Portekiz’in batı ucunda, Atlantik kıyısında yer alan Lizbon; hem tarihi atmosferi hem de canlı sokak kültürüyle Avrupa’daki diğer başkentlerden çok farklı bir deneyim sunuyor. Renkli tramvayları, dar ve yokuşlu sokakları, azulejo adı verilen seramik karolarla süslenmiş binaları ve gün batımında altın renge bürünen manzaralarıyla Lizbon, gezginleri kendine hayran bırakıyor. Ilıman iklimi sayesinde yılın büyük kısmında rahatlıkla gezilebilen şehir; hem kültür turizmi hem de gastronomi ve deniz kenarı keyfi açısından çok zengin.
Tarihi Alfama semtinden görkemli Jerónimos Manastırı’na, modern mimarisiyle dikkat çeken MAAT’tan şehrin ruhunu yansıtan Fado müzesine kadar pek çok farklı temaya hitap eden gezi noktası bulunuyor. Lizbon gezilecek yerler listesinin bu kadar uzun olmasının nedeni, şehrin her köşesinin ayrı bir hikâye barındırması. Kimi zaman 28 numaralı tramvayla geçmişe yolculuk yapar gibi hissettiriyor, kimi zaman Bairro Alto’daki bir seyir terasında gün batımını izlerken tüm yorgunluğu unutturuyor.
Benim içinse Lizbon; sadece Portekiz’in başkenti değil, Avrupa’nın en karakteristik şehirlerinden biri. Şimdiye kadar iki kez ziyaret ettiğim bu şehirde edindiğim tecrübeleri, detaylı araştırmalarla birleştirerek bu kapsamlı rehberi hazırladım. Lizbon sokaklarında gezerken nelere dikkat etmeli, nerelerde zaman geçirmeli ve neleri mutlaka deneyimlemeli gibi tüm sorularınıza bu yazıda yanıt bulacaksınız.
BU YAZIDA NELER VAR?
Lizbon Gezilecek Yerler Haritası
Lizbon’da görülmesi gereken durakları, önerilen otelleri, alışveriş caddelerini ve seyir teraslarını tek bir Google Haritası üzerinde işaretledim. Bu harita, şehirdeki önemli noktaları hızlıca gözden geçirmeniz ve gezilecek yerleri bölge bazlı planlamanız için ideal.
Haritayı mobil cihazınızdan kolayca açabilir, bulunduğunuz konuma göre yön bulma özelliğini kullanarak adım adım rota oluşturabilirsiniz. Yakındaki ilgi noktalarını görüntülemek, toplu taşımaya göre konum değerlendirmek ve pratik bir rota çizmek isteyenler için büyük kolaylık sağlar.

LİZBON’DA NEREDE KALINIR?
Lizbon’da nerede kalınır? başlıklı yazımda da çok detaylı anlattığım üzere tarihi şehir merkezi olan Baixa – Chiado ve Alfama bölgesi ile komşuları Bairro Alto ilk kez Lizbon’a gidenlerin konaklamak için tercih etmeleri gereken bölgeler.
Ben son Lizbon gezimde Rossio Meydanı’nın hemen yanında yer alan 3 yıldızlı My Story Hotel Tejo adlı tesiste kaldım ve memnun ayrıldım. 28 numaralı tramvayın başlangıç durağı da otelin hemen yanı başında yer alıyor.
Bu tesis dışında yine aynı bölgede alternatif bir yer isterseniz de 4 yıldızlı NH Collection Liberdade adlı tesise göz atabilirsiniz.

EN POPÜLER AKTİVİTELER
Lizbon’da özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında müzeler, tarihi saraylar ve kültürel etkinlikler yoğun ilgi görüyor. Özellikle hafta sonları ve tatil dönemlerinde bilet bulmak zorlaşabiliyor. Zaman kaybetmemek ve seyahatinizi planladığınız gibi yaşayabilmek için biletlerinizi önceden almanızı öneririm.
Lizbon’daki en popüler aktiviteler:
Lizbon gezilecek yerler listemize şimdi adım adım göz atmaya başlayalım! 🛫✨ Sıradaki durağımız, geleneksel Lizbon hayatının en iyi hissedildiği, şehrin ruhunu taşıyan semt: Alfama!
1. Alfama Bölgesi

Lizbon’un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Alfama, şehrin ruhunu en iyi yansıtan semtlerin başında geliyor. Arnavut kaldırımlı sokakları, rengârenk evleri, çamaşır ipleriyle süslenmiş balkonları ve geçmişten bugüne taşıdığı otantik atmosferiyle burası adeta bir açık hava müzesi gibi hissediliyor. Tarihi dokusu korunarak günümüze ulaşan mahalle, Lizbon’un Arap hakimiyetindeki dönemine kadar uzanan geçmişiyle, şehirdeki İslam mirasının da izlerini taşıyor.
Alfama’yı gezmeye başladığınızda; dar sokakların arasında bir anda karşınıza çıkan minik meydanlar, yerel kafeler, küçük sanat galerileri ve tabii ki Fado’nun hüzünlü ezgilerini yükselten restoranlar sizi karşılıyor. Özellikle akşam saatlerinde sokak aralarından yükselen canlı Fado sesleri, bu mahallenin karakterini belirliyor. Bölgenin içinde ya da çok yakın çevresinde yer alan Lizbon Katedrali (Sé de Lisboa), Aziz Anthony Kilisesi, Fado Müzesi, Portas do Sol Seyir Terası gibi önemli gezi durakları da mutlaka görülmesi gereken noktalar arasında.
Fotoğraf çekmeyi sevenler için Alfama, muhteşem manzara kareleri sunan teras noktaları ve pastel renkli binalarıyla eşsiz bir fon yaratıyor. Mahallenin labirent gibi sokaklarını yürüyerek keşfetmek mümkün ancak özellikle ilk ziyaret için ikonik 28 numaralı tramvay harika bir başlangıç sunuyor. Bu nostaljik tramvay hem Alfama’nın hem de Lizbon’un birçok önemli noktasını tek bir rota üzerinden tanıma fırsatı veriyor.
Tramvay hattı oldukça popüler olduğu için biletinizi önceden almakta fayda var. Böylece hem zaman kazanabilir hem de seyahatinizin ilk gününden itibaren keyifli bir keşfe başlayabilirsiniz.
📍 Alfama Bölgesi konumu için tıklayın.
2. Belém Kulesi

16. yüzyılda Tejo Nehri kıyısında inşa edilen Belém Kulesi, Lizbon’un simgelerinden biri olmayı sürdürüyor. Manuelin tarzı mimarisiyle dikkat çeken bu tarihi yapı, hem estetik hem de sembolik açıdan büyük önem taşıyor. Portekiz’in denizaşırı keşifler döneminde savunma amaçlı bir kule olarak tasarlanan Belém, aynı zamanda ülkenin denizcilik gücünü ve altın çağını temsil ediyor.
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan yapı, zamanla hapishane, gümrük binası ve deniz feneri gibi farklı amaçlarla da kullanılıyor. Bugün ise ziyaretçilerine Tejo Nehri manzarası eşliğinde etkileyici bir tarih yolculuğu sunuyor. Kulenin tepesine çıktığınızda, nehrin karşı kıyısına kadar uzanan manzarayla karşılaşmak kesinlikle büyüleyici bir deneyim. Ayrıca iç mekândaki dar merdivenler, savunma mazgalları ve taş işçiliği detayları da oldukça etkileyici.
Belém Kulesi çevresinde keşfedilecek daha pek çok yer bulunuyor. Jerónimos Manastırı, Keşifler Anıtı ve ünlü Belém Pastanesi gibi duraklar yürüyerek rahatlıkla ulaşılabilecek mesafede yer alıyor.
Lizbon’da görülmesi gereken yerler listesinin en ikonik yapılarından biri olan Belém Kulesi ve çevresini rahatça keşfetmek isterseniz 🎫Lizbon Kart: 24, 48 veya 72 saatlik geçiş kartı seçeneğini değerlendirebilirsiniz.
📍 Belém Kulesi konumu için tıklayın.
3. Jerónimos Manastırı

Lizbon’un Belém bölgesinde yer alan Jerónimos Manastırı, sadece mimarisiyle değil, temsil ettiği tarihsel değerle de büyüleyici bir yapı. 1500’lü yıllarda, Vasco da Gama’nın Hindistan’a yaptığı seferin ardından, keşifler döneminin şükranı olarak inşa edilen bu manastır; Portekiz’in denizaşırı gücünü ve Katolik inancını yücelten sembollerden biri olarak kabul ediliyor.
Manuelin mimari tarzının en etkileyici örneklerinden olan yapı, süslemeleriyle dikkat çekiyor. Dış cephedeki işlemeli taş sütunlar ve gotik detaylar fotoğraf tutkunları için adeta bir açık hava stüdyosu gibi hissettiriyor. Manastırın içinde yer alan geniş avlu, huzur veren atmosferiyle keşif molası vermek isteyenler için ideal. Aynı zamanda Vasco da Gama ve şair Luís de Camões’in mezarları da burada yer alıyor; bu yönüyle Portekiz’in kültürel hafızasında da önemli bir yere sahip.
Yalnızca dış cephesiyle değil, iç mekânda da tarih boyunca iz bırakmış pek çok unsur barındıran Jerónimos Manastırı, Lizbon’da görülmesi gereken yerler arasında üst sıralarda yer alıyor. Eğer manastırı sıra beklemeden gezmek istiyorsanız 🎫 Lizbon Jerónimos Manastırı giriş bileti oldukça pratik bir seçenek sunuyor.
📍 Jerónimos Manastırı konumu için tıklayın.
4. São Jorge Kalesi

Lizbon’un tepe noktalarından birine kurulu olan São Jorge Kalesi, şehri panoramik olarak izleyebileceğiniz en etkileyici yerlerden biri. Alfama’nın hemen yukarısında yer alan bu görkemli yapı, hem tarihî önemi hem de sunduğu manzara açısından gezginlerin mutlaka uğradığı duraklardan biri hâline geliyor.
Kale, Lizbon’un milattan önceye uzanan köklü geçmişine tanıklık eden ender yapılardan. Romalılar döneminde bir garnizon olarak kullanılan bölge, daha sonra Vizigotlar, Mağribîler ve nihayetinde 12. yüzyılda Hristiyanların eline geçiyor. Bugün gördüğümüz hali ise büyük ölçüde 20. yüzyılda yapılan restorasyonlarla yeniden canlandırılmış. İç avludaki geniş yürüyüş yolları, surlardan bakıldığında görünen Tejo Nehri ve Lizbon’un renkli çatılarla bezeli silueti, burayı sadece tarih meraklıları için değil, fotoğraf severler için de bir cazibe merkezine dönüştürüyor.
Kaleye ulaşmak ise başlı başına keyifli bir deneyim. Alfama’nın yokuşlu sokaklarından yürüyerek çıkmak, çevredeki mahalle hayatını hissetmenin en güzel yollarından biri. Alternatif olarak 737 numaralı otobüsle tepeye kadar çıkmak da mümkün. Giriş ücretli olsa da özellikle gün batımına yakın saatlerde gidildiğinde sunulan manzara bu ücreti fazlasıyla hak ediyor. Kale içinde küçük bir müze alanı ve kafeterya da bulunuyor, dilerseniz burada kısa bir mola da verebilirsiniz.
📍 São Jorge Kalesi konumu için tıklayın.
5. Lizbon Katedrali

Lizbon’un en eski dini yapısı olan Lizbon Katedrali, ya da yerel adıyla Sé de Lisboa, şehrin tarihi mirasını yansıtan en görkemli yapılardan biri. 12. yüzyılda inşa edilen katedral, Romanesk, Gotik ve Barok tarzlarının bir araya geldiği mimarisiyle dikkat çekiyor. Yıllar içinde yaşanan depremlerle hasar gören yapı, farklı dönemlerde yapılan restorasyonlarla bugünkü hâline ulaşıyor.
Katedralin dış cephesindeki sağlam kuleler ve ortaçağdan kalma girişi, Lizbon’da gezilecek yerler arasında mimari çeşitliliğiyle öne çıkıyor. İç mekâna adım attığınızda ise sade ama etkileyici bir atmosfer sizi karşılıyor. Özellikle koridorlardaki taş işçiliği ve vitray pencereler dikkat çekici. Ayrıca iç avluda yer alan arkeolojik kazı alanı, Roma ve Mağribî dönemlerden kalıntılar sunarak yapının bin yılı aşan geçmişine ışık tutuyor.
Katedralin konumu da oldukça avantajlı. Alfama bölgesinin girişinde yer alıyor ve 28 numaralı tramvay hattı doğrudan önünden geçiyor. Şehri keşfetmeye başlamadan önce kısa ama etkileyici bir durak arıyorsanız, Lizbon Katedrali tam size göre.
📍 Lizbon Katedrali konumu için tıklayın.
6. Ticaret Meydanı

Tejo Nehri kıyısında yer alan görkemli Ticaret Meydanı (Praça do Comércio), Lizbon’un en büyük ve en etkileyici meydanlarından biri olarak biliniyor. Tarih boyunca şehrin liman ticareti ve yönetimi için merkez olarak kullanılan bu alan, büyük bir depremin ardından yeniden inşa edilerek bugünkü simgesel hâline kavuşuyor. Sarı renkli hükümet binalarıyla çevrili devasa açık alan, ortasında yer alan Kral I. José heykeliyle ziyaretçileri karşılıyor.
Ticaret Meydanı, yalnızca tarihi değeriyle değil, aynı zamanda sunduğu manzara ve hareketli atmosferiyle de dikkat çekiyor. Özellikle gün batımında nehir kenarında oturmak ya da Rua Augusta Takı’ndan meydana doğru yürümek, Lizbon deneyiminin vazgeçilmezlerinden biri hâline geliyor.
Şehri keşfetmenin farklı ve keyifli yollarından biri de rehberli tuk-tuk turları. Eğer merkezi noktalarda kısa sürede çok yer görmek isterseniz, 🎫 Otelden almalı özel rehberli Tuk-Tuk turu tam size göre.
📍 Ticaret Meydanı konumu için tıklayın.
7. Santa Justa Asansörü

Lizbon’un Baixa bölgesinde yer alan Santa Justa Asansörü, hem işlevsel hem de mimari açıdan şehrin en dikkat çekici yapılarından biri. 1902 yılında hizmete giren bu demir kule, Gotik detayları ve çarpıcı dış cephesiyle Eyfel Kulesi’ni anımsatıyor. Asansörün ana amacı, Baixa ile yukarıdaki Carmo bölgesi arasında dikey bir bağlantı sağlamak olsa da bugün hem bir ulaşım aracı hem de popüler bir turistik nokta olarak işlev görüyor.
Asansörle tepeye çıktığınızda, Lizbon’un tarihi merkezine ve Tejo Nehri’ne hâkim eşsiz bir manzara sizi karşılıyor. Seyir terasında birkaç dakika geçirmek, özellikle gün batımı saatlerinde şehri farklı bir açıdan izlemek isteyenler için harika bir fırsat sunuyor.
Ancak küçük bir uyarı: Özellikle yaz aylarında Santa Justa Asansörü önünde uzun kuyruklar oluşabiliyor. Örneğin son seyahatimde neredeyse 1 saat 15 dakika beklemem gerekti. Bu yüzden zaman kazanmak isterseniz, Bairro Alto’ya yürüyerek çıkmayı da düşünebilirsiniz. Zaten Lizbon gezilecek yerler listemizin devamında çok sayıda seyir terası önerisi de paylaşacağım. 🙂
📍 Santa Justa Asansörü konumu için tıklayın.
8. Keşifler Anıtı

Belém bölgesinde yer alan Keşifler Anıtı, Portekiz’in dünya denizciliğine damga vurduğu Keşifler Çağı’na adanmış anıtsal bir yapı olarak öne çıkıyor. İlk olarak 1940’ta geçici bir yapı olarak inşa edilen anıt, 1960 yılında Portekizli kaşif Henry the Navigator’un ölümünün 500. yılı anısına kalıcı hâle getiriliyor. Tam 52 metre yüksekliğindeki yapı, önde Henry the Navigator olmak üzere, arkasında dönemin önemli bilim insanları, haritacılar ve kâşiflerle birlikte toplamda 33 figürle taçlandırılıyor.
Anıtın hemen önünde yer alan dünya haritası ve rüzgârgülü motifi, Portekizlilerin keşfettiği rotaları simgeliyor ve yürürken adeta bir tarih yolculuğu yaşatıyor. Anıtın tepesine çıkıldığında ise Tejo Nehri’nin büyüleyici manzarası tüm ihtişamıyla ayaklarınızın altına seriliyor.
Bu bölgeyi gezmenin en pratik yollarından biri de çift katlı otobüslerle yapılan şehir turları. 🎫 1 veya 2 günlük hop-on hop-off otobüs turu sayesinde Belém ve çevresindeki tüm önemli noktaları kolayca keşfedebilirsiniz.
📍 Keşifler Anıtı konumu için tıklayın.
9. Carmo Rahibe Manastırı

Lizbon’un kalbindeki Carmo Rahibe Manastırı (Convento do Carmo), şehirdeki en etkileyici açık hava yapılarından biri olarak öne çıkıyor. 1755’teki büyük Lizbon depreminde büyük ölçüde yıkılan yapı, restorasyon yapılmadan günümüze kadar korunuyor ve bugün hâlen çatısız hâliyle ziyaretçilerini büyülüyor.
Gotik mimarinin etkileyici örneklerinden biri olan manastırın ayakta kalan kemerleri ve sütunları, zamanın durduğu hissini veriyor. Yapının içinde bulunan küçük arkeoloji müzesi, Portekiz tarihine ait çeşitli eserleri sergiliyor. Müze kısmı çok büyük olmasa da taş işlemeleri ve mezar yapıları oldukça dikkat çekici.
Lizbon gezilecek yerler listesi içinde mimari açıdan en çarpıcı yerlerden biri olan Carmo Rahibe Manastırı, hem tarih meraklıları hem de fotoğraf severler için kaçırılmaması gereken bir durak. Bairro Alto ile Baixa arasındaki konumu sayesinde çevredeki diğer turistik noktalarla birlikte kolayca gezilebiliyor.
📍 Carmo Rahibe Manastırı konumu için tıklayın.
10. Pedro IV (Rossio) Meydanı

Lizbon’un en hareketli noktalarından biri olan Rossio Meydanı, resmi adıyla Pedro IV Meydanı, yüzyıllardır şehrin kalbi olarak biliniyor. Tarihi 13. yüzyıla kadar uzanan bu meydan, kraliyet kutlamalarından siyasi gösterilere kadar birçok olaya tanıklık ediyor. Günümüzde ise çevresini saran kafeler, dükkanlar ve tarihi binalarla yerel halkın ve turistlerin buluşma noktası hâline geliyor.
Meydanın tam ortasında yükselen I. Pedro heykeli ve çevresindeki siyah-beyaz dalgalı taş döşemeleri oldukça dikkat çekici. Özellikle akşam saatlerinde aydınlatmalar eşliğinde meydanda yürüyüş yapmak, Lizbon’un dinamik atmosferini en iyi hissettiren anlardan biri oluyor. Buradan Rua Augusta’ya, Santa Justa Asansörü’ne veya Restauradores Meydanı’na kolayca ulaşmak mümkün.
Eğer siz de benim gibi seyahatlerinizde merkezi noktalarda konaklamayı tercih ediyorsanız, Rossio Meydanı tam size göre bir bölge. Ben son Lizbon seyahatimde, bu meydana sadece birkaç dakikalık yürüme mesafesinde yer alan 🏨 My Story Hotel Tejo adlı otelde kaldım ve çok memnun ayrıldım.
📍 Pedro IV (Rossio) Meydanı konumu için tıklayın.
11. Rua Augusta

Lizbon’un en canlı yaya caddelerinden biri olan Rua Augusta, Baixa bölgesini boydan boya geçen ve Ticaret Meydanı’na kadar uzanan keyifli bir rota sunuyor. Kaldırımları mozaik taşlarla süslenmiş bu cadde boyunca çeşitli restoranlar, kafeler, butikler ve sokak sanatçılarıyla karşılaşmak mümkün.
Trafiğe kapalı olması sayesinde rahat bir yürüyüş imkânı sunan Rua Augusta, alışveriş yapmak ve şehrin nabzını hissetmek isteyenler için ideal bir durak. Özellikle akşam saatlerinde buradaki ışıklandırmalar eşliğinde yürümek oldukça keyifli. Ayrıca caddenin sonunda yükselen ikonik Rua Augusta Takı da buranın simgelerinden biri olarak öne çıkıyor.
📍 Rua Augusta konumu için tıklayın.
12. Rua Augusta Takı

Ticaret Meydanı’nın girişinde yer alan bu ihtişamlı zafer takı, Rua Augusta Caddesi’nin sonunda ziyaretçileri karşılıyor. 1755 Lizbon Depremi’nin ardından inşa edilen yapı, şehrin yeniden doğuşunu simgeliyor. Takın üst kısmına çıkıldığında Tejo Nehri, Baixa sokakları ve São Jorge Kalesi gibi noktalar muhteşem bir açıdan izlenebiliyor. Bu teras şehrin merkezi panoramasını görmek isteyenler için küçük ama etkileyici bir sürpriz sunuyor. Heykelsi detaylar, özellikle Portekiz tarihinde önemli yer tutan figürleri yansıtıyor ve yapıya tarihî bir ağırlık kazandırıyor.
📍 Rua Augusta Takı konumu için tıklayın.
13. LxFactory

Eski bir tekstil fabrikasının dönüştürülmesiyle kültürel ve sanatsal bir merkeze dönüşen LxFactory, Lizbon’un en yaratıcı ve alternatif noktalarından biri. Graffitilerle süslenmiş endüstriyel binalar arasında yer alan bu alan; bağımsız kitapçılar, tasarım butikleri, yaratıcı ofisler, sanat galerileri ve konsept kafelerle dolu.
Özellikle Ler Devagar adlı kitapçı ve hafta sonları kurulan açık hava pazarları bölgenin sembolü hâline gelmiş durumda. Gündüzleri daha sakin olan bu alan, akşamları ışıklarla süslenen avlularında canlı müzik eşliğinde oldukça keyifli bir atmosfere bürünüyor. Sanat, tasarım ve gastronomiyi aynı potada eriten LxFactory, klasik rotalardan sıkılan gezginler için özgün bir durak.
📍 LxFactory konumu için tıklayın.
14. Gulbenkian Müzesi

Gulbenkian Müzesi, Lizbon’un en prestijli sanat koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. 20. yüzyılın önemli hayırseverlerinden Calouste Gulbenkian’ın kişisel koleksiyonundan oluşan bu müze, hem sanat hem tarih tutkunları için gerçek bir hazine niteliğinde. Müze koleksiyonu Mısır, Roma, İslam, Uzak Doğu ve Avrupa sanatına ait geniş bir yelpazeye yayılıyor.
Özellikle Rembrandt, Monet, Rubens gibi ustalara ait tablolar, Lalique imzalı Art Nouveau cam işleri ve İslam sanatı bölümü ziyaretçilerin en çok ilgi gösterdiği kısımlar arasında yer alıyor. Müzenin modern mimarisi ve sakin bahçesi, sadece eserlerle değil, atmosferiyle de huzurlu bir keşif sunuyor. Şehir merkezinden kolay ulaşılabilir bir konumda yer alan bu müze, Lizbon’da sanatla baş başa kalmak isteyenler için kaçırılmaması gereken bir durak.
📍 Gulbenkian Müzesi konumu için tıklayın.
15. Ulusal Çini Müzesi (Museu dos Azulejos)

Portekiz’e özgü azulejo seramik sanatını yakından tanımak isteyenler için en doğru adres hiç şüphesiz Ulusal Çini Müzesi. 1500’lü yıllardan günümüze kadar üretilmiş olan seramik karo örneklerinin sergilendiği bu etkileyici müze, ziyaretçilerine adeta renkli bir tarih yolculuğu sunuyor.
Barok bir manastırın içinde yer alan müze, hem mimarisiyle hem de koleksiyonuyla öne çıkıyor. Girişten itibaren başlayan sergi, çinilerin üretim tekniklerinden desen evrimlerine kadar geniş bir anlatım sunuyor. Özellikle Lizbon’un deprem öncesi panoramasını gösteren devasa çini pano, müzenin en ilgi çekici parçalarından biri olarak dikkat çekiyor. Azulejo sanatı hakkında derinlemesine bilgi edinmek isteyen herkesin bu müzeyi programına eklemesi öneriliyor.
📍 Ulusal Çini Müzesi konumu için tıklayın.
16. Belém Pastanesi (Pastéis de Belém)

Lizbon’un en ünlü tatlısı olan Pastel de Nata’yı denemek istiyorsanız, bunun en otantik adresi hiç şüphesiz Belém Pastanesi. 1837 yılından bu yana aynı tarifle üretim yapan bu tarihi fırın, sabahın erken saatlerinden itibaren uzayan kuyruklarla dikkat çekiyor. Tarçınlı ve kremalı iç harcıyla sıcak sıcak servis edilen bu tatlı, Portekiz mutfağının simgelerinden biri hâline geliyor.
Pastanenin içi de dışı kadar nostaljik bir havaya sahip. Seramik karo süslemeleri ve klasik ahşap masalarıyla mekân, geçmişle günümüzü bir araya getiriyor. Eğer buradan sevdiklerinize götürmek isterseniz, paketli ürünler ve 4’lü kutular oldukça ideal. Ancak unutmayın, fırından yeni çıkmış tatların lezzeti her zaman bir adım önde. Alternatif olarak şehir merkezindeki Manteigaria Pastanesi de oldukça başarılı seçenekler sunuyor.
📍 Belém Pastanesi konumu için tıklayın.
17. Lizbon Okyanus Akvaryumu

Lizbon’un modern semti Parque das Nações’ta yer alan Okyanus Akvaryumu (Oceanário de Lisboa), Avrupa’nın en büyük ve en etkileyici akvaryumlarından biri olarak öne çıkıyor. 1998 Expo Fuarı için inşa edilen yapı, ziyaretçilerine hem eğitici hem de büyüleyici bir deneyim sunuyor.
Akvaryumda Pasifik, Atlantik, Hint ve Antarktik okyanuslarını temsil eden devasa tanklar yer alıyor. Köpek balıkları, vatozlar, penguenler ve deniz samurları gibi pek çok canlıyı yakından gözlemlemek mümkün. Özellikle çocuklu aileler için oldukça keyifli bir durak olan bu merkez, deniz ekosistemi hakkında farkındalık kazanmak açısından da oldukça değerli.
Eğer bu etkileyici deneyimi sıra beklemeden yaşamak isterseniz, 🎫 Oceanário de Lisboa giriş bileti seçeneğini düşünebilirsiniz.
📍 Lizbon Okyanus Akvaryumu konumu için tıklayın.
18. Mercado de Ribeira (Time Out Market Lisbon)

Lizbon’un gastronomik kalbinin attığı yer olarak bilinen Mercado de Ribeira, özellikle yeme içme meraklıları için adeta bir cennet. Şehirdeki en köklü pazar alanlarından biri olan bu yapı, 2014 yılında Time Out dergisi iş birliğiyle modern bir yeme-içme alanına dönüştürülüyor. Bugün içerisinde Portekiz’in en iyi şeflerine ait mutfaklar, geleneksel lezzetler ve modern yorumlarla hazırlanmış yemekler bir arada sunuluyor.
Burada pastel de nata’dan deniz ürünlerine, yerel tatlardan dünya mutfağına kadar çok geniş bir yelpazede lezzet bulmak mümkün. Uygun fiyatlı ve kaliteli yemek arayan gezginler için oldukça pratik bir seçenek. Özellikle öğle saatlerinde oldukça kalabalık olabiliyor; bu yüzden mümkünse gün içinde daha sakin saatleri tercih etmenizde fayda var.
📍 Mercado de Ribeira konumu için tıklayın.
19. 25 Nisan Köprüsü

Golden Gate Köprüsü’ne olan benzerliğiyle dikkat çeken 25 Nisan Köprüsü, Lizbon’un simgesel yapılarından biri. 1966 yılında açılan ve Tagus Nehri’nin iki yakasını birbirine bağlayan bu çelik asma köprü, hem mühendislik harikası hem de şehre karakter katan bir siluet niteliği taşıyor.
Üzerinden geçen tren ve araç trafiğiyle hâlen aktif olarak kullanılan köprü, özellikle gün batımında etkileyici görüntüler sunuyor. En iyi manzaralar ise karşı kıyıdaki Cristo Rei heykelinden veya Belém kıyısından izlenebiliyor. Köprünün çevresinde yürüyüş yapılacak alanlar ve fotoğraf çekmek için harika noktalar da mevcut.
📍 25 Nisan Köprüsü konumu için tıklayın.
20. Ajuda Sarayı (Palácio Nacional da Ajuda)

19. yüzyılda inşa edilen Ajuda Sarayı, Lizbon’un kraliyet geçmişini en zarif şekilde yansıtan yapılardan biri. Başta Kraliçe Maria I için inşa edilen bu saray, dönemin siyasi istikrarsızlığı ve ekonomik zorlukları nedeniyle uzun yıllar boyunca tamamlanamamış. Bugün ise hem müze hem de tören alanı olarak kullanılan yapı, ziyaretçilerine ihtişamlı bir zaman yolculuğu sunuyor.
İç mekânda yer alan barok ve neoklasik detaylar, mermer merdivenler, altın varaklı salonlar ve kraliyet koleksiyonları göz alıcı bir atmosfer yaratıyor. Kraliyet ailesinin özel eşyaları, mobilyalar ve tablolarla süslenen odalar arasında gezerken adeta bir Avrupa sarayında dolaştığınızı hissediyorsunuz. Ajuda bölgesindeki yüksek konumu sayesinde ise Tejo Nehri’ne bakan güzel bir manzara sunuyor.
📍 Ajuda Sarayı konumu için tıklayın.
21. Bairro Alto

Gündüzleri sessiz ve sakin sokaklarıyla dikkat çeken Bairro Alto, akşam saatlerinden itibaren bambaşka bir kimliğe bürünüyor. Lizbon’un en karakteristik mahallelerinden biri olan bu bölge, daracık taş sokakları, eski evleri ve renkli duvar yazılarıyla şehrin bohem ruhunu yansıtıyor.
Tarihi boyunca farklı kültürlerin buluşma noktası olan Bairro Alto’da günümüzde çok sayıda butik, sanat galerisi, kafe ve restoran bulunuyor. Aynı zamanda birçok seyir terasına da yakın konumda yer alması sayesinde şehri yukarıdan izlemek isteyenler için de ideal bir lokasyon.
Lizbon gezilecek yerler arasında semt havasını doyasıya hissedebileceğiniz bu mahallede konaklamak isterseniz, şık tasarımı ve merkezi konumuyla dikkat çeken 🏨 9Hotel Mercy güzel bir alternatif.
📍 Bairro Alto konumu için tıklayın.
22. Avenida da Liberdade

Paris’teki Champs-Élysées Caddesi’ni andıran Avenida da Liberdade, Lizbon’un en lüks ve en şık caddesi olarak öne çıkıyor. Şehrin merkezini Eduardo VII Parkı ile Restauradores Meydanı arasında bağlayan bu geniş bulvar; ağaçlarla çevrili yürüyüş yolları, tarihi heykelleri, süslü mozaik kaldırımları ve prestijli markaların mağazalarıyla dikkat çekiyor.
Alışveriş tutkunları için Dolce & Gabbana, Prada, Louis Vuitton gibi dünyaca ünlü markaları bünyesinde barındıran cadde, aynı zamanda mimari tutkunlar için de zarif binalarıyla görülmeye değer bir rota sunuyor. Eğer lüks otellerde kalmayı veya gurme restoranlarda yemek yemeyi düşünüyorsanız, bu cadde tam size göre. Ayrıca günün yorgunluğunu atmak için cadde boyunca gölgeli banklar da oldukça ideal.
📍 Avenida da Liberdade konumu için tıklayın.
23. Cristo-Rei

Rio de Janeiro’daki Kurtarıcı İsa Heykeli’ne benzerliğiyle dikkat çeken Cristo-Rei, Lizbon’un karşı yakasında, Almada bölgesinde konumlanıyor. 1959 yılında açılan bu anıtsal yapı, Portekiz’in II. Dünya Savaşı’ndan zarar görmeden çıkmasını Tanrı’ya bir şükran ifadesi olarak inşa ediliyor.
28 metre yüksekliğindeki heykel, 82 metrelik bir kaidenin üzerinde yer alıyor ve toplamda 110 metreyi bulan bir yapıya dönüşüyor. Heykelin bulunduğu tepeden Lizbon’un merkezi, 25 Nisan Köprüsü ve Tejo Nehri muhteşem bir manzarayla gözler önüne seriliyor. Asansörle üst terasa çıkmak mümkün ve özellikle gün batımında buradan izlenen şehir silueti gerçekten büyüleyici bir deneyim sunuyor.
📍 Cristo-Rei konumu için tıklayın.
24. Parque das Nações

Lizbon’un modern yüzünü görmek isteyenler için en ideal duraklardan biri olan Parque das Nações, 1998 Expo Dünya Fuarı’ndan sonra şekillenen ve şehrin çağdaş mimariyle buluştuğu bölgesi olarak öne çıkıyor. Geniş yürüyüş yolları, palmiye ağaçlarıyla süslenmiş sahil şeridi ve modern yapılarıyla burası, klasik Avrupa şehirlerinden çok, çağdaş bir sahil kentini andırıyor.
Bölge içerisinde Lizbon Okyanus Akvaryumu, bilim merkezi Pavilhão do Conhecimento, teleferik hattı, Vasco da Gama alışveriş merkezi ve marina gibi pek çok cazibe noktası bulunuyor. Özellikle çocuklu aileler için keyifli ve rahat bir gezi imkânı sunan bu bölge, günün yorgunluğunu atmaktan fotoğraf çekmeye kadar pek çok aktiviteye açık. Aynı zamanda Lizbon’un diğer turistik merkezlerinden farklı olarak daha sakin bir ortam sunmasıyla da dikkat çekiyor.
📍 Parque das Nações konumu için tıklayın.
25. Fado Müzesi

Portekiz’in UNESCO tarafından tanınan geleneksel müzik türü Fado’yu daha yakından tanımak isteyenler için en doğru adres: Fado Müzesi. Alfama bölgesinde yer alan bu küçük ama etkileyici müze, Lizbon’un kültürel hafızasında derin izler bırakıyor.
Fado’nun tarihçesini, en önemli sanatçılarını ve enstrümanlarını tanıtan müze, ses kayıtları, videolar, eski afişler ve özel eşyalarla oldukça zengin bir içerik sunuyor. Müzenin interaktif yapısı sayesinde ziyaretçiler sadece bilgi edinmekle kalmıyor, aynı zamanda Fado’nun ruhunu da hissediyor. Müze gezisinin ardından, akşam için bir Fado gösterisine katılmak da oldukça anlamlı bir deneyim yaratıyor.
Eğer bu büyülü müzikle akşamı taçlandırmak isterseniz, 🎫 Lizbon Chiado’da Fado Canlı Gösterisi izleyebilirsiniz.
📍 Fado Müzesi konumu için tıklayın.
26. Basílica da Estrela

18. yüzyılda inşa edilen Basílica da Estrela, beyaz mermer cephesi ve çift kuleli yapısıyla Lizbon’un en görkemli dini yapılarından biri. Barok ve neoklasik tarzların birleştiği bu bazilika, özellikle kubbesi ve iç mekândaki detaylı süslemeleriyle dikkat çekiyor. İnşa ettiren kişi olan Kraliçe Maria I’in isteğiyle yapılan yapı, hem mimari zarafeti hem de manevi atmosferiyle ziyaretçileri etkiliyor.
İç mekânda, renkli mermerlerle kaplanmış zeminler ve detaylı tavan freskleri göze çarpıyor. Ayrıca bazilikanın içinde yer alan balmumu bebeklerle süslenmiş devasa doğuş sahnesi de oldukça ilgi çekici. Eğer zamanınız varsa, kubbe kısmına çıkıp Lizbon’un batı yakasına uzanan manzarayı izlemek oldukça keyifli bir deneyim sunuyor.
📍 Basílica da Estrela konumu için tıklayın.
27. Santa Engrácia Kilisesi (Panteão Nacional)

Santa Engrácia Kilisesi, günümüzde Portekiz’in ulusal panteonu olarak kullanılıyor ve ülkenin önemli tarihî figürlerinin anısına adanmış bir anıt niteliği taşıyor. Yapımına 17. yüzyılda başlanan bu görkemli yapı, tamamlanması tam 284 yıl sürdüğü için “bitmeyen kilise” olarak da anılıyor.
Barok mimarisiyle öne çıkan kilisenin iç mekânı geniş kubbesi ve akustik yapısıyla etkileyici bir atmosfer sunuyor. Mermer zemin üzerindeki geometrik desenler ve galeri kısımları mimari açıdan oldukça dikkat çekici. Ziyaretçiler kubbeye çıkarak Tejo Nehri’ne ve Alfama semtine bakan muhteşem manzarayı seyredebilir. Panteon kısmında ise şairler, devlet adamları ve Fado sanatçıları gibi Portekiz tarihine yön vermiş kişilerin mezarları yer alıyor.
📍 Santa Engrácia Kilisesi konumu için tıklayın.
28. Denizcilik Müzesi

Belém bölgesinde, Jerónimos Manastırı’nın batı kanadında yer alan Denizcilik Müzesi (Museu de Marinha), Portekiz’in denizcilik geçmişini en etkileyici şekilde yansıtan müzelerden biri. Keşifler Çağı’nda dünyanın dört bir yanına açılan Portekizli denizcilerin mirasını gözler önüne seren bu yapı, tarih ve deniz tutkunları için adeta bir bilgi hazinesi sunuyor.
Müzenin koleksiyonunda yüzlerce gemi maketi, denizcilik ekipmanları, haritalar ve orijinal gemi parçaları yer alıyor. En ilgi çekici bölümlerden biri de 19. yüzyıldan kalma gerçek boyutlu kraliyet teknelerinin sergilendiği hangar kısmı. Özellikle Vasco da Gama gibi ünlü kaşiflerin seferleri hakkında bilgi edinmek isteyenler için detaylı panolar oldukça faydalı. Müze, hem yetişkinler hem de çocuklar için eğitici bir deneyim sunuyor.
📍 Denizcilik Müzesi konumu için tıklayın.
29. Benfica Stadı & Müzesi

Portekiz futbolunun kalbi sayılan Luz Stadyumu, Benfica kulübünün efsanevi yuvası olarak biliniyor. Yaklaşık 65.000 seyirci kapasiteli bu dev stadyum, 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası’na da ev sahipliği yapmış önemli bir spor merkezi. Ancak burası sadece bir stadyum değil; aynı zamanda kulübün başarılarını anlatan kapsamlı bir müzeye de sahip.
Müze kısmında Benfica’nın kazandığı kupalar, eski forma koleksiyonları, efsanevi oyunculara ait kişisel eşyalar ve interaktif ekranlar yer alıyor. Özellikle futbol meraklıları için oldukça etkileyici bir deneyim sunan müze turu, stadyumun soyunma odalarından çim sahasına kadar kapsamlı bir gezi imkânı sağlıyor.
Eğer siz de “Lizbon’da nereler gezilir?” sorusuna biraz farklı bir yanıt arıyorsanız, 🎫 Lizbon Luz Stadyumu Turu ve SL Benfica Müzesi Bileti tam size göre.
📍 Benfica Stadı & Müzesi konumu için tıklayın.
30. Botanik Bahçesi (Jardim Botânico de Lisboa)

Şehir merkezine oldukça yakın konumda yer alan Lizbon Botanik Bahçesi, doğayla baş başa kalmak isteyen gezginler için huzurlu bir mola noktası sunuyor. 19. yüzyılın ikinci yarısında kurulmuş olan bahçe, 10.000’den fazla bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Palmiye ağaçları, bambular, tropik bitkiler ve dev eğrelti otlarıyla dolu bu yeşil alan, adeta minik bir botanik cenneti gibi hissettiriyor.
Bahçedeki yürüyüş yolları ve sessiz köşeler, özellikle sıcak yaz günlerinde serinlemek ve kalabalıktan uzaklaşmak için birebir. Özellikle doğa fotoğrafçılığına ilgi duyanlar için harika kareler yakalanabilecek alanlar mevcut. Aynı zamanda burası Lizbon Üniversitesi’ne bağlı olarak bilimsel araştırmalara da ev sahipliği yapıyor.
📍 Botanik Bahçesi konumu için tıklayın.
31. MAAT (Museu de Arte, Arquitetura e Tecnologia)

Tejo Nehri kıyısında, Belém bölgesinde yer alan MAAT, çağdaş sanat ve mimari meraklıları için Lizbon’un en dikkat çekici kültür duraklarından biri. 2016 yılında açılan bu modern müze, dalga formunu andıran çarpıcı mimarisiyle daha dışarıdan bakıldığında bile ilgiyi üzerine çekiyor.
Müze içerisinde çağdaş sanat sergileri, mimari projeler ve teknoloji temalı etkileşimli bölümler yer alıyor. Özellikle geçici sergiler, güncel temalarla ilgili yaratıcı ve düşündürücü eserler sunuyor. Binanın teras kısmı ise ziyaretçilere Tejo kıyısında panoramik bir manzara izleme imkânı sağlıyor. Yürüyüş rotanıza mutlaka eklemeniz gereken duraklardan biri.
📍 MAAT konumu için tıklayın.
32. Elevador da Bica

Lizbon’un ikonik ulaşım araçlarından biri olan Elevador da Bica, Bica Mahallesi’nin dik yokuşlarında çalışan nostaljik bir füniküler hattı. 1892 yılında hizmete giren bu araç, Rua de São Paulo ile Calçada do Combro arasında kısa ama oldukça etkileyici bir yolculuk sunuyor. Rengarenk evlerin ve graffiti süslemeli duvarların arasında ilerleyen bu hat, Lizbon’un kartpostallık karelerinden biri hâline gelmiş durumda.
Fünikülerin tepe noktasına ulaştığınızda, Bairro Alto’nun dar sokakları ve Tejo Nehri’ne uzanan manzara sizi karşılıyor. Özellikle gün batımında bu rotayı yürüyerek inmek ya da çıkmak, şehirdeki en keyifli anılardan birine dönüşebilir. Ayrıca bu hatta binebilmek için toplu taşıma biletleri geçerli, dolayısıyla ulaşım kartınız varsa ekstra bir ücret ödemeniz gerekmiyor.
📍 Elevador da Bica konumu için tıklayın.
33. Largo do Carmo

Baixa ve Bairro Alto bölgeleri arasında kalan Largo do Carmo, küçük ama etkileyici bir meydan olarak öne çıkıyor. Etrafı tarihi binalarla çevrili bu alan, sakin atmosferiyle hem yerlilerin hem de gezginlerin soluklandığı noktalardan biri. Özellikle Carmo Rahibe Manastırı’na ve Santa Justa Asansörü’nün üst çıkışına çok yakın olması nedeniyle oldukça stratejik bir konuma sahip.
Meydanda yer alan açık hava kafeleri ve gölge sağlayan büyük ağaçlar sayesinde burada oturup şehirdeki koşuşturmadan kısa bir mola vermek mümkün. Aynı zamanda Portekiz’in diktatörlük dönemini sona erdiren 1974 tarihli Karanfil Devrimi’nin simgesel noktalarından biri olarak da tarihî öneme sahip.
📍 Largo do Carmo konumu için tıklayın.
34. Museu Nacional dos Coches

Dünyanın en zengin kraliyet arabaları koleksiyonuna ev sahipliği yapan Museu Nacional dos Coches, Lizbon’da mutlaka görülmesi gereken sıra dışı müzelerden biri. 1905 yılında kurulan bu müze, 2015 yılında Belém bölgesindeki modern binasına taşındıktan sonra daha geniş bir alanda, etkileyici bir sunumla ziyaretçilerini ağırlıyor.
Müze koleksiyonunda 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar kullanılmış, krallara, papa elçilerine ve soylulara ait süslü arabalar yer alıyor. Altın varak işlemeleri, detaylı ahşap oymaları ve dönemin zarafetini yansıtan süslemelerle bu arabalar, hem estetik hem de tarihî açıdan büyüleyici bir deneyim sunuyor. Özellikle çocuklu aileler ve tarih meraklıları için oldukça keyifli bir gezi noktası.
📍 Museu Nacional dos Coches konumu için tıklayın.
35. Jardim Zoológico

Lizbon Hayvanat Bahçesi, hem çocuklar hem de doğa sever yetişkinler için keyifli saatler sunan bir eğlence ve eğitim merkezi. 1884 yılında kurulan bu tarihi tesis, 300’den fazla türden yaklaşık 2.000 hayvana ev sahipliği yapıyor. Tropik kuşlardan fillere, maymunlardan timsahlara kadar oldukça geniş bir canlı çeşitliliği bulunuyor.
Parkın en sevilen bölümlerinden biri de teleferik hattı. Ziyaretçilere hayvanları yukarıdan izleme imkânı sunan bu kısa yolculuk, hem manzara hem de eğlence açısından büyük beğeni topluyor. Ayrıca yunus gösterileri ve çocuklar için özel oyun alanları da mevcut. Şehir merkezine toplu taşıma ile kolayca ulaşılabilen bu park, Lizbon gezinize farklı bir renk katmak için güzel bir durak olabilir.
📍 Jardim Zoológico konumu için tıklayın.
36. Manteigaria

Pastel de Nata denince Lizbon’da akla ilk olarak Belém Pastanesi gelse de şehir merkezindeki Manteigaria, lezzet konusunda bir o kadar iddialı. Özellikle Rua Augusta ve Time Out Market yakınındaki şubeleriyle tanınan bu butik pastane, gün boyunca sıcak sıcak pişen tartlarıyla ön plana çıkıyor. Mutfak bölümü açık olduğu için, tatlıların hazırlanışını izleyerek tatlıyı taze taze yeme imkânı sunuyor.
Tatlıların üzerindeki hafif karamelleşmiş tabaka, tarçın ve pudra şekeriyle tamamlandığında ortaya çıkan lezzet dengesi oldukça başarılı. Eğer Lizbon’da gezilmesi gereken yerler arasında mola vermek için tatlı bir durak arıyorsanız, Manteigaria kesinlikle listenize eklenmeli.
📍 Manteigaria konumu için tıklayın.
37. Vasco da Gama Köprüsü

Avrupa’nın en uzun köprüsü unvanına sahip olan Vasco da Gama Köprüsü, 1998 yılında Expo fuarı için inşa edilmiş ve o günden bu yana şehrin doğu yakasının siluetini belirleyen önemli bir yapı hâline gelmiştir. Yaklaşık 17 kilometre uzunluğundaki bu asma köprü, Tejo Nehri’nin geniş kollarını modern bir mühendislik harikasıyla birleştiriyor.
Köprü, özellikle Parque das Nações bölgesinden izlenebilecek en güzel manzaralardan birini sunuyor. Sabah erken saatlerde ya da gün batımına yakın bir zaman diliminde köprünün silueti ve nehirle birleşen görüntüsü gerçekten etkileyici oluyor. Hem mimari tutkunları hem de fotoğraf meraklıları için bu köprü kaçırılmayacak bir detay.
📍 Vasco da Gama Köprüsü konumu için tıklayın.
38. QUAKE – Lisbon Earthquake Museum

Lizbon’un 1755 yılında yaşadığı büyük deprem, sadece şehri değil, Avrupa tarihini de derinden etkileyen bir felaket olarak anılıyor. QUAKE – Lisbon Earthquake Museum ise bu olayı interaktif bir şekilde deneyimleme imkânı sunan modern bir müze olarak öne çıkıyor. Müzede deprem anı, ses ve görsel efektlerle canlandırılıyor; böylece ziyaretçiler, o dönemin kaotik atmosferini birebir hissedebiliyor.
Bilgilendirici panolar, dijital ekranlar ve simülasyon odaları sayesinde hem eğitici hem de oldukça etkileyici bir deneyim yaşanıyor. Özellikle çocuklu aileler ve tarih meraklıları için dikkat çekici bir durak olan bu müze, Lizbon’un geçmişini anlamak adına da önemli bir katkı sunuyor. Şehirdeki klasik müze anlayışının dışına çıkmak isteyenlere kesinlikle önerilir.
📍 QUAKE – Lisbon Earthquake Museum konumu için tıklayın.
39. Vasco da Gama Kulesi

Parque das Nações bölgesinde, Tejo Nehri kıyısında yükselen Vasco da Gama Kulesi, Lizbon’un en modern yapılarından biri. 145 metre yüksekliğindeki bu kule, adını Portekizli ünlü denizci Vasco da Gama’dan alıyor ve Expo 98 için tasarlanmış bir simge yapı niteliği taşıyor.
Kulenin üst kısmında yer alan seyir terası ve restoran, ziyaretçilere şehrin doğu yakasına bakan panoramik bir manzara sunuyor. Özellikle gün batımı saatlerinde nehir boyunca uzanan köprü ve çevresindeki modern yapılar, bu noktadan izlenince oldukça etkileyici bir görüntü oluşturuyor. Lizbon’un tarihi dokusundan uzaklaşıp çağdaş yüzünü görmek isteyen gezginler için ideal bir durak.
📍 Vasco da Gama Kulesi konumu için tıklayın.
40. Parque Eduardo VII

Lizbon’un merkezine hâkim konumda yer alan Parque Eduardo VII, şehrin en büyük ve en düzenli peyzajlı parklarından biri olarak öne çıkıyor. Adını 20. yüzyıl başında Portekiz’i ziyaret eden İngiltere Kralı VII. Edward’dan alan bu park, hem yerel halkın hem de turistlerin dinlenme ve manzara keyfi için tercih ettiği bir alan.
Parkın en dikkat çekici noktası, tepeye çıktığınızda görülen kusursuz simetrili çim düzenlemesi ve hemen ardından Tejo Nehri’ne kadar uzanan etkileyici şehir manzarası. Özellikle sabah yürüyüşleri ya da kitap okumalık sessiz köşeler arayanlar için ideal bir ortam sunuyor. Ayrıca park içinde Estufa Fria adlı büyük bir serin sera alanı da ziyaret edilebilecek ilginç mekânlardan biri.
📍 Parque Eduardo VII konumu için tıklayın.
41. São Roque Kilisesi

Bairro Alto bölgesinde yer alan São Roque Kilisesi, dışarıdan oldukça sade görünse de iç mekânı, Portekiz’in en zengin ve süslemeli kiliselerinden biri olarak hayranlık uyandırıyor. 16. yüzyılda Cizvitler tarafından inşa edilen yapı, Avrupa’daki ilk Cizvit kiliselerinden biri olma özelliğini taşıyor.
Altın varaklı sunakları, ayrıntılı tavan süslemeleri ve yarı değerli taşlarla bezeli şapelleriyle bu kilise, adeta bir barok sanat şaheseri gibi hissettiriyor. Özellikle Aziz John Alms Şapeli, Vatikan dışında inşa edilip Roma’dan gönderilmiş ilk şapel olarak dikkat çekiyor. Kiliseyle aynı komplekste yer alan müze bölümü de dini sanat eserleriyle oldukça zengin bir koleksiyona sahip.
📍 São Roque Kilisesi konumu için tıklayın.
42. Lisboa Story Centre

Tarihi öğrenmenin en interaktif ve eğlenceli yollarından biri olan Lisboa Story Centre, Lizbon’un geçmişine kronolojik bir anlatımla ışık tutuyor. Ticaret Meydanı’nda yer alan bu modern müze, sesli rehber sistemleri ve canlandırmalar eşliğinde ziyaretçilerini Roma döneminden günümüze kadar uzanan bir yolculuğa çıkarıyor.
Özellikle 1755 Büyük Lizbon Depremi’ni canlandıran bölüm, hem görsel hem işitsel açıdan oldukça etkileyici. Müzede şehir planlamasından denizcilik tarihine kadar birçok farklı tema işleniyor ve Lizbon’un nasıl geliştiğini anlamak isteyenler için kapsamlı bir içerik sunuluyor. Müzenin şehir merkezindeki konumu sayesinde yürüyüş rotanıza rahatlıkla eklenebilir.
📍 Lisboa Story Centre konumu için tıklayın.
43. Berardo Müzesi

Belém Kültür Merkezi içerisinde yer alan Berardo Müzesi (Museum of Contemporary Art – MAC/CCB), Lizbon’un modern ve çağdaş sanat alanındaki en önemli koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Müze; Picasso, Warhol, Dalí, Duchamp ve Magritte gibi sanat dünyasının büyük isimlerine ait eserleri Portekizli sanatçılarla birlikte sergileyerek zengin bir görsel deneyim sunuyor.
Sürrealizmden minimalizme, pop art’tan kavramsal sanata kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan koleksiyon, sanatseverlerin saatlerce vakit geçirebileceği bir ortam yaratıyor. Sergi düzeni oldukça sade ve ziyaretçiye odaklı olduğu için her eserle birebir etkileşim kurmak mümkün. Girişin ücretsiz olması da Berardo’yu Lizbon gezilecek yerler listesinde oldukça cazip hâle getiriyor.
📍 Berardo Müzesi konumu için tıklayın.
44. The Pink Street (Rua Cor-de-Rosa)

Cais do Sodré bölgesinde yer alan Rua Nova do Carvalho, yani bilinen adıyla The Pink Street, Lizbon’un en fotojenik sokaklarından biri. Zeminine boyanmış canlı pembe rengiyle dikkat çeken bu kısa ama ikonik sokak, sosyal medya kullanıcılarının ve sokak fotoğrafçılarının uğrak noktası hâline geliyor.
Eskiden denizcilerin ve gece hayatının merkezi olan bu sokak, günümüzde kafeler, barlar ve restoranlarla dolu daha modern ve renkli bir çehreye kavuşmuş durumda. Günün her saatinde hareketli olan sokak, özellikle sabah saatlerinde daha sakin olduğu için fotoğraf çekmek isteyenler için ideal. Lizbon’un klasik yapılarından farklı bir enerji arayan gezginler için bu sokak hoş bir alternatif sunuyor.
📍 The Pink Street (Rua Cor-de-Rosa) konumu için tıklayın.
45. Seyir Terasları (Miradouros)

Lizbon’un yedi tepe üzerine kurulu olması, şehri keşfetmenin en keyifli yollarından birini sunuyor: seyir terasları, yani miradouros. Şehrin farklı bölgelerine dağılmış bu açık hava noktaları, hem manzara tutkunları hem de romantik Lizbon anlarını arayanlar için eşsiz deneyimler vadediyor. Bir yandan tarihi mahallelerin çatılarını, diğer yandan Tejo Nehri’nin sonsuz maviliğini izlemek, bu şehre dair unutulmaz anılar yaratıyor.
45.1. Miradouro de la Senhora do Monte
Şehrin en yüksek noktalarından birinde yer alan bu teras, Alfama ve Graça bölgelerine kuşbakışı bakıyor. Sessiz atmosferi, geniş oturma alanları ve panoramik manzarasıyla Lizbon’un en romantik seyir noktalarından biri. Özellikle gün batımı saatlerinde fotoğrafçılar ve çiftler için ideal.
📍 Miradouro de la Senhora do Monte konumu için tıklayın.
45.2. Miradouro de São Pedro de Alcântara
Bairro Alto’nun hemen yukarısında yer alan bu geniş teras, karşısında São Jorge Kalesi’ni ve Alfama’nın kıvrımlı sokaklarını sergiliyor. Renkli fayanslı haritası ve peyzajlı bahçesiyle oldukça keyifli bir mola noktası. Yakındaki Elevador da Glória ile kolayca ulaşılabiliyor.
📍 Miradouro de São Pedro de Alcântara konumu için tıklayın.
45.3. Miradouro das Portas do Sol
Alfama bölgesinin kalbinde yer alan Portas do Sol, Lizbon’un en çok fotoğraflanan seyir noktalarından biri. Burası, kırmızı çatılarla kaplı tarihi evler, São Vicente Kilisesi ve Tejo Nehri’ni bir araya getiren kartpostallık bir manzara sunuyor. Geniş terasa bakan kafeler, manzaranın tadını kahve eşliğinde çıkarmak isteyenler için ideal.
📍 Miradouro das Portas do Sol konumu için tıklayın.
45.4. Miradouro da Graça
Graça Mahallesi’nde yer alan bu seyir noktası, ağaçlarla gölgelenmiş geniş oturma alanı ve duvar yazılarıyla bohem bir atmosfer sunuyor. Özellikle günün ilerleyen saatlerinde toplanan yerli gençler ve müzisyenler buraya canlılık katıyor. Hem São Jorge Kalesi hem de şehir merkezi buradan oldukça etkileyici görünüyor.
📍 Miradouro da Graça konumu için tıklayın.
45.5. Miradouro de Santa Luzia
Portas do Sol’a birkaç adım mesafedeki Santa Luzia, zarif kemerleri ve mavi-beyaz azulejo çinileriyle görsel bir şölen sunuyor. Romantik atmosferi ve oturma alanlarıyla çiftlerin sıkça tercih ettiği bir nokta olan bu teras, Alfama’nın dar sokaklarını ve nehir manzarasını bir tablo gibi gözler önüne seriyor.
📍 Miradouro de Santa Luzia konumu için tıklayın.
45.6. Miradouro de Santa Catarina
Bica bölgesine yakın konumda yer alan bu teras, gençlerin ve yerel halkın uğrak noktalarından biri. Buradaki atmosfer diğer miradourolara göre daha rahat ve sosyal. Özellikle gün batımı saatlerinde müzik dinleyip manzara eşliğinde dinlenmek isteyenler için birebir. Tejo Nehri ve 25 Nisan Köprüsü’nün manzarası oldukça etkileyici.
📍 Miradouro de Santa Catarina konumu için tıklayın.
Lizbon’da gezilecek yerler kadar önemli diğer konular

Lizbon gezilecek yerler listesi ne kadar kapsamlı olursa olsun, bu eşsiz şehri tam anlamıyla keşfetmek için bazı pratik bilgilere de ihtiyaç duyuluyor. Ziyaretinizi daha konforlu ve planlı hâle getirebilmek için konaklama bölgelerinden ulaşım ipuçlarına, yöresel tatlardan alışveriş noktalarına kadar pek çok detay önem kazanıyor.
Bu bölümde, Lizbon hakkında en çok merak edilen başlıkları derinlemesine inceleyerek; seyahatinizi kolaylaştıracak, karar verme sürecinizi hızlandıracak ve deneyiminizi unutulmaz kılacak bilgiler sunacağım.
Lizbon’a neden gitmeli? Bilmeniz gerekenler
Avrupa’nın batı ucunda yer alan Lizbon, klasik kıta şehirlerinden çok daha fazlasını vadediyor. Taş sokaklardan fado ezgilerine, okyanus esintisinden yokuşlu mahalle hayatına kadar şehir; ziyaretçisine bambaşka bir ruh hali sunuyor. Burada İtalya’nın romantizmi, İspanya’nın canlılığı ve Latin Amerika’nın sıcaklığı aynı potada eriyor.
Lizbon’u farklı kılan en önemli özelliklerinden biri, tarihî dokusunu koruyarak modernleşebilmiş olması. Bir yanda pastel tonlardaki azulejo karolarla süslü binalar, diğer yanda çağdaş sanat müzeleri, yaratıcı kentsel dönüşüm alanları ve sokak sanatıyla çevrili mahalleler sizi bekliyor. Şehirde yürürken her köşe başında sizi şaşırtacak bir detayla karşılaşmanız an meselesi.
Ilıman iklimi sayesinde dört mevsim seyahat edilebilir olması da Lizbon’u cazip kılıyor. Kış aylarında bile güneşin iç ısıtan ışığı eşliğinde şehri dolaşmak mümkün. Ayrıca fado müziği, pastel de nata tatlısı ve renkli mahalle pazarı kültürü gibi özgün deneyimler, şehri yalnızca gezilecek bir yer değil; yaşanacak bir deneyim hâline getiriyor.
Eğer Avrupa’da sıradan rotaların dışına çıkmak istiyorsanız, Lizbon size alışılmışın dışında bir şehir vadetmekle kalmıyor; aynı zamanda sizi içine çeken güçlü bir karakter sunuyor.
Lizbon’a ne kadar zaman ayırmalı? Lizbon kaç günde gezilir?
Lizbon’u hakkını vererek keşfetmek için ideal süre genellikle 3 ila 4 gün arası olarak öneriliyor. Şehir, kompakt yapısı sayesinde yürüyerek ya da tramvayla kolayca gezilebiliyor; bu da kısa sürede çok şey görmeyi mümkün kılıyor. İlk gün Alfama, Baixa ve Chiado gibi merkez bölgeler keşfedilirken; ikinci gün Belém tarafındaki tarihi yapılar ve müzeler gezilebilir. Üçüncü gün ise Parque das Nações, modern sanat müzeleri ve seyir teraslarına ayrılabilir.
Eğer çevre destinasyonlara —özellikle Sintra ve Cascais gibi rotalara— günübirlik bir gezi planlıyorsanız, bu süreye bir gün daha eklemeniz faydalı olacaktır. Böylece hem şehrin merkezinde sakin bir tempo yakalayabilir hem de yakın çevreyi keşfetme fırsatı bulabilirsiniz.
Nakit & Kredi kartı kullanımı hakkında
Lizbon’da kredi kartı kullanımı oldukça yaygın. Restoranlar, kafeler, oteller ve mağazaların büyük bir kısmı Visa ve Mastercard’ı sorunsuz şekilde kabul ediyor. Özellikle turistik bölgelerde temassız ödeme seçeneği de sıkça kullanılıyor. Ancak küçük mahalle fırınları, sokak pazarları ve bazı yerel işletmelerde hâlâ yalnızca nakit geçerli olabildiği için az da olsa euro bulundurmak faydalı oluyor.
ATM’ler şehir genelinde yaygın; ancak bazı özel bankalara ait makineler işlem başına komisyon kesebiliyor. Bu yüzden uluslararası kullanıma uygun bankaların ATM’leri tercih edilmeli. Lizbon’da genel olarak cebinizde büyük miktarda nakit taşımaya gerek kalmadan, güvenli ve pratik şekilde alışveriş yapabilirsiniz.
28 Numaralı Tramvay

Lizbon’un simgelerinden biri hâline gelen 28 numaralı tramvay, şehri keşfetmenin en nostaljik ve keyifli yollarından birini sunuyor. Sarı rengiyle ikonikleşmiş bu eski model tramvaylar, Alfama, Graça, Baixa ve Estrela gibi şehrin en tarihi ve karakteristik mahallelerinden geçerek Lizbon’un ruhunu adeta raylara taşıyor.
Tramvay, sabah saatlerinde Martim Moniz Meydanı’ndan hareket ederek yaklaşık 7 kilometrelik bir hat boyunca şehri doğu–batı doğrultusunda kat ediyor. Yolculuk yaklaşık 45–50 dakika sürüyor ve birçok gezilecek yerin önünden geçmesi sayesinde adeta hareketli bir şehir turuna dönüşüyor. Dar ve kıvrımlı sokaklardan geçerken zaman zaman karşıdan gelen araçlarla burun buruna gelmek, bu deneyimin heyecan verici bir parçası.
28 numaralı tramvay özellikle turistik sezonda oldukça kalabalık olabiliyor; bu nedenle sabah erken saatler veya akşamüstü saatleri tercih edilmeli. Biletler tramvaydan doğrudan alınabildiği gibi, istasyonlardaki otomatlardan veya kart sistemlerinden de temin edilebiliyor. Yolculuğu daha ekonomik hâle getirmek isterseniz, Lizbon Kartı gibi toplu taşıma kartları da geçerli.
Şehrin tarihini raylar üzerinde yaşamak istiyorsanız, 28 numaralı tramvay kaçırılmayacak bir deneyim sunuyor.
Fado kültürü ve gösterileri

Portekiz’in ruhunu en derin şekilde yansıtan kültürel ögelerden biri hiç şüphesiz Fado. 19. yüzyılda Lizbon’un yoksul mahallelerinde doğan bu müzik türü, özlem, hüzün ve kader temalarını işleyen ezgileriyle dinleyiciyi derinden etkiliyor. Genellikle klasik Portekiz gitarı eşliğinde, güçlü ve içten bir vokalle icra edilen Fado, 2011 yılında UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras olarak ilan edildi.
Fado sadece bir müzik değil; aynı zamanda Lizbon’un dar sokaklarında, eski taş binalarında yankılanan bir duygunun dışa vurumu. Özellikle Alfama ve Bairro Alto bölgelerinde yer alan geleneksel restoran ve Fado evlerinde bu büyülü atmosferi deneyimlemek mümkün. Işıkların loş olduğu, konuşmaların kesildiği ve sadece sesin kaldığı bir ortamda Fado dinlemek, şehri daha yakından tanımanın en dokunaklı yollarından biri hâline geliyor.
Lizbon’da bu deneyimi en otantik şekilde yaşamak isterseniz, 🎫 Chiado’daki Fado canlı gösterisi iyi bir tercih olabilir.
Lisboa Card

Lizbon’da kısa süreli ama yoğun bir gezi planlıyorsanız, Lisboa Card seyahatinizi hem pratik hem de ekonomik hâle getirebilir. 24, 48 veya 72 saatlik versiyonları bulunan bu şehir kartı; toplu taşıma araçlarında sınırsız kullanımın yanı sıra birçok müze ve turistik noktada ücretsiz veya indirimli giriş hakkı tanıyor.
Karta dahil olan yerler arasında Jerónimos Manastırı, Belém Kulesi, Ulusal Çini Müzesi, MAAT ve Santa Justa Asansörü gibi popüler duraklar yer alıyor. Ayrıca 28 numaralı tramvay gibi nostaljik hatlarda da ekstra ücret ödemeden seyahat etmek mümkün. Kart süresi, ilk kullanım anından itibaren aktif hâle geliyor ve belirli saat üzerinden hesaplanıyor.
Avantajları
- Toplu taşımada sınırsız kullanım (metro, otobüs, tramvay, tren)
- 30’dan fazla müze ve anıta ücretsiz veya indirimli giriş
- Zaman kazandıran bir yapı: tek bilet alma derdi yok
- Havalimanı metro hattı da karta dahil
Dezavantajları
- Planı yoğun olmayanlar için maliyetli olabilir
- Bazı küçük müzeler ve etkinlikler kart kapsamı dışında
- Kartla girilen yerlerde bazı bölümler ayrı ücretli olabiliyor
Yoğun bir gezi programınız varsa, kart kendini kolayca amorti ediyor. 🎫 Lizbon Kart: 24, 48 veya 72 Saatlik Geçiş seçeneklerinden size uygun olanı buradan satın alabilirsiniz.
Lizbon’da deniz tatili

Lizbon bir sahil kenti olsa da klasik anlamda bir deniz tatilinden çok, okyanus kıyısında farklı bir deneyim sunuyor. Şehir, Atlas Okyanusu’na kıyısı olması nedeniyle ferahlatıcı rüzgârlar ve genellikle serin sularla karşılıyor ziyaretçilerini. Özellikle yaz aylarında bile okyanus suyunun sıcaklığı Akdeniz’e göre daha düşük olabiliyor; bu da serinlemek isteyenler için ideal, fakat yüzme düşkünleri için sürpriz olabilir. Yine de sörf tutkunları ve doğal sahil atmosferi sevenler için Lizbon çevresi oldukça zengin bir seçenek sunuyor.
Şehir merkezine en yakın plajlardan biri olan Carcavelos, hem geniş kumsalı hem de kolay ulaşımı sayesinde en popüler tercihlerden biri. Trenle Cais do Sodré İstasyonu’ndan yaklaşık 30 dakikada ulaşmak mümkün. Bir diğer güzel alternatif Estoril Plajı; biraz daha sakin, aileler için ideal bir ortam sunuyor. Daha doğal ve vahşi bir atmosfer arayanlar içinse Praia do Guincho, rüzgâr sörfü yapanlar arasında oldukça popüler.
Lizbon’da deniz tatili yapmak isteyenler için ulaşım oldukça kolay; Cascais hattı üzerindeki plajlar, şehirden günübirlik gidip gelmeye uygun. Şehir merkezi plaj turizmi için çok uygun olmasa da yakın çevresiyle birlikte düşündüğümüzde, Lizbon hem kültür gezisi hem de kısa süreli sahil kaçamağı için oldukça elverişli bir rota oluşturuyor.
Lizbon hakkında ünlü filmler & kitaplar
Lizbon, sadece sokakları ve manzarasıyla değil; sinema ve edebiyat dünyasında da ilham veren bir şehir olarak öne çıkıyor. Melankolik atmosferi, tarihî yapıları ve fado’nun hüzünlü sesiyle birçok yönetmen ve yazarın dikkatini çeken şehir, farklı türlerde birçok yapıma ev sahipliği yapıyor.
Son yıllarda Lizbon’u sinema perdesine taşıyan en bilinen yapımlardan biri, 🎬 Night Train to Lisbon (2013). Pascal Mercier’in aynı adlı romanından uyarlanan film, gizemli bir kitap aracılığıyla yola çıkan bir profesörün Lizbon sokaklarında geçmişin izini sürmesini konu alıyor. Film, şehrin hem tarihi hem de entelektüel yüzünü oldukça başarılı şekilde yansıtıyor.
Edebiyat tarafında ise 📚 Fernando Pessoa, Lizbon’u anlamak için başvurulacak ilk isimlerden biri. Şehrin en büyük edebi figürlerinden olan Pessoa’nın metinlerinde, kentin sokakları, yalnızlığı ve gündelik yaşamı sıkça yer alır. Özellikle “Huzursuzluğun Kitabı” (Livro do Desassossego), Lizbon’un içsel dünyasına açılan bir kapı gibidir.
Bir seyahati zenginleştirmenin en iyi yollarından biri, şehre dair anlatılanları önceden bilmek. Lizbon, bu anlamda da ziyaretçisini kültürel bir keşfe davet ediyor.
Lizbon’a ne zaman gitmeli?

Ilıman Atlantik iklimine sahip olan Lizbon, yıl boyunca seyahat edilebilecek ender Avrupa şehirlerinden biri. İlkbahar ve sonbahar aylarında sıcaklıklar oldukça keyifli düzeylerde seyrederken, yaz ayları ise güneşli ama bunaltıcı olmayan havasıyla ideal bir gezi atmosferi sunuyor. Özellikle Nisan, Mayıs, Eylül ve Ekim ayları; hem kalabalıkların daha az olduğu hem de sokakların hâlâ canlı olduğu dönemler olarak öne çıkıyor.
Kış aylarında ise sıcaklıklar nadiren 10°C’nin altına düşüyor. Hafif yağmurlar görülse de şehir genellikle gri değil, hâlâ rengarenk kalmayı başarıyor. Yaz aylarında turist sayısı artıyor ve fiyatlar yükseliyor; bu nedenle erken rezervasyon yapmak avantajlı olabilir.
Lizbon gezilecek yerler listesindeki birçok müze ve açık hava noktası yıl boyunca açık olduğu için zamana bağlı kısıtlılık yaşamıyorsunuz. Ancak şehri daha da renkli kılan etkinlikler ve kültürel festivaller, gezi planınızı daha özel bir zamana denk getirmeniz için güzel fırsatlar sunuyor. Aşağıda, Lizbon’un yıl içindeki resmî tatil günleri ve öne çıkan festivallerine göz atabilirsiniz:
Resmi Tatiller
- 1 Ocak – Yılbaşı
- 25 Nisan – Özgürlük Günü
- 1 Mayıs – İşçi Bayramı
- 10 Haziran – Portekiz Ulusal Günü
- 13 Haziran – Aziz Anthony Günü (Lizbon’a özgü, şehir çapında kutlanır)
- 15 Ağustos – Meryem’in Göğe Yükselişi
- 5 Ekim – Cumhuriyet Günü
- 1 Kasım – Azizler Günü
- 1 Aralık – Bağımsızlık Günü
- 8 Aralık – Meryem Ana’nın Günahsız Doğumu
- 25 Aralık – Noel
Festivaller
- Festa de Santo António (Haziran): Lizbon’un koruyucu azizi adına düzenlenen en büyük şehir festivali. Alfama sokakları süslenir, halk sardalya yer, Fado dinler ve gece geç saatlere kadar kutlama yapılır.
- Lisbon & Estoril Film Festival (Kasım): Portekiz’in en prestijli film etkinliklerinden biri.
- Out Jazz (Mayıs–Eylül): Şehrin parklarında hafta sonları ücretsiz caz konserleri.
- Nos Alive (Temmuz): Avrupa’nın en iyi müzik festivalleri arasında gösterilen dev etkinlik.
- Lisbon Book Fair (Mayıs): Eduardo VII Parkı’nda açık havada düzenlenen büyük kitap fuarı.
Lizbon’da konaklama için en uygun bölgeler

Lizbon’da konaklama tercihi yaparken hem ulaşımı kolay hem de atmosferi keyifli bir bölgede kalmak, gezi deneyimini büyük ölçüde etkiliyor. Şehir genel olarak kompakt bir yapıya sahip olduğu için birçok semt yürüyerek ya da tramvayla kolayca gezilebiliyor. Ancak gezilecek yerlere yakınlık, restoran seçenekleri, gece hayatı ya da sakinlik gibi kriterlere göre farklı bölgeler öne çıkıyor.
“Lizbon’da nerede kalınır?” başlıklı yazımda da detaylıca anlattığım gibi, aşağıdaki bölgeler hem ilk kez gelenler hem de daha önce Lizbon’u görmüş gezginler için ideal seçenekler sunuyor:
Baixa
Lizbon’un tam kalbinde yer alan Baixa, şehirde ilk kez konaklayacaklar için en mantıklı tercihlerden biri. Yürüyerek kolayca ulaşılabilen bu düz ve düzenli bölge, Rua Augusta, Ticaret Meydanı ve Santa Justa Asansörü gibi birçok önemli noktaya yalnızca birkaç adım mesafede. Ayrıca tramvay, metro ve otobüs hatlarının kesiştiği bir konumda yer alması ulaşım açısından büyük kolaylık sağlıyor. Alışveriş caddeleri, zincir mağazalar, bankalar ve restoranlar bölgeye gün boyu canlılık katıyor. Eğer “şehri otelden çıkınca adım adım gezmeye başlayayım” diyorsanız, Baixa tam size göre.
Chiado
Tarihiyle olduğu kadar kültürel dokusuyla da öne çıkan Chiado, entelektüel Lizbon’un merkezlerinden biri. Ünlü şair Fernando Pessoa’nın izlerini taşıyan bu bölge; sanat galerileri, bağımsız kitapçılar, klasik kafeler ve butik mağazalarla dolu. Gündüzleri oldukça hareketli olan Chiado, akşam saatlerinde ise Bairro Alto’ya göre çok daha sakin bir atmosfer sunuyor. Hem alışveriş hem de şehir gezisi planlayanlar için dengeli bir tercih. Ayrıca Baixa ile Bairro Alto arasında bir geçiş noktası olduğu için birçok noktaya kolayca erişim sağlıyor.
Alfama
Lizbon’un en eski ve en karakteristik mahallesi olan Alfama, geçmişin dokusunu bugüne taşıyan taş sokakları, fado sesleri ve azulejo süslemeli evleriyle öne çıkıyor. Bölgedeki konaklama seçenekleri genellikle butik otel veya restore edilmiş geleneksel evler şeklinde. Manzaralı bir odada kalmak isteyenler için seyir teraslarına yakın konumda konaklamak harika bir tercih olabilir. Yalnız mahalle oldukça engebeli; bu yüzden yürümeyi göze almak şart. Ancak her adımda karşınıza çıkabilecek mimari detaylar ve samimi mahalle havası, bu eforu fazlasıyla karşılıyor.
Bairro Alto
Gündüzleri oldukça sessiz ve huzurlu olan Bairro Alto, akşam saatleriyle birlikte Lizbon’un gece hayatı merkezine dönüşüyor. Rengarenk barlar, tapasçılar, canlı müzik mekânları ve sokak sanatçılarıyla dolu bu mahalle, özellikle genç gezginler ve sosyal ortamları sevenler için ideal. Ayrıca bölgenin üst kotlarda yer alması, manzaralı otel seçenekleri açısından avantaj sağlıyor. Bairro Alto, hem eğlenceye yakın olmak isteyenler hem de merkezi konumda ekonomik bir konaklama arayanlar için dengeli bir alternatif sunuyor.
Principe Real
Lizbon’un en zarif semtlerinden biri olan Principe Real; şık kafeleri, konsept mağazaları, antikacılar ve parklarıyla daha sakin ama stil sahibi bir atmosfer sunuyor. Ağaçlarla çevrili sokaklar, rahat yürüyüş yolları ve şehir manzaralı noktalarıyla özellikle aileler ve uzun süreli kalacaklar için uygun bir tercih. Ayrıca Bairro Alto ve Avenida da Liberdade’ye çok yakın olması sayesinde şehrin merkezine ulaşmak da oldukça kolay. Gürültüden uzak ama şehrin dinamiğinden kopmadan konaklamak isteyenler için oldukça dengeli bir bölge.
Lizbon merkezinden otel tavsiyeleri

Lizbon’da merkezi konumda, yürüyerek şehri keşfetmeye elverişli bölgelerde konaklamak hem zaman kazandırıyor hem de şehrin ruhunu daha yakından hissetmenizi sağlıyor. Aşağıda önerdiğim üç otel, farklı bütçelere hitap eden ama konfor ve lokasyon açısından öne çıkan tesisler arasında yer alıyor. Hepsi merkezi noktalara çok yakın ve gezilecek yerlere ulaşım konusunda oldukça avantajlı. Kimi Alfama’ya birkaç adım mesafede, kimi ise Bairro Alto’nun hareketli sokaklarına komşu.
My Story Hotel Tejo ★★★
Ben son seyahatimde özellikle merkezi konumu ile dikkat çeken 3 yıldızlı My Story Hotel Tejo adlı otelde konakladım ve çok memnun kaldım. Otelin odaları hem geniş ve temizdi hem de Booking.com Genius üyeliği sayesinde ücretsiz oda yükseltme imkânı sunulmuştu. Rossio Meydanı’na sadece 2 dakika mesafede yer alıyor. Eğer tekrar gitsem, yine bu oteli ilk sıraya koyarım.
✅ My Story Hotel Tejo hakkında detaylı bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.
HF Fenix Urban ★★★★
Parque Eduardo VII yakınındaki bu 4 yıldızlı otel, şehrin merkezine hem yürüme mesafesinde hem de metroya oldukça yakın. Modern ve sade dekorasyonu, geniş odaları ve zengin açık büfe kahvaltısıyla hem iş seyahatleri hem turistik geziler için konforlu bir seçenek. Sessiz bir konumda yer alması, özellikle dinlenmeye önem verenler için artı puan kazandırıyor.
✅ HF Fenix Urban hakkında bilgi almak ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.
Eurostars Das Letras ★★★★★
5 yıldızlı lüks bir deneyim arayanlar için Eurostars Das Letras, konumu ve sunduğu hizmetlerle beklentileri fazlasıyla karşılıyor. Geniş ve konforlu odaları, zarif restoranı ve spor salonu gibi olanaklarıyla hem iş hem tatil seyahatleri için ideal. Şehrin tarihi bölgelerine kısa bir yürüyüşle ulaşılabiliyor.
✅ Eurostars Das Letras hakkında detaylı bilgi ve rezervasyon için tıklayın.
Lizbon Havaalanı’ndan şehir merkezine nasıl gidilir?

Lizbon Portela Havalimanı (LIS), şehir merkezine yalnızca 7 km uzaklıkta bulunuyor ve ulaşım seçenekleri açısından oldukça avantajlı bir konuma sahip. Toplu taşıma sisteminin gelişmiş olması sayesinde, turistler için hızlı ve uygun maliyetli alternatifler sunuluyor. Metrodan özel transferlere kadar farklı ulaşım türleriyle şehir merkezine kolayca ulaşmak mümkün. Aşağıda, en çok tercih edilen ulaşım yollarını avantajlarıyla birlikte bulabilirsiniz.
Daha fazla detay için hazırladığımız Lizbon Havaalanı Şehir Merkezi Arası Ulaşım yazısına da göz atabilirsiniz.
Metro
Lizbon Havaalanı’ndan şehir merkezine ulaşmanın en hızlı ve ekonomik yollarından biri metro hattı. Havalimanından başlayan kırmızı metro hattı (Linha Vermelha) ile Oriente, Alameda ve Saldanha gibi aktarma istasyonlarına ulaşabilirsiniz. Şehir merkezindeki Baixa veya Rossio gibi bölgelere gitmek için genellikle bir aktarma gerekir (örneğin Alameda’da yeşil hatta geçiş yapılır). Toplam yolculuk süresi yaklaşık 25–30 dakika sürer. Tek yön bilet yaklaşık 1.80 €, ancak Viva Viagem kartı ile çok daha ekonomik binişler yapılabilir. Metro, hafta içi ve hafta sonu sabah 06:30’dan gece yarısına kadar hizmet veriyor.
Aerobus & Airport Shuttle
Aerobus, Lizbon Havalimanı ile şehir merkezi arasında çalışan özel ve konforlu bir ulaşım seçeneği. Özellikle valizli yolcular için ideal çünkü geniş bagaj alanı, Wi-Fi hizmeti ve klimalı otobüsler sunuluyor. Genellikle 20–30 dakikada şehir merkezine ulaşılıyor. Marquês de Pombal, Restauradores, Rossio ve Cais do Sodré gibi ana duraklara uğruyor. Tek yön bilet fiyatı yaklaşık 4–5 €, gidiş-dönüş ise daha avantajlı. Biletler internetten ya da otobüs şoföründen alınabiliyor. Sabah 7’den akşam 11’e kadar düzenli seferleri var.
Belediye Otobüsü
Daha düşük bütçeyle ulaşım arayanlar için Carris otobüs hatları da bir alternatif. Özellikle 744 ve 783 numaralı otobüsler, havaalanından şehir merkezine ulaşım sağlıyor. Ancak durak sayısı fazla olduğundan yolculuk süresi uzayabilir. Otobüsler metro kadar konforlu olmasa da, şehir içi entegrasyonu sayesinde ekonomik bir tercih. Viva Viagem kartı ile binilebilir, tek biniş biletleri ise otobüste yaklaşık 2 €. Yoğun saatlerde valizle seyahat biraz zorlayıcı olabilir.
Taksi
Havalimanı terminal çıkışında her zaman taksi bulunabiliyor. Ortalama olarak şehir merkezine gündüz tarifesiyle 15–20 € arası bir ücretle ulaşmak mümkün. Ancak gece tarifesi, bagaj ek ücreti ve hafta sonu farkları gibi eklemeler olabileceğini unutmamak gerekir. Yolculuk süresi trafik durumuna göre 15–30 dakika arasında değişiyor. Hızlı, kapıdan kapıya hizmet isteyenler için ideal ancak dikkat: Bazı sürücüler turistlere ekstra ücret talep edebilir, bu nedenle fiyat konusunda net olmak önemli.
Uber
Lizbon’da Uber oldukça yaygın ve taksilere göre genellikle daha uygun fiyatlı. Havalimanından şehir merkezine Uber ile yaklaşık 10–15 € arası bir ücretle ulaşılabilir. Uygulama üzerinden sabit fiyat ve sürücü bilgisi görülebildiği için güvenli ve şeffaf bir ulaşım seçeneği sunar. Yoğun saatlerde fiyatlar artabilir ancak bekleme süreleri genellikle 3–7 dakika aralığındadır. Konfor, temizlik ve dijital ödeme tercih edenler için oldukça avantajlıdır.
Özel Transfer
Özellikle fazla bagajla seyahat edenler, çocuklu aileler veya konfor arayan gezginler için önceden rezervasyonla sağlanan özel transfer hizmetleri en rahat seçenek. Şoför, isminizin yazılı olduğu tabela ile sizi terminal çıkışında karşılar ve doğrudan konaklama adresinize bırakır. Araçlar genellikle lüks, klimalı ve bagaj kapasitesi geniştir. Sabit ücret avantajı ve zaman garantisi sunar.
🎫Lizbon Havalimanı: Lizbon’a / Lizbon’dan Özel Transfer hizmeti için rezervasyonunuzu buradan yapabilirsiniz.
Lizbon şehir merkezi nasıl gezilir?

Tarihi dokusu, yokuşlu sokakları ve dar geçitleriyle Lizbon şehir merkezinde ulaşım hem keyifli hem de zaman zaman planlama gerektirebiliyor. Ancak gelişmiş toplu taşıma ağı sayesinde hemen her noktaya kolayca ulaşmak mümkün. Tramvaylar, fünikülerler, otobüsler ve yürüyüş rotaları ile şehri hem pratik hem de otantik bir şekilde keşfetmek mümkün. Özellikle Lizbon gezilecek yerler listesindeki birçok durak, birbirine yürüme mesafesinde yer alıyor.
Aşağıda şehir içi ulaşımda öne çıkan araçları avantajlarıyla birlikte bulabilirsiniz:
Tramvay
Lizbon denince akla ilk gelen ulaşım şekillerinden biri, şehrin nostaljik sarı tramvayları oluyor. Özellikle 28 numaralı tramvay, Alfama, Graça, Baixa ve Estrela gibi tarihi semtlerden geçtiği için hem ulaşım hem de turistik bir rota sunuyor. Tramvaylar dar sokaklardan, yokuşlu yollardan geçerken Lizbon’un geçmişine tanıklık etme hissi veriyor. Gün içinde oldukça kalabalık olabildiğinden sabah erken saatlerde binmek daha rahat bir deneyim sağlıyor. Tek binişlik bilet yaklaşık 1.80 €, ancak Viva Viagem kartı ya da Lisboa Card ile daha avantajlı şekilde kullanılabiliyor.
Füniküler
Lizbon’un yedi tepe üzerine kurulu olması nedeniyle fünikülerler hem nostaljik hem de pratik ulaşım araçları arasında yer alıyor. En ünlü hatlardan Glória Füniküleri, Baixa ile São Pedro de Alcântara seyir terası arasında çalışıyor. Bica Füniküleri ise Cais do Sodré ile Bairro Alto arasında dik bir yokuşu çıkıyor. Kısa mesafeli olmalarına rağmen yokuş çıkmayı kolaylaştırdıkları için özellikle valizle ya da sıcak havada seyahat edenler için büyük kolaylık sağlıyor. Ayrıca fotoğrafçılar için harika kareler sunuyor.
Hop On Hop Off Otobüs
Şehri tanımak isteyen gezginler için en ideal yöntemlerden biri Hop On Hop Off otobüsler. Açık üst katlı bu otobüsler, Lizbon’un farklı bölgelerinde onlarca turistik durakta duruyor. Bilet sahipleri istedikleri durakta inip gezip sonra tekrar otobüse binebiliyor. İçeride sunulan çok dilli sesli rehber hizmetiyle her geçtiğiniz yer hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Bu sayede ulaşımın yanı sıra rehberli bir gezi deneyimi de yaşanıyor.
🎫 1 veya 2 günlük hop-on hop-off otobüs turu biletinizi buradan satın alabilirsiniz.
Taksi
Lizbon’da taksiler genellikle siyah gövde ve yeşil tavanlarıyla ayırt edilir. Şehir merkezinde taksi bulmak oldukça kolaydır. Kısa mesafeler için ekonomik sayılabilir, ancak trafik saatlerine ve günün zamanına göre fiyatlar değişebilir. Ortalama açılış fiyatı 3.50 €, kilometre başına ise 0.50–0.60 € arası ücret alınır. Gece tarifesi, tatil günleri ve bavul taşıma gibi ek ücretler olabilir. Özellikle havaalanı ve tepelerdeki konaklamalar için iyi bir tercih olabilir.
Uber
Uber, Lizbon’da oldukça yaygın kullanılan dijital ulaşım seçeneğidir. Uygulama üzerinden çağrılan araçlar genellikle hızlı gelir ve fiyatlar taksilere göre daha sabit ve şeffaftır. Lizbon’un hem merkezi hem de çevresindeki bölgelerine rahatça erişim sağlar. Şoför puanlamaları ve harita üzerinden sürüş takibi gibi güvenlik avantajları sunar. Havalimanı transferlerinde de oldukça tercih edilen Uber, özellikle grup seyahatlerinde uygun fiyat avantajı sağlar. Ortalama şehir içi bir yolculuk 5–12 € arası değişebilir.
Tek binişlik biletler hakkında bilgiler
Lizbon’da tek yön biletler yaklaşık 1.80 € olup, metro, tramvay ve otobüslerde geçerli. Biletler araç içinden (sınırlı) veya istasyonlardaki otomatlardan alınabiliyor. Biletler ilk kullanımdan sonra 60 dakika boyunca geçerli. Binişlerde bileti cihazlara okutarak onaylatmak gerekiyor. Ancak birden fazla ulaşım aracı kullanacaklar için günlük ya da Lizbon Kart gibi kartlar daha ekonomik alternatif oluşturuyor.
Lizbon’un ünlü yöresel lezzetleri

Lizbon, Portekiz mutfağının en zengin temsilcilerinden biri olarak her damak zevkine hitap eden lezzetlerle öne çıkıyor. Deniz ürünlerinden baharatlı et yemeklerine, fırından yeni çıkmış tatlılardan zeytinyağlı hafif atıştırmalıklara kadar pek çok çeşit, sokak köşelerinde ya da geleneksel restoranlarda karşınıza çıkabiliyor. “Lizbon’da Ne Yenir?” başlıklı yazımda da detaylıca bahsettiğim gibi, bu şehirde yalnızca karın doyurmuyorsunuz; aynı zamanda yerel kültürle de derin bir bağ kuruyorsunuz.
Aşağıda Lizbon’un en çok öne çıkan yöresel tatlarını bulabilirsiniz:
Pastel de Nata
Tereyağlı milföy hamuru içerisinde, yumurtalı tatlı bir krema dolgusu ile hazırlanan Pastel de Nata, Lizbon’un en meşhur tatlısı olarak anılıyor. Genellikle üzeri hafifçe karamelize edilmiş, tarçın ve pudra şekeri ile servis ediliyor. En iyi örnekleri Belém Pastanesi veya Manteigaria gibi fırınlarda sıcacık tüketiliyor. Taze pişmiş olanları dışı çıtır, içi akışkan kıvamda olurken, bekledikçe dokusu yoğunlaşıyor. Gerek kahveyle, gerek gün ortası atıştırmalığı olarak her an keyifle tüketilen bir klasik.
Sardinhas
Taze sardalyaların tuzlanıp ızgarada pişirilmesiyle hazırlanan bu lezzet, özellikle yaz aylarında sokaklarda sıkça karşınıza çıkar. Genellikle ekmek, zeytinyağı, haşlanmış patates veya salata eşliğinde servis edilir. Haziran ayında kutlanan Aziz Anthony Festivali döneminde sokak mangallarında pişen sardalyaların kokusu tüm Lizbon’u sarar. Yağlı ve doyurucu bir balık olan sardalya, basit ama otantik bir Portekiz deneyimi sunar. Ucuz, geleneksel ve sokak ruhuna uygun bir tat arayanlar için birebir.
Bacalhau
Portekiz mutfağının temel taşı olan Bacalhau, yani tuzlanmış kurutulmuş morina balığı, yüzlerce farklı tarifle hazırlanabiliyor. Fırınlanmış, kızartılmış ya da tiftiklenerek pilavla karıştırılan versiyonları mevcut. En bilinenlerinden Bacalhau à Brás, yumurta, soğan ve patates ile harmanlanıyor. Bacalhau com Natas ise krema ve fırınlanmış patatesle servis edilen zengin bir alternatif. Tat olarak biraz yoğun olsa da her restoranın kendi yorumuyla sunduğu bir Bacalhau mutlaka denenmeli.
Caldo Verde
Patates püresi bazlı, ince doğranmış kara lahana (couve galega) ve dilimlenmiş sosisle hazırlanan bu çorba, Portekiz’in en klasik başlangıçlarından biri. Özellikle serin akşamlarda restoranların menüsünde sıcak olarak servis edilir. Zeytinyağı ve sarımsakla lezzeti artırılan bu çorba, sade gibi görünse de oldukça doyurucudur. (Sosis kullanılan tariflerde domuz eti bulunabilir.) Ev yemekleri sunan restoranlarda ya da mahalle kafelerinde sıklıkla karşınıza çıkar.
Alheira
Alheira, Yahudi toplulukları tarafından dini kimliklerini gizlemek amacıyla geliştirilen özel bir sosis türü. Genellikle tavuk ve dana etiyle yapılır ancak günümüzde bazı versiyonlarda domuz eti de yer alabiliyor. Sarımsak ve baharatla yoğun aromaya sahip olan Alheira, kızartılarak yanında patates, yumurta veya salatayla servis edilir. Dışı çıtır içi yumuşak bu lezzet, geleneksel sosislerin çok ötesinde aromaya sahiptir.
Feijoada
Fasulye, domates, soğan, havuç gibi malzemelerle yapılan bu güveç türü yemek, etli versiyonlarında oldukça besleyici bir hal alır. Özellikle kırsal mutfağa özgü olan bu yemek, bazı tariflerde sosis, domuz pastırması ya da iç yağı gibi ürünlerle zenginleştirilir (domuz eti içerebilir). Baharatlı ve tok tutucu olması nedeniyle kış aylarında ya da doyurucu bir akşam yemeği arandığında tercih edilir.
Azeitão Peyniri
Yarım sert dokusu ve yoğun aromasıyla dikkat çeken bu koyun peyniri, Lizbon’un güneyindeki Azeitão bölgesinde üretiliyor. Hafif tuzlu ve kremamsı yapısı sayesinde hem sade hem de ekmek üzerinde tüketilmeye uygun. Zeytinyağı ve balla birlikte kahvaltılarda veya meze tabaklarında sunuluyor. Marketlerde veya gurme dükkanlarında küçük tekerler halinde kolayca bulunabilir. Yerel şaraplarla iyi eşleşen bu peynir, hediyelik olarak da tercih ediliyor.
Piri Piri Chicken
Özel olarak marine edilen tavukların, acı sos (piri piri) ile ızgarada pişirilmesiyle hazırlanan bu yemek; baharatlı, hafif yağlı ve oldukça iştah açıcı bir lezzet sunar. Yanında pilav, kızarmış patates veya salata ile tam bir menüye dönüşür. Fırın versiyonları da bulunmakla birlikte en otantik hali kömür ateşinde pişirilmiş olanıdır. Lizbon sokaklarında ya da geleneksel tavernalarda kolaylıkla bulunabilir.
Bifana
Marine edilmiş ince domuz eti dilimlerinin sıcak ve çıtır ekmek arasında servis edildiği Bifana, Lizbon sokak yemekleri arasında oldukça popülerdir. Sirke, sarımsak ve defne yaprağı gibi malzemelerle marine edilen et, hızlı ama lezzetli bir atıştırmalık arayanlar için birebir. Özellikle futbol maçları öncesinde ya da yerel festivaller sırasında sokak satıcılarında sıkça rastlanır.
Açorda Alentejana
Bayat ekmek, zeytinyağı, sarımsak, kişniş ve üzerine kırılan yumurtayla hazırlanan bu geleneksel çorba, hem sade hem de doyurucu bir halk yemeğidir. Sulu kıvamı sayesinde özellikle kahvaltılarda veya hafif bir öğün olarak tercih edilir. Yumuşak yapısı ve bitkisel aromasıyla Portekiz mutfağının en karakteristik ev yemeklerinden biri sayılır.
NOT: Adı geçen ürünlerde domuz eti bulunabileceğini ya da helal kesim et ürünlerinin yer almayabileceğini unutmayın. Konu hakkında bizim gibi hassas davranıyorsanız yeme içme konusunda daha seçici davranabilirsiniz.
Lizbon’da alışveriş için nereler gezilir?

Tarihi sokakları kadar renkli dükkânları ve özgün tasarım ürünleriyle de öne çıkan Lizbon, alışveriş tutkunlarına hem geleneksel hem modern seçenekler sunuyor. Özellikle el yapımı ürünler, azulejo çiniler, mantar aksesuarlar ve sardalya konserve çeşitleri en çok ilgi gören hediyelikler arasında. “Lizbon’da nerede alışveriş yapılır?” başlıklı yazımda da detaylıca incelediğim gibi, aşağıdaki sokaklar ve alışveriş alanları şehrin en karakteristik alışveriş deneyimlerini vadediyor.
The Baixa Pombalina Caddesi
Lizbon’un yeniden inşa edildiği 18. yüzyıldan kalma planlı mimarisiyle dikkat çeken Baixa bölgesi, klasik Portekiz ürünleri ve turistik hediyelikler açısından oldukça zengin. Caddeler boyunca el işi mağazalar, seramik dükkânları ve klasik fado plakları satan nostaljik noktalar bulunuyor.
Chiado Sokakları
Daha şık ve zarif bir alışveriş ortamı arayanlar için Chiado bölgesi ideal. Moda butiklerinden kitapçılara, geleneksel parfümeri dükkânlarından çağdaş tasarım mağazalarına kadar pek çok seçeneği burada bulabilirsiniz. A Vida Portuguesa gibi markalar dikkat çekiyor.
Rua Augusta
Baixa ile Ticaret Meydanı’nı birbirine bağlayan bu ünlü cadde, mağaza zincirlerinin, uluslararası markaların ve yerel sokak sanatçılarının buluşma noktası. Alışverişle beraber sokak müziği ve canlı atmosfer de bu deneyime renk katıyor.
Bairro Alto Bölgesi ve Rua do Carmo Caddesi
Gündüzleri daha sakin olan bu bölge, akşam saatlerine doğru küçük butikleri, vintage mağazaları ve yerel tasarımcıların dükkânlarıyla canlanıyor. Özellikle Rua do Carmo, özgün parçalara ulaşmak isteyenlerin uğrak noktası.
Mercado de Ribeira
Yalnızca yeme içme değil; tasarım ürünleri ve el işi hediyelikler açısından da zengin bir seçenek sunuyor. Time Out Market bünyesindeki butik stantlarda yerel üreticilerin ürünlerini inceleyebilir, farklı tatlar ve hediyeliklerle alışverişinizi kişiselleştirebilirsiniz.
LX Factory
Eski bir sanayi kompleksi olan bu yaratıcı alan, alışveriş açısından oldukça alternatif bir atmosfer sunuyor. Kitapçılar, poster dükkanları, grafik tasarımcılar, moda tasarım stüdyoları ve el yapımı takı tezgâhları ile genç ve yenilikçi bir alışveriş rotası.
El Corte Inglés
Lizbon’un en büyük alışveriş merkezlerinden biri olan El Corte Inglés, dünya markalarından Portekizli tasarımcılara kadar geniş bir yelpazede ürün sunuyor. Ayrıca süpermarket katında yerel lezzetleri de bulabileceğiniz büyük bir gurme bölümü mevcut.
Lizbon’dan ne alınır?

Lizbon’dan dönerken yalnızca anılar değil, şehre özgü eşsiz hediyelikler de götürmek isteyenler için seçenekler oldukça fazla. Özellikle el yapımı ürünler, geleneksel desenli seramikler, mantar aksesuarlar ve gurme lezzetler hem otantik hem de taşıması kolay hediyelikler sunuyor. Aşağıda, “Lizbon’dan ne alınır?” sorusuna en çok önerilen ve şehirle özdeşleşmiş ürünleri bulabilirsiniz.
Pasteis de Nata
Bu meşhur tatlının Belém ya da Manteigaria gibi kaliteli fırınlardan alınan ambalajlı versiyonları, kısa süreli taşımalarda tazeliğini koruyabiliyor. Özellikle 4’lü veya 6’lı kutular, hem hatıra hem de ikramlık olarak tercih ediliyor. Yanında toz tarçın da almayı unutmayın.
Sardalya Balık Konservesi
Portekiz’in simgelerinden biri hâline gelen sardalya konserveleri, renkli ambalajları ve retro tasarımlarıyla raflarda hemen dikkat çekiyor. Tat açısından da oldukça kaliteli olan bu ürünler, hem mutfaklara hem koleksiyonlara lezzetli bir anı katıyor.
Horoz Temalı Ürünler
Portekiz’in geleneksel şans simgesi olan Barcelos Horozu figürü, anahtarlık, seramik süs eşyası ya da magnet formunda pek çok yerde satılıyor. Renkli ve neşeli tasarımı sayesinde özellikle çocuklara ve dekorasyon meraklılarına hitap ediyor.
Mantar Çantalar, Şapkalar ve Cüzdanlar
Portekiz, dünyanın en büyük mantar üreticilerinden biri. Dayanıklı, hafif ve çevre dostu olan mantar kumaşı; çanta, şapka, cüzdan gibi ürünlerde şık tasarımlarla sunuluyor. Hem estetik hem sürdürülebilir bir hediye alternatifi.
Zeytinyağı
Portekiz’in doğal ürünlerinden biri olan zeytinyağı, gurme marketlerde ya da hediyelik eşya dükkânlarında küçük cam şişeler içinde satılıyor. Özellikle otlar ya da limon aromasıyla tatlandırılmış versiyonları sofralara Akdeniz esintisi getiriyor.
Altın & Gümüş Takılar
Lizbon sokaklarındaki küçük kuyumcular, özellikle geleneksel Portekiz desenlerine sahip altın ve gümüş takılarla dikkat çekiyor. Kaliteli işçilik ve zarif detaylar arayanlar için hem manevi hem de estetik değeri yüksek hediyelikler sunuyor.
Lizbon’a kadar gelmişken gezilebilecek yerler

Lizbon’u keşfettikten sonra, çevresinde yer alan büyüleyici şehir ve kasabalarla gezinizi bir üst seviyeye taşıyabilirsiniz. Hazır buralara kadar gelmişken, trenle veya kısa otobüs yolculuklarıyla kolayca ulaşılabilen bu destinasyonlar; tarihi yapıları, doğa manzaraları ve farklı kültürel atmosferleriyle seyahatinize renk katıyor. Sintra’dan Porto’ya kadar uzanan bu alternatif rotalar, günübirlik turlarla gezilebilir veya bir gece konaklayarak daha detaylı keşifler yapabilirsiniz.
Sintra & Pena Palace
UNESCO korumasındaki Sintra, peri masallarını andıran mimarisi ve yemyeşil doğasıyla Portekiz’in en etkileyici kasabalarından biri. En dikkat çekici yapı ise tabii ki rengarenk kuleleriyle Pena Sarayı. Aynı bölgede yer alan Quinta da Regaleira ve Monserrate Sarayı da büyüleyici bahçeleri ve mistik yapılarıyla ilgi çekiyor.
Lizbon’dan trenle yaklaşık 40 dakikada ulaşılabiliyor. İstasyondan saraya çıkmak için otobüs ya da tuktuk kullanabilirsiniz. Vaktiniz varsa en az bir tam gün ayırmak en doğrusu.
Cascais
Eski bir balıkçı kasabası olan Cascais, günümüzde şık sahil kasabası kimliğiyle hem Lizbonluların hem de turistlerin kaçış noktalarından biri hâline geliyor. Geniş plajları, palmiye ağaçlarıyla çevrili yürüyüş yolları, butik mağazalar ve deniz manzaralı kafeleriyle keyifli bir atmosfer sunuyor. Museu Condes de Castro Guimarães ve Boca do Inferno adlı doğal kaya oluşumu mutlaka görülmeli.
Lizbon’dan Cais do Sodré İstasyonu’ndan kalkan trenle sadece 40 dakikada ulaşılabiliyor. Günlük ziyaret için ideal olan Cascais’e, özellikle yaz aylarında deniz havası almak ya da sakin sokaklarda yürüyüş yapmak isteyenler için bir gün ayırmak fazlasıyla yeterli olacaktır.
Cabo da Roca (Roca Burnu)
Avrupa kıtasının en batı noktası olan Cabo da Roca, “karanın bittiği, okyanusun başladığı yer” ifadesiyle özdeşleşen etkileyici bir coğrafi nokta. Atlantik Okyanusu’na doğru uzanan sarp kayalıklar, rüzgârlı atmosfer ve göz alabildiğine uzanan mavi ufuk, burada bulunmayı benzersiz bir deneyime dönüştürüyor. Deniz feneri, ziyaretçi merkezi ve manzara terası sayesinde fotoğraf tutkunlarının uğrak noktası hâline geliyor.
Cabo da Roca’ya Lizbon’dan önce trenle Sintra’ya gidip, ardından 403 numaralı otobüsle yaklaşık 30 dakikada ulaşılabiliyor. Sintra-Cascais Doğa Parkı içinde yer aldığı için çevresindeki yürüyüş rotaları da oldukça keyifli. Özellikle gün batımı saatlerinde buraya gelmek ayrı bir güzellik sunuyor.
Fátima
Fátima, Portekiz’in en önemli dini merkezlerinden biri. 1917’de üç çobana Meryem Ana’nın göründüğüne inanılan bu kutsal şehir, her yıl milyonlarca hacı tarafından ziyaret ediliyor. Devasa kutsal alan, Bazilika, dua alanı ve gece ayinleriyle derin bir maneviyat atmosferi sunuyor. İnanç turizmi dışında, sakinliği ve mimarisiyle de dikkat çekiyor.
Lizbon’dan otobüsle yaklaşık 1,5 saatte ulaşılabiliyor. Günübirlik gezi için yeterli süreye sahip, ancak dini törenlerin olduğu tarihlerde daha kalabalık olabilir.
Nazaré
Atlantik Okyanusu kıyısında yer alan Nazaré, devasa dalgalarıyla dünyanın en iyi sörfçülerini kendine çeken bir sahil kasabası. Aynı zamanda balıkçı tekneleri, geleneksel giysili kadınları ve dik yamaçlarıyla nostaljik bir Portekiz deneyimi sunuyor. Sitio adı verilen tepeden kasabanın manzarasını izlemek harika bir anı bırakıyor.
Lizbon’dan otobüsle yaklaşık 1 saat 45 dakikada ulaşılabiliyor. Deniz manzarası ve yerel kültürü keşfetmek için yarım gün yeterli.
Batalha
Portekiz Gotik mimarisinin en görkemli yapılarından biri olan Batalha Manastırı, 1385’te kazanılan Aljubarrota Savaşı’nın anısına inşa edilmiş. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan yapı, taş oymacılığı ve Açık Şapeli ile büyüleyici bir etki bırakıyor. Batalha’ya Lizbon’dan önce Leiria’ya tren ya da otobüsle gidip, oradan aktarmalı ulaşım sağlanabiliyor. Fátima veya Nazaré ile aynı gün içinde gezilebilecek güzel bir durak.
Óbidos
Tarihi surlarla çevrili bu Orta Çağ kasabası, dar taş sokakları, beyaz badanalı evleri ve çiçekli balkonlarıyla adeta bir film setini andırıyor. Şehir küçük ama atmosferi büyük: el yapımı hediyelikler, çikolatalı vişne likörü “ginjinha” ve yıl boyunca düzenlenen tematik festivallerle ziyaretçilerine nostaljik bir zaman yolculuğu sunuyor. Lizbon’dan otobüsle yaklaşık 1 saat süren yolculukla kolayca ulaşılabiliyor. Küçük olduğu için yarım gün bile yeterli; ama fotoğraf çekmeyi sevenler için saatlerce oyalanacak detaylarla dolu.
Porto
Portekiz’in kuzeyindeki bu etkileyici şehir, Lizbon’a göre daha serin ama bir o kadar da canlı. Renkli Ribeira mahallesi, tarihi köprüleri, azulejo kaplı tren istasyonları ve Douro Nehri boyunca uzanan yürüyüş yollarıyla Porto; kültür, lezzet ve manzara dolu bir rota. Şarap mahzenleriyle de ünlü olan şehir, mimari olarak da oldukça zengin bir yapı sunuyor.
Lizbon’dan trenle 3 saat süren bir yolculukla ulaşılabiliyor. 1 gece konaklama önerilir. Hem gezi hem konaklama rehberleriyle daha fazlasını keşfetmek isterseniz:
- ✅ Porto’da Gezilecek Yerler başlıklı yazım için tıklayın.
- ✅ Porto’da Nerede Kalınır? başlıklı yazım için tıklayın.
Özet olarak Lizbon’da nereler gezilir?

Özetle Lizbon, tarihî dokusu, sıcak sokakları, zengin müzeleri ve okyanus kıyısındaki benzersiz konumuyla Avrupa’da gezilecek en özel şehirlerden biri. Eğer bu şehri ilk kez ziyaret ediyorsanız, görülmesi gereken başlıca yerler arasında Alfama Bölgesi, Belém Kulesi, Jerónimos Manastırı, São Jorge Kalesi, Lizbon Katedrali ve Ticaret Meydanı gibi duraklar yer alıyor. Bu noktalar, Lizbon’un tarihsel, kültürel ve mimari ruhunu en iyi yansıtan bölgeleri oluşturuyor.
Geziniz boyunca 28 numaralı tramvay ile Alfama sokaklarında nostaljik bir yolculuk yapabilir, Santa Justa Asansörü ve seyir terasları (Miradouros) aracılığıyla şehri kuşbakışı izleyebilirsiniz. LxFactory, Gulbenkian Müzesi, Fado Müzesi ve Oceanário de Lisboa gibi duraklar ise modern Lizbon’un sanat ve eğlence dolu yüzünü keşfetmeniz için harika fırsatlar sunuyor. Özellikle çocuklu gezginler için Lizbon Hayvanat Bahçesi veya Deprem Müzesi (QUAKE) gibi deneyim odaklı duraklar da önerilebilir.
Konaklama için tercih edilebilecek en uygun bölgeler arasında Baixa, Chiado, Alfama, Bairro Alto ve Principe Real bulunuyor. Her biri farklı atmosfer sunan bu semtler hem gezilecek yerlere yakın hem de yeme-içme ve alışveriş olanakları açısından zengin seçenekler sunuyor. Özellikle 🏨 My Story Hotel Tejo, 🏨 HF Fenix Urban ve 🏨 Eurostars Das Letras gibi oteller konforlu bir deneyim sunuyor.
Şehre ulaşım açısından Lizbon Havaalanı’ndan şehir merkezine metro, otobüs, taksi, Uber ya da özel transfer ile kolayca ulaşmak mümkün. Şehir içi gezilerde ise tramvay, füniküler, metro ve hop on hop off otobüsler sıkça tercih ediliyor. Eğer toplu taşımayı yoğun şekilde kullanacaksanız, Lisboa Card gibi kartlar sayesinde ekonomik ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.
Yeme içme konusunda Lizbon, hem yerel lezzetleri hem deniz ürünleriyle öne çıkıyor. Pastel de Nata, Bacalhau, Caldo Verde, Piri Piri Chicken ve Sardinhas gibi geleneksel tatları denemeyi unutmayın. Ancak bazı yemeklerde domuz eti kullanıldığı için içerikleri kontrol etmek önemli.
Alışveriş yapmak isteyenler için Rua Augusta, Chiado sokakları, LX Factory ve El Corte Inglés gibi noktalar öneriliyor. Ayrıca şehirden ayrılmadan önce azulejo çinileri, sardalya konserveleri, mantar çantalar ve Portekiz zeytinyağı gibi özgün ürünlerden alabilirsiniz.
Lizbon’daki en popüler aktivitelerden bazılarını yaparak çok daha keyifli bir gezi yapabilirsiniz:
- ✅ Pena Sarayı, Sintra ve Cascais gezisi
- ✅ Chiado’da Fado canlı gösterisi
- ✅ 24, 48 veya 72 saatlik Lizbon Kart
Eğer vaktiniz varsa, Lizbon’dan kısa bir tren yolculuğu ile ulaşabileceğiniz Sintra, Cascais, Cabo da Roca, Fátima ve Óbidos gibi çevre destinasyonlar da rotanıza mutlaka eklenmeli. Özellikle Sintra & Pena Palace gibi duraklar, bir günlük zaman ayırmaya fazlasıyla değer.
Kısacası Lizbon, yalnızca gezilecek yerleriyle değil; kendine özgü havası, ritmi ve dokusuyla hafızalara kazınan, yeniden gelme isteği uyandıran çok yönlü bir şehir.
Lizbon’da gezilecek yerlerle ilgili sıkça sorulan sorular

Lizbon’da mutlaka görülmesi gereken yerler nereler?
Alfama Bölgesi, Belém Kulesi, Jerónimos Manastırı, São Jorge Kalesi ve 28 numaralı tramvay hattı şehirde ilk kez gezilecek yerlerin başında geliyor.
Lizbon’da ücretsiz gezilecek yerler hangileri?
Alfama sokakları, seyir terasları (miradouros), Rua Augusta ve Santa Luzia terası gibi birçok nokta ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.
Lizbon’daki en ünlü müzeler hangileri?
Gulbenkian Müzesi, Jerónimos Manastırı, Denizcilik Müzesi, MAAT ve Fado Müzesi en çok ziyaret edilen müzeler arasında yer alıyor.
Lizbon’a ne zaman gitmeli?
Nisan–Haziran ile Eylül–Ekim arası ideal dönemler. Bu aylarda hem hava ılıman hem de kalabalık daha az oluyor.
Lizbon’da kaç gün kalmalı?
Şehir merkezi için 3 gün ideal; Sintra ve Cascais gibi çevre yerlere de zaman ayırmak isterseniz 4–5 gün önerilir.
Lizbon Havaalanı’ndan otele nasıl gidilir?
Metro, Aerobus, taksi, Uber veya özel transfer seçenekleriyle 20–30 dakika içinde şehir merkezine ulaşabilirsiniz.
Lizbon’da nerede kalınır?
Lizbon’un ideal konaklama bölgeleri Alfama, Baixa-Chiado, Bairro Alto ve Principe Real.
Çok detaylı ve çok güzel yazmışsınız. Bize güzel bir rehber olacak. Teşekkür ederiz
İlginiz için ben teşekkür ederim Hülya Hanım. Lizbon’da şimdiden keyifli vakit geçirmenizi dilerim.
Merhaba,işimiz gereği bir ayağı bu şahane ülkede olan birisi olarak anlatımınızı okurken büyük keyif aldım…ve yaşadım…hatta yarın 1 haftalığına yine gidiyorum…önemsenecek bir emek var !…kaleminize (klavyenize☺️) gönlünüze sağlık…Obrigado !
Esra Hanım ilginiz ve güzel yorumlarınız için ben teşekkür ederim. Lizbon’da tekrardan keyif dolu vakit geçirmenizi dilerim. aproveitar! 🙂
28 numaralı tren için önceden bilet almaya gerek yok, kuyrukta beklemeye de gerek yok. Ayakta binmek isterseniz hiç kuyruğa girmezsiniz . İleriki duraklarda çok kişi inip biniyor. Oturma şansınız çok. Ayrıca tren bileti tek yönlü. Dönüş için uzakta bir yerde indiriyor tekrar binmek isterseniz tekrar ücret ödüyorsunuz. Trende nakit para geçiyor. Verdiğiniz bilgiler için de teşekkürler.
Güzel katkılarınız için çok teşekkürler Süleyman Bey.
İyi bir seyahat yazısı. Teşekkürler
elinize saglık harika
İlginiz için çok teşekkürler.
Bir gezi için gerekli her detayı en ince ayrıntısına kadar hazırlayıp paylaştığınız için gerçekten çok teşekkürler. Çok büyük emek ve zaman harcamışsınız belli, emeğinize sağlık. Paylaştıklarınız, bize gezimizde rehber olacak. Nice güzel seyahatleriniz olsun.
Esra Hanım ilginiz ve güzel yorumlarınız için ben teşekkür ederim. Keyif dolu bir seyahat dilerim, sevgiler…
Portekiz seyahati düşünüyoruz. Harika bir rehber oldunuz. Sanki bir akrabamız orada da ulaşımdan restorant a her konuda elimizden tutup gezdiriyor gibisiniz. Harita şahane bir tamamlayıcı olmuş. Harikasiniz
İlginiz ve güzel yorumlarınız için çok çok teşekkür ederim 🙂 Sağlık ve seyahat dolu bir ömür geçirmenizi dilerim, sevgilerimle…
Yurt dişına gittiğim zamanlar öncelikle gezip gördümdeki yazılarınızın çıktısını alıp gitmekteyim. 1 ekimde lizbona gideceğim .Seyahat planında tekrar tekrar okunacak bir yazı yazmışsınız çok teşekkürler.
Ethem Bey ilginiz için çok teşekkür ederim. Umarım Lizbon’da çok keyifli vakit geçirmişsinizdir. Selamlar.
Lisbon’a gitmeden önce araştırma yaparken yazınıza rastladım, detaylı anlatımınız için teşekkürler..
Sayfanızı kaydettim yakından takip edeceğim yazdıklarınızı. Seyahat planında tekrar tekrar okunacak bir yazı yazmışsınız çok teşekkürler.
Detaylı açıklama için çok teşekkürler. Portekiz gezimizde faydalanacağız. Emeğinize sağlık.
Siz muhteşem bir insansınız. o kadar güzel ve detaylı bir aciklamaniz varki . bütün bu sayfanin ciktisini alıp yanımda götüreceğim. bir aksilik olmazsa nisan Ayi başları oradayım. tekrar tekrar çok teşekkürler ederim .