Roppongi Hills, hem sanat hem alışveriş hem de mimari anlamda şehre çağdaş bir dokunuş katıyor. Devasa kuleleri, lüks markaların mağazaları, gurme restoranları ve sanat galerileriyle bu bölge, modern Japon yaşam tarzının merkezi olarak öne çıkıyor.

Roppongi Hills kompleksinin kalbinde yer alan Mori Tower, hem ofis hem rezidans hem de kültür merkezi işlevi görüyor. Kuledeki Mori Art Museum, çağdaş sanat tutkunları için dikkat çekici sergilere ev sahipliği yapıyor. Binanın tepe noktasında bulunan Tokyo City View gözlem terası ise şehri 360 derece izleyebileceğiniz etkileyici bir manzara sunuyor. Açık havalarda Fuji Dağı’nı görmek de mümkün.

Bölgedeki diğer öne çıkan yerler arasında TV Asahi binası, keyifli yürüyüş yolları, modern heykellerle dolu açık alanlar ve Tokyo’nun en şık sinemalarından biri olan Toho Cinemas Roppongi Hills bulunuyor. Özellikle akşam saatlerinde ışıklandırmasıyla ayrı bir güzelliğe bürünen Roppongi, alışverişten sanata, seyir keyfinden gastronomiye kadar pek çok deneyimi bir araya getiriyor.

📍Roppongi Hills konumu için tıklayın.

28. Asakusa Bölgesi & Shin-Nakamise Shopping Street

Asakusa & Shin-Nakamise – Geleneksel Tokyo atmosferi

Tokyo’nun geleneksel dokusunu en iyi koruyan bölgelerden biri olan Asakusa, özellikle tarihî yapıları, nostaljik atmosferi ve yerel alışveriş olanaklarıyla öne çıkıyor. Burası, geçmişin Japonya’sını hissetmek isteyen gezginler için adeta zaman kapsülü işlevi görüyor. Dar sokaklar, ahşap cepheli yapılar ve geleneksel kıyafetli yerel halkla dolu bu bölge, Tokyo’nun ruhunu en saf hâliyle sunuyor.

Asakusa’nın kalbinde yer alan Sensoji Tapınağı, bölgeye gelen hemen herkesin ilk durağı. Tapınağa uzanan Nakamise Caddesi boyunca sıralanmış dükkânlarda hediyelik eşyalardan yerel lezzetlere kadar birçok seçenek ziyaretçileri bekliyor. Bu caddenin paralelinde yer alan ve daha modern bir yapıya sahip Shin-Nakamise Shopping Street ise hem geleneksel hem çağdaş alışverişin bir arada yapılabildiği bir diğer önemli nokta.

Asakusa’da Japon çayı içebileceğiniz sakin kafeler, geleneksel tatlılar sunan pastaneler ve kimonoyla dolaşan ziyaretçilerle dolu fotojenik sokaklar adım başı karşınıza çıkıyor. Hem kültürel hem alışveriş hem de yeme-içme deneyimi arayanlar için Asakusa, Tokyo’da en zengin içerikli rotalardan biri.

📍Asakusa konumu için tıklayın.

29. Tokyo Disneyland

Tokyo Disneyland – Masallar diyarında bir gün

Walt Disney’in büyülü evrenini Japon kültürüyle harmanlayan Tokyo Disneyland, yalnızca çocuklar için değil, her yaştan ziyaretçiye hitap eden kapsamlı bir eğlence parkı. Şehir merkezinin doğusunda yer alan bu dev park, eğlence temalı yedi farklı alanıyla Tokyo gezilecek yerler listesinin en unutulmaz deneyimlerinden birini sunuyor. Disney karakterleriyle dolu yürüyüş yolları, gösteriler, geçit törenleri ve tematik restoranlar, burada geçirilen zamanı adeta bir masala dönüştürüyor.

Parkta en sevilen alanlardan bazıları: Adventureland, Fantasyland, Tomorrowland ve World Bazaar. Her biri farklı bir hikâyeye ve atmosfere sahip olan bu bölümler, temalı eğlence araçlarıyla birlikte keyifli bir gün vadediyor. Özellikle Mickey Mouse ve arkadaşlarının sahne aldığı akşam geçit töreni ve havai fişek gösterisi, parkın en çok beklenen anları arasında yer alıyor.

Tokyo Disneyland’e şehir merkezinden JR tren hattı veya özel otobüslerle kolayca ulaşım sağlanabiliyor. Girişler yoğun talep gördüğü için biletinizi önceden almakta fayda var. 🎫 Tokyo Disneyland 1 Günlük Pasaportunuzu buradan alın ve büyülü dünyaya adım atmaya hazır olun.

📍Tokyo Disneyland konumu için tıklayın.

30. Tokyo DisneySea

Tokyo DisneySea – Deniz temalı büyülü dünya
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo Disneyland’in hemen yanında konumlanan Tokyo DisneySea, daha çok yetişkin ziyaretçilere hitap eden tematik yapısıyla klasik Disney parklarından ayrılıyor. Deniz ve su teması üzerine kurulu bu eğlence parkı, mitolojik hikâyelerden macera filmlerine, egzotik limanlardan fantastik su altı dünyalarına kadar farklı konseptleri bir arada sunuyor.

Parkın yedi farklı bölgesi bulunuyor: Mediterranean Harbor, Mysterious Island, Mermaid Lagoon, Arabian Coast, Lost River Delta, Port Discovery ve American Waterfront. Her bir tema alanı, mimari detayları, restoranları ve özel gösterileriyle dikkat çekiyor. Özellikle Indiana Jones Adventure ve Journey to the Center of the Earth gibi eğlence araçları oldukça popüler.

DisneySea, yalnızca bir eğlence parkı değil, aynı zamanda görsel ve duyusal olarak etkileyici bir deneyim alanı sunuyor. Gün batımı saatlerinde aydınlatmalarıyla büyüleyici bir atmosfer yaratan parkta, romantik akşam yürüyüşleri yapmak da oldukça keyifli. 🎫 Tokyo: DisneySea 1 Günlük Pasaportu buradan satın alabilirsiniz

📍Tokyo DisneySea konumu için tıklayın.

31. Kabukicho Bölgesi

Kabukicho – Tokyo’nun ışıklı eğlence mahallesi

Shinjuku’nun kuzeyinde yer alan Kabukicho, Tokyo’nun en yoğun ve en canlı gece hayatı merkezlerinden biri. Neon ışıkları, dar sokakları ve 24 saat yaşayan yapısıyla bu bölge, film sahnelerini andıran görüntülere sahne oluyor. Karaoke salonları, restoranlar, eğlence merkezleri ve barlarla dolu Kabukicho, özellikle akşam saatlerinde tam anlamıyla kalabalık bir enerji patlamasına dönüşüyor.

Bölgedeki Robot Restaurant, Godzilla Road, tematik kafeler ve küçük tiyatro sahneleri dikkat çekici duraklar arasında yer alıyor. Ancak bu hareketli atmosferin arkasında turiste yönelik agresif işletmecilik örnekleri de olabildiği için dikkatli olunması gerekiyor.

Not: Genel olarak Tokyo’da son derece güvende hissetmiş olsam da, Kabukicho benim için istisna oluşturan tek yerdi. Özellikle ailece veya çift olarak seyahat eden gezginler için bu bölgenin çok da gerekli bir durak olduğunu düşünmüyorum. Elbette tercih sizin, ancak buraya gidecekseniz temkinli olmakta fayda var.

📍Kabukicho Bölgesi konumu için tıklayın.

32. Toyosu Market (Yeni Tsukiji Fish Market)

Toyosu Market – Taze balığın adresi

Tokyo’da deniz ürünleri denince akla gelen ilk yer olan Toyosu Market, şehrin en büyük ve en modern balık pazarı olarak 2018 yılında faaliyete geçti. Eski ve ikonik Tsukiji Fish Market‘in ticari faaliyetleri buraya taşınmış durumda. Dolayısıyla bugün Tokyo’da taze balık mezatlarını izlemek ve Japon gastronomisinin kalbine tanıklık etmek isteyenlerin adresi artık Toyosu oluyor.

Toyosu Market üç ana binadan oluşuyor: toptan balık mezatlarının yapıldığı bölüm, sebze-meyve satış alanı ve restoranların yer aldığı bölüm. Sabah erken saatlerde düzenlenen ton balığı açık artırmaları, pazarın en dikkat çekici etkinliklerinden biri. Ziyaretçiler, özel seyir alanlarından bu mezatları güvenli şekilde izleyebiliyor.

Marketin içindeki restoranlarda taze balıklardan hazırlanan sushi tabakları oldukça popüler. Ayrıca pazarın teras kısmından Tokyo Körfezi manzarası da izlenebiliyor. Eski Tsukiji ruhunu yaşamak isteyenler içinse, halka açık sokak lezzetlerinin yer aldığı Tsukiji Outer Market hâlâ aktif ve geleneksel atmosferi koruyor.

📍Toyosu Market konumu için tıklayın.

33. Edo-Tokyo Open Air Architectural Museum

Edo-Tokyo Açık Hava Müzesi – Zamanda yolculuk
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun kuzeybatısında, Koganei Parkı içerisinde yer alan Edo-Tokyo Open Air Architectural Museum, Japonya’nın mimari geçmişini adım adım gezebileceğiniz açık hava konseptli bir müze. Geleneksel Edo dönemi yapılarından Meiji ve Showa dönemine ait modernleşme sürecini yansıtan binalara kadar pek çok farklı yapı bu alanda yeniden inşa edilerek ziyaretçilere sunulmuş.

Müze alanında gezebileceğiniz yapılar arasında tüccar evleri, eski posta ofisleri, banyo yapıları (sentō), restoranlar, otobüs durakları ve köy evleri gibi farklı tipolojiler yer alıyor. Her bir bina, dönemine uygun mobilyalar ve yaşam alanlarıyla donatılmış durumda; böylece ziyaretçiler yalnızca mimariyi değil, günlük hayatın nasıl sürdüğünü de gözlemleyebiliyor.

Edo-Tokyo Müzesi’nin bu açık hava bölümü, Tokyo’nun modern yüzünün ötesine geçerek geçmişin atmosferini bizzat hissetmenizi sağlıyor. Özellikle mimariye, tarihî yapılara ve Japon kültürünün ev içi yaşamına ilgi duyan gezginler için oldukça etkileyici ve özgün bir durak.

📍Edo-Tokyo Open Air Architectural Museum konumu için tıklayın.

34. Kabuki-za Tiyatrosu (Kabuki-za Theatre)

Kabuki-za Tiyatrosu – Geleneksel Japon sahne sanatları
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun Ginza bölgesinde yer alan Kabuki-za Tiyatrosu, Japonya’nın en köklü sahne sanatlarından biri olan Kabuki tiyatrosunun kalbi sayılıyor. 1889 yılında açılan ve yıllar içinde çeşitli restorasyonlar geçiren bu görkemli yapı, geleneksel Japon mimarisiyle hemen dikkat çekiyor. Hem kültürel hem de estetik anlamda Tokyo’da nereler gezilir sorusuna verilebilecek en özel yanıtlardan biri.

Kabuki tiyatrosu; abartılı makyajlar, zarif hareketler, dramatik anlatım dili ve zengin kostümleriyle izleyicisini büyüleyen bir sahne sanatı türü. Kabuki-za, bu sanatı en özgün hâliyle izleyebileceğiniz ender yerlerden biri. Biletler hem tam seans hem de sadece tek perde olarak alınabiliyor; bu sayede zaman kısıtlaması olan gezginler de deneyimi kaçırmadan yaşayabiliyor.

Tiyatro binasının altında geleneksel hediyelik eşyalar, Kabuki temalı ürünler ve tatlılar satan mağazalar yer alıyor. Ayrıca binadaki küçük sergi salonunda, Kabuki tarihine ve sahne arkası hazırlıklarına dair bilgilendirici bölümler de bulunuyor. Japon kültürünü yerinde ve sahici bir şekilde deneyimlemek isteyenler için Kabuki-za mutlaka rotaya eklenmeli.

📍Kabuki-za Tiyatrosu konumu için tıklayın.

35. Shinjuku Golden Gai

Shinjuku Golden Gai – Retro barlar sokağı

Shinjuku’nun kalabalık sokaklarından sadece birkaç adım ötede, geçmişin izlerini hâlâ taşıyan daracık sokaklar ve minik barlarla dolu bir mahalle: Golden Gai. Sadece birkaç sokaktan oluşan bu bölge, Tokyo’nun modern yüzünden tamamen farklı, nostaljik bir atmosfer sunuyor. Eski Japonya’nın gece hayatı kültürünü keşfetmek isteyenler için Golden Gai adeta yaşayan bir zaman kapsülü.

Yaklaşık 200’den fazla küçük barın bulunduğu bu alanda her biri sadece 4–8 kişilik kapasiteye sahip olan mekânlar, kendi tarzlarına ve müdavimlerine göre şekillenmiş durumda. Kimisi edebiyatçıları, kimisi film meraklılarını ağırlarken; bazı barlar ise yabancı ziyaretçilere kapılarını daha sıcak açıyor.

Geceleri canlanan Golden Gai, özellikle sanatçılar, yazarlar ve entelektüel çevreler arasında uzun yıllardır popülerliğini koruyor. Fotoğraf çekmeden önce izin istemek, barlara girişte dikkatli ve saygılı davranmak burada genel bir kural olarak kabul ediliyor. Shinjuku’da sıra dışı bir akşam yaşamak isteyenler için oldukça karakterli ve ilginç bir durak.

📍Shinjuku Golden Gai konumu için tıklayın.

36. Ryogoku Kokugikan

Ryogoku Kokugikan – Sumo güreşinin kalbi

Sumo güreşinin kalbi olarak kabul edilen Ryogoku Kokugikan, Japonya’nın ulusal sporunu yerinde izlemek isteyenler için benzersiz bir deneyim sunuyor. Tokyo’nun Sumida bölgesinde yer alan bu büyük arena, yılda üç kez düzenlenen büyük sumo turnuvalarına ev sahipliği yapıyor ve binlerce seyirciyi ağırlıyor.

1985 yılında açılan ve yaklaşık 11.000 kişilik kapasiteye sahip olan arenada sumo güreşleri, geleneksel ritüellerle birlikte sahneleniyor. Güreşçilerin ringe çıkmadan önce yaptığı arınma hareketleri, tuz serpmeleri ve özel kıyafetleri, Japon kültürüne dair derin bir bakış sunuyor. Maçlar sabahın erken saatlerinde başlayıp gün boyu sürüyor; final karşılaşmaları ise genellikle öğleden sonra gerçekleşiyor.

Ryogoku bölgesinde ayrıca sumo temalı restoranlar, sumo müzesi ve sumo güreşçilerine ait yaşam alanlarının bulunduğu stablolar (antrenman yerleri) da ziyaret edilebiliyor. Eğer Tokyo seyahatinize denk gelirse, buradaki bir müsabakayı canlı izlemek kültürel açıdan unutulmaz bir deneyim olacaktır.

📍Ryogoku Kokugikan konumu için tıklayın.

37. Tokyo Modern Sanat Müzesi

Tokyo Modern Sanat Müzesi – Yaratıcılığın merkezi
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun Chiyoda bölgesinde yer alan Tokyo Modern Sanat Müzesi (MOMAT, National Museum of Modern Art), 20. yüzyılın başlarından günümüze uzanan Japon modern ve çağdaş sanatına dair en önemli koleksiyonlardan birine ev sahipliği yapıyor. Sanatın zamana yayılan dönüşümünü görmek ve Japon sanatçıların küresel akımlar içindeki konumunu keşfetmek isteyenler için bu müze eşsiz bir kaynak.

Müzenin kalıcı koleksiyonunda, Yorozu Tetsugoro, Foujita Tsuguharu, Kishida Ryusei gibi modern Japon sanatının öncülerinin eserleri yer alıyor. Aynı zamanda Batı etkisindeki resimlerden, yerel temalarla bezenmiş heykellere kadar uzanan zengin bir içerik sunuluyor. Geçici sergi salonları ise dönemsel olarak uluslararası sanatçılara ve tematik kürasyonlara ayrılıyor.

Binanın mimarisi sade ve modern; içeriye bolca doğal ışık alacak şekilde tasarlanmış. Müzeye ait sanat kitaplarıyla dolu bir mağaza ve dinlenmek için kafe de mevcut. Hem sanat meraklıları hem de sessiz bir keşif yapmak isteyen gezginler için MOMAT, Tokyo’daki en nitelikli kültürel duraklardan biri.

📍Tokyo Modern Sanat Müzesi konumu için tıklayın.

38. Tsukiji Outer Market

Tsukiji Outer Market – Sokak lezzetleri cenneti
(Fotoğraf kaynak: japan-travel)

Tokyo’nun en canlı ve otantik sokak pazarlarından biri olan Tsukiji Outer Market, şehrin gastronomi meraklıları için adeta bir açık hava ziyafeti sunuyor. 2018 yılında toptan balık mezatları Toyosu Market’e taşınsa da, dış pazar yani “Outer Market” hâlâ aktif ve oldukça popüler bir destinasyon olarak varlığını sürdürüyor.

Dar sokaklara yayılmış yüzlerce dükkân ve tezgâh, taze deniz ürünlerinden geleneksel Japon bıçaklarına, atıştırmalıklardan kuru ürünlere kadar geniş bir yelpazede alışveriş olanağı sunuyor. Özellikle taze hazırlanmış sushi, ızgara yılan balığı, karides krakerleri ve matcha tatlıları en çok rağbet gören seçenekler arasında yer alıyor.

Tsukiji Outer Market, sadece alışveriş yapmak için değil, aynı zamanda Japon sokak mutfağını yerinde deneyimlemek, yerel esnafla sohbet etmek ve kültürel atmosferi hissetmek için de harika bir fırsat. Sabah erken saatlerde gitmek, kalabalık artmadan rahatça gezmek açısından avantajlı oluyor.

📍Tsukiji Outer Market konumu için tıklayın.

39. Hachiko Anıtı

Hachiko – Sadakatin sembolü

Tokyo’nun Shibuya bölgesindeki en dokunaklı simgelerden biri olan Hachiko Anıtı, sadakatin ve sevginin evrensel bir sembolü olarak Tokyo gezilecek yerler listesinde kesinlikle özel bir yere sahip. Anıt, 1923 doğumlu bir Akita cinsi köpek olan Hachiko’nun gerçek hikâyesine dayanıyor. Sahibi, Tokyo Üniversitesi’nde profesörlük yapan Hidesaburo Ueno, her sabah işe gitmek üzere Shibuya İstasyonu’na yürür, yanında sadık dostu Hachiko da olurdu. Profesör trene biner, Hachiko da her gün aynı saatte onu karşılamak üzere istasyona dönerdi.

Ancak bir gün, 1925 yılında profesör Ueno aniden hayatını kaybeder. O günden sonra Hachiko, sahibinin geri dönmeyeceğini bilmeden tam dokuz yıl boyunca her gün aynı saatte Shibuya İstasyonu’nda beklemeye devam eder. Yerel halk ve tren istasyonu çalışanları onun bu sarsılmaz sadakatine tanık olur ve ona sahip çıkar. 1935’te öldüğünde ise tüm Japonya bu sadık köpeğin hikâyesini öğrenmiş olur.

1934 yılında, Hachiko hâlâ hayattayken adına bu bronz anıt dikilir. Bugün, Shibuya İstasyonu’nun önünde yer alan heykel, hem popüler bir buluşma noktası hem de duygusal bir ziyaret durağı olarak biliniyor. Anıt önünde fotoğraf çektirmek isteyenler için genellikle kuyruk oluşuyor, özellikle hafta sonları oldukça kalabalık olabiliyor.

Hachiko’nun hikâyesi, 2009 yılında Richard Gere’in başrolünde oynadığı “Hachiko: A Dog’s Story” adlı Hollywood filmine de konu olmuştur. Bu sayede onun efsanesi Japonya sınırlarını aşarak tüm dünyaya yayılmıştır. Tokyo’da görülecek yerler arasında duygusal anlamda en etkileyici duraklardan biri olan Hachiko Anıtı, gerçek bir sevgi ve sadakat hikâyesinin taşlaşmış hâlidir.

📍Hachiko Anıtı konumu için tıklayın.

40. Mori Art Museum

Mori Art Museum – Tokyo’da çağdaş sanat
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun Roppongi Hills kompleksinde yer alan Mori Art Museum, çağdaş sanat meraklıları için şehrin en önemli kültürel duraklarından biri. 2003 yılında açılan müze, Japonya’nın yanı sıra Asya ve dünyanın dört bir yanından sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapıyor. Sanatla mimarinin, kültürle manzaranın iç içe geçtiği bu mekân, ziyaretçilere klasik müze deneyiminin ötesinde bir bakış sunuyor.

Müzenin koleksiyonunda fotoğraf, heykel, video sanatı ve enstalasyon gibi farklı alanlardan eserler yer alıyor. Geçici sergiler sayesinde her ziyarette farklı temalar, sanatçılar ve perspektiflerle karşılaşmak mümkün. Sanatın güncel meselelerle nasıl etkileşime geçtiğini görmek açısından Mori Art Museum oldukça etkileyici bir alan sunuyor.

Müze, Roppongi Hills’in 53. katında yer aldığı için ziyaretçilere sanatın yanı sıra muazzam bir şehir manzarası da vadediyor. Aynı binadaki Tokyo City View gözlem terasıyla kombine bilet seçenekleri sunuluyor. Özellikle gün batımı saatlerinde ziyaret etmek, hem görsel hem ruhsal açıdan unutulmaz bir deneyim yaşatıyor.

📍Mori Art Museum konumu için tıklayın.

41. Tokyo Camii ve Diyanet Türk Kültür Merkezi

Tokyo Camii – Japonya’daki Osmanlı mimarisi
(Fotoğraf kaynak: Tokyocami.org)

Tokyo’nun Shibuya bölgesinde yer alan Tokyo Camii ve Diyanet Türk Kültür Merkezi, sadece Japonya’nın değil, Doğu Asya’nın da en büyük camilerinden biri olarak öne çıkıyor. Osmanlı-Türk mimarisiyle inşa edilen bu ihtişamlı yapı, Tokyo gezilecek yerler listesinde ruhani yönüyle öne çıkan nadir duraklardan biri. Caminin mimarisi, hem Müslüman ziyaretçiler hem de farklı inançlardan insanlar tarafından büyük bir ilgiyle karşılanıyor.

1997 yılında Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’nın öncülüğünde yenilenerek bugünkü hâline kavuşan camii, yüksek kubbesi, ince minaresi, iç süslemeleri ve detaylı çinileriyle klasik Osmanlı estetiğini Tokyo’nun kalbine taşımış durumda. Cami içerisinde hem ibadet yapılabiliyor hem de ziyaretçilere açık rehberli turlar sunuluyor. Cuma günleri ve Ramazan ayı gibi özel dönemlerde, Japon Müslümanlar ve Türk toplumunun ortak buluşma noktası hâline geliyor.

Cami kompleksinin bir parçası olan Diyanet Türk Kültür Merkezi ise dil kursları, kültürel tanıtım etkinlikleri, sergiler ve konferanslar düzenleyerek Türkiye ile Japonya arasında bir gönül köprüsü kuruyor. Ziyaretiniz sırasında camii içinde ücretsiz olarak rehberlik hizmeti alabilir, alt kattaki mağazadan Türkiye temalı hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz.

📍Tokyo Camii ve Diyanet Türk Kültür Merkezi konumu için tıklayın.

42. Ameyoko Alışveriş Caddesi

Ameyoko – Renkli sokak pazarı
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun Ueno ve Okachimachi istasyonları arasında uzanan Ameyoko Caddesi, şehirdeki en hareketli ve otantik sokak alışverişi rotalarından biri. “Ameya Yokocho” isminin kısaltması olan Ameyoko, savaş sonrası dönemde şekillenmiş ve zamanla Tokyo’nun en renkli pazarlarından biri hâline gelmiş. Bugün hâlâ yerel halkın günlük alışveriş için tercih ettiği bu cadde, turistler için de gerçek Japon sokak kültürünü deneyimleme fırsatı sunuyor.

Caddede taze meyve-sebzeden deniz ürünlerine, ayakkabıdan kozmetiğe, hediyelik eşyadan kurutulmuş gıdalara kadar her şeyi bulmak mümkün. Ürün çeşitliliği ve pazarlık yapılabilen atmosferiyle Tokyo’nun modern alışveriş merkezlerinden oldukça farklı bir deneyim sunuyor. Dar sokaklarda sıra sıra dizilmiş küçük dükkânlar, bağırarak müşteri çağıran satıcılar ve bolca lezzetli sokak yiyeceği bu caddeye canlılık katıyor.

Özellikle yılbaşı öncesi dönemde bölge daha da kalabalıklaşıyor ve alışveriş çılgınlığına sahne oluyor. Eğer yerel halkla iç içe, dinamik bir atmosferde alışveriş yapmak isterseniz Ameyoko, Tokyo’daki en doğru adreslerden biri.

📍Ameyoko Alışveriş Caddesi konumu için tıklayın.

43. Zojoji Temple

Zojoji Temple – Gelenek ve gökdelen manzarası

Tokyo’nun Minato bölgesinde, Tokyo Tower’ın hemen yanı başında yer alan Zojoji Tapınağı, şehrin merkezinde geleneksel Japon Budizmini deneyimlemek isteyenler için oldukça etkileyici bir durak. 14. yüzyılda kurulan ve Tokugawa ailesinin resmî tapınağı olarak uzun yıllar hizmet veren bu yapı, Edo döneminin ruhunu modern şehir siluetiyle yan yana getiren bir atmosfer sunuyor.

Tapınak kompleksi içerisinde büyük ana salon, mezar alanları, taş heykeller, küçük türbeler ve huzurlu yürüyüş yolları bulunuyor. Özellikle Tokugawa şogunlarının mezarları ve bebek heykelleriyle süslenmiş Jizo Bosatsu alanı, ziyaretçilerin ilgisini çeken mistik noktalar arasında yer alıyor. Ana tapınak binasının önündeki geniş taş avlu ise hem seremoni alanı hem de dinlenme noktası olarak kullanılıyor.

Zojoji, özellikle sakura mevsiminde, kiraz çiçekleri eşliğinde hem fotoğraf hem ibadet hem de tarihî keşif için gelenlerle dolup taşıyor. Modern Tokyo’nun ortasında geleneksel bir soluk arayanlar için Zojoji Tapınağı kesinlikle listenin üst sıralarında olmalı.

📍Zojoji Temple konumu için tıklayın.

44. Hamarikyu Bahçeleri (Hamarikyu Gardens)

Hamarikyu Gardens – Edo döneminden yeşil bir vaha
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun kalbinde, gökdelenlerle çevrili modern yapıların tam ortasında saklı bir cennet gibi uzanan Hamarikyu Bahçeleri, Edo döneminden günümüze ulaşan en güzel peyzaj örneklerinden biri. Tokyo Körfezi kıyısında yer alan bu bahçe, geçmişte Tokugawa şogunları tarafından av alanı olarak kullanılmış; günümüzde ise doğayla baş başa kalmak isteyen ziyaretçileri ağırlıyor. Tokyo’da nereler gezilir sorusuna sakinlik arayan gezginler için verilebilecek en huzurlu yanıtlardan biri.

Bahçede tuzlu suyla beslenen yapay göletler, çam ve erik ağaçlarıyla çevrili yürüyüş yolları, geleneksel çay evleri ve köprülerle süslenmiş adacıklar bulunuyor. Özellikle ortadaki göletin üzerinde yer alan Nakajima-no-Ochaya çay evi, Japon çay seremonisini deneyimlemek isteyenler için keyifli bir mola noktası sunuyor.

Sezonlara göre değişen bitki örtüsü sayesinde yılın her döneminde farklı bir manzaraya bürünen bahçeler, özellikle sakura mevsiminde eşsiz bir görsellik sunuyor. Şehrin gürültüsünden uzaklaşıp doğayla iç içe yürüyüş yapmak isteyen herkesin rotasında yer alması gereken bir durak.

📍Hamarikyu Bahçeleri konumu için tıklayın.

45. Kaneiji Tapınağı (Kan’eiji Temple)

Kan’eiji Temple – Ueno’nun tarihi tapınağı
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun Ueno bölgesinde yer alan Kaneiji Tapınağı, Edo döneminde Tokugawa şogunları tarafından yaptırılan ve uzun yıllar boyunca şehrin ruhani merkezlerinden biri olarak kabul edilen önemli bir dini yapıdır. 17. yüzyılda kurulan bu tapınak, Tokugawa ailesinin Tokyo’daki ana tapınağı olarak hizmet vermiş ve büyük bir kompleksin parçası olarak inşa edilmiştir.

Tapınak, Edo döneminde devasa bir alana yayılmışken, zamanla yangınlar ve savaşlar nedeniyle küçülmüş olsa da, bugün hâlâ etkileyici yapılar barındırıyor. Özellikle taş merdivenler, dev çanlar ve geleneksel Japon mimarisinin zarif detayları, Kaneiji’yi huzurlu bir keşif noktası hâline getiriyor. Tapınak alanında ayrıca Tokugawa şogunlarından birkaçının mezarları da yer alıyor.

Ueno Parkı’nın kuzeydoğu köşesinde yer alan Kaneiji Tapınağı, modern şehir hayatından uzaklaşıp Tokyo’nun tarihsel ve ruhani yönüne tanıklık etmek isteyen ziyaretçiler için ideal bir rota. Sessiz ve gölgeli yolları, meditasyon havası taşıyan atmosferiyle Tokyo’da sakin bir durak arayanlar için önerilebilir.

📍Kaneiji Tapınağı konumu için tıklayın.

46. Ulusal Bilim Müzesi

Doğa ve Bilim Müzesi – Eğitici ve eğlenceli keşif
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Ueno Parkı içerisinde yer alan Ulusal Bilim Müzesi (National Museum of Nature and Science), Japonya’nın doğa tarihi, teknolojik gelişimi ve bilimsel birikimini ziyaretçilere sunan en kapsamlı kurumlardan biri. 1877 yılında kurulan bu müze, özellikle çocuklu aileler ve bilim meraklıları için hem eğitici hem de eğlenceli bir keşif alanı sunuyor.

Müze iki ana binaya ayrılıyor: Japan Gallery (Nihonkan) ve Global Gallery (Chikyukan). Japan Gallery’de Japonya’ya özgü canlılar, doğal afetler, mineraller ve yerli halkların yaşamları gibi konulara odaklanılıyor. Global Gallery ise dünya genelinde bilim ve doğa tarihine dair geniş bir yelpazeyi kapsıyor. Evrim, uzay, teknoloji, hayvanlar âlemi gibi temalar zengin interaktif panolar ve gerçek fosillerle ziyaretçilere aktarılıyor.

Özellikle dev mavi balina heykeli ve dinozor iskeletleri en çok ilgi gören sergiler arasında. Ayrıca çocuklar için özel tasarlanmış deney alanları, dokunmatik ekranlar ve simülasyonlar sayesinde bilim eğlencesi daha da etkileyici hâle geliyor. Tokyo’daki en başarılı müzecilik örneklerinden biri olan bu yapı, sadece bilgi değil ilham da veriyor.

📍Ulusal Bilim Müzesi konumu için tıklayın.

47. Tokyo İstasyonu

Tokyo İstasyonu – Kırmızı tuğlalarla tarihi durak

Tokyo’nun ulaşım ağının tam kalbinde yer alan Tokyo İstasyonu, yalnızca bir tren istasyonu olmanın çok ötesinde; mimarisi, alışveriş alanları ve tarihi geçmişiyle kentin en önemli simgelerinden biri. 1914 yılında hizmete giren istasyon binası, kırmızı tuğlalı Avrupa tarzı dış cephesiyle dikkat çekiyor ve Japonya’nın modernleşme sürecindeki mimari sembollerinden biri olarak kabul ediliyor.

Günümüzde istasyon, sadece Tokyo içi ulaşımın değil, Japonya’nın dört bir yanına ulaşan Shinkansen (hızlı tren) hatlarının da başlangıç noktası. Günlük 3.000’den fazla tren seferinin gerçekleştiği bu dev sistem, hem yerli hem yabancı gezginler için bir geçiş merkezi işlevi görüyor. Ancak Tokyo İstasyonu sadece trenlerden ibaret değil.

İçinde onlarca mağaza, restoran ve Japonya’nın en sevilen tatlı ve hediyelik eşyalarını sunan alışveriş caddeleri bulunuyor. Özellikle “Tokyo Character Street” ve “Ramen Street” gibi tematik koridorlar, burayı ziyaret edilecek bir destinasyon hâline getiriyor. Hem şehirler arası yolculuğun başlangıç noktası hem de mimari ve kültürel bir durak olan Tokyo İstasyonu, rotalara sadece transit değil, bilinçli bir keşif olarak da eklenmeli.

📍Tokyo İstasyonu konumu için tıklayın.

48. Shibuya Cat Street

Cat Street – Tokyo’da alternatif moda rotası
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun Shibuya ve Harajuku bölgeleri arasında uzanan Cat Street, klasik turistik caddelerin dışında daha alternatif bir atmosfer sunuyor. Özellikle gençlerin ve sokak modasına ilgi duyanların uğrak noktası olan bu cadde, Tokyo’nun yaratıcı ve özgün yüzünü keşfetmek isteyenler için birebir.

Dar ama uzun bir yürüyüş yolu olan Cat Street boyunca vintage giyim mağazaları, yerel tasarım butikleri, sokak sanatına dair detaylar ve minimalist Japon markaları sıralanıyor. Lüks tüketim yerine özgünlük ve stil arayan ziyaretçiler için bu sokak adeta bir moda laboratuvarı gibi. Aynı zamanda indie kahveciler, hipster tarzı kafeler ve ilginç konsept mağazalarla da dolu.

Cat Street’in sakin ve özgür atmosferi, Harajuku’nun kalabalığından sıyrılıp biraz nefes almak isteyenler için ideal. Sokakta dikkat çekici bir “kedi teması” olmasa da, ismini rahat ve serbest havasından aldığı söyleniyor. Moda, tasarım ve sokak kültürüyle iç içe bir yürüyüş rotası arıyorsanız bu caddeyi mutlaka keşfetmelisiniz.

📍Shibuya Cat Street konumu için tıklayın.

49. Yasukuni Tapınağı

Yasukuni Tapınağı – Tartışmalı geçmişe sahip bir anıt
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun Chiyoda bölgesinde yer alan Yasukuni Tapınağı, Japonya’nın modern tarihindeki en tartışmalı ama aynı zamanda en dikkat çekici anıtsal yapılarından biri. 1869 yılında, Japonya’nın savaşlarda hayatını kaybeden askerlerini onurlandırmak amacıyla inşa edilen bu Şinto tapınağı, hem ruhani hem de politik anlamda çok güçlü bir simge olarak varlığını sürdürüyor. Tokyo’da gezilmesi gereken yerler arasında tarihi önemiyle öne çıkan Yasukuni, ziyaretçilere Japonya’nın kolektif hafızasında özel bir pencere açıyor.

Tapınak kompleksinde binlerce ruhun onurlandırıldığına inanılan tabletler, devasa taş fenerler, etkileyici bir ana salon ve anma törenleri için kullanılan geniş meydanlar bulunuyor. Ziyaretiniz sırasında Yūshūkan Müzesi’ni de gezebilirsiniz; burada Japonya’nın savaş tarihiyle ilgili geniş bir arşiv, askeri objeler ve savaş makineleri sergileniyor.

Tapınak yıl boyunca birçok festival ve törende aktif şekilde kullanılıyor. Ziyaretçiler için sessiz ve saygılı bir atmosfer hâkim. Politik tartışmaların ötesinde, tarihî bir bakış açısıyla bu alanı deneyimlemek Tokyo’nun geçmişine dair daha derin bir anlayış sağlayabilir.

📍Yasukuni Tapınağı konumu için tıklayın.

50. Rainbow Bridge

Rainbow Bridge – Tokyo’nun renkli köprüsü
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo Körfezi üzerinde yer alan ve Odaiba ile şehir merkezini birbirine bağlayan Rainbow Bridge, hem mühendislik başarısıyla hem de gece aydınlatmalarıyla şehrin simge yapılarından biri. 1993 yılında tamamlanan köprü, Tokyo’nun gelişen modern yüzünü temsil ederken, aynı zamanda gezginler için hem ulaşım hem manzara noktası olarak işlev görüyor.

Yaklaşık 800 metre uzunluğundaki bu asma köprü, araç trafiğine, Yurikamome monoray hattına ve yayalara açık şekilde tasarlanmış. Özellikle yürüyüş yolu kullanılarak geçildiğinde, Tokyo Körfezi, Tokyo Tower, Skytree ve Odaiba silueti gibi eşsiz manzaralar izlenebiliyor. Gün batımı ve akşam saatlerinde, köprünün adını aldığı renkli LED aydınlatmalar devreye giriyor ve görsel bir şölen sunuyor.

Rainbow Bridge, özellikle Odaiba’dan Tokyo’ya dönüş yolunda yürüyerek geçmek isteyenler için unutulmaz bir rota sunuyor. Sessizlik içinde, şehrin ışıklarına doğru yürürken Tokyo’nun hem teknolojik hem romantik yönüne tanık oluyorsunuz.

📍Rainbow Bridge konumu için tıklayın.

51. Gōtokuji Temple

Gotokuji Temple – Şans getiren kedi heykelleri
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun Setagaya semtinde, şehir merkezinin kalabalığından biraz uzakta yer alan Gōtokuji Tapınağı, hem huzurlu atmosferi hem de yüzlerce Maneki Neko (şans kedisi) figürüyle adından söz ettiriyor. Bu tapınak, Japonya’da uğur getirdiğine inanılan el sallayan kedi figürünün doğduğu yer olarak kabul ediliyor ve Tokyo’da gezilmesi gereken yerler arasında özellikle özgün deneyimler arayanların rotasında yer alıyor.

Girişten itibaren oldukça sade ve klasik bir mimariye sahip olan tapınak, iç avlusunda yer alan minik heykel koleksiyonuyla ziyaretçileri şaşırtıyor. Farklı boyutlarda, yüzlerce beyaz şans kedisinin sıralandığı bu bölüm adeta bir ritüel alanı gibi. Ziyaretçiler dileklerini dileyip, bu kedilerden birini satın alarak tapınakta bırakabiliyorlar.

Gōtokuji’nin çevresi sessiz, bakımlı ve yerel yaşamla iç içe geçmiş durumda. Ulaşımı biraz uğraştırıcı olsa da, kalabalıktan uzak, simgesel anlamı olan bir tapınak görmek isteyenler için oldukça etkileyici bir durak. Ayrıca sevimli şans kedisi figürlerinden hediyelik almak isteyenler için de güzel bir fırsat sunuyor.

📍Gōtokuji Temple konumu için tıklayın.

52. Rikugi-en Bahçeleri (Rikugien Gardens)

Rikugien Bahçesi – Japon şiirinin doğa yorumu
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun Bunkyo bölgesinde yer alan Rikugi-en Bahçeleri, Edo döneminden kalma en zarif Japon peyzaj bahçelerinden biri olarak biliniyor. 1702 yılında Tokugawa şogunlarından birinin emriyle inşa edilen bu bahçe, klasik Japon şiirlerinde geçen doğal manzaralardan esinlenerek tasarlanmış. Doğayla iç içe, huzurlu bir yürüyüş arayanlar için adeta bir kaçış noktası.

Bahçede göletler, taş köprüler, yapay tepeler, yürüyüş yolları ve geleneksel çay evleri bulunuyor. Her detay özenle düşünülmüş ve bir bütünlük içinde ziyaretçiye doğanın farklı hâllerini yansıtacak şekilde planlanmış. Özellikle kiraz çiçeği ve sonbaharda yaprak dökümü döneminde bahçe eşsiz bir manzaraya bürünüyor.

Sessizliği ve sadeliğiyle öne çıkan Rikugi-en, özellikle Tokyo’nun hareketli merkezlerinden uzaklaşmak isteyenler için ideal bir soluklanma alanı. Çay evinde kısa bir mola verip geleneksel Japon yeşil çayı eşliğinde manzarayı izlemek de ziyaretin keyifli anlarından biri olabilir.

📍Rikugi-en Bahçeleri konumu için tıklayın.

53. Tokyo City View Observation Deck (Roppongi)

Tokyo City View – Şehrin en yükseklerinden
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun en etkileyici manzara noktalarından biri olan Tokyo City View, Roppongi Hills’in 52. katında yer alan gözlem katıyla ziyaretçilerine şehri 360 derece izleme imkânı sunuyor. Tokyo gezilecek yerler arasında hem gündüz hem de gece farklı yüzlerini gösteren nadir mekânlardan biri olan bu teras, özellikle ilk kez gelenler için görsel bir Tokyo özeti niteliğinde.

Gözlem katı hem kapalı alanlardan hem de açık hava platformlarından oluşuyor. Açık havada, yüksek güvenlikli cam panellerle çevrili alanda dolaşırken Tokyo Tower, Tokyo Skytree, Rainbow Bridge ve hatta açık havalarda Fuji Dağı’nı izlemek mümkün oluyor. Akşam saatlerinde ise şehrin ışıkları bu manzarayı daha da büyüleyici hâle getiriyor.

Tokyo City View, Mori Art Museum ile aynı komplekste bulunduğu için kombine biletler sayesinde hem çağdaş sanatı hem de panoramik manzarayı tek bir ziyaretle deneyimlemek mümkün. Ziyaretinizi gün batımı saatlerine denk getirmek, fotoğraf açısından da unutulmaz kareler yakalamanıza olanak tanır.

📍Tokyo City View Observation Deck konumu için tıklayın.

54. Imperial Palace East National Gardens

İmparatorluk Sarayı Doğu Bahçeleri – Tarihi duvarların ardında huzur
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

Tokyo’nun tam merkezinde yer alan ve İmparatorluk Sarayı’nın doğu kısmını çevreleyen Imperial Palace East Gardens, Japonya’nın tarihî mirasını doğayla harmanlayan huzurlu bir kaçış alanı. Bu bahçeler, İmparatorluk Sarayı’nın kamuya açık olan kısmını oluşturuyor ve ziyaretçilerine şehrin ortasında sessiz, düzenli ve bakımlı bir ortam sunuyor.

Bahçelerin bulunduğu alan, Edo döneminde Tokugawa şogunlarının hüküm sürdüğü Edo Kalesi‘nin iç kısmını kapsıyor. Günümüzde, kale surlarının kalıntıları, taş temeller ve bazı kule yapıları hâlâ görülebiliyor. Geleneksel Japon bahçeciliğinin zarif örneklerini taşıyan bu alan, yıl boyunca çiçek açan bitkiler, bambu koruları, yapay göletler ve yürüyüş yollarıyla dolu.

Bahçelere giriş ücretsiz ve haftanın belirli günleri dışında yıl boyunca açık. Özellikle ilkbaharda sakuraların açtığı dönem veya sonbaharda renk değişimlerinin yaşandığı haftalar, burayı ziyaret etmek için en güzel zamanlar. Sessizlik içinde, tarihle iç içe bir yürüyüş yapmak isteyenler için ideal bir durak.

📍Imperial Palace East National Gardens konumu için tıklayın.

55. The Making of Harry Potter – Warner Bros. Studio Tour Tokyo

Harry Potter Stüdyo Turu – Büyücülük dünyasına giriş
(Fotoğraf kaynak: Wikipedia)

2023 yılında Tokyo’nun Nerima bölgesinde kapılarını açan The Making of Harry Potter – Warner Bros. Studio Tour Tokyo, dünyaca ünlü Harry Potter evrenini adım adım keşfetmek isteyen hayranlar için büyüleyici bir deneyim sunuyor. Londra’daki orijinal stüdyonun ardından açılan bu ikinci büyük tur alanı, Japonya’daki en kapsamlı tema stüdyolarından biri olarak öne çıkıyor.

Stüdyo içerisinde ziyaretçiler Hogwarts Büyük Salon’u, Diagon Alley, Platform 9¾, Sihir Bakanlığı gibi ikonik mekânları birebir inşa edilmiş şekilde gezebiliyor. Film setlerinde kullanılan orijinal kostümler, aksesuarlar, özel efekt ekipmanları ve interaktif alanlar, hayranları sihirli dünyaya tamamen içine çekiyor. Ayrıca özel bölümlerde uçan süpürge deneyimi yaşanabiliyor, dijital efektlerle kendi sihirli sahnenizi oluşturabiliyorsunuz.

Stüdyo gezisi yaklaşık 3 saat sürüyor ve girişler zaman aralıklı bilet sistemiyle yapılıyor.

📍The Making of Harry Potter – Warner Bros. Studio Tour Tokyo konumu için tıklayın.

Tokyo’da gezilecek yerler kadar önemli diğer konular

Tokyo Gezi Rehberi – 2025 için detaylı şehir keşfi

Tokyo gezilecek yerler listesi bir yana, şehri tam anlamıyla keşfetmek için bazı pratik bilgilere de ihtiyaç var. Ulaşım ağından konaklama bölgelerine, alışveriş tüyolarından yöresel lezzetlere kadar birçok detay, Tokyo seyahatinizi kolaylaştırabilir ve zenginleştirebilir.

Bu bölümde, Tokyo hakkında en sık merak edilen konuları; rehber niteliğinde, sade ve anlaşılır bir şekilde ele alacağım. Hazırsanız, şimdi şehri sadece gezmekle kalmayıp daha iyi tanımaya başlayalım.

Tokyo’ya neden gitmeli? Bilmeniz gerekenler

Uzak Doğu’nun en büyüleyici şehirlerinden biri olan Tokyo, teknolojik gelişmişliği, geleneksel kültürü, estetik mimarisi ve ritmini hiç kaybetmeyen günlük yaşamıyla gezginlere eşsiz bir deneyim sunuyor. Tokyo gezilecek yerler listesinin ötesinde, bu şehir başlı başına bir kültür katmanıdır: Bir yanda kalabalık ve ışıklı Shibuya geçidi, diğer yanda kuş sesleriyle dolu bir Zen bahçesi. Tokyo’nun sunduğu zıtlıklar, onu dünya üzerindeki diğer şehirlerden kolayca ayırıyor.

Tokyo’nun öne çıkan en büyük farkı, geçmiş ile geleceği eş zamanlı yaşayabilmeniz. Yüzyıllar öncesinden kalma tapınaklar ve çay seremonileriyle tanıştıktan sadece dakikalar sonra, robot garsonların hizmet verdiği bir restoranda kendinizi bilim kurgu filmindeymiş gibi hissedebilirsiniz. Her detayın incelikle düşünüldüğü bu şehir, güvenli, düzenli ve son derece misafirperver yapısıyla da öne çıkar.

Alışveriş caddelerinden sanat müzelerine, sokak lezzetlerinden tema parklarına kadar herkes için bir şeyler sunan Tokyo, hem ilk kez Uzak Doğu’yu deneyimleyecek olanlara hem de tekrar tekrar gelmek isteyenlere hitap eder. Eğer Japon kültürünün kalbine inmek, gelenek ile modernliği aynı anda yaşamak istiyorsanız Tokyo tam da aradığınız şehir olabilir.

Tokyo’ya ne kadar zaman ayırmalı? Tokyo kaç günde gezilir?

Tokyo, yüzölçümü ve içerik zenginliği açısından oldukça büyük bir şehir olduğundan, yüzeysel değil doyurucu bir deneyim yaşamak için en az 5 tam gün ayırmak ideal. Eğer çevresindeki günübirlik destinasyonlara da uğramayı planlıyorsanız (örneğin Hakone, Nikko, Fuji Dağı gibi), bu süre 7 güne kadar çıkarılabilir.

Şehir içindeki gezilecek noktalar, birbirine yakın kümelenmiş olsa da her bir bölge kendi içinde çok sayıda durak ve keşif sunuyor. Shibuya, Shinjuku, Asakusa, Ueno, Akihabara ve Harajuku gibi semtleri detaylı gezmek, tapınakları, müzeleri ve parkları görmek, aynı zamanda alışveriş ve yeme-içme deneyimlerine vakit ayırmak için birkaç gün tek başına yeterli olmaz.

Eğer Tokyo’ya ilk kez gidiyorsanız, tempolu ama dengeli bir programla 5–6 günlük bir gezi, şehri tanımak ve sindirebilmek için en verimli süredir. Az ama öz gezmek isteyenler için ise 3 gün minimum önerilen süredir.

Japonya Vizesi (Daha doğrusu giriş izni.)

Japonya Vizesi – Seyahate çıkmadan önce bilinmesi gerekenler

Tokyo gezilecek yerler içeriğimizde mutlaka değinilmesi gereken konulardan biri de Japonya’nın vize politikası. Japonya, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulamıyor. Ancak birçok ülkeye uyguladığı gibi, Japonya’ya girişte Visit Japan Web sistemi üzerinden bilgilendirme formu doldurmanızı istiyor.

Zaman zaman medyada Japonya’nın Türk vatandaşlarına vize uygulamaya başlayacağı yönünde haberler çıksa da, şu an için böyle bir durum söz konusu değil. Hatta son açıklamalara göre Japon yetkililer bu tarz bir kararın Türk-Japon dostluğunu zedeleyeceğini düşünerek bu yönde bir uygulamadan kaçınıyorlar. Yani özetle, vize yok ama giriş formu var – ve bu işlem tamamen ücretsiz.

Giriş formunu doldurmak için vjw.digital.go.jp adresine girip gerekli bilgileri eksiksiz şekilde sisteme girmeniz yeterli. Onay sonrası sistem size bir QR kod veriyor. Bu kod, Japonya’ya girişte pasaport kontrolünde sunmanız gereken en önemli belge. Genellikle telefon ekranından göstermeniz yeterli, ancak isterseniz sağlamcı davranıp çıktısını da alabilirsiniz.

Japonya’ya vardığınızda ilk durak pasaport kontrolü. Burada pasaportunuz ve QR kodunuz görevlilere gösteriliyor. Ardından sistem, biyometrik verilerinizi hızlıca tarıyor. İşlem tamamlandığında ülkeye resmî olarak giriş yapmış oluyorsunuz.

Eğer Japonya’da tax-free (vergisiz alışveriş) yapmayı planlıyorsanız, formu doldururken bu seçeneği işaretlediğinizden emin olun. Bu durumda pasaportunuza özel bir gümrük damgası vuruluyor ve mağazalardaki vergi iadesi doğrudan kasada uygulanıyor. Bu nedenle pasaportunuzu yanınızda taşımanızda fayda var.

Not olarak belirtmekte fayda var: 2025 öncesinde Japonya’ya giriş için iki ayrı form elle dolduruluyordu. Ancak artık yalnızca QR kod yeterli. Bazı kaynaklarda formun uçakta da dağıtıldığını görebilirsiniz ama örneğin 2025 Şubat ayında THY ile yaptığım seyahatte form dağıtımı yapılmadı. QR kodu olmayan yolcular, gümrükte formu elle doldurmak zorunda kaldı ve ekstra süre kaybetti.

Son aşamada, QR kodunuzu valizinizi aldıktan sonra gümrük çıkışındaki makinelerde okutarak ülkeye tamamen giriş yapmış oluyorsunuz. Yazınca karışık görünse de sistem aslında çok hızlı ve basit işliyor. Zaten terminalde herkes aynı prosedürü takip ettiği için diğer gezginleri izlemek çoğu zaman yeterli oluyor.

Tokyo seyahatinizde bilmeniz gereken konular

Tokyo Gezi Notları – Tokyo seyahati boyunca ihtiyacınız olabilecek tüm bilgiler
Tokyo’da çoğu noktada Japonya dışında İngilizce olarak da bilgilendirmeler yapılıyor.

Tokyo gezilecek yerler kadar, bu dev metropolde rahat ve keyifli bir seyahat geçirebilmek için bazı pratik bilgileri bilmek şart. Ulaşım, dil, kültür, uygulamalar ve teknolojik detaylar gibi konularda önceden fikir sahibi olmak, sizi pek çok zorluktan kurtarır.

Aşağıda, özellikle Türk gezginlerin Tokyo’da sık karşılaştığı durumlara dair kısa ama işlevsel bilgiler derledim. Bu başlıklar sayesinde yalnızca gezi planınızı değil, günlük hareketlerinizi de daha konforlu hâle getirebilirsiniz.

Japonya’ya ulaşım (Direkt vs aktarmalı uçuşlar)

Türkiye’den Japonya’ya direkt uçuşlar mevcut olsa da bilet fiyatları genellikle daha yüksek. Daha ekonomik bir seyahat planlıyorsanız, aktarmalı uçuşları tercih edilebilirsiniz. Etihad Airways ile Abu Dhabi aktarmalı ya da Çin ve Güney Kore üzeri alternatif hatlar sıkça kullanılıyor.

2025 itibariyle bu tür aktarmalar için transit vize gerekmiyor, ancak seyahatten önce güncel durumu mutlaka kontrol edin. Direkt uçuşlar yaklaşık 10–12 saat, aktarmalı rotalar ise 18–22 saate kadar çıkabiliyor. Özellikle jetlag etkisini azaltmak için uçuş sürenizi ve varış saatinizi dikkatle planlamanız faydalı olur.

Jetlag

Türkiye ile Japonya arasında yaz-kış dönemine göre değişmekle birlikte 6–7 saatlik zaman farkı bulunuyor. Bu fark, özellikle Tokyo’ya vardığınız ilk günlerde vücut ritminizi etkileyebilir. Gün ışığından faydalanmak, sabah erken kalkmak ve bolca yürüyerek aktif kalmak vücudun yeni saat dilimine uyum sağlamasını kolaylaştırır. Eğer mümkünse varış gününüzü hafif bir programla geçirip, ikinci günden itibaren yoğun gezi planına geçmeniz daha iyi olacaktır.

Dini inanç

Japonya’da din günlük yaşamın içine sade ve uyumlu bir şekilde entegre olmuştur. “Doğarken Şintoist, ölürken Budist” anlayışı oldukça yaygındır. Bu nedenle Tokyo’da hem Şinto tapınakları (jinja) hem de Budist mabetleri (tera) sıkça görülür. Tapınaklar, dua etmeye gelenlerden çok turistlerin huzurlu vakit geçirdiği alanlar hâlindedir. Ziyaret sırasında sessiz olmak, dua edenleri rahatsız etmemek ve bazı kutsal alanlara ayakkabıyla girmemek önemlidir. Dinî törenler genellikle halka açıktır ve izleyici olarak katılmak mümkündür.

Japonca & İngilizce

Japonya’da İngilizce bilgisi genel olarak sınırlı. Ancak metro istasyonları, havaalanları, müzeler ve turistik restoranlarda İngilizce tabelalar ve menüler yaygın. Japon halkı son derece yardımsever. İngilizce bilmeseler bile elleriyle işaret ederek yardımcı olmaya çalışıyorlar. Özellikle genç nüfus, temel seviyede İngilizce konuşabiliyor. Yine de basit Japonca ifadeleri öğrenmek iletişimi kolaylaştırabilir.

Google Translate kullanımı

Dil engeli yaşadığınızda en büyük yardımcınız Google Translate olur. Uygulamanın kamera çeviri özelliği, özellikle menülerin, metro panolarının ve mağaza tabelalarının anlaşılmasında oldukça işe yarıyor. Uygulama çevrimdışı modda da çalışabildiği için Japonca dil paketini önceden indirmenizi tavsiye ederim. Özellikle restoranlarda veya küçük dükkanlarda Japonca dışında açıklama bulmak zor olabilir.

Google Maps kullanımı

Japonya’da Google Maps tam anlamıyla kusursuz çalışıyor. Yalnızca yol tarifi değil, metro çıkış numaraları, yürüyüş yolları, peron bilgileri ve hatta hangi vagondan inmeniz gerektiği gibi detaylı bilgiler sunuyor. Ayrıca otobüs güzergâhları ve durak zamanlamaları da entegredir. Tokyo geziniz boyunca kaybolma riskinizi sıfıra indirmek için haritaları çevrimdışı indirmek iyi bir fikir olabilir.

Yemek Maketleri (Restoran vitrinleri)

Yemek Maketleri – Tokyo restoranlarında görsel menüler

Tokyo’da restoranların büyük çoğunluğunda, girişte menüdeki yemeklerin birebir görünümlerinin sergilendiği plastik maketler bulunuyor. Bu maketler yalnızca dekoratif değil; karar verme sürecini kolaylaştırmak için üretilmiş oldukça işlevsel bir uygulamadır.

Geleneksel Japon mutfağından batı tarzı tabaklara kadar her detay gerçek yemekle neredeyse birebir örtüşecek şekilde hazırlanır. İlginç olan bir detay ise, marketlerde satılan hazır gıda ve paketli ürünlerde ambalaj üzerinde kullanılan ürün fotoğraflarının içerikle birebir aynı olması yasal zorunluluktur. Yani ambalajda görüp beğendiğiniz ürün, gerçekten de aynı şekilde karşınıza çıkar. Bu uygulama, Japonya’daki hizmet anlayışının şeffaflık ve müşteri memnuniyeti odaklı olduğunu gösteren ilginç detaylardan biridir.

Klook

Gezip Gördüm’de bildiğiniz üzere ben genelde turlar için Getyoutguide sitesini öneriyorum. Tokyo gibi bazı Uzak Doğu şehirlerinde ise farklı alternatifler kullanılabiliyor. Klook, Japonya’da gezi planlayan gezginler için bilet ve rezervasyon işlemlerinde en çok kullanılan platformlardan biri. Özellikle Shinkansen hızlı tren biletleri, teamLab biletleri, Tokyo Skytree, Disney ve Harry Potter Studio Tour gibi etkinliklerde çok kullanışlıdır. Kredi kartı ile ödeme yapılabiliyor ve mobil QR kod ile giriş sağlanabiliyor.

Elektrik Prizleri

Japonya’da prizler Tip A ve Tip B türündedir. Yani iki düz uçlu Amerikan tipi prizler kullanılıyor. Türkiye’den götüreceğiniz fişler genellikle uymaz. Bu yüzden yanınızda priz dönüştürücü adaptör bulundurmanız şart. Otellerin çoğunda USB şarj girişleri mevcut olsa da, voltaj uyumu konusunda dikkatli olunmalıdır. Elektronik cihazlarınız için dönüşüm adaptörü kullanmak cihaz güvenliği açısından önemlidir.

Japon marketleri (7-Eleven, Family Mart, Lawson)

Tokyo Marketleri – Şehir yaşamının pratik yüzü

Japonya’da neredeyse her sokak başında rastlayabileceğiniz 7-Eleven, Family Mart ve Lawson gibi zincir marketler, yalnızca atıştırmalık alışverişi değil, tam anlamıyla birer hayat kolaylaştırıcı. Bu marketlerde sandviçlerden noodle kaplarına, sıcak içeceklerden taze tatlılara kadar her şey bulunuyor. Bazı şubelerde mikrodalga fırın, sıcak su makineleri, masa-sandalye gibi imkânlar da mevcut.

Hazır gıdalar, market içinde ısıtılarak tüketilebilir. Özellikle soğutuculu dolaplarda satılan ama sıcak şekilde servis edilen kahve ürünleri oldukça yaygın. Tatlı reyonlarında ise küçük kekler, pudingler ve matchalı ürünler kalite açısından beklentinin üzerinde. Uygun fiyatlı ve pratik bir öğün için bu marketler günün her saati güvenilir bir seçenek.

Tax Free alışveriş

Japonya’da turistlere yönelik tax-free (vergisiz) alışveriş uygulaması oldukça yaygın. 5.000 Yen ve üzeri alışverişlerde vergi muafiyeti uygulanıyor, ancak bu işlem için pasaportunuzun girişinde tax-free damgası bulunması gerekiyor. Ayrıca alışveriş sırasında pasaportunuzu yanınızda bulundurmanız şart. İndirim doğrudan kasada uygulanıyor. Market alışverişleri bu kapsama girmez, sadece belirli mağazalardan yapılan harcamalar geçerli. İndirim oranı ise yaklaşık %10.

Metro kullanımı

Tokyo metrosu başta karmaşık görünebilir ama aslında oldukça sistematik. Renk kodlarına göre hatları takip ederek yön bulmak kolaylaşıyor. Suica ve Pasmo gibi IC kartlarla turnikelerde vakit kaybetmeden geçiş yapılabilir. Harita okuma alışkanlığı kazandıktan sonra metro, şehirdeki en hızlı ve güvenilir ulaşım yöntemidir. İngilizce anonslar ve dijital ekranlar turistler için büyük kolaylık sağlar.

Otomatlar

Otomatlar – Her köşe başında hızlı hizmet

Tokyo sokaklarının en dikkat çeken unsurlarından biri de her konuda ürün satan otomat makineleridir. Şehir genelinde yüz binlerce otomat bulunduğu tahmin ediliyor. Bu makinelerde soğuk-sıcak içeceklerin yanı sıra çorap, pil, şemsiye, hazır noodle, dondurma, vitamin içecekleri ve hatta kitap gibi ürünler bile satılmakta.

Yalnızca metro istasyonlarında değil; parklarda, tapınak çevrelerinde, sokak aralarında bile otomatlara rastlamak mümkün. Bazı bölgelerde temalı ya da bölgeye özel içerikli otomatlar yer alıyor. Ödeme işlemleri nakit ya da IC kartlarla yapılabilir. Pratiklik ve erişilebilirlik açısından otomatlar Tokyo’daki günlük hayatın ayrılmaz bir parçası.

Otobüs kullanımı

Tokyo’da metro kadar yaygın olmasa da otobüsler şehir içi ulaşımda önemli bir alternatif sunuyor. Japonya’daki otobüslere genellikle arka veya orta kapıdan binilir, ön kapıdan inilir ve ücret de çıkarken ödenir. IC kartlar (Suica/Pasmo) burada da geçerlidir. Duraklarda İngilizce bilgilendirme sınırlı olabilir, bu yüzden Google Maps veya NAVITIME gibi uygulamalar otobüs kullanırken oldukça faydalıdır. Özellikle metroya uzak bölgeleri keşfetmek için otobüs ideal bir yöntem olabilir.

Oteller

Japonya’daki otel odaları Avrupa standartlarına göre oldukça küçük. 10–15 m²’lik odalar standart sayılıyor. Bavul açacak alan bile sınırlı olabilir, bu nedenle minimalist bavul hazırlığı önerilir. Buna rağmen oteller oldukça temiz, sessiz ve düzenlidir. Birçok otel konuklara pijama, diş fırçası, terlik gibi temel ihtiyaçları ücretsiz sunar. Ayrıca personel son derece yardımseverdir. Konum ve istasyon yakınlığı, otel seçiminde en önemli kriter olmalı.

Japonya’da Atari Salonu çılgınlığı

Tokyo Rehberi – Retro oyun kültürüyle nostalji

Retro oyun kültürü Japonya’da hâlâ canlılığını koruyor. Akihabara, Shinjuku ve Ikebukuro gibi bölgelerde çok katlı atari salonları bulunuyor. Bu salonlarda 80’ler ve 90’lardan kalan klasik oyun makinelerinin yanında, VR teknolojisiyle geliştirilmiş modern oyunlar da mevcut. Her yaştan Japon’un hâlâ bu salonlara gitmesi, kültürel olarak oyun dünyasının ne kadar içselleştiğini gösteriyor. Retro meraklıları ve oyun tutkunları için bu salonlar gerçek bir zaman yolculuğu deneyimi sunar.

Saygı

Japon toplumu saygı temelli bir yapıya sahip. Metroda sessizlik, markette sıra, toplu taşımada düzen; bunlar Japonya’da günlük yaşamın temel kurallarıdır. İnsanlar birbirinin alanına saygı gösterir, kimse kimsenin sırasını ihlal etmez. Ayrıca mağaza ve restoranlarda çalışanlar müşteriyle konuşurken her seferinde hafifçe eğilerek teşekkür eder. Bu görgü kuralları, Japonya’da gezgin olarak çok daha huzurlu ve güvenli hissetmenizi sağlar.

Manga & Anime kültürü

Manga & Anime – Tokyo’nun pop kültür enerjisi

Japonya’da manga ve anime yalnızca çocuklara yönelik eğlencelik değil, her yaştan insanın ilgisini çeken ciddi bir kültürel alan olarak görülüyor. Akihabara, Nakano Broadway gibi bölgelerde, manga kitapları, figürler ve DVD’ler satan dükkânlar yetişkin koleksiyonerlerle dolu. Özellikle sınırlı üretim figürler ve eski basım mangalar yüksek fiyatlarla alınıp satılır.

Toplumun büyük kısmı manga okur; metroda, parkta veya kafede manga okuyan yetişkinler görmek son derece yaygındır. Ayrıca bu kültür sokak modasına da yansımıştır. Harajuku gibi bölgelerde anime karakterlerinden ilham alınarak giyinen gençler, cosplay kültürünü sokaklara taşımıştır. Tokyo’yu gezdiğinizde manga ve animenin sadece eğlence değil, günlük hayatın estetik ve ifade biçimi hâline geldiğini açıkça görebilirsiniz.

Jetonlu oyuncak kapsüller (Gashapon)

Tokyo’nun hemen her yerinde görebileceğiniz jetonlu oyuncak makineleri (Gashapon), hem çocukların hem de koleksiyonerlerin ilgisini çekiyor. Özellikle tren istasyonları ve alışveriş merkezlerinde yer alan bu makinelerden anime figürleri, anahtarlıklar, küçük koleksiyonluk eşyalar çıkıyor. Kapsüller genellikle 100–500 Yen arasında. Capsule Lab gibi mağazalar bu makineleri bir araya toplayan özel noktalar sunuyor. Bozuk para ihtiyacınızı karşılamak için bu noktalarda bozuk para makineleri de bulunuyor.

Sigara kullanımı

Japonya’da açık alanda sigara içmek büyük ölçüde yasak. Sadece belirlenmiş sigara içme alanlarında sigara içilmesine izin veriliyor. Sokakta sigara içtiğinizde ceza almanız mümkün. Restoranların bir kısmında sigara bölümü ayrı olarak sunuluyor. Sigara içiyorsanız, bu kurallara uymak hem cezadan kaçınmak hem de kültürel uyum açısından önemli.

Karaoke kafeler

Japonya’da karaoke ciddi bir kültürel etkinlik. Ailece, arkadaş gruplarıyla ya da tek başına saatlik kiralanan özel odalarda karaoke yapılır. Tokyo’da neredeyse her semtte Big Echo, Karaoke Kan gibi zincir kafeler bulunuyor. İçeride içecek siparişi verebilir, arkadaşlarınızla şarkı söyleyebilir ve kendinize özel bir alan yaratabilirsiniz. Eğlenceli, bol kahkahalı ve lokal bir deneyim arayanlar için harika bir aktivitedir.

Sumo gösterileri

Japonya’nın millî sporu olan sumo, yalnızca bir mücadele değil, aynı zamanda köklü bir ritüel. Tokyo’da sumo karşılaşmalarının yapıldığı ana arena Ryogoku Kokugikan’dır. Yılda 3 kez büyük turnuvalar düzenlenir; bu döneme denk gelirseniz bilet alarak gerçek bir sumo müsabakasına tanık olabilirsiniz. Turnuva dönemi dışında da bazı sabah antrenmanlarını izleme şansı yakalayabilirsiniz. Sumo sporunun kuralları, kostümleri ve sahne ritüelleri geleneksel Japon kültürünü çok iyi yansıtır.

Tema Kafeler (özellikle domuz kafeler)

Tokyo’da Domuz Temalı Kafeler – Bilmeniz gerekenler

Tokyo’da tema kafeler, şehir kültürünün dikkat çekici bir parçası. Anime karakterlerinden hemşire temalı konseptlere, robot hizmetlilerden gotik dekorasyonlara kadar çok çeşitli temalarda kafe türü görmek mümkün. Bu konseptlerin en yaygın olanları ise hayvan temalı kafeler. Şehirde kedi, köpek, baykuş, kirpi ve keçi gibi farklı hayvanlarla etkileşim kurmaya odaklanan pek çok kafe bulunuyor. Bu tür işletmeler genellikle belirli bir süreliğine ziyaretçilerin hayvanlarla vakit geçirebildiği kontrollü ortamlar şeklinde düzenlenmiştir.

Son yıllarda dikkat çeken bir başka tür ise domuz kafeleri olmuştur. Özellikle Takeshita Caddesi gibi turistik bölgelerde, minyatür domuzların bulunduğu kafeler sayıca artmış durumda. Bu tür işletmelerde hayvanlar kapalı alanda bulunuyor ve ziyaretçiler belirli kurallar dâhilinde içeriye alınıyor. Hayvan sever gezginler için ilginç bulunabilecek bu kafelerde, İslami hassasiyet taşıyan ziyaretçilerin domuz temasına dikkat etmesi gerekebilir. Bu tür kafeler, Tokyo’nun farklı ve bazen alışılmadık deneyimlere açık şehir yapısının bir parçası olarak görülmekte.

Tuvaletler

Japonya’nın belki de en çok şaşırtan ama bir o kadar da hayranlık uyandıran yönlerinden biri: teknolojik tuvaletler. Üst düzey hijyen anlayışıyla donatılmış bu sistemler, Türkiye’den gelen gezginler için adeta bir “tatlı kültür şoku” niteliğinde.
Taharet musluğu eksikliği nedeniyle çoğu Avrupa ülkesinde zorluk çeken Türk gezginler için Japonya bu konuda neredeyse bir istisna. Çünkü Japon tuvaletlerinde elektronik yıkama sistemleri, sıcaklık ayarlı su spreyi, ısıtmalı klozet, otomatik kapak, koku giderici fan ve hatta mahremiyeti koruyan müzik gibi pek çok özellik standart hâle gelmiş durumda.

Üstelik bu konfor sadece lüks otellerle sınırlı değil. Metro istasyonları, alışveriş merkezleri ve hatta bazı parklardaki umumi tuvaletler bile son derece temiz ve düzenli. Temizlik seviyesi öylesine yüksek ki, neredeyse evinizdeki banyoyu aratmıyor. İlk kullanışta biraz şaşırtıcı olsa da, bu sistemin pratikliği ve hijyen seviyesi kısa sürede benimseniyor. Pek çok Türk gezgin, Japonya’dan döndükten sonra “tuvalet konforunu” özlediğini söyleyebilir. Japonya’ya dair unutulmaz detaylar listesinin başlarında kesinlikle bu tuvaletler yer alıyor.

Nakit, döviz bozdurma & Kredi kartı kullanımı hakkında

Japonya’da kullanılan para birimi Japon Yeni (¥ / JPY)’dir. Madeni paralar 1, 5, 10, 50, 100 ve 500 Yen; kâğıt paralar ise 1.000, 2.000, 5.000 ve 10.000 Yen şeklindedir. 1 Yen, kuruş benzeri düşük değerde bir birimdir; bu yüzden günlük harcamalarda genellikle 100 Yen ve üzeri kullanılır.

Türkiye’den Japonya’ya giderken USD veya Euro götürüp Japonya’da bozdurmak mümkün, ancak döviz büroları Avrupa şehirlerindeki kadar yaygın değil. Bunun yerine en pratik yöntem, ATM’den direkt Japon Yeni çekmektir. Özellikle Seven Eleven marketlerindeki Seven Bank ATM’leri, Türk banka kartlarıyla uyumlu çalışır ve en güvenli seçeneklerden biri.

Her ne kadar Japonya teknoloji devi bir ülke olsa da, özellikle küçük dükkanlar, geleneksel restoranlar, pazar yerleri gibi yerlerde hâlâ sadece nakit geçerlidir. Yanınızda her zaman bir miktar nakit bulundurmanız seyahatinizin daha sorunsuz geçmesini sağlar.

Büyük AVM’ler, oteller ve zincir restoranlarda kredi kartı kullanımı yaygındır. Ancak ödeme yaparken parayı doğrudan kasiyere uzatmak yerine, özel nakit makineleri veya para tepsileri kullanılır. Bu uygulama, Japon görgü kuralları gereği hem hijyen hem de saygı açısından önem taşır.

Bahşiş Kültürü

Japonya’da genel olarak bahşiş bırakmak alışkanlık değildir ve çoğu durumda garip karşılanabilir. Restoranlar, kafeler, taksiler ya da otellerde hizmet bedeli genellikle fiyata dahildir ve ekstra ödeme yapılması beklenmez. Hatta bazı durumlarda bahşiş vermeye çalışmak yanlış anlaşılabilir veya reddedilebilir. Bu nedenle Japonya seyahatinizde ödeme yaptıktan sonra ekstra ücret bırakmanıza gerek yoktur. En iyi teşekkür, nazik davranmak ve hizmeti takdir ettiğinizi sözle ifade etmektir. Kısacası, Tokyo’da bahşiş kültürü yoktur; bu konuyu dert etmeden rahatlıkla hareket edebilirsiniz.

Tokyo hakkında ünlü filmler & kitaplar

Japonya’nın başkenti Tokyo, yalnızca gerçek dünyada değil, sinema ve edebiyat dünyasında da fazlasıyla ilham verici bir şehir. Modern sokakları, geleneksel tapınakları, neon ışıkları ve hızlı temposuyla Tokyo, birçok yönetmen ve yazarın anlatılarına arka plan olmuştur. Tokyo gezilecek yerler dışında şehri biraz daha hissetmek isteyenler için, film ve kitaplardan oluşan bu kültürel keşif listesi seyahatinize anlam katabilir.

Sinema dünyasında Tokyo’yu en etkileyici şekilde resmeden filmlerden biri, 🎬“Lost in Translation” (2003). Sofia Coppola’nın yönettiği film, Tokyo’daki bir otelde yolları kesişen iki yabancının hikâyesini anlatıyor. Filmde Shinjuku, Shibuya ve Park Hyatt Tokyo gibi yerler görsel olarak ön plana çıkıyor.

Günümüz Tokyo’sunu yansıtan bir başka çarpıcı yapım ise 🎬 “Tokyo Sonata (2008). İşsiz kalan bir beyaz yakalının ailesiyle yaşadığı içsel çatışmaları ve Tokyo’nun baskıcı düzenini çarpıcı biçimde işliyor. 🎬 “Shin Godzilla” (2016) ise hem Japon sinemasının klasik canavar temalı mirasını güncelliyor hem de Tokyo’nun kriz anlarındaki toplumsal reflekslerine eleştirel bir bakış sunuyor.

Diziler tarafında ise Netflix yapımı 🎬 “Midnight Diner: Tokyo Stories”, Tokyo’nun arka sokaklarında gece yarısı açık bir lokantada geçen kısa ama etkileyici insan hikâyeleriyle dikkat çekiyor. Dizideki lokanta, Tokyo kültürünün gündelik yaşamla nasıl harmanlandığını görmek için birebir.

Kitaplara gelecek olursak; Haruki Murakami’nin 📚”Norwegian Wood” ve 📚“After Dark” romanları Tokyo’nun yalnızlık ve melankoliyle harmanlanmış modern yüzünü derinlemesine işler. Yine Murakami’nin kitaplarında geçen bölgeleri, Tokyo’da gezerken adım adım hissetmek mümkün.

Tokyo’ya ne zaman gitmeli?

Tokyo’ya Ne Zaman Gitmeli? – Mevsimsel gezi rehberi

Tokyo gezilecek yerler listesi kadar, bu dev metropolü ne zaman ziyaret edeceğiniz de seyahatinizin kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Dört mevsimi belirgin şekilde yaşayan Tokyo’da her dönem kendine has güzellikler sunsa da, bazı aylar hem hava koşulları hem de yoğunluk açısından dikkatli planlama gerektirir. Bu şehirde sadece sıcaklık ya da yağmur değil; kiraz çiçeği dönemi, altın hafta ya da Yeni Yıl tatili gibi zamanlamalar da seyahat tecrübenizi doğrudan etkiler.

İlkbahar ve sonbahar mevsimleri, açık hava gezileri, tapınak ziyaretleri ve parklarda yürüyüş için en uygun dönemler olarak öne çıkar. Yaz ayları ise hem sıcaklık hem de nem oranı bakımından oldukça zorludur; ancak yaz festivalleri ve havai fişek gösterileri açısından da en renkli dönemdir. Kış ayları Tokyo’da çok sert geçmese de, yeni yıl tatili ve alışveriş sezonu sebebiyle otel fiyatları yükselebilir ve bazı işletmeler kapalı olabilir.

Tokyo’yu daha sakin ve ekonomik koşullarda gezmek isteyenler için Mart başı, Mayıs ortası ya da Kasım sonu gibi geçiş dönemleri idealdir. Ancak geziniz sırasında Japonya’daki resmî tatiller, festival takvimi ve özel dönemler hakkında önceden bilgi sahibi olmanız, hem bütçenizi hem zamanlamanızı daha verimli kılar.

Resmî Tatiller (Japonya Takvimi)

Aşağıdaki tarihler, Japonya genelinde resmî tatil olarak kabul edilir. Bu günlerde kamu kurumları kapalı olabilir; bazı özel işletmeler ise sınırlı hizmet sunar.

  • 1 Ocak: Yılbaşı (Ganjitsu)
  • İkinci Pazartesi – Ocak: Gençlik Günü
  • 11 Şubat: Milli Kuruluş Günü
  • 20 Mart civarı: İlkbahar Ekinoksu Günü
  • 29 Nisan: Showa Günü
  • 3 Mayıs: Anayasa Günü
  • 4 Mayıs: Yeşil Günü
  • 5 Mayıs: Çocuk Günü
  • Üçüncü Pazartesi – Temmuz: Deniz Günü
  • 11 Ağustos: Dağ Günü
  • Üçüncü Pazartesi – Eylül: Yaşlılara Saygı Günü
  • 23 Eylül civarı: Sonbahar Ekinoksu Günü
  • 3 Kasım: Kültür Günü
  • 23 Kasım: Emek Günü
  • 23 Aralık (bazı yıllarda): İmparatorun Doğum Günü

Tokyo’da öne çıkan festivaller

Tokyo yıl boyunca kültürel, dini ve eğlence odaklı onlarca festivale ev sahipliği yapar. Aşağıda en bilinen ve yoğun ilgi gören bazılarını sıraladım:

  • Sanja Matsuri (Mayıs): Asakusa’daki Sensoji Tapınağı etrafında gerçekleşen en büyük Şinto festivallerinden biri.
  • Sumidagawa Fireworks Festival (Temmuz): Tokyo’daki en büyük havai fişek gösterisi.
  • Kanda Matsuri (Mayıs): Kanda Myojin Tapınağı merkezli renkli geçit törenleriyle bilinir.
  • Tokyo Game Show (Eylül): Oyun ve teknoloji meraklıları için büyük bir fuar.
  • Koenji Awa Odori (Ağustos): Geleneksel dansların sergilendiği yaz festivali.
  • Cherry Blossom Viewing (Mart-Nisan): Kiraz çiçeklerini izleme (Hanami) etkinlikleri tüm parklara yayılır.
  • Halloween Shibuya (Ekim sonu): Renkli kostümlerle sokaklara dökülen kalabalık.
  • Comiket (Ağustos & Aralık): Anime, manga ve cosplay tutkunlarının buluşma noktası.

Sakura Dönemi (Mart sonu – Nisan başı)

Tokyo’da baharın simgesi hâline gelen sakura dönemi, şehrin en büyüleyici ama aynı zamanda en yoğun zamanlarından biridir. Mart sonu itibariyle açmaya başlayan kiraz çiçekleri, parkları ve tapınak çevrelerini adeta beyaza boyar. Ueno Parkı, Chidorigafuchi ve Meguro Nehri bu dönemin en popüler lokasyonlarıdır.

Ancak sakura sezonu sadece görsel şölen değil, aynı zamanda ciddi bir turizm akımı da yaratır. Otel fiyatları bu dönemde belirgin biçimde artar, restoranlar ve toplu taşıma araçları normalden çok daha kalabalık olur. Ayrıca parklarda yer bulmak dahi zor olabilir; halk sabahın erken saatlerinde piknik alanlarını rezerve eder.

Bu dönemde Tokyo’ya seyahat planlıyorsanız, hem konaklamanızı önceden ayarlamanız hem de günlük rotanızı esnek tutmanız önerilir. Büyüleyici bir atmosfer sunmasına rağmen sakura dönemi, rahat ve sakin gezmek isteyenler için biraz yorucu olabilir.

Yeni Yıl Tatili (31 Aralık – 3 Ocak)

Japonya’da Shogatsu, yani yılbaşı tatili, yılın en önemli zaman dilimlerinden biridir. Tokyo başta olmak üzere birçok şehirde 31 Aralık ile 3 Ocak arasında hayat yavaşlar. Mağazaların büyük kısmı kapalı olabilir, restoranlar sınırlı saatlerde hizmet verir. Bazı müzeler ve turistik alanlar da geçici olarak kapanabilir. Bu tarihlerde şehirde dolaşmak hâlâ mümkündür ancak seçenekler kısıtlıdır.

Aynı zamanda otellerde fiyatlar yükselir ve toplu taşıma araçlarında da yoğunluk yaşanabilir. Yine de Japonların tapınaklara gidip yılın ilk duasını ettiği “hatsumode” geleneğini gözlemlemek isteyenler için bu dönem farklı bir kültürel deneyim sunar. Tokyo’da bu tarihlerde seyahat edecekseniz, mutlaka önceden rezervasyon yaptırmalı ve açık kalacak yerlerin listesini çıkarmalısınız.

Tokyo’da konaklama için en uygun bölgeler

Tokyo Konaklama Bölgeleri – Nerede kalmalı?

Tokyo’da konaklama tercihi yaparken şehirdeki ulaşım ağı kadar, bölgenin sunduğu atmosfer ve imkânlar da büyük önem taşır. Şehir oldukça yaygın bir alana kurulu olduğu için gezilecek yerlere kolay ulaşım sağlayan bölgeleri tercih etmek seyahatinizi kolaylaştırır.

Alışveriş, yeme-içme, gece hayatı ya da kültürel atmosfer gibi farklı beklentilere göre farklı semtler öne çıkar. Aşağıda, Tokyo gezilecek yerler listenizi planlarken en çok tercih edilen beş bölgeyi tanıtıyorum. Her biri farklı beklentilere hitap eden bu bölgeler hakkında daha detaylı bilgi almak isterseniz Tokyo’da nerede kalınır? başlıklı yazımda da detaylıca anlattığım gibi farklı bütçelere ve seyahat tarzlarına uygun birçok seçenek bulabilirsiniz.

Shinjuku

Tokyo’nun en dinamik bölgelerinden biri olan Shinjuku, ulaşım açısından şehrin tam kalbinde yer alıyor. Shinjuku İstasyonu sayesinde hem metro hem JR hatlarına kolay erişim sunuyor. Bölge, gökdelenler, alışveriş merkezleri, izakaya barları ve parklarıyla çok yönlü bir atmosfer sunar. Gece geç saatlerde bile canlı kalan Shinjuku, hem tek başına seyahat eden gezginler hem de çiftler için uygundur. Ayrıca otel seçenekleri arasında hem uygun fiyatlı konaklamalar hem de lüks oteller bulunur.

Shibuya

Shibuya, Tokyo’nun gençlik enerjisini en yoğun hissedeceğiniz bölgelerden biri. Renkli caddeleri, sokak modası, gece hayatı ve tabii ki ikonik Shibuya Geçidi ile ünlü. Bölgedeki oteller genellikle modern ve kompakt yapıya sahip. Özellikle alışveriş ve eğlenceye yakın olmak isteyen gezginler için ideal bir tercih. Metro bağlantıları oldukça iyidir; birçok turistik noktaya kolayca ulaşım sağlanabilir.

Ginza

Ginza, Tokyo’nun en prestijli alışveriş ve iş merkezlerinden biri. Lüks markaların mağazaları, gurme restoranlar ve sanat galerileriyle dolu bu bölge, şehrin daha sakin ve sofistike yüzünü yansıtıyor. Otel fiyatları genellikle diğer semtlere göre biraz daha yüksektir; ancak merkezi konumu ve güvenli atmosferiyle özellikle çiftler ve iş seyahati yapanlar için çok uygun.

Akihabara

Teknoloji ve anime dünyasının merkezi olarak bilinen Akihabara, özellikle genç gezginler ve pop kültür meraklıları için benzersiz bir konaklama alternatifi sunuyor. Elektronik mağazaları, manga kafeleri ve retro atari salonları ile bu bölge farklı bir Tokyo deneyimi yaşamak isteyenler için ideal. Ayrıca Ueno, Asakusa ve Tokyo İstasyonu gibi noktalara yakınlığı sayesinde konum avantajı da sağlar.

Asakusa

Tokyo’nun geleneksel atmosferini yaşamak isteyenler için Asakusa en doğru adreslerden biri. Sensoji Tapınağı, Nakamise alışveriş caddesi ve Sumida Nehri çevresiyle tarihî bir deneyim sunuyor. Bölgedeki oteller genellikle daha uygun fiyatlıdır ve mimari olarak da daha geleneksel detaylara sahip. Sessiz, kültürel ve ulaşımı kolay bir bölgede konaklamak isteyenler için Asakusa oldukça cazip bir seçenek.

Tokyo merkezinden otel tavsiyeleri

Tokyo Otel Tavsiyeleri – Merkezi ve erişilebilir konaklamalar

Tokyo gibi büyük ve dinamik bir şehirde doğru oteli seçmek, seyahatinizin konforunu doğrudan etkiler. Metroya ve ana istasyonlara yakınlık, oda büyüklüğü, temizlik standartları ve genel hizmet kalitesi gibi kriterler bu tercihte belirleyici olur. Özellikle Shinjuku bölgesi, ulaşım kolaylığı ve gece-gündüz canlı yapısıyla birçok gezginin ilk tercihi oluyor.

Aşağıda yer verdiğim otel önerileri, Tokyo’nun merkezine konumlanmış, farklı bütçelere ve beklentilere hitap eden tesislerdir. Detaylı bilgiye ulaşabileceğiniz güvenilir rezervasyon bağlantılarını da her otelin altında bulabilirsiniz.

APA Hotel Shinjuku Kabukicho Tower

Shinjuku’nun en merkezi noktalarından birinde konumlanan bu otel, özellikle kısa süreli konaklamalarda pratiklik arayan gezginler için ideal bir tercih. Kompakt ama işlevsel odalara sahip olan otel, 28 katlı modern bir binada hizmet veriyor.
Odalarda klima, mini buzdolabı, düz ekran TV ve özel banyo gibi temel ihtiyaçlar mevcut. Otelde konaklayanlar, ücretli spa ve geleneksel Japon banyosu (onsen) gibi olanaklardan da yararlanabiliyor. Metroya yürüme mesafesinde oluşu büyük avantaj.

APA Hotel Shinjuku Kabukicho Tower hakkında detaylı bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.

Hotel Sunroute Plaza Shinjuku

Son Tokyo seyahatimde konaklamak için tercih ettiğim bu otel, özellikle konumu ve sunduğu konfor seviyesiyle beklentimi fazlasıyla karşıladı. Shinjuku İstasyonu’na yürüyerek sadece birkaç dakika uzaklıkta yer alıyor olması sayesinde şehirde ulaşım oldukça pratik hale geliyor.

Otelin odaları Tokyo standartlarına göre yeterli büyüklükteydi ve temizliği gerçekten özenliydi. Sessiz bir yapıya sahip olduğu için gece dinlenmek konusunda hiçbir sıkıntı yaşamadım. Ayrıca otelin içinde hem Japon hem Batı mutfağından seçenekler sunan restoranlar yer alıyor. Tüm bu özellikleriyle merkezi, temiz ve rahat bir konaklama arayanlar için dengeli fiyat-performans sunan bir alternatif olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

Hotel Sunroute Plaza Shinjuku hakkında detaylı bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.

Keio Plaza Hotel

Shinjuku’nun gökdelen bölgesinde yer alan Keio Plaza, Tokyo’daki lüks konaklama seçenekleri arasında ön sıralarda yer alıyor. Geniş oda seçenekleri, şehir manzaralı suitleri ve yüksek hizmet standardı sayesinde iş ya da özel tatil amaçlı konaklamalar için tercih ediliyor. Otelde restoranlar, spor salonu, açık havuz ve konferans salonları gibi kapsamlı imkânlar bulunuyor. Metro ve JR hatlarına yakınlığı da ulaşımı kolaylaştırıyor. Özellikle konfor ve kalite arayan gezginler için üst segment bir seçenek.

Keio Plaza Hotel hakkında detaylı bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.

Japonya’da kapsül otel kültürü

Japonya’da kapsül oteller, modern ve pratik konaklama anlayışının simgelerinden biri. Her yolcuya özel, küçük bir kapsül alanda uyuma imkânı sunan bu sistem, genellikle erkek ya da kadınlara özel katlarda, ortak duş alanlarıyla hizmet verir.
Sırt çantalı gezginler, yalnız seyahat edenler veya son dakika konaklamaya ihtiyaç duyanlar için uygun fiyatlı ve hızlı bir çözümdür. Tokyo’da bu kültürün en bilinen örneklerinden biri olan Anshin Oyado Shinjuku Ekimaeten, temizliği ve teknolojik altyapısıyla dikkat çekiyor.

Anshin Oyado Shinjuku Ekimaeten hakkında detaylı bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.

Tokyo Havaalanı’ndan şehir merkezine nasıl gidilir?

Tokyo’ya ayak bastığınız andan itibaren karşılaşacağınız ilk pratik karar: şehir merkezine nasıl ulaşacağınız. Tokyo, ulaşım altyapısı bakımından dünyanın en gelişmiş şehirlerinden biri olsa da, iki büyük uluslararası havaalanına sahip olması bazı gezginler için kafa karışıklığı yaratabiliyor.

Şehirdeki iki ana havaalanı olan Narita Uluslararası Havaalanı (NRT) ve Haneda Uluslararası Havaalanı (HND) farklı ulaşım seçenekleri ve mesafeler sunuyor. Narita, Tokyo’nun doğusunda ve şehir merkezine yaklaşık 60 km uzaklıktayken; Haneda daha merkezî bir konumda yer alır ve ulaşım süresi çok daha kısadır.

Tokyo gezilecek yerler listenizi planlarken ulaşım rotanızı da önceden belirlemeniz, seyahatinizin konforunu büyük ölçüde artırır. Konu hakkında daha kapsamlı bilgiler için Tokyo Havaalanı Şehir Merkezi Arası Ulaşım başlıklı yazımızı da mutlaka gözden geçirebilirsiniz.

Narita Uluslararası Havaalanı’ndan şehir merkezine ulaşım

Narita Havaalanı Ulaşımı – Şehir merkezine erişim yolları

Narita Havalimanı, Tokyo’nun en büyük uluslararası giriş kapısı. Özellikle Avrupa ve Amerika’dan gelen uzun mesafeli uçuşların büyük bölümü buraya yapılıyor. Şehir merkezine uzaklığı sebebiyle ulaşım süresi Haneda’ya göre daha uzun ancak çeşitli hızlı tren ve otobüs seçenekleri sayesinde kolaylıkla erişilebilir.

1. Narita Express (N’EX)

Tokyo İstasyonu’na doğrudan ulaşım sağlayan konforlu ve hızlı tren seçeneğidir. Yolculuk yaklaşık 55 dakika sürer. Ayrıca Shinjuku, Shibuya ve Yokohama gibi önemli merkezlere de bağlantı sunar. Koltuk rezervasyonu zorunludur, bu da yolculuğunuzu önceden planlamanızı gerektirir.

2. Keisei Skyliner

Narita ile Ueno İstasyonu arasında hizmet veren en hızlı trenlerden biri. Yaklaşık 41 dakikada Ueno’ya ulaşırsınız. Eğer oteliniz Ueno, Akihabara veya Nippori civarındaysa bu hat oldukça pratik bir seçenek. Yüksek hız ve konfor arayanlar için ideal.

3. Keisei Main Line (Keisei Limited Express)

Daha uygun fiyatlı bir seçenek. Skyliner’a kıyasla daha yavaş olsa da ortalama 75 dakikada Ueno’ya ulaşabilirsiniz. Bütçesini korumak isteyen gezginler için ekonomik bir alternatiftir. Rezervasyon gerekmez.

4. Limousine Bus

Otellere doğrudan ulaşım sağlar. Shinjuku, Shibuya, Tokyo Station gibi merkezlere servis sunar. Yolculuk süresi trafik durumuna göre 90–120 dakika arasında değişir. Bagajla seyahat edenler ve doğrudan oteline ulaşmak isteyenler için konforlu bir tercih.

5. Taksi

Narita’dan şehir merkezine taksiyle ulaşmak oldukça pahalı. 20.000–30.000 Yen arasında bir ücretle karşılaşabilirsiniz. Yolculuk süresi trafik durumuna göre 60–90 dakika sürüyor. Konfor arayan ama bütçesi esnek olan gezginler için uygun.

6. Özel Transferler

Taksiye alternatif olarak sabit ücretli özel transfer hizmetleri tercih edilebilirsiniz. Fiyatlar genellikle 75–120 USD arasında değişiyor ve araçlar otelinize kadar sizi doğrudan bırakır. Aileler, kalabalık gruplar ya da bagajı fazla olanlar için mantıklı bir alternatif. 🎫 Narita Havaalanı (NRT): Tokyo’ya/Tokyo’dan özel tek yön transfer bağlantısından rezervasyon yapabilirsiniz.

Haneda Uluslararası Havaalanı’ndan şehir merkezine ulaşım

Haneda Havaalanı Ulaşımı – Tokyo’ya kısa mesafe erişim

Tokyo’nun merkezine daha yakın konumlanan Haneda Havalimanı, özellikle Asya ülkelerinden gelen uçuşlar ve yurt içi hatlarda sıkça tercih ediliyor. Şehir merkezine mesafesi kısadır, bu da ulaşım süresini ve maliyetini önemli ölçüde azaltır. Hem tren hem de otobüsle çok hızlı bir şekilde Tokyo’nun ana noktalarına ulaşım sağlanabilir.

1. Tokyo Monorail

Haneda’dan Hamamatsucho İstasyonu’na yaklaşık 13 dakikada ulaşır. Buradan JR Yamanote Hattı’na kolayca aktarma yapılabilir. Hızlı, ekonomik ve oldukça pratik bir ulaşım seçeneğidir.

2. Keikyu Line

Haneda’dan Shinagawa İstasyonu’na hızlı şekilde ulaşım sağlar. Yolculuk 11–15 dakika sürer. Shinagawa’dan aktarma yaparak Shibuya, Shinjuku gibi merkezlere kısa sürede ulaşabilirsiniz. Sabah saatlerinde yoğunluk yaşanabileceği için dikkatli planlama önerilir.

3. Limousine Bus

Shinjuku, Shibuya, Tokyo Station gibi ana bölgelere doğrudan otobüs seferleri bulunur. Bagaj taşıyanlar için konforlu bir alternatif olan bu hatlarda yolculuk süresi 30–60 dakika arasında değişir. Otelinize yakın bir durakta inmek mümkündür.

4. Taksi

Haneda’dan şehir merkezine taksi ile ulaşım Narita’ya kıyasla daha uygundur. Ortalama 6.000–10.000 Yen civarında bir ücretle, 20–40 dakika içinde Tokyo merkezine ulaşabilirsiniz. Gece saatlerinde uçuş yapanlar için cazip bir opsiyondur.

Tokyo’ya hangi havaalanından gelirseniz gelin, şehir merkezine ulaşım için farklı hız ve konfor düzeyinde birçok alternatifiniz bulunuyor. Gideceğiniz bölgeye, bavul sayınıza ve bütçenize göre en uygun seçeneği belirleyerek seyahatinize konforlu bir başlangıç yapabilirsiniz.

Tokyo şehir merkezi nasıl gezilir?

Tokyo Şehir Merkezi – Ulaşım ipuçları

Tokyo gezilecek yerler listenizi planlarken, şehirde nasıl dolaşacağınızı bilmek en az rotanız kadar önemlidir. Tokyo’nun ulaşım sistemi dünyanın en gelişmişlerinden biri olarak kabul ediliyor ve ziyaretçilere son derece etkili çözümler sunuyor. Ancak metro haritasının karmaşıklığı, hat çeşitliliği ve bilet sisteminin detayları ilk bakışta biraz kafa karıştırıcı olabilir.

Şehir içi ulaşımda metro başrolde olsa da, tren hatları, otobüsler, bisikletler ve hatta hop-on hop-off tur otobüsleri gibi alternatifler de mevcut. Hangi yöntemi seçeceğiniz hem gitmek istediğiniz bölgeye hem de seyahat tarzınıza göre değişebilir. Aşağıda en sık kullanılan ulaşım seçeneklerini tanıttım.

Metro

Tokyo metrosu iki ana operatör tarafından işletilir: Tokyo Metro ve Toei Subway. Şehirdeki başlıca turistik bölgelere hızlı ve konforlu ulaşım sağlar. Renk kodlu hatlar, İngilizce yönlendirmeler ve elektronik geçiş sistemleri sayesinde ilk kullanımda karmaşık gelse de kısa sürede alışılır. Metro sabah 05:00’ten gece 00:00’a kadar çalışır.

JR Yamanote Line

Şehrin merkezini dairesel şekilde dolaşan JR Yamanote Line, Tokyo’daki en önemli tren hatlarından biridir. Shinjuku, Shibuya, Tokyo Station, Ueno gibi pek çok merkezi noktaya uğrar. Tokyo’da birkaç gün geçirecekseniz, bu hattı öğrenmek tüm ulaşımınızı kolaylaştırır.

Şehir Otobüsleri

Tokyo’daki otobüs sistemi özellikle metro bağlantısının olmadığı yerler için idealdir. Arka kapıdan binilir, ön kapıdan inilir. Ödeme IC kartlarla ya da nakit (bozuk parayla) yapılır. Otobüslerde İngilizce anonslar sınırlı olabilir ama Google Maps yönlendirmeleri oldukça başarılıdır.

Taksi

Taksiler temiz ve güvenilirdir ancak fiyatları yüksek olabilir. Açılış tarifesi 500–700 Yen civarındadır ve kısa mesafelerde dahi maliyet artabilir. Özellikle gece saatlerinde ya da metro kapanış saatinden sonra tercih edilebilir.

Uber

Tokyo’da Uber hizmeti sınırlıdır. Normal taksilerle entegre çalışır ve uygulama üzerinden çağırabileceğiniz araçların sayısı oldukça azdır. Fiyat olarak yerel taksilerden pek farklı değildir.

Hop-On Hop-Off Otobüsler

Kısa süreli ziyaretlerde hızlı bir şehir özeti sunmak için tercih edilebilir. Açık üst katlı otobüslerle Tokyo’nun ana simgeleri arasında rahatça gezebilirsiniz. Audio rehber sayesinde tarihî bilgiler de aktarılır. 🎫 Hop-on hop-off gezi otobüsü bileti satın alarak bu tura katılabilirsiniz.

Suica Card ve Tek binişlik biletler hakkında bilgiler

Tokyo’daki ulaşım sisteminde en çok kullanılan kart türü Suica (veya benzeri olan Pasmo) adlı ön ödemeli IC kartlardır. Bu kartlar metro, tren, otobüs gibi tüm toplu taşıma araçlarında geçerlidir. Kartı istasyon içindeki makinelerden satın alabilir, belirli miktarda para yükledikten sonra turnikelerde okutarak kullanabilirsiniz. Her binişte ücret otomatik olarak düşülür. Kartta kalan bakiye istasyon panolarından ya da makinelerden görüntülenebilir.

Tek binişlik biletler de tüm metro istasyonlarında otomatik makinelerden alınabilir. Ancak makinelerde İngilizce dil seçeneği olsa da işlem biraz zaman alabilir. Bu biletler genellikle 160–320 Yen arasında değişir ve istasyona göre belirlenen ücretin ödenmesi gerekir. Biletler yaklaşık 2 saat geçerlidir ve yalnızca belirtilen hat için kullanılır. Çıkışta bileti turnikeye tekrar sokmanız gerekir; saklamayı unutmayın.

Otobüslerde de tek binişlik ödeme yapılabilir. Ancak otobüse binerken bilet alınmaz, çıkarken ücret ödenir. Nakit ödeme yapacaksanız bozuk para kullanılmalı; şoför yanında para bozmaz. Bu nedenle IC kart taşımak, otobüslerde de hayat kurtarır.

Tokyo’nun ünlü yöresel lezzetleri

Tokyo Yöresel Lezzetleri – Ne yenir?
Taiyaki – İçi kırmızı fasulye dolgulu olan bu mini tatlı kekler benim Tokyo seyahatim boyunca en hoşuma giden şeylerden biri oldu. Fasulye kulağa değişik gelse de bir şans vermenizi tavsiye ederim.

Tokyo mutfağı, Japonya’nın geleneksel tatlarını modern bir yorumla harmanlayan zengin ve çeşitli bir yeme içme kültürüne sahip. Deniz ürünlerinden noodle çeşitlerine, kızartmalardan tatlı atıştırmalıklara kadar çok sayıda özgün lezzet, bu şehirde denenmeye değer. Tokyo gezilecek yerler listenizi hazırlarken, lezzet duraklarını da programınıza dahil etmeniz seyahatinizi unutulmaz kılabilir.

Ancak Tokyo’da yemek yerken dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da içerik bilgisi. Özellikle et ürünlerinde domuz eti kullanımı oldukça yaygın. Bu nedenle dışarıda yemek yerken, içeriğini mutlaka sormak ve dini hassasiyetlere uygun seçim yapmak önemli.

Sushi

Japon mutfağının en bilinen yemeği olan sushi, Tokyo’da hem geleneksel hem modern yorumlarıyla karşınıza çıkıyor. En temel haliyle, sirkeli pirinç üzerine taze çiğ balık veya deniz ürünleriyle hazırlanır. Nigiri, maki ve sashimi gibi çeşitleri vardır. Ueno ve Tsukiji çevresindeki sushi barlar, kaliteli ürünleriyle meşhurdur.

Ramen

Derin ve aromatik bir et suyunda servis edilen ramen, Japonların vazgeçilmez sokak yemeklerinden biri. Erişte, haşlanmış yumurta, deniz yosunu ve çeşitli etlerle zenginleştirilir. Ancak ramen çeşitlerinin çoğunda et suyu domuz bazlı olarak hazırlanır; bu nedenle içerik bilgisine dikkat etmek gerekir.

Tempura

Sebzelerin ve deniz ürünlerinin hafif tempura hamuruna batırılıp çıtır şekilde kızartılmasıyla hazırlanan bu yemek, Japon mutfağının en rafine lezzetlerinden biridir. Genellikle pilav veya erişteyle servis edilir. Hafif ve sade bir alternatif arayanlar için öne çıkan bir seçenektir.

Okonomiyaki

“Japon pizzası” olarak da bilinen bu yemek, lahana, un, yumurta ve çeşitli malzemelerle yapılan tavada pişen bir çeşit tuzlu kek. Üzerine sos, mayonez ve bonito peyniri serpilir. Tokyo versiyonları Kansai tarzına göre daha ince ve farklı malzemelerle hazırlanabilir. İçeriğinde domuz eti kullanılabilir.

Yakitori

Kömürde pişirilmiş tavuk şişlerden oluşan bu lezzet, Tokyo sokaklarında sıklıkla karşınıza çıkar. Tavuk eti dışında ciğer, kalp veya derisi gibi parçalar da kullanılır. Genellikle tatlı-soya bazlı “tare” sos ile marine edilir. Şehirdeki izakaya’larda akşam saatlerinde sıkça servis edilir.

Tonkatsu

Pane kaplanmış ve derin yağda kızartılmış domuz etiyle hazırlanan bu yemek, Japonya’da oldukça popüler. Pirinç ve lahana salatasıyla servis edilir. Tonkatsu’nun dana veya tavukla yapılan alternatifleri de olsa, Tokyo’daki klasik sunumlarda domuz eti kullanımı yaygındır.

Udon

Kalın ve yumuşak dokulu bu buğday eriştesi, genellikle sıcak et suyunda servis ediliyor. Üzerine tofu, tempura veya yeşil soğan gibi eklemeler yapılabilir. Tokyo sokaklarında uygun fiyatlı udon barlar bulmak oldukça kolaydır. Hafif bir öğün arayanlar için ideal bir alternatiftir.

Taiyaki

Balık şekilli kalıpta pişirilen bu tatlı hamur işi, genellikle içinde kırmızı fasulye ezmesiyle servis ediliyor. Son yıllarda çikolata, vanilya veya matcha dolgulu versiyonları da yaygınlaşmıştır. Özellikle Ueno Parkı çevresindeki tezgâhlarda sıkça görülür.

Mochi

Pirinç unundan yapılan bu geleneksel tatlı, yoğun kıvamı ve çiğnenebilir yapısıyla Japon mutfağının farklı lezzetlerinden biridir. Genellikle içi kırmızı fasulye ezmesiyle doldurulur ve matcha aromasıyla tatlandırılır. Tatlı büfelerinde veya hediyelik ürünlerde sıkça yer alır.

Takoyaki

Ahtapot parçaları, hamur, yeşil soğan ve zencefil karışımıyla hazırlanan bu toplar, özel yuvarlak kalıplarda pişirilir. Üzerine sos ve bonito peyniri serpilerek sıcak servis edilir. Özellikle eğlence alanlarında ve festivallerde oldukça popülerdir.

Not: Adı geçen ürünlerde domuz eti bulunabileceğini ya da helal kesim et ürünlerinin yer almayabileceğini unutmayın. Konu hakkında bizim gibi hassas davranıyorsanız, Tokyo’da yeme içme konusunda daha seçici davranmanızı öneririz. Et içeren ürünlerde içerik bilgisi almak her zaman faydalı olacaktır.

Tokyo’da Türk restoranları ve alternatifler

Tokyo’daki Türk Restoranları – Helal yemek alternatifleri

Eğer siz de bizim gibi yurt dışı seyahatlerinde yeme içme konusunda dini hassasiyetlere ya da kültürel farklılıklara dikkat ediyorsanız, Tokyo’da bu konuda işinize yarayacak çeşitli alternatiflerin olduğunu bilmelisiniz. Her ne kadar Avrupa şehirlerindeki kadar yaygın olmasa da, Tokyo’da helal sertifikalı Türk restoranları ve bazı uluslararası zincirler, daha güvenli ve tanıdık bir yemek deneyimi sunabiliyor.

Şehir genelinde işinizi görebilecek bazı Türk restoranlarını Tokyo gezilecek yerler haritamızda konumlarıyla birlikte işaretledik. Kısaca öne çıkan bazı restoranlar şöyle:

  • Kebab Cafe (Turkish Halal Restaurant of Shibuya) (Konum)
  • Üsküdar Restaurant (Halal) (Konum)
  • Cankaya トルコレストラン チャンカヤ (Halal) (Konum)
  • Kebab Chefs (Konum)
  • Saray Kebab (Higashi-Shinjuku) (Konum)
  • Bosphorus Hasan 新宿店 (Halal) (Konum)
  • Burgaz Ada (Konum)
  • Mamo Kebab (Shibuya) (Konum)

Not: Adı geçen tüm bu Türk restoranları şehirde yer alan en popüler olanlardan. Ben de birkaç tanesine gittim ama hiçbirini tavsiye olarak yazmak istemiyorum. Kendiniz Google görsel ve yorumlarına bakarak karar verebilirsiniz.

Bunların dışında şehir genelinde Burger King, McDonald’s, KFC ve Domino’s gibi global zincir restoranlara da ulaşmak oldukça kolay. Ürün içeriklerinde domuz eti kullanımı riski bulunduğundan sipariş verirken dikkatli olmanızda fayda var.

Ayrıca Japonya’da yaygın olan Seven Eleven, Lawson ve Family Mart gibi zincir marketler, uygun fiyatlı ve pratik yiyecek alternatifleri sunar. Bu marketlerde sadece alışveriş değil, aynı zamanda yemek de mümkün. Satın aldığınız noodle, sandviç veya hazır ürünleri market içindeki özel mikrodalga alanlarında ısıtabilir, bazı şubelerde bulunan oturma alanlarında tüketebilirsiniz. Özellikle sebzeli hazır yemekler, taze meyveler ve paketli tatlılar, kalite açısından şaşırtıcı derecede başarılı olabilir.

Tokyo gibi gastronomik açıdan bambaşka bir dünyada, tanıdık ve güvenilir alternatifler bulmak mümkün. Yine de içerik bilgisi sormayı ve dikkatli olmayı elden bırakmamakta fayda var.

Tokyo’da alışveriş için nereler gezilir?

Tokyo Alışveriş Rehberi – Caddeler, alışveriş merkezleri ve pazarlar

Tokyo, alışveriş konusunda ziyaretçilerine sonsuz seçenek sunan bir şehir. Teknoloji mağazalarından geleneksel pazarlara, minimalist tasarımlardan anime figürlerine kadar her zevke ve bütçeye hitap eden alternatifler bulmak mümkün. Her bölge kendine özgü bir alışveriş kültürüne sahip olduğu için gezerken alışveriş deneyimi de doğal bir keşfe dönüşüyor.

Shibuya

Gençlik modasının kalbinin attığı Shibuya, Tokyo’nun en enerjik alışveriş bölgelerinden biri. Sokak stilini yansıtan butiklerden popüler zincirlere kadar her şey elinizin altında. Shibuya Crossing’e yakın caddelerde moda, aksesuar ve kozmetik odaklı sayısız mağaza yer alıyor.

Shinjuku

Shinjuku, hem lüks mağazaları hem de çok katlı elektronik marketleriyle alışveriş için çok yönlü bir merkez. Keio, Odakyu ve Isetan gibi büyük mağazalarda geniş ürün yelpazesi sunulurken ara sokaklarda daha ekonomik alışveriş alternatifleri keşfedebilirsiniz.

Ginza

Tokyo’nun en prestijli alışveriş bölgesi olan Ginza, Dior, Chanel, Louis Vuitton gibi dünya markalarının mağazalarına ev sahipliği yapıyor. Ginza Six ve Mitsukoshi gibi lüks AVM’lerin yanı sıra, Muji ve Uniqlo gibi Japon markalarının amiral mağazaları da burada bulunuyor.

Harajuku

Alternatif tarzların ve genç kültürünün buluşma noktası olan Harajuku, özellikle sokak modasına ilgi duyanlar için eşsiz bir deneyim sunuyor. Rengârenk butikler, aykırı konsept mağazalar ve dikkat çekici aksesuarlar buranın ruhunu oluşturur.

Akihabara Electric Town

Teknoloji, anime ve oyun dünyasının kalbi olan Akihabara, figür koleksiyoncuları ve oyun tutkunları için adeta bir cennet. Elektronik mağazaları ve retro oyun dükkanları sokak sokak sıralanır. Ayrıca ikinci el ürünlerle dolu mandıralar da burada bulunur.

Takeshita Caddesi

Harajuku’nun en bilinen alışveriş caddesi olan Takeshita Dori, canlı renklerle bezeli kıyafet mağazaları, cosplay kostümleri, sevimli aksesuarlar ve sokak lezzetleriyle doludur. Renkli ve enerjik atmosferiyle ziyaretçilerini eğlenceli bir alışverişe davet eder.

Nakamise Dori

Asakusa’daki Sensoji Tapınağı’na uzanan bu geleneksel cadde, hediyelik eşya ve yerel tatlı alışverişi için ideal. Japon kültürüne özgü yelpazeler, maskeler, kimono benzeri ürünler ve tatlı atıştırmalıklar burada bulunabilir.

Kappabashi Street

Mutfak eşyaları konusunda uzmanlaşmış bu cadde, profesyonel şef bıçaklarından seramik tabaklara kadar her şeyi sunuyor. Ayrıca Japonya’ya özgü plastik yemek modelleriyle dolu dükkanlar burayı sıradışı bir alışveriş durağına dönüştürüyor.

Ueno Ameyoko Caddesi

Uygun fiyatlı kıyafetler, hediyelikler ve deniz ürünleriyle dolu bu pazar alanı, Japon pazar kültürünü deneyimlemek isteyenler için birebir. Kalabalık ama samimi atmosferiyle alışverişe farklı bir soluk getirir.

Yodobashi Camera

Teknoloji alışverişinde öne çıkan Yodobashi, kamera, bilgisayar, akıllı telefon ve aksesuar konusunda devasa bir ürün yelpazesi sunuyor. Shinjuku West ve Akihabara şubeleri en büyük olanlardır.

Big Camera

Japonya’nın en büyük elektronik mağazalarından biri olan Big Camera, laptoplardan ev aletlerine, oyuncu ekipmanlarından fotoğraf makinelerine kadar her alanda ürün sunuyor. Fiyatlar rekabetçidir, ürün çeşitliliği dikkat çekicidir.

Mega Don Quijote

Donki olarak da bilinen bu dev zincir, kozmetikten giyime, atıştırmalıktan oyuncaklara kadar her şeyin bir arada bulunduğu çılgın bir alışveriş deneyimi sunuyor. Şehrin bir çok noktasında şubesi olsa da Shibuya’daki şubesi en çok tercih edilenler arasında.

Uniqlo

Sade ve kaliteli tasarımlarıyla tanınan Uniqlo, Tokyo’nun her yerinde şubesi olan Japonya’nın en bilinen giyim markalarından. Özellikle Ginza’daki flagship mağazası çok katlı yapısı ve ürün çeşitliliğiyle öne çıkıyor.

Muji

Minimalist çizgisiyle tanınan Muji, ev eşyalarından kıyafete, kırtasiyeden mobilyaya kadar çok sayıda ürünü bir arada sunuyor. Ginza’daki Muji mağazası, markanın en büyük ve kapsamlı şubelerinden biri.

ABC Mart

Nike, Adidas, Vans gibi markaların Japonya’ya özel sneaker modellerini bulabileceğiniz bu mağaza, spor ayakkabı alışverişi için ideal bir durak. Hem merkezî lokasyonlarda hem de AVM içinde çok sayıda şubesi bulunur.

Shibuya 109

Kadın modasıyla öne çıkan bu ikonik alışveriş merkezi, Tokyo gençliğinin trendlerini şekillendiren mağazalarıyla tanınıyor. Kozmetikten giyime, ayakkabıdan aksesuara kadar genç kadınlara hitap eden yüzlerce marka yer alıyor.

Ginza Six

Tokyo’nun en lüks alışveriş merkezlerinden biri olan Ginza Six, global moda markalarının yanı sıra Japon sanat galerilerine ve restoranlara da ev sahipliği yapıyor. Alışverişi lüksle birleştirmek isteyenler için birebirdir.

Daiso

Japonya’nın ünlü “100 yen shop” zinciri olan Daiso, kaliteli ve uygun fiyatlı ürünleriyle her kesime hitap ediyor. Hediyelik eşya, mutfak gereçleri, kırtasiye, temizlik malzemeleri gibi geniş bir ürün yelpazesi sunuyor.

Capsule Lab

Anime figürleri ve koleksiyonluk minyatür ürünlerin çıktığı kapsül makinelerin en geniş koleksiyonlarından biri burada bulunuyor. Hem çocuklar hem yetişkin koleksiyonerler için dikkat çekici bir durak.

Sanrio World

Hello Kitty ve diğer Sanrio karakterlerini sevenler için Ginza’daki bu mağaza gerçek bir cennet. Oyuncak, kırtasiye ve dekoratif ürünlerden oluşan özel koleksiyonlarıyla öne çıkıyor.

Disney Flagship Store Tokyo

Tokyo’nun en büyük Disney mağazası olan bu dükkân, hem çocuklar hem de Disney hayranları için özel koleksiyon ürünleri sunuyor. Peluşlar, kostümler, temalı ev eşyaları ve sınırlı sayıda üretilen figürler burada bulunabilir.

Hands Shibuya

Kırtasiye, DIY malzemeleri, küçük ev gereçleri ve sıra dışı Japon icatlarıyla dolu bu çok katlı mağaza, keşfetmesi en keyifli alışveriş noktalarından biridir. Hobi ve ev düzenleme ürünlerinde oldukça zengindir.

Mandarake Complex

Anime, manga ve figür koleksiyoncuları için Akihabara’daki en ikonik adreslerden biri. İkinci el ürünlerin yanı sıra nadir parçalar ve koleksiyon ürünleri burada bulunabilir. Koleksiyonerler için zaman kaybetmeden ziyaret edilmesi gereken bir duraktır.

Tokyo’dan ne alınır?

Tokyo Hediyelikleri – Alışveriş listesi

Tokyo’dan dönerken sevdiklerinize ya da kendinize özel bir şeyler almak istiyorsanız, şehir size hem geleneksel hem modern seçeneklerle dopdolu bir alışveriş deneyimi sunuyor. Gıda ürünlerinden tekstile, teknolojiden kültürel hediyelere kadar her zevke uygun alternatifler bulmak mümkün. Tokyo gezilecek yerler listenizi tamamlarken alışveriş çantanızı da bu özgün ürünlerle doldurabilirsiniz. Tokyo’dan alınabilecek en popüler ve özgün hediye seçeneklerine geçelim…

Matcha çayı ve ürünleri

Japonya’nın simgelerinden biri olan matcha, Tokyo’da hem çay formunda hem de atıştırmalık olarak sıkça karşınıza çıkar. Özellikle Ueno ve Ginza’daki butik çay dükkânlarında kaliteli matcha tozları, matcha aromalı çikolatalar ve bisküviler bulabilirsiniz. Geleneksel Japon kültürünü yansıtan bu ürünler hem lezzetli hem de şık ambalajlarıyla hediyelik olarak oldukça idealdir.

Kimono ve Yukata

Geleneksel Japon kıyafetlerinden kimono, Tokyo sokaklarında dekoratif ya da giyilebilir versiyonlarıyla bulunabilir. Asakusa ve Harajuku’daki dükkânlarda ipek, pamuk ve sentetik kumaşlardan üretilmiş kimonolar ve yazlık hafif versiyonları olan “yukata” modelleri öne çıkar. Özellikle dekor amaçlı kullanabileceğiniz uygun fiyatlı modeller hediyelik olarak da tercih edilebilir.

Elektronik Ürünler

Teknoloji meraklıları için Tokyo adeta bir cennet. Shinjuku’daki Yodobashi Camera ya da Akihabara’daki Big Camera gibi mağazalarda kulaklık, kamera, taşınabilir şarj cihazı ve bilgisayar gibi ürünler oldukça avantajlı fiyatlarla sunuluyor. Garanti koşullarını önceden kontrol etmekte fayda var. Japon teknolojisine ilgi duyanlar için oldukça akıllıca bir alışveriş seçeneğidir. (Ürünlerin çalıştığı voltaj koşullarına da dikkat edin. PlayStation gibi oyun konsolları sorunsuz çalışırken Dyson gibi markaların ürünleri farklı voltajdan dolayı çalışmayabiliyor. Satış görevlisine “Avrupa voltajına uygun olacak şekilde” derseniz zaten yardımcı oluyorlar.)

Manga ve Anime Figürleri

Japonya’nın dünyaca ünlü manga ve anime kültürünü yansıtan figürler, posterler ve koleksiyonluk ürünler Tokyo’da bolca bulunur. Akihabara’daki Mandarake ve Animate gibi mağazalar, hem güncel hem de ikinci el nadir parçaları bünyesinde barındırır. Özellikle anime tutkunlarına özel hediyeler arıyorsanız mutlaka uğramanız gereken yerlerdendir.

Gacha (Kapsül Makineleri)

Tokyo sokaklarında sıklıkla karşılaşacağınız kapsül makinelerinden (Gacha), minik figürler, anahtarlıklar ve sürpriz eşyalar çıkabilir. Özellikle Shibuya ve Akihabara’da çeşitlilik oldukça fazladır. Koleksiyon yapmayı sevenler veya eğlenceli küçük hediyeler arayanlar için ideal, uygun fiyatlı bir seçenektir.

Drugstore Kozmetik Ürünleri

Japonya’da eczaneler (drugstore) sadece ilaç değil, uygun fiyatlı kaliteli kozmetik ve cilt bakım ürünleriyle de ünlü. Shiseido, Hada Labo, SK-II gibi markaların ürünlerini Matsumoto Kiyoshi ve Don Quijote mağazalarında bulabilirsiniz. Özellikle cilt maskeleri ve yüz temizleme jelleri çok tercih ediliyor.

Tokyo Banana

Muz kreması dolgulu yumuşacık keklerden oluşan Tokyo Banana, şehirle özdeşleşmiş en ünlü tatlılardan biri. Estetik ambalajları ve rafine lezzeti sayesinde özellikle hediye olarak sıkça tercih ediliyor. Narita ve Haneda Havalimanı başta olmak üzere birçok büyük istasyonda kolayca bulunabilir.

Muji Ürünleri

Minimalist tasarımıyla tanınan Muji, Tokyo’da kırtasiyeden ev tekstiline kadar birçok sade ama kullanışlı ürün sunar. Özellikle Ginza’daki çok katlı mağazası, dekoratif ürünler, valiz içi düzenleyiciler ve fonksiyonel çantalar arayan gezginler için idealdir. Uygun fiyatlı ve kaliteli alternatifler sunar.

Yeşil Çaylı KitKat

Japonya’ya özel KitKat aromaları arasında en popüleri yeşil çaylı (matcha) olanı. Bu versiyonlar sadece Japonya’ya özgü tatlar içerdiğinden, özellikle turistler arasında popüler. Süpermarketlerde, hediyelik eşya dükkânlarında ve havaalanlarında kolayca bulabilirsiniz.

Pirinç Çerezi (Kakinotane)

Kakinotane, hafif baharatlı ve çıtır dokulu bir pirinç çerezi türü. Çeşitleri arasında wasabi, soya soslu veya sade versiyonlar bulunur. Özellikle ara öğün veya uçuş sırasında atıştırmalık olarak tercih edilebilir. Marketlerde paketli olarak satılır, taşımaya uygun.

Origami Kitap ve Kağıtları

Japon kültürünün önemli sanatlarından biri olan origami için özel hazırlanmış kitaplar ve desenli kağıt setleri, hem çocuklara hem yetişkinlere hitap eden şık birer hediye. Bu ürünleri Daiso, Tokyu Hands ve kırtasiye mağazalarında rahatlıkla bulabilirsiniz. Hafif ve estetik bir hatıra alternatifi sunar.

Not: Adı geçen ürünler Japonya’ya özgü popüler hediyeliklerdir. Ancak özellikle gıda ürünlerinde domuz yağı, jelatin gibi katkı maddeleri bulunabileceğini ya da helal sertifikalı içeriklerin yer almayabileceğini unutmayın. Bu konularda hassasiyet taşıyorsanız ambalaj içeriklerini dikkatle incelemeniz veya satın almadan önce bilgi almanız faydalı olacaktır.

Tokyo’ya kadar gelmişken gezilebilecek yerler

Tokyo Yakınında Gezilecek Yerler – Günübirlik rotalar
Kyoto (Japonya’ya kadar gitmişken mümkünse hızlı tren deneyimi yaşamanızı tavsiye ederim. Japonya’da gezip görülecek en güzel alternatiflerin başında Kyoto geliyor.)

Tokyo gezilecek yerler listenizi tamamladıktan sonra Japonya’nın sunduğu eşsiz tarih, kültür ve doğa manzaralarını keşfetmek için çevre şehirlere yapacağınız kısa yolculuklar seyahatinizi daha da zenginleştirebilir. Japonya’da tren ağı o kadar gelişmiş ki, birkaç saatlik yolculuklarla başka bir dünya atmosferine geçiş yapmak mümkün.

Fuji Dağı’ndan Kyoto’ya, Nara’nın tapınaklarından Osaka’nın canlı sokaklarına kadar uzanan bu duraklar, Tokyo’dan kısa sürede ulaşılabilecek kültürel ve doğal zenginliklerle dolu. Tokyo’ya yakın gezebileceğiniz en popüler yerlerden bazıları:

Fuji Dağı

Japonya’nın simgesi hâline gelen Fuji Dağı, hem doğa tutkunları hem de fotoğraf meraklıları için unutulmaz bir destinasyon. 3.776 metre yüksekliğiyle ülkenin en yüksek noktası olan Fuji-san, Japon sanatında ve edebiyatında da sıkça yer bulmuş kutsal bir dağ olarak kabul ediliyor. Göl manzaraları, lav tarlaları ve geleneksel köylerle çevrili olan bölge, Tokyo’ya çok yakın olmasına rağmen bambaşka bir atmosfer sunuyor.

Tokyo’dan Fuji Dağı bölgesine ulaşmak oldukça kolay. JR Chuo Line ile Otsuki’ye gidip buradan Fujikyu Railway ile Kawaguchiko İstasyonu’na ulaşabilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 2.5–3 saat sürer. Tren dışında otobüsle de doğrudan ulaşım mümkündür. Özellikle bahar ve sonbaharda düzenlenen turlar sayesinde doğanın en renkli hâline tanık olabilirsiniz.

Eğer zamanı verimli kullanmak istiyorsanız günübirlik ziyaret yeterli. Ancak göl kenarında konaklamak isterseniz Fuji Five Lakes bölgesinde çeşitli ryokan (geleneksel Japon oteli) seçenekleri mevcut.

Dilerseniz özel turlara da katılıp bölgeyi rahatça gezebilirsiniz: 🎫 Tokyo’dan: Fuji Dağı tam günlük gezi turu

Nara

Japonya’nın eski başkentlerinden biri olan Nara, tapınakları, dev Buda heykeli ve serbestçe dolaşan geyikleriyle biliniyor. 8. yüzyılda kurulan bu şehir, Japonya’nın Budist mirasının doğduğu yer olarak kabul ediliyor. Özellikle Todai-ji Tapınağı, 15 metrelik devasa bronz Buda heykeliyle UNESCO Dünya Mirası listesinde.

Tokyo’dan Nara’ya ulaşmak için önce Shinkansen ile Kyoto’ya (yaklaşık 2 saat 20 dakika), ardından JR Nara Line ile 45 dakikalık bir tren yolculuğu yapmanız gerekiyor. Toplam süre yaklaşık 3 saat civarında. Bütçenize ve zamanınıza göre bu rota günübirlik de yapılabilir; ancak sabah erken saatlerde yola çıkmak şart.

Nara Parkı’nda serbestçe dolaşan geyiklerle karşılaşabilir, geleneksel çay evlerinde kısa molalar verebilir ve eski Japonya’nın ruhunu hissedebilirsiniz. Tokyo gibi hızlı ve modern bir şehirden sonra Nara’nın huzurlu atmosferi dengeleyici bir deneyim sunar.

Kyoto

Japon kültürünün kalbi sayılan Kyoto, geleneksel mimarisi, yüzlerce tapınağı ve zarif bahçeleriyle tarih sever gezginlerin ilk durağı. Bir dönem Japonya’nın başkenti olan bu şehir, modern şehirlerden çok geçmişin izlerini taşıyan, adeta bir açık hava müzesi gibi. Altın Tapınak (Kinkaku-ji), Arashiyama Bambu Ormanı ve Gion bölgesindeki geleneksel sokaklar öne çıkan gezi noktaları.

Tokyo’dan Kyoto’ya Shinkansen (Nozomi veya Hikari) ile doğrudan ulaşım yaklaşık 2 saat 20 dakika sürer. Bu rota, gün içerisinde rahatça yapılabilse de, Kyoto’nun detaylı şekilde keşfedilebilmesi için en az bir gece konaklama önerilir. Özellikle tarihi ryokan otellerinde konaklamak, şehir deneyimini daha anlamlı hâle getirebilir.

Kyoto’nun sade ve estetik yapısı, tapınaklardan gelen hafif çan sesleri ve dar sokaklardaki geleneksel dükkânları ile Tokyo’dan sonra ruhunuza iyi gelecek bir durak olacaktır.

Osaka

Japonya’nın en büyük şehirlerinden biri olan Osaka, renkli sokak yaşamı, sokak lezzetleri ve eğlence dolu atmosferiyle Tokyo’dan sonra bambaşka bir yüz sunuyor. Dotonbori bölgesindeki dev neon tabelalar, lezzetli takoyaki tezgâhları ve tarihi Osaka Kalesi şehri hem modern hem geleneksel yönleriyle öne çıkarır. Ayrıca Universal Studios Japan da eğlence severler için mutlaka değerlendirilmesi gereken bir alternatif oluşturur.

Tokyo’dan Osaka’ya Shinkansen ile yaklaşık 2 saat 30 dakikada ulaşmak mümkün. Günübirlik yapılabilecek bir rota olsa da, Osaka’nın akşam atmosferini yaşamak için burada en az bir gece konaklama önerilir. Hatta seyahatinizi Tokyo geliş Osaka dönüş (ya da tam tersi) şeklinde ayarlabilirsiniz. Namba ve Umeda bölgeleri hem otel hem restoran açısından zengin seçeneklere sahip.

Kültürel yapıdan ziyade sosyal yaşamı deneyimlemek isteyenler için Osaka, Tokyo gezisinin eğlenceli uzantısı olabilir.

Japonya Hızlı Trenleri (Shinkansen)

Shinkansen – Japonya’da yüksek hızlı tren deneyimi

Japonya’da şehirler arası ulaşımın en hızlı, konforlu ve dakik yollarından biri hiç kuşkusuz Shinkansen hızlı trenleri. Saatte 320 km’ye varan hızlara ulaşabilen bu trenler sayesinde Tokyo, Kyoto ve Osaka gibi büyük şehirler arasında seyahat oldukça pratik hâle geliyor.

Örneğin Tokyo’dan Kyoto’ya yaklaşık 2 saat 20 dakika, Osaka’ya ise 2 saat 30 dakika gibi kısa sürelerde ulaşabilirsiniz. Bu rotalarda Nozomi 82 gibi en hızlı trenler, süreyi birkaç dakika daha kısaltabiliyor.

Biletler istasyonlardaki makinelerden ya da çevrimiçi platformlardan alınabiliyor. Resmî satış noktası olan Smart EX web sitesi, QR kodlu bilet almak isteyenler için en güvenilir seçenek. Ancak dikkat edilmesi gereken bir detay: bilet satışı Japonya saatiyle 23:30–05:30 arasında geçici olarak kapalı olabiliyor. Ayrıca Smart EX’in mobil uygulaması Türkiye’de çalışmadığı için bilet alımını web tarayıcı üzerinden yapmak daha mantıklı.

Alternatif olarak Klook gibi güvenilir platformlardan da bilet alınabilirken, Rail Ninja gibi sitelerde yüksek komisyon ücretleri nedeniyle genellikle tavsiye edilmiyor. Özellikle yoğun sezonda biletlerin hızla tükenebileceğini unutmamak ve mümkünse önceden rezervasyon yapmak önemli.

Biletlerde iki temel kategori bulunuyor: Reserved (numaralı koltuk) ve Non-Reserved (serbest oturma). Kalabalık dönemlerde ayakta kalma ihtimaline karşı reserved koltuk önerilir.

Bavul boyutları da Shinkansen kullanırken dikkat edilmesi gereken başka bir konu. 160 cm altındaki valizler üst raflara yerleştirilebilir. Ancak 160–250 cm arası (toplam ölçü) olan büyük bavullar için trenin belirli vagonlarında özel bagaj alanı sunuluyor ve bu alanı kullanmak için önceden rezervasyon yaptırmak gerekir. Bu hizmetin küçük bir ücreti olabilir.

Shinkansen’de pencere kenarı koltuk seçimi yapanların dikkat ettiği bir diğer konu ise Fuji Dağı manzarası. Özellikle Tokyo–Kyoto ya da Tokyo–Osaka arasında seyahat ederken, yolculuğun bir bölümünde Fuji Dağı’nı 1–2 dakikalığına görmek mümkün olabilir. Manzarayı kaçırmamak için, Regular Class’ta D/E koltukları, Green Car (business class)’ta ise C/D koltukları tercih edilmeli.

Green Car” seçeneği, koltuk aralıkları daha geniş ve yolcu yoğunluğu daha düşük bir deneyim sunuyor. Her ne kadar fiyatı biraz daha yüksek olsa da, özellikle uzun yolculuklarda konfor arayanlar için düşünülebilir.

Son olarak, eskiden çok avantajlı olan JR Pass artık sınırlı kullanım için pek ekonomik sayılmıyor. Eğer Japonya’da uzun süre kalacak ve çok sayıda şehir arası tren yolculuğu yapacaksanız, bu konuda ayrıca detaylı bir maliyet araştırması yapmanız faydalı olur.

Kısacası, Shinkansen hızlı trenleri, Japonya’nın modern ulaşım sistemini deneyimlemek isteyen her gezginin mutlaka denemesi gereken eşsiz bir tecrübe sunar. Dakikliği, konforu ve hızıyla sadece bir ulaşım aracı değil; başlı başına bir Japonya deneyimidir.

Özet olarak Tokyo’da nereler gezilir?

Tokyo’da Nereler Gezilir? – Genel gezi özeti

Özetle, Tokyo; geleneksel Japon kültürünü, ileri teknolojiyle harmanlayan, kalabalık ama düzenli, heyecan verici bir mega kent. Eğer bu büyüleyici şehri ilk kez ziyaret ediyorsanız, Tokyo gezilecek yerler listenizin başında mutlaka yer alması gereken duraklar şunlar:

  • Şehrin kalbi sayılan Shibuya ve meşhur yaya geçidi
  • Geleneksel atmosferiyle Asakusa ve Sensoji Tapınağı
  • Sanatseverler için Tokyo National Museum, Mori Art Museum ve teamLab Planets
  • Doğayla iç içe zaman geçirmek isteyenler için Ueno Parkı ve Shinjuku Gyoen Ulusal Bahçesi
  • Panoramik şehir manzarası için Tokyo Skytree, Tokyo Tower ve Tokyo City View
  • Ailece gezecekseniz Tokyo Disneyland ve DisneySea gibi tematik parklar
  • Geleneksel kültürle iç içe bir gün için Meiji Jingu, Kabuki-za Tiyatrosu ve Edo-Tokyo Open Air Museum

Konaklama açısından şehir oldukça geniş seçenekler sunuyor. En popüler bölgelerin başında gelen Shinjuku, merkezi konumuyla öne çıkarken; Shibuya gençlik enerjisi ve alışveriş olanaklarıyla tercih ediliyor. Daha sakin bir atmosfer için Ginza ya da geleneksel bir deneyim için Asakusa güzel alternatifler.

Otel önerisi olarak şehirdeki en çok tercih edilen tesisler arasında yer alan 🏨 APA Hotel Shinjuku Kabukicho Tower, 🏨 Hotel Sunroute Plaza Shinjuku ve 🏨 Keio Plaza Hotel farklı bütçelere hitap ediyor. Kapsül otel deneyimi yaşamak isterseniz ise Anshin Oyado Shinjuku iyi bir başlangıç noktası olabilir.

Tokyo’ya Narita veya Haneda Havaalanı üzerinden ulaşılıyor. Şehir merkezine tren, otobüs, taksi ve özel transfer seçenekleriyle ulaşmak mümkün. Narita’dan Narita Express ya da Keisei Skyliner, Haneda’dan ise Tokyo Monorail ya da Keikyu Line hızlı ve konforlu seçenekler arasında.

Şehir içi ulaşımda metro ve JR hatları başrolde. Özellikle JR Yamanote Line, turistik bölgeleri birbirine bağlayan halkalı sistemin bel kemiğini oluşturuyor. Ulaşımı daha da pratik hâle getirmek için Suica kart edinmeniz önerilir. Bu kart sayesinde metro, otobüs ve trenlerde sıra beklemeden geçiş yapabilirsiniz.

Tokyo mutfağı geniş bir yelpazeye sahip. Sushi, ramen, tempura gibi geleneksel Japon yemeklerinin yanı sıra marketlerde bulabileceğiniz hazır yiyecekler de pratik çözümler sunar. Dini hassasiyeti olan ziyaretçiler için şehirde helal sertifikalı Türk restoranları, Burger King gibi zincir markalar ve market alternatifleri mevcut. Yine de yemek içeriklerine dikkat etmekte her zaman fayda var.

Tokyo’daki en popüler aktivitelerin bazıları ise:

Alışveriş için en ideal bölgeler arasında Shibuya, Shinjuku, Ginza, Harajuku ve Akihabara öne çıkıyor. Giyim, teknoloji, kozmetik ve anime figürlerinden oluşan alışveriş rotalarında Don Quijote, Daiso, Muji, Uniqlo, Yodobashi Camera gibi mağazalar mutlaka uğranmalı.

Hediyelik eşya olarak matcha ürünleri, kimono, origami setleri, Gacha kapsülleri, yeşil çaylı KitKat’lar ve Tokyo Banana gibi tatlılar en çok tercih edilenler arasında.

Eğer Tokyo’dan biraz uzaklaşmak isterseniz:

  • Doğa ile iç içe bir gün için Fuji Dağı
  • Tapınaklar ve geyiklerle dolu huzurlu bir deneyim için Nara
  • Japon kültürünün kalbine yolculuk için Kyoto
  • Sokak lezzetleri ve eğlence için Osaka mutlaka değerlendirilmesi gereken destinasyonlar.
    Bu şehirler trenle kolayca ulaşılabilir ve günübirlik ya da kısa süreli konaklamalarla gezilebilir.

Sonuç olarak Tokyo, sizi bir yandan geleneksel Japon kültürüyle buluştururken diğer yandan modern hayatın merkezine davet ediyor. Ulaşımı, yeme içmesi, alışverişi, doğası ve çevre şehirleriyle dolu dolu bir rota oluşturmak mümkün. İlk kez seyahat edenler için ise bu rehber güçlü bir başlangıç noktası sunuyor.

Tokyo’da gezilecek yerlerle ilgili sıkça sorulan sorular

Tokyo Gezilecek Yerler – SSS

Tokyo gibi dev bir metropolü ilk kez ziyaret edecek olan gezginlerin aklında pek çok soru oluşabilir. Aşağıda, seyahatinizi planlarken en çok merak edilen konuları kısa ve sade cevaplarla derledim.

Tokyo’da mutlaka görülmesi gereken yerler hangileri?

Sensoji Tapınağı, Meiji Jingu, Tokyo Skytree, Shibuya Geçidi, Ueno Parkı ve teamLab Planets ilk kez gideceklerin mutlaka görmesi gereken yerler arasında.

Tokyo’da ücretsiz gezilecek yerler nereler?

Yoyogi Park, Shibuya Yaya Geçidi, Harajuku sokakları, Ueno Parkı ve bazı tapınaklar tamamen ücretsiz gezilebilir.

Tokyo’daki en ünlü müzeler hangileri?

Tokyo National Museum, Mori Art Museum, Edo-Tokyo Open Air Museum ve teamLab Planets en çok ziyaret edilen müzeler arasında yer alıyor.

Tokyo’da kaç gün kalmalı?

Sadece şehir merkezini gezmek için 4–5 gün yeterli olabilir. Çevre gezileri de planlıyorsanız 7 gün idealdir.

Tokyo’ya ne zaman gitmeli?

İlkbahar (Mart-Nisan) ve sonbahar (Ekim-Kasım) ayları, hava koşulları ve manzara açısından en ideal dönemlerdir.

Tokyo Havaalanı’ndan şehir merkezine nasıl gidilir?

Narita veya Haneda Havaalanı’ndan tren, otobüs, taksi veya özel transferlerle şehir merkezine ulaşım sağlanabilir.

Tokyo’da nerede kalmalı?

Shinjuku, Shibuya ve Ginza bölgeleri konaklama açısından en çok tercih edilen ve ulaşım kolaylığı sağlayan bölgeler arasındadır.

“Tokyo’da Gezilecek Yerler – Haritalı 2025 Gezi Rehberi” üzerine 24 yorum

  1. Gerçekten harika hazırlamışsınız tam bir Tokyo rehberi olmuş. Başka hiçbir kaynak hiçbir influcer sayfasına bakmaya gerek yok. Ekim sonu Japonya’ya gidiyorum ve sizin yazılarınızı özet yapıp haritayla birlikte kullanacağım. Gerçekten büyük emek ellerinize sağlık.

    Yanıtla
    • İlginiz ve güzel yorumlarınız için çok çok teşekkür ederim Berna Hanım. Bu gibi nazik yorumlar ve geri dönüşler yıllardır içerikleri aynı hevesle üretmemdeki en büyük etken inanın. Şimdiden Japonya’da keyif ve eğlence dolu bir gezi geçirmenizi dilerim. Sevgilerimle…

      Yanıtla
  2. İnanılmaz detaylı bir çalışma! Yarın 9 yaşında oğlumla gideceğim tatilin hikaye yazarı siz oldunuz kesinlikle. 🙏🏻 Şuan için gözümü korkutan ulaşım, metro vs. Ve internetsiz kalıp o an aradığım bilgiye ulaşamama kaygısı :/ Google mapste haritaları indirdim. Umarım her şey yolunda gider gitmezse de macera olur :)) Emeğinize sağlık çok teşekkürler !

    Yanıtla
    • Zeynep Hanım merhabalar. Güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Haklısınız, Tokyo’da ulaşım konusu biraz göz korkutucu ama inanın bir süre sonra mantığı yavaştan anladıkça sorun çözülüyor. Ben çok verimli kullanamadım ama Google Maps size anlık olarak hangi kapıdan geçip nereye gitmeniz gerektiğini bile anlatıyor. Oğlunuzla birlikte şimdiden keyif dolu bir gezi geçirmenizi dilerim 🙂 Sevgilerimle…

      Yanıtla
  3. Merhaba 4 ekim ile 22 ekim arası japonya tatili planlıyoruz, ilk olarak osaka da 5 gün kalmayı oradan kyotoda da 5 gün kalıp burada günü birlik nara ve yakındaki yerleri gezip sonra bir hafta da tokyoda kalıp donusumuzu oradan yapacağız alışverişte yapmayı düşündüğümüz için osakadan, kyotoya, kyotodan da tokyoya gitmek daha mantıklı olabilir diye dusunuyoruz, sizin başkaca önerileriniz olabilir mi?

    Yanıtla
  4. Merhaba, ağustos ayının 16-27 arasında Japonya’da olacağız. 16’sında Seul’den kalkıp Tokyo’ya ineceğiz ve 27’sinde Tokyo’dan Türkiye’ye döneceğiz. Balayı için gidiyoruz ve çok araştırma yapma fırsatımız olmamıştı, bütün zamanı Tokyo’da geçirecektik ama yazınıza denk geldik. Şu an rotayı değiştirdik 🙂 16 ağustosta öğlende Tokyo’da olacağız, dönüş de Tokyo’dan olduğu için o gün hemen Osaka’ya geçmeyi düşünüyoruz. Otobüs kullanacağız gibi görünüyor. Akşam 5 gibi biraz gezip, geceyi Osaka’da geçirip 17’sinde de akşam Kyoto’ya geçmeyi düşünüyoruz. Fuji Dağı için. 17 ve 18’inde gece Kyoto’da kalıp ağustos 19’unda akşam Tokyo’ya dönmeyi planlıyoruz. Ağustos’un 20,21,22,23,24,25 ve 26’sında tam gün Tokyo’da olmayı planlıyoruz, 27’sinde sabah uçağımız var. Nara’ya gitmeyi planlayamadık, Tokyo için bir hafta anca yeterli olur diye. Sizin öneriniz nedir, bu şekilde gezi planı doğru bir rota mı? Şimdi den teşekkürler 🙂

    Yanıtla
    • Merhabalar.

      Öncelikle eşinizle mutlu, huzurlu, sağlıklı ve bol seyahatli bir ömür geçirmenizi dilerim 🙂

      İlk olarak, artık rotayı değiştirmişsiniz ama Japonya’ya kadar gitmişken birkaç günlüğüne de olsa yakınlığından dolayı Seul’e en azından gitmek güzel olabilirdi. Ben kendi seyahatimde öyle yaptım. Hatta gezinin bir bölümünde, yorgunluk içinde keşke Seul’u iptal etseydik diye düşünsem de oralara kadar gidip de Seul’e gün ayırmak yine de iyi oldu. Tabi tercih sizin. Özellikle balayı gibi çok yoğun, koşturmalı ve stresli bir dönemden sonra daha relax, rahat bir tatil yapmak en doğal hakkınız 🙂

      Japonya içinde mümkün olduğunda hızlı trenleri kullanmanızı tavsiye ederim. Genellikle otobüs alternatifi olsa da ben tren kullanmayı çok seven biri olarak tüm seyahat planlamalarımı buna göre yapıyorum desem yanlış olmaz.

      Kyoto için 2 gün yeterli sayılabilir. Programınızda müsaitlik oluşursa Osaka ve Nara’ya da vakit ayırabilirsiniz. Tokyo’da gezip görülecek gerçekten çok fazla yer var. Ne kadar zaman ayırsanız doğal olarak o kadar çok yeri rahatça gezebilirsiniz. Tabi bu seyahat alışkanlıklarınızla da alakalı. Benim genelde seyahatlerimde kısıtlı vaktim olduğu için daha çok koşturmalı modda olmam gerekiyor. Bu yüzden bana Tokyo’da 4-5 tam gün de yeterli olurdu. Eğer olur da buradan ayırabileceğiniz gün olursa diğer şehirlerde kullanabilirsiniz.

      Japonya’da şimdiden keyifli vakit geçirmenizi dilerim, seyvgilerimle…

      Yanıtla
  5. Gezilecek yerlerin sırasını önem derecesine göre mi yaptınız? Bölge bölge ayırmanız daha işlevsel olabilir miydi acaba diye düşündüm. çok detaylı güzel bir site elinize sağlık, yurtdışı seyahatlerimden önce mutlaka ziyaret ediyorum sitenizi. Tokyo biraz gözümü korkuttu sadece, nereden başlayacağımı bilemedim 🙂

    Yanıtla
    • Cansu Hanım selamlar. Güzel yorumlarınız için çok teşekkürler 🙂 Öncelikle Tokyo’nun gözünüzü korkutmasına sonuna kadar hak veriyorum çünkü sahip olduğum tüm gezi tecrübelerine karşın Tokyo beni bile zorlamıştı 🙂 Özellikle tren istasyonunda metro karmaşasında kalınca kendimi tanıyamadım 🙂 Ama hemen alışılıyor hiç merak etmeyin. Kısıtlı zamanda güzel bir rota planı oluşturmak çok önemli ama yazı boyunca ihtiyacınız olabilecek tüm bilgileri paylaşmaya çalıştım.

      Sorularınıza gelirsek:

      * İlk olarak evet; her gezi rehberinde olduğu gibi Tokyo gezilecek yerler listemizdeki maddeleri önem sırasına göre yaptım.
      * Siz listede gezip görmek istediğiniz maddeleri konumlarına göre gruplayarak bölge bazlı gezebilirsiniz, böylece hem zamandan tasarruf edersiniz hem de daha planlı bir geziniz olur. Örnek olarak, bir sabahınızı Shibuya Sky gözlem terasına ayırıp burası için bilet alır sonrasında da Shibuya’daki noktaları gezersiniz. Daha hareketli olacağı için Shinjiku’daki yerleri birkaç akşama bölebilirsiniz.Sensoji Tapınağı ve çevresindeki noktaları gündüz görüp akşamına Akihabara ‌Electric ‌Town’a geçebilirsiniz.
      * Tüm bu konularda en büyük yardımcınız Tokyo gezilecek yerler haritamız olacaktır. Gezi noktalarını bu harita üzerinde detaylıca inceleyip kendinize göre plan yapabilirsiniz.

      Yine de aklınıza takılan bir şey olursa her zaman seve seve yardımcı olmaya çalışırım. Tokyo’da şimdiden keyifli vakit geçirmenizi dilerim, sevgilerimle…

      Yanıtla
  6. Bu arada rotami su sekilde planladim. Tekkuz ayinin 9 u Seul giris. 14 u Busan gecis. 16 si Osaka ucus 19 u gunu birlik Nara turu yapip aksamustu Kyoto. 23 sini 23 une baglayan gece otobusle Tokyo gecis. 27 si Tokyo’dan Bangkok gecis. Airasia 21.10 gibi kalkip gece 02.45 gibi Bangkok variyor gorunuyor. 28 inden 2 Agustos a kadar Pattaya, Agustos ayinin 2 sinden 6 sina kadar Bangkok. Sonrasinda Phuket ucus ve 6 sindan 11 ine kadar Phuket. 11i Turkiye donus. Bu rota sizce hem gorulecek yerleri gormeme hemde kendimi fazla yormama olanak saglar mi ?

    Yanıtla
    • Merhabalar, rotanız gerçekten dolu dolu duruyor. 5 gün Seul için biraz fazla olabilir. 7 gün Osaka, Nara, Kyoto için oldukça yeterli. Tokyo için de 3-4 gün ideal. Pattaya ve Phuket’te bireysel olarak bulunmadım ama Bangkok için de süreler yeterli duruyor. Açık konuşmak gerekirse bu uzunluktaki bir geziye içim gitmedi değil 🙂 şimdiden keyifli bir seyahat geçirmenizi dilerim.

      Yanıtla
  7. Merhaba. Internette japon bir sitede pasma gibi ismi olan bir kart okujustum. Tokyo ve Toei metrolarinda gecerli 72 saatligi 1500 yen yaziyordu. Bunun hakkinda bilginiz var mi ?

    Yanıtla
  8. Bizde bireysel olarak Haziran ayında seyahat programı hazırladık 3 gün Tokyo, 2 gün Kyoto,2 gün Osaka ve 1 gece 2 gün gibi Seul olacak şekilde otel rezervasyonlarını yaptık. youtube videoları seyrediyorum ancak her seferinde sizin sayfanıza dönüyorum.Ayrıntılı bilgiler için çok teşekkür ediyorum.

    Yanıtla
    • Nuran Hanım merhabalar, ilginiz için ben teşekkür ederim. Ben de açıkçası benzer program yapmıştım. 1 gece 2 gün Seul eklemiştim. Şimdiden iyi eğlenceler dilerim.

      Yanıtla
  9. Merhaba, Öncelikle anlatım diliniz için çok teşekkür ederim. Elinize sağlık. Çok fazla yazı okudum video izledim ama dönüp dönüp yine sizin yazılarınızı okudum. Haziran ayının 3.Haftası için Japonya gezisi planladık.
    Tokyo dan Osaka ,Kyoto , Nara için de gezi rotası oluşturmaya çalışıyoruz.
    Ama kafam karıştı, Tokyo dan sonra hangi sıralama daha doğru olur? Kyoto dan kalıp Osoka – Nara günü birlik gezilebilir mi?
    Benim aklımda olan Tokyo dan Kyoto ya gecmek ve Kyoto da konaklayıp Osaka ya ve Nara ya günübirlik gidip gezmek.
    Tokyo dan Kyoto ya hızlı tren olan Shinkansen ile sağlamak hem güzel bir deneyim olacak.
    Asıl beni düsündüren Kyoto dan Osaka ya nasıl gecebiliriz? ve Kyoto dan Nara ya ?
    Bu konu da önerileriniz fikirleriniz var ise bilgi ve desteklerinizi rica ederim.

    Teşekkür ederim

    Yanıtla
    • Figen Hanım merhabalar,

      İlginiz ve güzel yorumlarınız için çok teşekkür ederim. Japonya benim de çocukluktan beri gitmeyi en çok istediğim yerdi. Şu kadarını söyleyeyim geziden çok keyif alacaksınız 😀 Çünkü Japonya gerçekten benzerlerinden çok farklı bir yer.

      Adım adım gitmek gerekirse, ben kendi Japonya seyahatimde Osaka Havalimanı’na inip oradan Kyoto’ya geçtim, sonrasında hızlı trenler ile Tokyo’ya geçtim. (Ben Osaka Havalimanı’ndan trene binip Kyoto tren istasyonuna yaklaşık 45 dakikalık bir yolculukla ulaştım.) Sonrasında Shinkansen trenlerini çok merak ettiğim için bunlar ile Tokyo’ya geçtim. Bu noktada tavsiyem Shinkansen tren biletinizi son güne bırakmayın. İnternetten benim yaptığım gibi önceden alın.

      Sorularınıza gelecek olursak; ben olsam Tokyo’dan sonra önce Kyoto’ya geçerdim. Buraya yeteri kadar vakit ayırdıktan sonra otelimi değiştirmeden günü birlik (trenlerle) Nara’ya geçerdim (bizim vaktimiz olmadığı için gitmedik) Benzer senaryo Osaka için de uygulanabilir ama Osaka için 1 yerine 2-3 gün ayıracaksanız o zaman 45-60 dakikalık bir tren yolculuğu ile Osaka’ya geçip orada konaklayarak şehri gezebilirsiniz.

      Bunları planlarken bana göre Tokyo’ya minimum 3 tam gün, Kyoto’ya 2 tam gün ayırmayı düşünün. Osaka için planınıza göre 1-2 gün ayırabilirsiniz.

      Umarım yardımcı olabilmişimdir, Japonya’da şimdiden keyifli vakit geçirmenizi dilerim. Sevgiler…

      Yanıtla
  10. inanılmaz güzel anlatımın var çok teşekkür ederim 4 gün sonra oradayım çok açıklayıcı bilgiler sağol

    Yanıtla
    • İlginiz ve güzel yorumunuz için çok teşekkürler Tülay Hanım. Tokyo’da şimdiden çok eğlenceli vakit geçirmenizi dilerim, sevgiler…

      Yanıtla
  11. Merhaba ben Japonya Tokyo’ya dün geldim, gelmeden önce sayfanızı okumuştum bugün tekrar baktım bazı değişikliklerin olduğunu gördüm ve vizeden bahsetmişsiniz vize zorunluluğu mu geldi? Geldiyse eğer ben 2 gün sonra yine Japonya içinde başka şehirlere gideceğim benim vize başvurusunda bulunmam gerekir mi? Bir sorun yaşar mıyım? Yardımcı olabilirseniz çok sevinirim

    Yanıtla
    • Nur Hanım merhabalar,

      Öncelikle evet, Tokyo gezilecek yerler içeriğimiz bugün çok kapsamlı olarak yenilendi. Bilgiler güncel.

      Vize konusuna gelirsek, çıkan haberlerin aksine Japonya Türk gezginlere halen vize uygulamıyor. Hatta yeni haberlere göre böyle bir niyetii de yok. Ama girişte bilgilendirme formu doldurmanız ya da içerikte de anlattığım üzere resmi sitesinden QR kod oluşturmanız gerekiyor. Siz dün Japonya’ya gittiğinize göre qr kod almasanız bile girişte ilgili formları doldurmuş olmalısınız, yoksa giriş yapamazdınız 🙂 Bu yüzden bu saatten sonra farklı şehirlere yapacağınız yolculuklarda yeni bir izne, forma ihtiyacınız olmayacaktır.

      Japonya’da keyifli vakit geçirmenizi dilerim, sevgiler.

      Yanıtla
  12. Bir ülkeye gitmeden önce tek baktığım adres burası. Her zaman eksiksiz liste yapıyorsunuz. Teşekkür ederim 🙂

    Yanıtla

Yorum yapın